YEREL HABERLER - 01 Aralık 2011 Perşembe 12:06

BURSA TERMAL TURİZMDE İDDİALI

A
A
A
BURSA TERMAL TURİZMDE İDDİALI

Vali Şahabettin Harput, Türkiye’nin jeotermal enerji potansiyeli konusunda dünyada yedinci, Avrupa’da ise birinci olduğunu belirterek, "Şimdiye kadar 10 milyon TL para harcadık. Bursa sağlık turizminin en güçlü adayıdır. Bu konuda iddialıyız. Termal ve medikal sağlık konusunda lider olmaya talibiz. Bursa’da sıcak su notasında yapılan çalışmaların sayısı ve su miktarı Bursa’yı gerçek manada termal şehir yapacak. Yeni sıcak su kuyularını açmaya devam ediyoruz" dedi.
Bursa’daki jeotermal çalışmalar hakkında basın mensuplarına bilgi veren Vali Harput, "Yenilebilir, ucuz, temiz ve düşük olan jeotermal, yer kürenin ısısıdır. Jeotermal konusunda Avrupa’da birinciyiz. Son yıllarda büyük hamle yaptık. Petrol yenilenebilir değil, ama jeotermal enerji yenilenebilir. 50 yıl hiç yağış olmasa biz yer altındaki sıcak suları kullanacağız. Yer altına bırakılıp maden katmanlarından geçen sular zenginleşip tekrar yer yüzüne çıkar. Kendi öz varlığımız olan teknik ve ekonomik avantajlarına sahip termal enerji konusunda tarihi geçmişe sahibiz. Termal tedavi açısından asırlar öncesinden gelen ünlü insanlar burada tedavi oldu. Roma döneminde Teodora’nın 500 kişi ile birlikte her sene Bursa’ya geldiği bilinir. Osmanlı padişahları, Atatürk, Libya kralı ve Afgan kralının Bursa’ya tedavi için geldiğini biliyoruz" diye konuştu.
"SICAK SU ARYIŞLARI SÜRÜYOR"
Bursa şehir merkezinde jeotermal alanların Kükürtlü ve Çekirge diye ikiye ayrıldığını kaydeden Harput, "2002, 2003 ve 1999’tan kalma kuyularımız var. Zaman içinde bu kuyular değişik sebeplerle kullanılmamış. Kısıtlamalar getirilmiş. Biz bu 3 kuyuya ilave 2’si devam etmekte olan 8 tane kuyu daha ekledik. Bursa’da sıcak su notasında yapılan çalışmaların sayısı ve su miktarları Bursa’yı gerçek manada termal şehir yapacak hale geldi. Yeni sıcak su kuyuların açmaya devam ediyoruz" şeklinde konuştu.
Jeotermal kaynak araştırmalarının sadece şehir merkezi ile sınırlı kalmadığını ifade eden Harput, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"İnegöl Oylat’ta doğal çıkışlar var. 40 dereceye sahip ve 50 litre /saniye civarındadır. Gemlik ve Orhaneli’nde de var. Orhangazi ilçesinde Keramet bölgesinde de sıcak su çıkıyor. O bölgede yeni bir turizm bölgesi çalışması içindeyiz. Bunu belirtmek isterim. Mustafakemalpaşa ilçesi Tümbüldek’de de jeotermal kaynağı, ilimizin zenginlikleri arasında yer almaktadır. Sadece il merkezini düşünmüyoruz. İlimizin her tarafındaki kaynaklar bizim gündemimizde."
"İŞLETMECİLERİN MAĞDUR OLMASINI İSTEMİYORUZ"
Son dönemlerde son derece azalan sıcak su kaynaklarının toplam debi miktarının 22 litre olduğunu belirten Harput, "Şu anda 28 tane sıcak suya dayalı tesis var. Bir tesis 3 litre su kullanıyor. O zaman her tesis 1 litre kullanırsa, bu da yeterli değil. 22 litrelik su ile Bursa’yı termal şehri yapmamız fiilen mümkün değil. Çeyrek litre su ile hizmeti vermeye çalışan otel ve kaplıcalar var. Asırlar ötesinden gelen kimliğini Bursa’ya iade etmek, su eksikliğini gidermek istiyoruz. Bazı endişeler yaşadık. Var olan 22 litreyi kaybedersek diye çok ciddi eleştiriler aldık. Yaptığımız çalışma bilimsel bir çalışmaydı. Yeni kuyuların suları kullanılmaya başladıkça, o 22 litrelik suyun bir bölümünün bir bölümünün azalma riski var. Biz bu riski, bildiğimiz için mevcut yasa suların tek merkezde toplanması ve tek merkezden yönetilmesini hükme bağladı. Biz bu görevi üstlendik. Yeni kuyuları devreye sokmadan önce eski otel ve kaplıcaların ayağına kadar hat döşemek suretiyle yeni taze suyun bağlantısını yapmayı istedik. Mağdur olmamalarını istiyoruz" dedi.
"DAĞYENİCE İÇİN SU AYRILDI"
2008’den itibaren Bursa’da yapılan sondajlarla şu anda 450 litre saniyelik su potansiyellerinin olduğunu dile getiren Harput, "Biz bunun şu an için reel kullanım kapasitesini 300 LT/saniye olarak esas alıyoruz. Yeni kuyularla bu oranı daha da artıracağız. Bu su ile alakalı 40 ila 50 litrelik derecelik bölümünü Dağyenice için ayırdık. O bizim için ayrı bir rezerv" şeklinde konuştu.
Suları ilk etapta mevcut kaplıcalar ve hamamlarda kullanacaklarını söyleyen Harput, "Dağyenice’de kullanacağız. Şehir ısıtmasında da bu suyu kullanacağız. Enerji de kullanmayı istiyoruz. Enerji konusu daha ziyade 100 derecenin üzerindeki sularda daha karlı oluyor. 70 derecenin üzerindeki sıcak sulardan değişik ülkelerde enerji üretildiğini biliyoruz. Enerji üretiminde kullanılmak üzere 2 firma bu sulara talip. Belli derece altında bu suyu enerjide kullanmayı da istiyoruz" dedi.
Uludağ oteller bölgesinin termal alanda desteklenmesini istediklerini kaydeden Harput, "Uludağ’ı sıcak su ile beslemeyi istiyoruz. 3 noktada sıcak su denemesi yaptık. Verilerle bize işaret eden bulgulara rastladık. Kesin sonuç olmadı. Fakat vazgeçmiş değiliz. Uludağ ile alakalı sıcak su noktasında çalışmalarımız devam edecek. Dağyenice’de ayrı bir su arayışımız sürüyor. Orada 2 adet su bulduk. 24 ve 26 derecelik sıcak su . Tahlillerini yaptık. Sağlık açısından fevkalade. Bu suların yeri ve debisini henüz bulamadık. Dağyenice ile ilgili araştırmalarımız devam ediyor. Bu kaliteli suların kaynağını bulabilirsek, o zaman merkezden planladığımız suyu Dağyenice bölgesine göndermeyebiliriz" dedi.
"BURSA İDDİALI GELİYOR"
Dünya sağlık turizmi pastasının yıllık 400 milyar dolar olduğunu söyleyen Harput, "Ülkemiz binde 5 pay almaktadır. Bu düşündürücü bir durum. Hedefimiz 2015’de 5 milyar, 2020 de ise 10 milyar dolarlık pay almaktır. Bursa olarak bu süreçte sahip olduğumuz imkanların değerlendirilmesi konusunda hayırlı bir gelişme yaşanmaktadır. Bursa sağlık turizminin en güçlü adayıdır. Bu konuda iddialıyız. Termal ve medikal sağlık konusunda lider olmaya talibiz" mesajını verdi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN TURİZM BULUŞMASINA KATILACAK
Harput, Nisan 2012’de 22 Arap ülkesinin turizm bakanları ve sektör temsilcilerinin katıldığı 2 bin kişilik bir büyük turizm buluşması yapmayı istediklerini belirterek, "Başbakanımız ile bu konuyu konuştum. Çok memnun kaldı, bu turizm buluşmasına katılacaklarını ifade etti. Biz sabırsızlıkla o hazırlıkları yapıyoruz. Organizasyon komitesi oluşturduk. Bu organizasyondan en iyi sonucu almayı hedefliyoruz" dedi.
Bursa’nın 3 yıl içinde bir yerlere geldiğini söyleyen Harput, şimdiye kadar 10 milyon TL para harcandığını dile getirdi. Harput, "Bu çalışmalar devam edecek. 3 yıl içinde önemli bir yere geldik. Bursa’nın insanları termal ve kaplıca için başka yerlere gitmeyecek. Kendi şehrindeki sıcak suyu kullanacak. 2008 yılından bugüne kadar jeotermal konusunda 10 milyon TL para aktarıldı" dedi.
Dağyenice projesinin Bursa için önemli olduğuna dikkat çeken Harput, "Biz hep alt yapı yatırımları ile meşgulüz. Bir taraftan su çıkarıyoruz. Hatlar ve kanallar açarak borular düşüyoruz. Verme dönemindeyiz. Dağyenice köyü ile ilgili çalışmamız var. Projenin hayata geçmesiyle yılda 200 milyon dolar para getirecek" ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.