GENEL - 08 Ocak 2012 Pazar 17:41

TBMM ESKİ BAŞKANI KARABÜK MİLLETVEKİLİ MEHMET ALİ ŞAHİN:

A
A
A
TBMM ESKİ BAŞKANI KARABÜK MİLLETVEKİLİ MEHMET ALİ ŞAHİN:

AK Parti Ovacık İlçe Başkanlığı 4. Olağan Genel Kurulu yapıldı.
Halk Eğitim Merkezi toplantı salonunda yapılan kongreye; TBMM eski Başkanı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, Milletvekili Osman Kahveci, İl Başkanı Ömer Ayar, İl Genel Meclis Başkanı Hüsnü Özcan, Ovacık Belediye Başkanı Hüseyin Denli ve diğer ilçe başkanları katıldı. Kongrede bir konuşma yapan TBMM eski Başkanı ve AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, Genel Kurmay eski Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un tutuklanmasını şöyle yorumladı: "Artık 10 yılda bir yönetime el konulan dönemler
geride kalmıştır. Ben bundan en fazla da gerçek vatansever, bu ülkeye hizmet etmek amacında olan TSK mensuplarının mutluluk duyacağına inanıyorum."
"Geçmişte ihtilaller yaşanmasaydı Türkiye bambaşka bir ülke olurdu diyen Şahin, şu ifadeleri kullandı: "Daha fazla hizmetin konuşulması gereken günlerde ülkenin birinci gündem maddesi eski Genel Kurmay Başkanının tutuklanması. Biz bu ülkenin erkekleri olarak askerliği bir vatan borcu, namus borcu olarak görürüz. Her Türk genci zamanı geldiğinde bu kutsal görevi seve seve yerine getirir, vatanı müdafaa etmesi gerektiğinde de savaşmayı, bu vatan için canını seve seve vererek şehit olmayı en büyük görev
bilir. Biz o komutanlarımızın emriyle cephede şehit düşmeyi şeref bilen insanlarız. Komutanlarımız bizim için son derece değerlidir. Ben bir Türk vatandaşı olarak bir komutanımızın, bir paşamızın bir suç isnat edilerek tutuklanmasının beni mutlu etmediğini, üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum."
Dağlıca saldırısına değinen Şahin, şunları söyledi: "Adalet Bakanı idim, Dağlıca’da 13 şehit vermiştim, 8 askerimizi de bölücü terör örgütü kaçırmıştı. Ankara’da gazeteciler bir açılışta bana ne düşündüğümü sordular ve o gün şunu söyledim; ’Bir Türk askerinin bir terör örgütünün eline esir düşmesini asla düşünmek istemezdim anlamına gelen bir ifade kullandım. Benim bu ifadem tüm televizyonlarda hemen birinci haber olarak yer aldı ve ertesi gün sabah beni dönemin Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt Paşa
aradı. Sayın Bakanım açıklamanızdan üzüntü duyduk’ dedi. Bende kendisine paşam hiç üzüntü duymayın, ben bir Türk askerinin, dünyanın en büyük ordularından birinin askerinin bir çapulcu heyetine sekiz askerini esir vermesini bir türlü hazmedemedim ve o nedenle bu tepkiyi verdim, yoksa bu asker bizim askerimizdir, bu ordu bizim ordumuzdur. Türk Silahlı Kuvvetleri milletimizin gözbebeğidir. Bu duruma düşmesini istemediğim için, buna bir tepki olarak bu sözleri kullandım dedim."
Başbuğ’un bir soruşturma nedeniyle tutuklanmasının anlayışla karşılanması gerektiğini savunan Mehmet Ali Şahin, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Şimdi şöyle söyleniyor; ya Türk Silahlı Kuvvetleri, koskoca paşalar böyle ihtilal planları filan hazırlar mı? Böyle bir şey olabilir mi? İlker Paşa basına yansıdığı kadarıyla ’hükümeti düşürme planımız olsaydı başka yöntemler denerdik, niye internet siteleri kuralım’ diyor. Yakın tarihimizde 27 Mayıs 1960’lar olmasaydı, Adnan Menderes’ler, Fatin Rüştü Zorlu’lar,
Hasan Polatkan’lar askeri ihtilal sonucunda idam sehpasına götürülmemiş olsaydı, böyle bir olayı Türkiye yaşamamış olsaydı, evet doğru söylüyorsunuz derdim. Türk Silahlı Kuvvetleri 1971’de tek başına iktidar olan Adalet Partisine ve Süleyman Demirel’e çekil ben teknokratlar hükümeti kuracağım demedi mi?"
GAZETE KÜPÜRLÜ DESTEK
AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, konuşmasına gazete manşetleriyle devam etti. Hürriyet Gazetesi’nin 12 Eylül 1980 tarihli sayısı ile kürsüye çıkan Şahin, askeri yönetimin kararlarını gazeteden teker teker okudu. "Bunlar oldu da ne oldu, Türkiye 20 yıl geriye gitti" diyen Şahin, her ihtilalin ülkeyi 10-20 yıl arası geriye götürdüğünü söyledi. Türkiye’de güvenin sarsıldığını, demokrasinin yok olduğunu anlatan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Halkın iradesinin, oyunun hiçbir önemi yok.
Elinde silahı bulunanlar halkın seçtiklerini alaşağı edip yönetime kendileri geliyorlardı. Türkiye böyle bir ülkeydi. Türkiye’ye yatırım filan yaparsanız zarara uğrayabilirsiniz demekti bunun adı. Türkiye böyle bir ülkeydi,yerli de yabancı da bu ülkeye yatırım yapmadı, eğer bu ihtilaller olmasaydı Türkiye bugün başka bir ülke olurdu."
Mehmet Ali Şahin açıklamasının sonunda ise, eline bu kez Radikal Gazetesinin 4 Ocak 2012 tarihli sayısını eline alarak "Yargı Darbeye El Koydu" manşetini okuyarak, "Biri 12 Eylül’de Ordu Yönetime El Koydu, diğeri ise 4 Ocak 2012’de Yargı Darbeye el koydu, işte yeni Türkiye bu, işte AK Parti iktidarında Türkiye’nin geldiği nokta budur. AK Parti iktidar oldu da ne oldu, işte bu oldu. Artık Türkiye daha demokratik, dışarıda daha fazla güven duyulan bir ülkedir. Bu ülkede artık bir tek irade vardır o da
milletin iradesidir."
Millet ne derse o olacağını anlatan Şahin, şunları söyledi: "Millet kimi isterse o gelecektir, kimi istemezse de sandıkta millet gönderecektir. AK Parti en büyük hizmeti demokrasiye yapmıştır ve artık 10 yılda bir yönetime el konulan dönemler geride kalmıştır. Ben bundan en fazla da gerçek vatansever, bu ülkeye hizmet etmek amacında olan TSK mensuplarının mutluluk duyacağına inanıyorum. Şimdi, hükümetiyle, parlamentosuyla uyum halinde çalışan bir kuvvet kademesi iş başındadır. Genel Kurmay Başkanımız,
kuvvet komutanlarımız, demokrasiye bağlı, millet iradesine saygılı, sadece Anayasa çerçevesinde hareket eden bir TSK yönetimi iş başındadır. Bu Türkiye içinde bir şanstır."
AK Parti Karabük Milletvekili Osman Kahveci ise, Cumhuriyet tarihinde iki Genel Kurmay Başkanının tutuklandığını belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Bunlardan biri Demokrat Parti döneminde Rüştü Erdelhun, kendisi ihtilale karşı çıktığı için tutuklanıyor ve müebbet hapse mahkum ediliyor. Bir diğeri ise ihtilal yapma hazırlığında olduğu için tutuklanıyor. Artık görüldü ki kimse dokunulmaz değil. Adalet önünde herkes eşit, dokunulmazlıklar süreci bitti. Herkese dokunulabiliyor, bu da demokrasinin ve
Türkiye’nin bne söyleniyor; ya Türk Silahlir hukuk devleti olduğunun en güzel örneğidir. Artık Türkiye’de demokrasiye müdahaleler tarih olacak."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde önemli ’afet’ projesi Kastamonu Üniversitesi’nde hayata geçirilen proje çerçevesinde farklı üniversitelerden gelen 20 kursiyere ’afetlerde tedarik zinciri’ konusunda eğitim verildi. Kastamonu Üniversitesi’nde TÜBİTAK 2237-A Bilimsel Eğitim Etkinlikleri Desteği Programı çerçevesinde desteklenen “Tedarik Zincirinin Hayati Boyutu: İnsani Yardım Lojistiği” projesi tamamlandı. Proje yürütücülüğünü Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erol Tekin’in yaptığı ve BİDEB 2237-A Bilimsel Eğitim Etkinlikleri Destekleme Programı tarafından desteklenen “Tedarik Zincirinin Hayati Boyutu: İnsani Yardım Lojistiği” projesi çerçevesinde eğitimler düzenlendi. 15-18 Nisan tarihleri arasında Kastamonu Üniversitesi’nde düzenlenen eğitimlerde Kastamonu Üniversitesi, Bartın Üniversitesi, Başkent Üniversitesi ve Maltepe Üniversitesi’nin yanı sıra AFAD ve Sosyal Yardımlaşma Vakfından katılım gösteren 12 uzman tarafından dersler verildi. Eğitimlere farklı üniversitelerden katılan 20 kursiyer, 3 gün boyunca insani yardım kuruluşları, insani yardımın önemi, tedarik zinciri yönetimi, coğrafi bilgi sistemleri, insani yardım konusunda dijitalleşme ve insani yardımlarda lojistiğin önemi ve lojistiğin rolü ile ilgili konularda teorik dersler aldı. Proje çerçevesinde çerçevesinde bilimsel araştırma fikri geliştirme ve etkili sunum derslerine de yer verildi. 1 gün boyunca insani yardımlarda tedarik zinciri ve lojistik faaliyetler üzerine yaklaşımlar geliştirmeye yönelik araştırma konusu belirlenmesi için uygulamalar gerçekleştirildi. Gruplar halinde çalışan kursiyerler oluşturdukları araştırma fikirlerini jüri üyelerine sundu. Etkinlik sayesinde farklı üniversitelerden katılım gösteren katılımcıların başta afetler olmak üzere insani yardımlarda tedarik zinciri yönetimi ve lojistik konularında farkındalıklarının artırılması sağlandı. Türkiye’nin doğa kaynaklı afetlerde insani yardımların ulaştırılmasında lojistiğin önemi üzerinde durulurken, Maltepe Üniversitesi öğretim üyesi ve LODER Lojistik Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş tarafından lojistiğin geleceğine ve lojistik sektöründe kariyer imkanlarına yönelik lisans öğrencilerine de bilgilendirme sunumu yapıldı. Eğitimler, kursiyer sunumları ve katılım belgelerinin kursiyerlere takdimi ile sona erdi. Etkinliğe katılan tüm kursiyerler ise Kastamonu Üniversitesi’ne misafirperverlikleri için teşekkür etti.
Bitlis Bitlis’te bir yılda 522 kilo atık pil toplandı BİTLİS (İHA) – Bitlis il merkezi ve ilçelerinde düzenlenen "Geleneksel Okullar Arası Atık Pil Toplama Yarışması"nda 522 kilogram atık pil toplandı. 14 yıldır Bitlis Katı Atık Birliği (Bİ-KA) ve Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) tarafından düzenlenen "Geleneksel Okullar Arası Atık Pil Toplama Yarışması" ödülleri sahiplerini buldu. Pillerin neden olduğu çevre kirliliğini en aza indirmek ve doğaya gelişigüzel atılan pillerin neden olduğu ciddi tehlikeleri önlemek amacıyla yürütülen kampanya ile hem çevreye katkı sağlanıyor hem de çocuklara çevre bilinci aşılanıyor. Bu yarışma ile düzenli olarak il merkezi ve ilçedeki okullara dağıtılan atık pil toplama kutularına öğrenci ve öğretmenler topladıkları pilleri atarak çevreye büyük katkı sağlıyor. 14 yıldır her sene düzenli olarak yapılan yarışmada dereceye giren okul ve öğrenciler ise Bitlis Katı Atık Birliği (Bİ-KA) ve Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) tarafından ödüllendiriliyor. Öğrencilerin bir yılda 522 kilo atık pil topladıklarını söyleyen Bİ-KA Teknik Personeli Yunus Gözeten, "Bitlis Katı Atık Birliği (Bİ-KA) olarak yaklaşık 14 yıldır atık pil yarışması düzenliyoruz. İl merkezi ve ilçe bazında 220 okulda yarışmayı yaptık. Yarışma sonucunda kazanan okullarımıza çeşitli hediyeler veriyoruz. Toplanılan atık pilleri de okullardan alıp Kocaeli’nde bulunan geri dönüşüm fabrikasına gönderiyoruz. Atık pillerin etrafındaki kalan metallerden geri dönüşüm, içerisindeki malzemelerle de petrol üretimine katkıda bulunuyoruz. Bitlis Katı Atık Birliği (Bİ-KA) olarak Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneğinin (TAP) gönderdiği ödüllerin yanında kendimiz de ödüller ekliyoruz. Okullarımıza özveriyle çalışmalarından dolayı plaket ve hediyelerini veriyoruz" dedi.