POLİTİKA - 08 Ocak 2012 Pazar 16:47

DIŞİŞLERİ BAKANI DAVUTOĞLU: "AVRUPA`YA TÜRK AŞISI LAZIM"

A
A
A
DIŞİŞLERİ BAKANI DAVUTOĞLU: "AVRUPA`YA TÜRK AŞISI LAZIM"

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türk vatandaşına vize uygulamasının kalkması durumunda Avrupa ekonomisinin çok daha güçlü olacağını belirterek, "Avrupa paradigmasına bitişken ama Avrupa paradigması dışında bir aşı lazım. O aşı da Türk aşısıdır" dedi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen "Uluslararası Gelişmeler Işığında Türkiye" konulu toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, son 30 yılda küresel ve siyasi anlamda iki büyük depremin yaşandığını ifade ederek, "Şimdi üçüncü büyük depremin eşiğindeyiz. Deprem mutlaka ilk yıkımlarıyla zarar verici bir tabiat olayı olarak değerlendirilebilir. Ama sonraki aşamalarda çok güzel kaplıcalar, ılıcalar ortaya koyabilir. Deprem, bir sarsılma, var olan tabiatın
statükosunu bir şekilde sarsılması" dedi.
Davutoğlu, Türkiye’nin Avrupa ve Ortadoğu’da yaşanan depremlerin tam ortasında olduğunu savunarak, batıya bakıldığında feryat içinde ekonomik krizle uğraşan bir dünyanın, güneye ve doğuya bakıldığında ise büyük siyasi çalkantıların bulunduğunun altını çizdi.
Avrupa’daki problemin finansman problemi olarak başladığını, ekonomik bir probleme dönüştüğünü, sonunda sosyal ve siyasi sorunlar doğurduğunu anlatan Davutoğlu, "Tüm dünyaya demokrasi ve halka dayalı rejimlerin sözcülüğünü yapan Avrupa’da bugün teknokratik hükümetler iş başına geliyor. Bu durum, bir demokrasi krizidir. Avrupa, bugün demokratik zihniyetten teknokratik zihniyete geçiyor bu kriz aşamasında. Bu sadece İtalya ile ilgili değil. Son 3-4 ay içinde çok uzun seanslar halinde Avrupa’daki
mevkidaşlarımla konuşuyorum. Onlara sorduğum soru temelde şu, ’Avrupa nereye doğru gidiyor?’. Benim gördüğüm, hepsinin kafasındaki Avrupa vizyonu farklı. Daha önceki Lizbon Zirvesi’nde tek bir Avrupa vizyonu varken, şimdi her bir devletin zihninde farklı bir Avrupa perspektifi var. Ama ’Türkiye’de 10 yıl sonra nasıl bir Türkiye istiyorsunuz?’ denildiğinde, ’Tek’ deriz. Aradaki fark bu. Biz bunu önemsiyoruz. Çünkü bizim kafamızda da bir Avrupa resmi var. Bizim zihnimizdeki Avrupa resminde, Avrupa’nın
tekrar jeopolitik önemini dünyada kazandığı, bizim üzerimizden kazanabilir ancak bunu, ekonomik dinamizmini kazanabildiği, tabi ki yine bizim üzerimizde yapabilir, böyle bir Avrupa istiyoruz. Etkin, güçlü, pek çok kültürün bir arada yaşayabildiği bir Avrupa, ama bizim içinde olduğu bir Avrupa bunu yapabilir. 2050 yılında dünyanın en çok üreten iki ekonomileri arsında iki Avrupa ülkesinin projeksiyonları yapılıyor. Birisi Almanya, birisi Türkiye. Avrupa’da bu büyük deprem yaşanırken, biz kenardan mutlu bir
şekilde seyrediyor değiliz. Biz de bundan etkileniriz. Ayrıca biz kendimizi Avrupa tarihinin olmazsa olmaz bir unsuru olarak gördüğümüz gibi, Avrupa geleceğinin de olmazsa olmaz unsuru olarak görüyoruz. Avrupa’ya dışarıdan değil, içeriden bakıyoruz. Bizim Avrupa’daki ekonomik krize bir Türk çözümü, bir Türk reçetesi üretme sorumluluğumuz da vardır. Bu da bizim ekonomimizin, iş adamlarımızın dinamizmi. Onlar bize ’Hayır’ dediler, görsünler hallerini demiyoruz" ifadelerini kullandı.
Bakan Davutoğlu, Türkiye’nin alacağı kararlarla çok parlak bir geleceğe doğru büyük bir şelale akıtabileceğini söyleyerek, "Atacağımız yanlış adımlarla daha önceki kötü deneyimleri de yaşayabiliriz. Ortadoğu kendi siyasi, sosyal, hukuki haklar için, insan hakları, demokrasi için harekete geçen halkların yanında olduk. Ama aynı zamanda siyasi pozisyon aldık. Artık bu soğuk savaş yapıları bu bölgede duramaz. Ortadoğu’daki kardeşlerimize kökenleri ne olursa olsun, ’Gelin kendi evimizin üzerine kendimiz
koyalım’ dedik. Birileri bizi birbirimize karşı kışkırtabilir. Tarihi doğmalar, insanları zehirleyebilir. Ama gerek inandığınız inanç, gerekse bugün yaşadığımız tarihi konteks bize akli bir yolu, ahlaki yolu seçmeye yönlendiriyor. Bölgedeki yeni soğuk savaş ortaya çıkarılmasına izin vermeyeceğiz. Sünni-Şii, Arap-İran, statüko yanlıları-statüko karşıtları gibi kutuplaşmalarla bölgemizde yeniden büyük gerginlikler yaşanmasını istemiyoruz. Bu ülkelerde gerek ekonominin yeniden inşası, gerekse demokrasinin
tahkimi anlamında her türlü projeyi destekleyeceğiz. Bu coğrafyanın yeniden inşası Türkiye’nin milli menfaatidir."
Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi içerisine girmeyi hedeflediğini hatırlatan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türk vatandaşına vize uygulaması olmazsa Avrupa’nın ekonomisi çok daha dinamik olurdu. Bugün vize kalksın, Yunan ekonomisi önemli ölçüde düzelir, dinamizm gelir. Ama Almanya’ya bugün paradigmatik aşı lazım değil. Yani paradigma içinden bir aşıyla Avrupa kalkamaz. İnterparadigmatik bir aşı lazım. Avrupa paradigmasına bitişken ama Avrupa paradigması dışında bir aşı lazım. O aşı da Türk aşısıdır. O hem, hem stratejik derinlik kazandıracaktır, hem ekonomik dinamizmin, hem de kültürel çoğulculuk
kazandıracaktır."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.