GENEL - 04 Ocak 2012 Çarşamba 22:09

BOSTAN: "SOSYAL DEVLET YOK EDİLİYOR"

A
A
A
BOSTAN: "SOSYAL DEVLET YOK EDİLİYOR"

Türkiye Kamu-Sen İstanbul İl Başkanı M. Hanefi Bostan, "Genel Sağlık Sigortası kapsamında 35 TL ile 212 TL arasında prim ödeme zorunluluğu var" dedi.
Bostan yaptığı açıklamada, "Genel Sağlık Sigortası 1 Ocak 2012 itibarı ile başladı. Bundan sonra 18 yaşın üzerindeki herkesten sağlık sigortası primi kesilecek. Eğer 18 yaşın üzerindeki kişi lisede öğrenim görüyorsa 20; üniversite eğitimi alıyorsa 25 yaşına kadar primleri devlet tarafından karşılanacak. Ancak bu kişi öğrenim görmüyorsa o zaman sağlık sigortası primi ödeyerek hastanelerden sağlık hizmeti almak zorunda kalacak. Buna göre önce 18 yaşın üzerindeki kişinin yaşadığı ailenin aylık toplam
gelirine bakılacak; ailenin toplam geliri, ailedeki fert sayısına bölünerek kişi başına düşen aylık gelir bulunacak. Ailede birey başına düşen aylık gelir, brüt asgari ücretin üçte birinden fazla ise 18 yaşından büyük her birey için Genel Sağlık Sigortası Primi ödenecek" diye ifade etti.
Gelir testinin yapılabilmesi için başvuru yapılması gerektiğine dikkat çeken Bostan, "Bu aşamada 1 ay içinde çocuğunuzun, bulunduğunuz bölgedeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na gelir testi yapılması için başvuruda bulunması gerekiyor. Aksi taktirde, tescil işlemi resen yapılacak ve çocuğunuz adına her ay brüt asgari ücretin %12’si kadar, yani Ocak 2012 itibarı ile 106,38 TL Genel Sağlık Sigortası Primi ödemek zorunda kalacaksınız" dedi.
Bostan, "Gelir tespiti yapılması için başvuracak kişiler, gelir tespitine esas teşkil edecek göstergeleri içeren başvuru formu ile müracaat edecekler. Ancak, başvuru işleminin kanunî temsilciler tarafından yapılması hâlinde mahkemeden alınmış karar örneği, vekil tarafından başvuru yapılması hâlinde vekâletname örneği başvuru formuna eklenecek. Aynı aileden birden fazla kişinin gelir testine tâbi tutulacak kişi olması hâlinde aynı form ile başvuru yapılacak. Başvuru, kişinin Adrese Dayalı Nüfus Kayıt
Sisteminde kayıtlı ikametgâhının bulunduğu il veya ilçe idarî sınırları içerisindeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na yapılacak" şeklinde ifade kullandı.
Bostan, "Başvuru formunda beyan edilen bilgiler doğrultusunda, yapılan gelir testi sonucunu doğrulamak amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca belirlenen esaslar çerçevesinde, vakıf personeli tarafından tanıtıcı kimlik belgesi gösterilmek suretiyle hane ziyareti bilgi formuyla, başvuruda bulunanların ikametgâhlarına gidilerek hane ziyaretleri gerçekleştirilecek. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nca yapılacak gelir testinde ailenizde kişi başına düşen aylık geliriniz tescil edilecek ve Genel
Sağlık Sigortası primi ödeyip ödemeyeceğiniz; ödeyecekseniz bu primin tutarı belirlenecek" dedi.
18 yaş altındakiler için prim mükellefiyetinin bulunmadığını belirten Bostan, "Öncelikle belirtmek isteriz ki, çalışan bir kişinin eşi, yaşına bakılmaksızın malûl olduğu tespit edilen ve evli olmayan çocukları ile 18 yaşını doldurmamış çocukları (çocukların eğitim görmeleri durumunda lise için en fazla 20, üniversite için en fazla 25 yaşına kadar) Genel Sağlık Sigortası kapsamında prim ödemekle yükümlü değil. Bunun dışında 18 yaşını doldurmuş, eğitim görmeyen ve çalışmayan tüm çocuklar Genel Sağlık
Sigortası’na prim ödemek zorunda" diye ifade etti.
Bostan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"2012 yılının ilk altı ayı için brüt asgari ücret 886,5 TL olarak belirlendi. Örneğin, kişi başına aylık geliri asgari ücretin üçte birinden az olanlar Genel Sağlık Sigortası primi ödemeyecekler (886,5x1/3=295,5 TL). Aylık geliri kişi başına bugün için 295,5 TL’nin altında olanlar yeşil kart alarak sağlık yardımı almaya devam edecekler. Bu kişilerin primleri devlet tarafından ödenecektir. Ancak eğer aylık toplam geliriniz 887 TL ise bu durumda ailenizde (üç kişilik bir aileyi baz alacak olursak) kişi
başına düşen gelir, brüt asgari ücretin üçte birinden fazla olduğu için artık çocuğunuzun hastanede sağlık hizmeti alabilmesi için sağlık sigortası primi ödemesi zorunlu hale gelmiş bulunuyor. Kişi başına geliri brüt asgari ücretin üçte birinden fazla olanların gelirlerini ise valilikler veya kaymakamlıklar tespit edip Sosyal Güvenlik Kurumuna gönderecekler. Aylık geliri asgari ücretin üçte biri ile asgari ücret arasında olanlar ise aylık 35,46 TL Genel Sağlık Sigortası primi ödeyerek sağlık yardımı
alabilirler. (Hesaplamada önce asgari ücretin üçte biri alınır ve Genel Sağlık Sigortası primi olan yüzde 12’si Genel Sağlık Sigortası primi olarak ödenir: 886,5 / 3 = 295,5 x % 12 = 35,46 TL). Kişisel aylık geliri asgari ücret ile asgari ücretin iki katı arasında olanlar ise 106,38 TL Genel Sağlık Sigortası primi öderler. (Hesaplama şu şekilde yapılmaktadır: Asgari ücretin yüzde 12’si Genel Sağlık Sigortası primi olarak hesaplanır. Yani 886,5 x %12 = 106,38 TL). İkinci yol ise kişilerin gelir testine
girmeden doğrudan asgari ücretin iki katı üzerinden Genel Sağlık Sigortası primi ödemek istemeleri halinde, 212,76 TL ödeyerek Genel Sağlık Sigortalısı olabilirler. (Hesaplama şu şekilde yapılır: 886,5 x 2 = 1.773 TL x % 12 = 212,76 TL). Ailenizde bu durumda bulunan çocuk sayısı kadar Genel Sağlık Sigortası primi ödeme zorunluluğu bulunuyor. Genel Sağlık Sigortalısı olmak zorunlu olduğu için, bu ödemelerden kaçınmanız veya Genel sağlık Sigortası dışına çıkmanız da mümkün değil."
Uygulamaya ilişkin sorulara da değinen Bostan, "Genel Sağlık Sigortasının zorunlu olması ile birlikte en büyük karışıklık 18 yaş üstü kız çocuklarının anne ve babalarının sağlık sigortasından yararlanıp yararlanamayacağı, buna bağlı olarak da "Genel Sağlık Sigortası yaptırmak zorundalar mı?" sorusu üzerinde yaşanıyor. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe girmesi ile birlikte okuyorlarsa 25 yaşını, okumuyorlarsa 18 yaşını dolduran kız ve erkek
çocuklarının ailesi üzerinden sağlık yardımı almasının önüne geçilmiş ve en fazla bu yaş sınırlarına kadar sağlık hizmeti verilmesi öngörülmüştü. Mart 2011 Tarihinde TBMM de k5 belirtmek isteriz ki, çalışan bir kişinin eşi, yaşı kabul edilen 6111 Sayılı Torba Kanun ile 5510 Sayılı Kanun’un geçici 12’nci maddesine ilave yapılarak 1 Ekim 2008 öncesinde anne ve babaları üzerinden sağlık yardımı almakta iken çalışmaya başladığı veya evlendiği için sağlık yardımı kesilen kız çocuklarının işten ayrılması ya da
boşanarak aile yanına dönmesi halinde yeniden sağlık yardımından yararlanma hakkı getirilmiştir" dedi.
Bostan, "Kız çocuklarının Genel Sağlık Sigortası ile ilgili olarak önemli olan tarih 1 Ekim 2008’dir. Şayet bu tarihten önce kız çocuğu anne ve babasının sağlık sigortasından yararlanmış, çalışmaya başladığı veya evlendiği için sağlık yardımı kesilmiş ise bugün bu kız çocukları çalışmıyor veya eşinden ayrılmış ise anne ve babasının sağlık sigortasından yararlanabilecektir. Bu nedenle genel sağlık sigortası primi ödemesi gerekmemektedir. 1 Ekim 2008 tarihinden sonra anne ve babanın sağlık sigortasından
yararlanmaya başlayan kız çocukları ise okuyorlarsa 25 okumuyorlarsa 18 yaşına kadar bu haktan yararlanabilecekler. Bu yaş üstünde ki kız ve erkek çocukları Genel Sağlık Sigortası primlerini ödemek zorundalar" diye konuştu.
"Sosyal Devlet yok ediliyor. Seyirci kalmayalım!" diyen Bostan, "Yıllardır uygulanan yanlış politikaların bedelinin yine memurlara, dar ve sabit gelirlilere ödetilmektedir. Türkiye Kamu-Sen olarak 5510 sayılı Kanunun yasalaşma sürecinde, raporlarla anlatmaya çalıştığımız, kitapçıklar dağıtarak uyardığımız, son derece yoğun tepkilerle, protesto gösterileriyle, iş bırakma ve iş yavaşlatma eylemleriyle dile getirdiğimiz çekinceler bir bir hayata geçiriliyor. Bu süreçte emeklilik yaşı kademeli olarak 65’e
çıkarıldı. İşçilerde emekli aylığına hak kazanmak için prim ödeme gün sayısı 7200’e çıkarıldı. Emekli aylığı bağlama oranları %3’ten kademeli olarak %2’ye kadar düşürülüyor. Dolayısı ile emekli maaşları da azalıyor. Emekli aylığının alt sınırı asgari ücretin üçte birine kadar düşürüldü. Fiili hizmet zammından faydalanan birçok çalışanın bu hakkı ellerinden alındı. Hastanelerde muayenelerden katkı payı alınması uygulamasına geçildi. Hastanelerde yazılan her reçeteden 3 TL katkı payı alınmaya başlandı.
Şimdi Aile Hekimliklerinde yazılan reçetelerden de 3 TL alınıyor. Bir reçeteye 3 kutudan fazla ilaç yazılması durumunda, fazladan yazılan her kutu ilaç için 1 TL ilave katkı payı alınması uygulamasına geçildi. Son olarak da çocuklar için aylık 35,46 TL ile 212,76 TL arasında değişen tutarlarda Genel Sağlık Sigortası Primi ödenmesi zorunluluğu uygulamaya konuldu" şeklinde ifade etti.
Türkiye Kamu Sen İstanbul İl Başkanı Bostan, "Yıllar boyunca verdiğimiz mücadelede vatandaşlarımızı kendilerini bekleyen tehlikelere karşı duyarlı olmaya çağırdık. Kazanılmış haklarımızın elimizden alınmaya çalışıldığını, sosyal devlet ilkesinin yok edildiğini belirttik. Ancak yapılan karalama kampanyaları, bazı yandaş sendika ve konfederasyonların toplumumuzu yanlış yönlendirmesi ve bazı kesimlerin duyarsızlığı sonucunda bu uygulamalar hayat buldu. Yapılan eylemler, bu uğurda verilen çabalar kısa
zamanda unutuluyor. Haksız uygulamalara karşiı duyarsızlığın maliyeti ise son derece yüksek oluyor5 belirtmek isteriz ki, çalışan bir kişinin eşi, yaşı. Aylık geliri yalnızca 900 TL olan, kirada oturan, iki-üç vasıtayla işe gidip gelen bir baba 19 yaşındaki işsiz çocuğunun yükü yanında bir de her ay 35,46 TL; yıllık 425,52 TL Genel Sağlık Sigortası primi ödemek zorunda bırakıldı. 1500 TL maaş alan bir memur için de aynı durum söz konusu. Üstelik bu durumda kaç çocuğu varsa hepsi için ayrı ayrı prim
ödeyecek; masrafları katlanacak" dedi.
Bostan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi ise çalışanların iş güvencelerinin yok edilmesi ve esnek istihdam uygulaması ile gün içinde belli saatlerde işçi çalıştırma ve çalıştırdığı saat başına para ödeme uygulaması tehlikesi bulunuyor. Bununla da yetinilmiyor ve çalışanların kıdem tazminatları ve emekli ikramiyeleri de kaldırılmak isteniyor. Türkiye Kamu-Sen olarak uyarıyoruz. Önümüzde son derece zorlu bir süreç var. Türkiye’nin ekonomik dengelerini alt üst edenler, acı reçeteyi sürekli memur, işçi, çiftçi, emekli, dul, yetim, küçük
esnaf ve işsizler gibi dar ve sabit gelirlilere çıkartıyor. Bizler sonuna kadar bu tür uygulamaların karşısında olmaya ve bütün azmimizle haksızlıklara, hak gasplarına ve kazanılmış haklarımızın elimizden alınmasına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Başarı, siz değerli kamu çalışanları ve vatandaşlarımızın durduğu yere ve verdiği desteğe göre şekillenecektir."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir