YEREL HABERLER - 13 Aralık 2011 Salı 10:57

GÖLBAªI KAR?YER GÜNLER? PROJES?

A
A
A
GÖLBAªI KAR?YER GÜNLER? PROJES?

IHA0094C5F-YRL/13-ARA-0036-11B8


- GÖLBAªI KAR?YER GÜNLER? PROJES?

(FOTO?RAFLI)

KÜRªAT AKTAª
ADIYAMAN (?HA) - Gölbaº? Kaymakaml???, GAP Çocuk Geliºim Merkezi ve ?lçe Milli E?itim Müdürlü?ü’nün ortaklaºa gerçekleºtirdi?i Kariyer Günleri’nin ilk sunumu yap?ld?.
1.Kariyer Günleri etkinliği Uluserhat Dinlenme Tesislerinde yap?lan aç?l?º program?yla gerçekleºti. Programa ?lçe Kaymakam? Ali Edip Budan, ?lçe Milli E?itim Müdürü Aziz Özduman, ?lçe Halk e?itim Müdürü Ali Kaya, ?lçe Milli E?itim ªube Müdürü Mehmet Köseler, s?n?f ve rehber ö?retmenler, ilçedeki dershane idarecileri ve ö?renciler kat?ld?. Sayg? duruºu ve ?stiklal Marº?n?n ard?ndan programa geçildi. Aç?l?º konuºmas?n? Halk E?itim Merkezi Müdür Yard?mc?s? Sevim Uluçay yapt?. Daha sonra Geliºim Merkezi
Sorumlu Müdürü Erhan Oruz konuºarak, merkezin amac? ve faaliyetleri hakk?nda bilgi verdi. GAP Çocuk Geliºim Merkezi faaliyetlerinin slayt sunumunun ard?ndan, ?lçe Kaymakam? Ali Edip Budan konuºmas?nda kendi yaºant?s?ndan örnekler vererek ö?rencilerin daha bilinçli, daha dikkatli, kendi karakterlerine uygun mutlu olabilecekleri meslekleri seçebilmelerini istedi. Budan, ’keºke’ dememeleri için ºimdiden altyap?s?n? haz?rlamalar?n? gerekti?ini, bu konuda nelere dikkat edilmesini, kötü al?ºkanl?klara
kap?lmaman?n yönteminin nas?l olaca??n? detayl? bir ºekilde anlatt?. Budan, "Benim bugüne gelmemdeki en büyük etken ailemden sonra s?n?f ö?retmenim olmuºtur. E?itimin temeli s?n?f ö?retmeniyle baºlar. S?n?f ö?retmenlerin görevi çok kutsald?r. Okul y?llar?mda az çal?ºt?m, öz çal?ºt?m ama planl? çal?ºt?m. Planl? çal?ºt???m için baºar?l? oldum" dedi.
(KA-RA-Y)
13.12.2011 10:48:26 TSI
NNNN
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Çocuğunuzun otizm olup olmadığını anlamak için 6 soru Otizm Spektrum Bozukluğu’nda erken tanı ve eğitimin çocuğun gelişiminde belirleyici olduğuna dikkat çeken uzmanlar, ebeveynlerin çocuklarını erken dönemde gözlemlemesinin hayati önem taşıdığını vurguluyor. Uzm. Dr. Filiz Mıhçı, ailelerin çocuklarına yöneltmesi gereken kritik 6 soruya dikkat çekerek, "Bu sorulardan 2 veya daha fazlasına ‘hayır’ diyorsanız, lütfen vakit kaybetmeden bir Çocuk Nöroloji veya Çocuk Psikiyatrisi uzmanına başvurun. Birkaç aylık gecikme bile bir çocuğun hayatını değiştirebilir" dedi. Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Nörolojisi Bölümü’nden Uzm. Dr. Filiz Mıhçı Sağlık Bakanlığı’nın Otizm eylem planı çerçevesinde planlanan 16-23 Aralık Otizm farkındalık haftası nedeniyle, otizm farkındalığında önemli noktaların altını çizdi. Son yıllarda yapılan çalışmalara göre, her 36 çocuktan biri otizm tanısı aldığına dikkat çeken Mıhçı, "Otizmin erkek çocuklarda görülme sıklığı kızlara göre daha fazladır. Otizm bir hastalık değil, farklı bir nörogelişimsel durumdur. Otizmde erken tanı çocuğun gelişiminde çok büyük önem taşır. İdeal olarak 18-24 ayda tanı almış; yoğun özel eğitim ve davranışsal terapi görmüş çocukların yüzde 50’sinden fazlasında belirgin düzelme sağlanabilmektedir. Otizmli bir çocuk 2 yaşında haftada 40 saat eğitim alırsa, 5 yaşında normal anaokuluna gidebilme ihtimali yüzde yüzde F60’ın üzerindedir. Ancak aynı çocuk 5 yaşında başlarsa bu oran yüzde 5’in altına düşmektedir. Dolayısıyla erken tanı ve eğitim otizmli bir çocuğun geleceğini kökten değiştirebilir. Hatta erken tanı ve eğitimle bazı çocuklarda belirtiler o kadar azalır ki yetişkinlikte tanı kriterlerini karşılamaz hale gelirler" dedi. "Otizmi yönetmek bir ekip işidir" Otizm spektrum bozukluğunun, doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk 3 yılında belirti veren nörogelişimsel bir durum olduğunu belirten Uzm. Dr. Mıhçı, "Son yıllarda tanı koyma yaşının düşmesi ve tanı kriterlerinin genişlemesi sayesinde her 36 çocuktan birine otizm tanısı konulmaktadır. Otizm, doğru yaklaşım ve düzenli takip ile yönetilebilen bir durumdur. Çocuk nörolojisi uzmanı tarafından çocuğun gelişimsel değerlendirmesi yapılmalı, eşlik eden nörolojik durumları taranarak tedavisi düzenlenmeli, gerekli testleri planlanmalı ve aileler uygun eğitim programlarına yönlendirilmelidir. Otizm bir hastalık değil, farklı bir beyin kablolamasıdır ve bu kabloları yeniden düzenlemek için en sihirli dönem 1-4 yaştır. O yaşlarda beynin plastisitesi o kadar yüksektir ki; haftada 25-40 saat doğru eğitimle birçok çocuk konuşmayı, göz teması kurmayı, sarılmayı, hatta arkadaş edinmeyi öğrenebilir" dedi. "Çocuğunuzu gözlemleyin, belirtileri fark edin" Uzm. Dr. Filiz Mıhçı, Otizm Spektrum Bozukluğu’nun (OSB), sözel ya da sözel olmayan iletişimde zorluk yaşanması ile karakterize nörogelişimsel bir durum olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: "Otizmde belirtiler çoğu zaman yaşamın ilk 12-24 ayında gözlemlenebilir. Bu sorulardan 2 veya daha fazlasına "hayır" diyorsanız, lütfen hemen bir Çocuk Nöroloji veya Çocuk Psikiyatrisi uzmanına gidin. Birkaç aylık gecikme bile bir çocuğun hayatını değiştirebilir. "Çocuğunuz 12 aylıkken gülümsediğinizde gülümsüyor mu? İsmini söylediğinizde dönüp bakıyor mu? Parmağınızla bir şeyi gösterdiğinizde o da o yöne bakıyor mu? 18 aylıkken en az 6-10 kelime konuşuyor mu? Oyuncak arabayı tekerleğinden tutup sürekli çevirmek yerine sürmeye çalışıyor mu? Parmak ucunda yürüyüp, sürekli aynı beden hareketlerini tekrarlıyor mu?" Çocuğun yetenek ve ihtiyaçlarına göre tedavi planlanır Küçük yaşlarda yoğun ve sürekli eğitim programları ile davranış terapilerinin, çocukların kendine bakabilme, sosyal ve iş becerileri kazanabilmesine yardımcı olacağını dile getiren Uzm. Dr. Mıhçı, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Böylece işlevselliği artırır, belirtilerin şiddetini ve uyumsuz davranışları azaltır. Aile desteği ile birlikte erken yaşta çocuğun yeteneklerine ve ihtiyaçlarına göre başlanan bireysel ve grup olarak özel eğitim programları hazırlanması, uzman kişilerce uygulanması günümüzde bilinen esas tedavi yöntemidir. Özel eğitim ve ekip çalışmasını gerektiren tedavi uzun sürelidir ve ekipte çocuğun kendi doktoru, özel eğitimcisi, konuşma uzmanı, çocuk psikiyatri ve çocuk nöroloğu mutlaka bulunmalıdır. Uygulanacak olan ilaç tedavileri ise otizme eşlik eden ve varsa mevcut problemleri azaltmaya yöneliktir."
İstanbul Penta Teknoloji, sürdürülebilirlik yolculuğunda değer üretmeye devam ediyor Türkiye’nin katma değerli teknoloji dağıtım şirketi Penta Teknoloji, "İnsan Odaklı Yaklaşım" ve "Doğaya Saygı" ekseninde şekillendirdiği sürdürülebilirlik vizyonunu, iyi uygulamalarını ve hedeflerini 2. Sürdürülebilirlik Raporu aracılığıyla kamuoyuyla paylaştı. 2024 yılında 111 ton atığın yüzde 79’u geri dönüştürüldü, gerçekleştirilen optimizasyonlar sayesinde yıllık 1 tona yakın plastik tasarrufu sağlandı.Sektördeki 35 yılı aşkın deneyimiyle Türkiye’nin köklü teknoloji dağıtım şirketlerinden biri olan Penta Teknoloji, 1 Ocak-31 Aralık 2024 dönemini kapsayan ikinci Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı. Raporda Penta Teknoloji, çifte önemlilik analiziyle hem çevresel ve sosyal konuların iş süreçlerine etkisini hem de bu konuların paydaş beklentileri üzerindeki etkisini değerlendirdi. Süreç sonunda şirketin sürdürülebilirlik yaklaşımı "İnsan Odaklı Yaklaşım" ve "Doğaya Saygı" etrafında şekillendi. Seçili çevresel, sosyal ve ekonomik performans göstergeleri için sınırlı güvence denetimi alan raporda; sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğine bağlı riskler ile fırsatların şirket üzerindeki muhtemel etkileri risk odaklı bir yaklaşımla analiz edildi. Bu kapsamda Penta Teknoloji, iklim odaklı risk ve fırsatlara ilişkin detayları içeren TSRS (Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları) uyumlu ilk raporunu da yayımladı. Operasyonel mükemmeliyette dijitalleşmenin ve entegrasyonun gücü 40’tan fazla yerli ve global teknoloji markasının ürünlerini Türkiye’deki iş ortaklarına ulaştıran Penta Teknoloji, hayata geçirdiği dijitalleşme ve entegrasyon projeleriyle operasyonel mükemmelliğini ileri taşıdı. Katma değerli hizmetlerle iş ortaklarına daha hızlı, etkin ve şeffaf çözümler sunan şirket, aynı zamanda ISO 22301 İş Sürekliliği Yönetim Sistemi Sertifikası alarak kriz yönetimi ve iş sürekliliği alanındaki yetkinliğini uluslararası düzeyde belgelendirdi. Toplumsal gelişime katkı İnsan Odaklı Yaklaşım stratejisini kurum kültürünün merkezine yerleştiren Penta Teknoloji, çalışanlarının gelişimi ve refahını destekleyen uygulamalarla güçlü bir işveren markası oluşturdu. 2024 yılında yapılan ölçümlerde çalışan memnuniyeti yüzde 83, çalışan bağlılığı ise yüzde 77 olarak gerçekleşti. Çalışanların profesyonel gelişimlerini destekleyecek eğitim ve gelişim programlarını hayata geçiren şirket, aynı dönemde toplumsal gelişime katkı sağlamak amacıyla 18 milyon TL’nin üzerinde bağış gerçekleştirerek sosyal sorumluluk alanındaki kararlılığını da ortaya koydu. Enerji yönetiminde doğaya saygı yaklaşımı Çevresel sürdürülebilirlik stratejisini Doğaya Saygı ilkesi üzerine inşa eden Penta Teknoloji, merkez binasında ve lojistik operasyonlarında enerji verimliliğini artırmaya yönelik pek çok projeyi hayata geçirdi. Aydınlatma sistemlerinden iklimlendirme ekipmanlarına, otomasyon yazılımlarından enerji tüketim ölçüm sistemlerine kadar birçok alanda tasarruf odaklı yatırımlar gerçekleştirildi. Merkez binasında ve lojistik tesislerinde devreye alınan Enerji İzleme Sistemi yatırımı ile enerji verilerinin daha kapsamlı analiz edilmesi için güçlü bir altyapı oluşturdu. Atık yönetimi ve döngüsel ekonomide somut ilerlemeler kaydedildi Enerji yönetiminin yanı sıra atık yönetimi ve döngüsel ekonomi alanında da kayda değer ilerlemeler sağlandı. 2024 yılında toplam 111 ton atığın yüzde 79’u geri dönüştürüldü, böylelikle 117 bin 181 koli yeniden kullanılarak 1,19 milyon TL tasarruf elde edildi. Ayrıca streç film kullanımındaki optimizasyon sayesinde yıllık 1 tona yakın plastik tasarrufu gerçekleştirildi. Elektronik atıklar lisanslı firmalar aracılığıyla geri dönüşüme kazandırılırken, teknik servis hizmetleri sayesinde atık oluşumunun azaltılması da hedeflendi. "Sürdürülebilirlik, uzun vadeli değer üretimimizin temel taşı" Penta Teknoloji Genel Müdürü Fatih Erünsal, rapora ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: "Penta Teknoloji olarak sürdürülebilirliği, yalnızca çevresel etkilerin yönetildiği sınırlı bir alanda değil, iş yapış biçimimizin, kurumsal kültürümüzün ve stratejik vizyonumuzun merkezinde konumlandırıyoruz. Bizler için sürdürülebilirlik, değer oluşturmanın, kalıcılığın ve toplumsal faydanın kesişim noktasında yer alan bütünsel bir dönüşüm sürecini ifade ediyor. Bu anlayışı kurum kimliğimizin ayrılmaz bir parçası olarak sahipleniyor, sürdürülebilirliği uzun vadeli değer üretimimizin temel taşı, rekabet gücümüzün kaynağı, tüm değer zincirimizin ve ekosistemimizin geleceği açısından stratejik bir sorumluluk olarak görüyoruz. Tüm paydaşlarımızın katkısı ve iş birliğiyle ilerleyen bu kolektif dönüşüm sürecindeki çevresel ve toplumsal sorumluluklarımızı yerine getirmeye ve sektörün katma değerli çözüm ortağı olma vizyonumuzu daha ileri taşımaya devam edeceğiz."
Ankara Bahis ve kumar reklamı yapan yüksek takipçili 15 hesap için erişim engeli talebi Sosyal medyada yasa dışı bahis ve kumar reklamı yaptığı belirlenen yüksek takipçili 15 sosyal medya hesabı için erişim engeli başvurusu yapıldı. Yasa dışı bahis ve sanal kumarla mücadele sürüyor. Ticaret Bakanlığı’na bağlı Reklam Kurulu, 11 Aralık günü bir toplantı gerçekleştirip, yasa dışı bahis ve sanal kumar reklamları masaya yatırdı. Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, yasa dışı bahis reklamı yaptığı belirlenen yüksek takipçili 15 hesap için erişim engeli talep edilmesi kararlaştırıldı. Yasa dışı bahis ve kumar reklamlarına karşı mücadelenin sürdürüldüğüne işaret edilen açıklamada, "Reklam Kurulu tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda yasa dışı bahis ve kumar reklamı yaptığı ve tüketicileri çeşitli yasa dışı sitelere yönlendirdiği tespit edilen yüksek takipçili 15 sosyal medya hesabı hakkında erişim engeli tedbirinin uygulanmasına karar verilmiştir. Ayrıca, söz konusu sosyal medya hesapları ile yasa dışı bahis ve kumar sitelerinin muhatapları hakkında adli tahkikat süreçlerinin yürütülebilmesi amacıyla ilgili kurumlar nezdinde gerekli başvuruların yapılması kararlaştırılmıştır." ifadelerine yer verildi. Açıklamada, Bakanlığın, tüketicilerin haklarının korunması, yasa dışı reklam faaliyetleriyle etkin ve kararlı şekilde mücadele edilmesi, toplumun, özellikle genç kesimlerin bu tür zararlı etkilerden uzak tutulması amacıyla çalışma ve denetimlerini aralıksız sürdüreceği vurgulandı.
Hakkari Kara kışa meydan okuyan lezzet: Kışlık üzüm dalından koparıldı Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı Aktütün bölgesinde yoğun kar yağışının etkili olduğu bugünlerde dalından koparılan kışlık üzüm, kış sofralarının vazgeçilmezi oldu. Türkiye ile Irak sınırında yer alan Şemdinli’nin Aktütün bölgesinde kar ve soğuk havaların hakim olmasına rağmen, bölgeye has "Kışlık Üzüm" salkımları yoğun bir mesai harcanarak toplanıyor. Hakkari ve çevresindeki diğer yerlerde üzüm hasadı erken biterken, Aktütün’de bu özel üzümler kış boyunca muhafaza ediliyor. Köy Muhtarı Cafer Gezer, bu kışlık üzümlerin sadece Aktütün bölgesine özgü olduğunu belirtti. Kar yağışının başlamasıyla birlikte Muhtar Gezer ve köy sakinleri, kar altında kalan üzüm salkımlarını zorlu bir mesai ile topluyor. Toplanan üzümler daha sonra kasalara yerleştirilerek kışlık tüketim için evlere taşınıyor. Üzümlerin kış boyunca hiç bozulmadan muhafaza edildiğini ifade eden Muhtar Cafer Gezer, bu geleneğin atalarından miras kaldığını vurguladı. Muhtar Cafer Gezer, "Lapa lapa kar yağışının ardından bugün kışlık üzümlerimizin hasadına başladık. Kar altında hepimiz birlikte yoğun bir mesai ile çıkarttık. Verimi bu sene çok güzel, çok iyi. Bu üzüm soğuklara dayanaklı bir üzümdür. Atalarımızdan gelen bir gelenektir. Eskiden meşe ağaçlarının içinde muhafaza ederlerdi. Biz de bu sefer daha farklı şekilde, onlara demirden asmalar yaparak kurumasını sağladık. 10 senedir koruyoruz, hiçbir şekilde bozulmuyor. Kar altında kaldıktan sonra kasalara bırakıp eve taşıyoruz. Bununla beraber çevredekilere de ikramda bulunuyoruz. Bu da bizim kışlık üzümler, yiyen bir daha yiyor" ifadelerini kullandı. Aktütün’ün "Kışlık Üzümü", zorlu kış şartlarına meydan okuyan lezzetiyle bölgenin önemli bir geleneği olarak dikkat çekiyor.