YEREL HABERLER - 04 Aralık 2011 Pazar 15:34

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SU ANALİZ LABORATUARLARI TÜRKAK’TAN TAM NOT ALDI

A
A
A
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SU ANALİZ LABORATUARLARI TÜRKAK’TAN TAM NOT ALDI

Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin su analiz laboratuarları Türk Akreditasyon Kurumu’ndan (TÜRKAK) tam not aldı. Laboratuarlarda bir süredir devam eden akreditasyon sürecinin son aşaması geçtiğimiz günlerde tamamlanırken, gözler belge teslim organizasyonu için TÜRKAK’a çevrildi.
Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin İçme Suyu Arıtma Tesisleri’nde faaliyet gösteren su analiz laboratuarları TÜRKAK tarafından akredite edildi. Suyla ilgili 7 ayrı deneye yönelik olarak gerçekleştirilen akreditasyon süreciyle birlikte, Büyükşehir Belediyesi’nin su analiz laboratuarlarında yapılan analizler, artık uluslararası geçerliliğe kavuşturulmuş oldu. Büyükşehir Belediyesi’nin su analiz laboratuarlarında önceki gün en son gözden geçirmeyi yapan TÜRKAK denetçileri, gerçekleştirilen idari toplantıda ise, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler’le bir araya geldiler.
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada akreditasyonun önemine dikkati çekti. Çeşitli ürün ve hizmetlerin, teknik ya da idari bakımdan gerekli yeterliklere sahip olup olmadığının çok büyük bir önem taşıdığını belirten Başkan Küçükler, Türk Akreditasyon Kurumu’nun da, söz konusu yeterlik standartlarını denetleyen resmi bir otorite olduğunu vurguladı.
BAŞKAN KÜÇÜKLER: AKREDİTASYON, ULUSAL VE ULUSLARARASI SAYGINLIK DEMEK
Büyükşehir Belediyesi İçme Suyu ve Arıtma Tesisleri’nde faaliyet gösteren su analiz laboratuarlarının akredite edilmesi için bir süre önce yapılan başvurunun ardından çok ciddi bir denetim sürecinin başladığını kaydeden Başkan Küçükler, “Laboratuarlarımızda gerçekleştirilen denetimlerin son aşaması da tamamlandı. Bilindiği üzere laboratuar akreditasyonu teknik yeterliliğin güvenilir bir göstergesi olmakla birlikte ulusal ve uluslararası düzeyde yüksek saygınlığı ifade eder. Laboratuar akreditasyonu, laboratuarların yeterliliğinin resmi olarak tanınmasını sağlar, müşteriye güvenilir deney, analiz ve kalibrasyon hizmetlerini belirleme ve seçme sürecinde kolay bir yöntem sunar” diye konuştu.
Büyükşehir Belediyesi’ne ait su laboratuarlarının da, bu çerçevede TÜRKAK denetçilerinden tam not aldığını vurgulayan Küçükler, “Akreditasyon süreci tamamlandı, denetlemeler sona erdi. Bundan sonraki süreç, laboratuarlarımızda akredite edilen suyla ilgili 7 ayrı deney için akreditasyon belgesi düzenlenmesi olacak.” şeklinde konuştu.
“BÖLGEDE AKREDİTE EDİLMİŞ BİR TEK BELEDİYE LABORATUARI YOK”
Akredite edilmesiyle birlikte Büyükşehir Belediyesi’ne ait analiz laboratuarlarının artık uluslararası standartlara kavuşturulduğunu dile getiren Başkan Küçükler, “Bölgemizde şu anda Büyükşehir Belediyemiz dışında akredite edilmiş laboratuara sahip bir tek belediye yok. Bu nedenle laboratuarlarımız bölgeden gelen taleplere de cevap verebilir bir nitelikte. Bununla beraber Erzurum’da bizim yapacağımız analizler, artık uluslararası geçerliliğe sahip olacak” ifadelerini kullandı.
Sürecin başarılı bir şekilde tamamlanmasından dolayı laboratuar yöneticileri ve çalışanlarına da teşekkür eden Başkan Küçükler, “Akreditasyon belgemizi aldıktan sonra mutluluğumuz katlanarak artmış olacak” dedi.
TÜRKAK DENETÇİLERİ:
Öte yandan ESKİ Genel Müdürü Remzi Ertek ve daire başkanlarının da katılımıyla gerçekleştirilen idari toplantıda TÜRKAK denetçileri de görüş belirtti. Büyükşehir Belediyesi’ne ait su analiz laboratuarlarının kelimenin tam anlamıyla yüksek donanıma sahip olduğuna vurgu yapan denetçiler, “Denetleme sürecinde şunu gördük: Erzurum Büyükşehir Belediyesi laboratuarlarında görev yapan arkadaşlar, uluslararası yeterliliğe sıradan bir gözle bakmıyorlar. Onlar gerçekten yaptıkları işin hakkını fazlasıyla veriyorlar. Erzurum programımız, geçirdiğimiz en süratli ve en sağlıklı denetim süreciydi diyebiliriz” şeklinde konuştular.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Uzmanlar uyarıyor, estetikte ‘Yapay zeka’ etkisi: "Telefonlarıyla yaptıkları değişiklikleri bizden bekliyorlar" Yapay zeka günümüzde birçok alanda kullanılırken uzmanlar, kişilerin estetik işlemlerdeki beklentilerini de etkilediği belirterek "Son dönemde kişiler yapay zekayla, telefonlarıyla ve bilgisayar ortamında yaptıkları yüz, burun, vücut değişikliklerinin aynısını ‘Hocam yüzümün şeklini bu hale getirir misiniz?’ diyerek bizden bekler oldu. Çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığımızı düşünüyorum. Yapay zekayla oluşturulan gerçeklik dışı görüntüler ileride hayal kırıklıklarına, büyük ruhsal depresyonlara yol açabilir. Gerçeklik dışı beklentiler ortaya çıkıyor. Umarım bu uyarımıza insanlar dikkat eder" dedi. Yapay zeka günümüzde birçok alanda kendine yer bulurken uzmanlar, estetik beklentilerde yapay zeka etkisine ilişkin konuştu. İstinye Üniversitesi (İSÜ) Medical Park Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yakup Çil ve Medipol Bahçelievler Üniversite Hastanesi Doç. Dr. Burak Özkan, yapay zekayı kullanarak uygulamalarda kendilerine çeşitli estetik işlemleri kısa sürelerde yapan kişilerin bu beklentilerle kendilerine başvurduğunu aktardı. Taleplerde sosyal medyanın da etkili olduğunu söyleyen uzmanlar, önemli uyarılarda bulundu. "Hayali, gerçeklik dışı beklentiler ortaya çıkıyor" Hastalarının taleplerine ilişkin konuşan Prof. Dr. Yakup Çil, "Son dönemde yapay zekayla kendi yüzünde, vücudunda değişiklikler yaptırıp ‘Hocam dudağımı böyle yapar mısınız, yüzümün şeklini bu hale getirir misiniz?’ diye talepler meydana gelmeye başladı. Çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığımızı düşünüyorum çünkü yapay zekayla oluşturulan gerçeklik dışı görüntüler ileride hayal kırıklıklarına, büyük ruhsal depresyonlara, sorunlara yol açabilir. Yapay zekayla insanlar yüzünün ve vücudunun şeklini hemen değiştiriyorlar. Bize geldikten sonra özellikle meme ameliyatında yapay zekayla oluşturulmuş bir görüntü, ‘Hocam 10 gün sonra memem bu hale gelir mi?’ diye bana soruyorlar. ‘Hocam yeni yıla bu burunla girebilecek miyim’ diye hayali, gerçeklik dışı beklentiler ortaya çıkıyor. Yapay zekanın son dönemde özellikle estetikte çok fazla kafa karışıklığına neden olduğunu görmekteyim çünkü eskiden ünlü insanların fotoğraflarıyla gelip ‘Burnumu şu mankene, şu Hollywood yıldızına benzetir misiniz?’ diyen insanlar şimdi kendi gelişmiş telefonlarıyla ve bilgisayar ortamında yaptıkları yüz, burun, vücut değişikliklerinin aynısını bizden bekler oldu. Bu gerçeklikle alakası olmayan bir durum. Umarım bu uyarımıza insanlar dikkat eder ve bu sıkıntıya girmezler. Özellikle sosyal medyada çok aktif gezinen 20-30 yaş grubu genç grupta çok fazla karşıma çıkıyor" dedi. "Anlık değişimlerin saatler sürecek ameliyatlar olduğunu ya da mümkün olmadığını söylememiz gerekiyor" ’Yapay zeka şu anda hepimizin hayatına çok iyi bir şekilde girmiş durumda’ diyerek sözlerine başlayan Doç. Dr. Burak Özkan, "Cerrahlar olarak ameliyatların planlanması, yaptığımız ya da yapmayı düşündüğümüz değişikliklerin öngörülebilir sonuçlarını mantıklı zeminde planlama açısından kullanıyoruz. Kemikte bir oynama yapacaksak görüntüye nasıl etki edeceğini, bir meme estetiği yapacaksak implantın ne kadar bir büyüklüğe sahip olacağını, burun estetiğinde yapacağımız manevraların nasıl bir değişimi olacağını öngörebiliyoruz. Bunu hastalarla paylaşıp cerrahi planlamayı, beklentilerin gerçekle örtüşüp örtüşmediğini istişare ederek karar veriyoruz. Hastalar artık günümüzde yapay zeka programlarını telefonlarına indiriyor. Kendi yüz ya da bedenlerinde istedikleri gibi parmaklarıyla kaydırarak değişimi hızlı bir şekilde gördüklerini zannediyorlar. Bazen de bu tarz değişiklerin tarafımızdan yapılıp yapılamayacağını merak ediyorlar. Hastanede uyguladığımız yapay zeka programları; birçok hastanın datasından faydalanılarak oluşturulmuş, hastanın tedavisinde yol gösterici programlar. Bu güzellik uygulamaları, application’lar olsun, her zaman tıbbi neticesi olacak ya da öngörülebilecek sonuçları göstermiyor. Hastaların yanılmasına neden oluyorlar. Bu programların yaptığı anlık, saniyelik değişimlerin belki saatler sürecek ameliyatlar olduğunu ya da mümkün olmadığını söylememiz gerekiyor. İnsan bedeni üzerinde birçok değişken var. Bazen öngöremediğimiz şeyler de olabiliyor. Kişinin iç hastalıkları, kullandığı ilaçlar, genetik yatkınlıkları olabilir, her şey iyileşme sürecinde etkili ve yapay zeka bunu hala günümüzde öngöremiyor" şeklinde konuştu. "Bilgisayar programlarıyla yumuşak doku yönetilemez" Sözlerini sürdüren Doç. Dr. Özkan, "Topluma yön veren ya da magazinde çok, güzel gördükleri bir ünlünün burnunu, çenesini, yüzünü gösterip ‘Bunu yapabilir miyiz’ diyorlardı. Artık yapay zeka programlarıyla biraz daha kendileri, benzemek istedikleri kişilere kendilerini benzetmeye çalışıyorlar. Burunlarını kısıyorlar, ediyorlar derken aslında olmayacak bir şeyi oldurmaya çalışıyorlar. Bilgisayar programlarıyla yumuşak doku yönetilemez. Bu beklentilerin gerçek olmadığını kendilerine kibarca söylüyoruz. Sosyal medya maalesef günümüz estetik trendlerinin hızlıca yayılmasına, herkes tarafından görülmesine ve estetik yaş aralığının git gide geriye gelmesine sebep olan bir durum doğurdu. Kişiden kişiye değişen bir iyileşme süreci var. Uygunsuz uygulamanın kulaktan kulağa yayılması gerçekten önemli bir sağlık sorunu da oluşturabilir. Plastik cerrah ya da dermatolog dışında bu tarz uygulamaları yaptırmamaları gerekiyor. Yapay zeka daha çok hayatımıza girecek ameliyat planlarımızda daha da faydalı olacak ama sonuçta ameliyatı yapan kişi gerçek cerrah ve olan kişi de gerçek bir hasta. Kişilerin biraz daha sağduyulu gerçekle bağdaşan beklentilerinin olması çok önemli" dedi.
İzmir Ege Üniversitesi, altı farklı alanda Türkiye birincisi oldu Ege Üniversitesi, YÖK tarafından yayınlanan Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu 2025 sonuçlarına göre 6 farklı alanda büyük bir performans göstererek Türkiye birincisi oldu. Yükseköğretim Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu 2025 yayınlandı. 67 gösterge doğrultusunda hazırlanan rapor; eğitim ve öğretim, araştırma-geliştirme, uluslararasılaşma, sürdürülebilirlik ve topluma hizmet başlıklarında üniversitelere ilişkin kapsamlı bir değerlendirme sundu. Ege Üniversitesi, raporda 6 farklı ana başlıkta Türkiye birincisi oldu. Bu başarıyla EÜ, "Proje Lideri Üniversite" konumunu perçinledi. Ege özellikle; Araştırma-Geliştirme ve Topluma Hizmet alanlarında büyük bir ilerleme gösterdi. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Alcı, "Üniversitemiz YÖK 2025 Genel Raporunda Türkiye genelinde büyük bir başarıya imza attı. 6 alanda farklı ana başlıkta Türkiye birincisi oldu. Rapor bize başarılı olduğumuz yanlarımızı sunduğu kadar, geliştirmeye açık yönlerimizi de ortaya koyuyor. EÜ ailesi olarak raporu ayrıntılarıyla analiz edip, yol haritamızı ve stratejik hedeflerimizi belirleyeceğiz. Üniversitemizin hedefleri doğrultusunda, öğrencilerimiz, akademik ve idari çalışanlarımızla kenetlenerek tüm ana ve alt başlıklarda daha yukarı bir ivme göstermek için aralıksız çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Üniversitemizin bu başarısında emeği bulunan kurum içi ve kurum dışı tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum" diye konuştu. Proje sayısı ve sosyal sorumluluk alanlarında lider üniversite Yükseköğretim Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu 2025’e göre Ege Üniversitesi; TÜBİTAK Ar-Ge, Teknoloji ve Yenilik Proje Sayısı, Ulusal Kurum ve Kuruluşlar Destekli Ar-Ge Proje Sayısı, BİDEB Kapsamında Alınan Destek, Üniversite Tarafından Yürütülen Sosyal Sorumluluk Projeleri, Öğrenciler Tarafından Yürütülen Sosyal Sorumluluk Projeleri ile Dezavantajlı Gruplara Yönelik Düzenlenen Faaliyet Sayısı alanlarında Türkiye birinciliğini elde etti. EÜ ayrıca; Sanayi ile Ortak Yürütülen Ulusal Ar-Ge Projesi Sayısı, Değişim Programları ile Gelen Öğretim Elemanı Sayısı, Akredite Lisans Programı Sayısı, Değişim Programları ile Gelen Öğrenci Sayısı alanlarında ise ikinci oldu. Raporun "Ek Göstergeler" bölümünde yer alan kategorilerde ise Ege Üniversitesi; Kariyer Merkezi Tarafından Gerçekleştirilen Faaliyet Sayısı alanında Türkiye birincisi, Sürdürülebilirlik Faaliyet Sayısı alanında ise üçüncü oldu. Ege Üniversitesi, raporda yer alan 30 alanda ilk 20 üniversite arasına girmeyi başardı.