YEREL HABERLER - 10 Ocak 2012 Salı 17:11

KİTAP VE EĞİTİM FUARI`NDA `SANAT FESTİVALİ` COŞKUSU

A
A
A
KİTAP VE EĞİTİM FUARI`NDA `SANAT FESTİVALİ` COŞKUSU

Adana’da bu yıl 5.’si organize edilen; ’Çukurova Kitap Fuarı’ ve ’Çukurova Eğitim Fuarı’, eş zamanlı olarak kapılarını ziyaretçilerine açtı. Büyükşehir Belediyesi ise, fuar kapsamında kurduğu stantla ’Altın Koza Yayınları’nı tanıtırken, mini bir ’sanat festivali’ de gerçekleştiriyor.
TÜYAP Adana Fuarcılık A.Ş. ve Türkiye Yayıncılar Birliği’nce ortaklaşa organize edilen; Adana Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Altın Koza ve Adana Ticaret Odası’nca (ATO) da desteklenen fuara; TÜYAP Adana Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi ev sahipliği yapıyor. 205 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla gerçekleştirilen fuarlar kapsamında Büyükşehir Belediyesi ise, yaklaşık 580 metrekarelik bir alanda çeşitli stantlar kurarak, bir yandan ’Altın Koza Yayınları’nın okurlarıyla buluştururken, diğer yandan da fuar alanında mini bir ’sanat festivali’ de gerçekleştiriyor.
Büyükşehir Belediyesi’nin, 15 Ocak Pazar gününe kadar devam edecek olan fuar boyunca; Altın Oran Düşünce ve Sanat Platformu, Adana Kent Konseyi, Uçan Balon Çocuk ve Gençlik Derneği, Adana Sinema Derneği, Adana Ressamlar Derneği, Uluslararası Gölge ve Kukla Oyunu Birliği (UNIMA) ve Mehmet Baltacı Sinema ve Fotoğraf Tarihi Müzesi ile işbirliğinde 5 günde 28 sanatçıya ait 250 eseri ziyaretçilerle buluşturacağı kaydedildi.
’Büyükşehir Belediyesi Altın Koza Standı’nda meraklısının beğenisine sunulan 14 serginin yanı sıra 2 fotoğraf gösterisi, Karagöz-Hacıvat gölge oyunu, güzel yazı ve ebru atölyesi de yer alıyor. Büyükşehir Belediyesi Sinema Müzesi, Mehmet Baltacı Fotoğraf ve Sinema Tarihi Müzesi, Yeşiloba Şehitliği Müzesi ile Karacaoğlan Edebiyat Müzesi’nden seçilen örnek eserler de yine oluşturulan stantlarda sergileniyor.
Etkinlikle ilgili olarak İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Sanat Danışmanı Haluk Uygur, söz konusu etkinlikle birlikte ’Çukurova Kitap ve Eğitim Fuarı’nı aynı zamanda da bir ’sanat fuarı’na dönüştürmeyi amaçladıklarını anlattı. Uygur, etkinliğin sivil toplum kuruluşlarının ortak bir çabası olarak da öne çıkarken, Yunanistan, Almanya ve Belçika’dan da fotoğraf sanatçılarının eserleriyle destek verdiğini dile getirdi.
Fotoğraf, resim, tiyatro, heykel, sinema, hat ve ebru sanatının yanı sıra karikatür gibi farklı sanat alanlarındaki özgün çalışmalara stantlarda yer verildiğini kaydeden Uygur, etkinlikte 40 sanatçının, yaklaşık 250 eseriyle sanatseverlerle buluştuğunu vurguladı. Uygur, “Ortaya koyduğumuz bu etkinlikle birlikte sanatçının eserinin, hak ettiği değeri görebilmesine de bir nebze de olsa katkıda bulunmaya çalışıyoruz” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Motosikletine dağ keçisi boynuzu taktı, trafikte ilgi odağı oldu Adana’da motosiklet tutkunu Özay Altun motosikletine taktığı dağ keçisi boynuzu ile ilgi odağı oldu. Adana’da motosiklet tutkunu Özay Altun, Chopper tipi alçak binişli motosiklet aldı. Daha sonrasında motosikletini çeşitli eklemelerle modifiye etmeye başlayan Altun, bir avcı kulübünde duvarda gördüğü dağ keçisine ait olan boynuzu motosikletine taktırdı. Trafikte ’boynuzlu motosikletli’ olarak anılmaya başlayan Altun, vatandaşların kendisini motosiklet üzerinde gördüğünde video ve fotoğraf çekerek ilgi gösterdiğini, kendisinin de bu ilgiden mutlu olduğunu söyledi. "Bu tarz Alman askerlerinin savaş dönüşü dizayn ettikleri bir tarz" Amerikan motosiklet kulüplerine tutkulu olduğunu belirten Altun, "Amerikan motosiklet kulübü hastasıyım. Kulüpteki motosikletlere yıllar öncesinden hevesim vardı. Sonra ben de bu Chopper’ı aldım. Motorum 350 cc ve çeşitli aksesuar modifiyeleri ile kendime göre bir tarz oluşturdum. Bu tarz aslında yıllar önce Alman askerlerinin motorlarını savaştan döndükten sonra motorlarına dizayn ettikleri bir tarz. Artı olarak ben sadece dağ keçisi boynuzunu ekledim" dedi. "Boynuz dağ keçisine ait" Motosikletine monte ettiği dağ keçisine ait olan boynuzu bir avcı kulübünün duvarında gördüğünü anlatan motosiklet tutkunu Altun, "Bu boynuzu bir avcı kulübünde duvarda gördüm, Boynuzu görür görmez motosikletimin önüne güzel olacağını düşünerek aldım, gerçekten de güzel oldu. Trafikte giderken ışıklarda durduğum zaman vatandaşlar video ve resim çekiyorlar. Ayrı bir havası, kendine has bir ilgisi oldu motosikletimin. Boynuzu takalı 1 yıl oldu, motosiklet de 3-4 yıldır bende. Sinyalimi, farımı, sürüşümü engelleyen herhangi bir sorun yok, sadece motosikletime bir makyaj, bir süs yaptım. Trafiğe ve kurallara uymayan bir engelim yok, eğer olsa boynuzu kendim takmam" şeklinde konuştu. Chopper sahibi motosiklet tutkunlarının, farklı tarzlarına karşın trafikte gayet dikkatli motosiklet kullandıklarının da altını çizen Altun, "Chopper sahibi insanlar trafikte en düzgün motosiklet kullanan, kurallara harfiyen uyan motosiklet sürücüleridir. Motosiklet özgürlüktür, motosikletin üzerinde kendimi uçuyor gibi hissediyorum" sözlerine yer verdi. "Her gördüğümüzde tekrar ne zaman geçecek diye bekliyoruz" Motosikleti sıkça gördüklerini belirten esnaf Şehmus Tular ise, "Bu arkadaş motosiklet hastası. Değişik bir tarz yapmış, hoşumuza da gidiyor. Her gördüğümüzde tekrar ne zaman geçecek diye bekliyoruz. Değişik bir motor, arkadaş da biraz böyle şeyleri seviyor sanırım. Bu da bizim hoşumuza gidiyor. Söylenene göre yabani dağ keçisinden alınan boynuzmuş, orijinal bir şey olduğunu bana söyledi kendisi. Böyle şeyleri seviyor demek ki, Allah kaza bela vermesin" ifadelerini kullandı. (MUB-FKE-
İstanbul “Dönerin anavatanı Türkiye’dir” Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’ın Türkiye ziyaretine döneriyle birlikte gelmesi dünyada geniş yankı bulmuştu. Son günlerde devam eden döner diplomasisine Türk dönerciden yorum ‘Türkiye’ye döner getirilmesine gerek yok biz zaten dünyanın her yerine döner gönderiyoruz.’ Türkiye’ye yanında 60 kilo döner ile birlikte gelen Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ülkesinde de eleştirilerin odağı oldu. Dönerin ana vatanına yanında dönerle gelen Steinmeier, İstanbul’da Alman Büyükelçiliği’ne ait yazlık Tarabya rezidansında döner keserek davetlilere ikram etmişti. Görüntüler üzerine ülkesinde de çeşitli eleştirilere maruz kalan Steinmeier’a dün Cumhurbaşkanı Erdoğan da akşam yemeği için döner ikramında bulundu. “Dünyanın her yerine döner gönderiyoruz” Döner diplomasisi ardından Türk döner ustası Harun Davut ‘Türkiye dönerin ana vatanıdır. Kimsenin Türkiye’ye gelirken yanında döner getirmesine gerek yok. Biz dünyanın her yerine döner gönderiyoruz. Dönerin buttan olması ve yaprak olarak kesilmesi önemlidir. Kuyruğuna, döşüne ve pişmesine dikkat edilmesi gerekir. Bu işin ustaları Türkiye’de yetişir. Döner Türkiye’de başladı Türkiye’de devam edecektir. “Dönerde etin kalitesi ve pişirilmesi çok önemli” Döner ustası Davut, “Bir döner ustası en alt tabakadan çırak olarak başlar. Bir ustanın yetiştirilmesi hiç kolay değil. Usta yetiştirmek yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında olur. Döneri her usta yaprak gibi kesemez. Bunu özenle yetiştirdiğimiz ustalar kesebilir. Döner yaklaşık 180 derece sıcaklıkta pişirilir. Dönerin kalitesinden çok pişimi çok önemlidir. Lezzetli bir döner için kaliteli et, etin soslaması ve bunları yapacak kaliteli bir usta gerekir. Bu saydığım şartlar birbirine zincirlidir. Bizim için önemli olan lezzet ve kesim tekniğidir” dedi. “Dönerin en güzeli ve en lezzetlisi Türkiye’de” Dönerin ana vatanının Türkiye olduğunu belirten Döner Ustası Davut, “Yurtdışından gelenler yanlarına yemek almalarına gerek yok burada en güzel en lezzetli Türk dönerini yiyebilirler. Gelen misafirlerimize yurt dışına götürebilmeleri için paketleme yapıp gönderebiliyoruz. En iyi döner Türkiye’de yenir” şeklinde konuştu. Türk döneri tescilleniyor Öte yandan Türkiye tarafından Avrupa Birliği’ne (AB) dönerin geleneksel ürün adı olarak tescili için yapılan başvurunun ilanı, AB Resmi Gazetesi’nde yayımlandı. Dönerin 1800’lerin başından itibaren İstanbul’dan Osmanlı coğrafyasına yayıldığı kaydedilen ilanda, 1962’den 1979’a kadar devam eden Türklerin başta Almanya olmak üzere Avrupa’ya göçüyle yayıldığı anlatıldı. Dönerin 3 aylık itiraz süresinin dolmasının ardından tescil edileceği ve Türkiye’den AB’de tescillenen ilk geleneksel ürün adı olacağı kaydedildi.