YEREL HABERLER - 09 Ocak 2012 Pazartesi 15:26

10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ

A
A
A
10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ

Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutladı. Günün anlam ve önemine dair mesaj yayınlayan cemiyetin açıklamasında, ülkemizde en çok yıpranan ve yıpratılan meslek dalının gazetecilik olduğuna dikkat çekilerek, "yıpranma hakkının" iade edilmesi gerektiği vurgulandı. Gazeteciler Cemiyeti, çalışan gazeteciyi, "Çalışan gazeteci, kendisinden çok şey beklenen ancak kendisine hiçbir hak verilmediği gibi hor görülen kişidir" şeklinde tanımladı.
Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti (BGC), 10 Ocakların gazeteciler için tarihte kalan dayanışma günü olmaktan başka bir anlamı kalmadığına işaret etti. Çalışma yeri ve zamanı belli olmayan, fiilen tatil hakkı bulunmayan tek meslek sahibinin çalışan gazeteciler olduğuna dikkat çeken Cemiyetin mesajında, "Basın özgürlüğünde, gazetecilerin çalışma koşullarında dünya standartlarının çok altında olan ülkemizde yıpranan, yıpratılan ve her şeyin sorumlusu olarak görülüp hesap sorulmaya, cezalandırılmaya kalkışılan gazetecilere yıpranma hakkı iade edilmelidir" çağrısı yapıldı. 10 Ocak’ların "basın bayramı" olma özelliğini kaybettiğine dikkat çekilen açıklamada, kendisinden çok şey beklenen, fakat kendisine hiçbir hak verilmeyen basın emekçilerinin yarım asır öncesi gibi bir dayanışma örneği sergilemesi gerektiği kaydedildi. Demokrasilerde basın özgürlüğünün Anayasal bir hak olmasına rağmen halkın haber alma hakkına aracılık eden gazetecilerin birçok sosyal güvenceden yoksun olmaları yanında birçok kaygılar taşıyarak kutsal olarak nitelenen görevlerini yerine getirmeye çalıştıklarına dikkat çekilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi;
"10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü yine içimiz buruk ve üzüntü içinde karşılıyoruz. ’Kutluyoruz’ diyemiyoruz. Çünkü bundan 51 yıl önce kazandığımız haklar bir bir elimizden alındı. Gazetecilerin işsizlik ve sosyal güvence riskinin yanına bir de yaşam riski eklendi. Yıpranma hakkı elinden alınan gazetecilerin iş güvencesi olmadığı gibi, yaşam güvencesi de kalmadı. Çalışan gazetecilerin bugünü, ’bayram’ olarak kutlamasını beklemek bir yana, ’gün’ olarak bile anmasını istemek günümüz koşullarında gerçekçi olmaz. Unutulmamalıdır ki, gazetecilerin olmadığı, özgürce çalıştırılmadığı, yasaklanıp sansürlendiği toplumlarda, demokrasiden söz etmek de inandırıcı değildir. Gazetecilerin susturulduğu toplumlarda sokaktaki insan kör ve sağır demektir. Toplumu aydınlatma, bilgilendirme gibi kutsal bir görevi yerine getiren biz gazeteciler, hem mesleğimiz, hem can güvenliğimiz, hem de sosyal haklarımızın kazanımı noktasında birlik ve beraberlik içerisinde tıpkı 51 yıl öncesindeki bir mücadelenin içerisinde olmamız gerektiği inancındayız. Bunun için diyoruz ki, örgütsüzlük, özgür gazetecilik için de bir tehdittir. Örgütlenme hakkını kullanamayan ve yasal haklarının uygulanmasını bile talep edemeyen bir gazetecinin, özgürlüğünden söz edilemez. Birçok meslektaşımızın içine düşürüldüğü bu çıkmazdan kurtulması yolunda en büyük görev yine kendilerine düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmeye bağlıdır. Gazeteciler, kutsal olarak nitelendirdikleri mesleklerinin içine sokulduğu yanlışlıkların üzerine aktif olarak gitmelidir. Ayrıca tüm meslektaşlarımızın şunu iyi algılaması, sorgulaması gerektiği düşüncesini taşımaktayız; biz gazeteciler, başkalarının bayramlarını hep önde giderek kutlarken mesleğimiz, camiamız ve geleceğimizle ilgili konularda artık ihmalkar olmamalıyız. Başkaları için verdiğimiz mücadeleyi, kendi özgürlüğümüz, basın özgürlüğünün yaşatılması, haklarımızın korunması noktasında da vermemiz gerekiyor diye düşünüyoruz. Çünkü yıpranıyoruz. Yıpranma hakkımızı geri istiyoruz."
KUTLAMA MESAJLARI
BELEDİYE BAŞKANI OK: "ÖZGÜR VE TARAFSIZ BASININ VARLIĞI DEMOKRATİK TOPLUMUN EN ÖNEMLİ UNSURLARINDANDIR"
Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok, geçmişten günümüze yerel basına emeği geçen gazetecilere teşekkür etti. Gazetecilerin, halk adına çok kutsal bir görev üstlendiklerini ve bu görevi icra ederlerken de çok kez zorluklarla karşılaştıklarını belirten Belediye Başkanı İsmail Ok, "Vatandaşlarımız adına gözlemleyip yaşananları kamuoyuna taşıyan, bunu yaparken de bazen ailesinden bile fedakarlıkta bulunarak kutsal bir görevi yerine getiren toplumun sesi olan basın mensuplarımız, mesleklerinin gereğini yerine getirmek için yeri geldiğinde canlarını ortaya koyarak görev yapmaktadırlar. Basın mensuplarımızın, sorunlarına çözüm bulunması, hak ettikleri hayat standartlarına kavuşmaları, görevlerini daha iyi yapmalarını sağlayacak önemli adımlardır. Yerel basınımızı zor şartlarda görevlerini yerine getirdikleri için alkışlamak gerekir. Özgür ve tarafsız bir basının varlığı şeffaf, demokratik, bir toplumu yaşatan en önemli unsurlardan biridir. Doğru haber verme, tarafsızlık, özel hayata saygı, basın ve basın çalışanları için yol gösterici değerler olmalıdır. Balıkesir basınının basın ilkelerini her zaman ön planda tutarak kamuoyunu bilgilendirdiğini bundan sonra da aynı anlayıştan asla ödün vermeyeceğine inancım sonsuzdur. Bu vesile ile değerli basın çalışanlarımızın bu anlamlı günlerini kutluyor, tüm basın çalışanlarına sevgi ve saygılarımı sunuyorum" dedi.
MİLLETVEKİLİ BULUT: "BASIN TOPLUMUN AYNASIDIR"
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, çeşitli kişi ve kurumlar tarafından yayınlanan mesajlarla kutlandı. MHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut, gazetecilerin büyük bir fedakarlık ve özveriyle görevlerini yapmaya çalıştıklarını söyledi. Çalışan gazetecilerin canları pahasına görev yaptıklarını belirten milletvekili Bulut, medyanın demokrasinin sağlıklı işlemesine büyük katkılar sağladığını, basının toplumun aynası olduğunu ve çalışan gazetecilerin de medyanın fedakarları olduğunu ifade ettiği açıklamasında şunları söyledi;
"Birçok sıkıntıları olmasına rağmen, gece demeden gündüz demeden bizleri bilgilendirmek ve haberdar etmek için Ardahan’dan Edirne’ye canları pahasına koşturan bizim sesimiz olan medya fedakarlarıdırlar. Medyanın, demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesine ne kadar katkı sağladığı ve bu konuda vazgeçilmez niteliklere sahip olduğu kuşkusuzdur. Sahip oldukları bilgi ve deneyimlerle, kamuoyunu yönlendiren, yanlışı ayna gibi yansıtan ve özellikle siyasetin verdiği kararların millet hayrına olmasında emek ve mesai sarf eden gazeteci kardeşlerimin bizim açımızdan önemleri büyüktür. Milletimizin gözü ve kulağı olan medyanın çok sesli ve tarafsız bir biçimde varlığını sürdürmesi gerekmektedir. Buna kimse ama hiç kimse müdahale etmemelidir. Ancak gelin görün ki birileri gazete sahiplerine baskı yaparak kendine yandaş yapmaya çalışmakta, bu çizgiye uymayan gazetecileri de gazete patronlarına işten attırmaktadır. Maalesef oldukça üzücü şeyler duymakta ve yaşamaktayız. Gazete çalışanlarının iş güvencesine kavuşması, hükümetin görsel ve yazılı basına baskısının kalkması özgür basın ve özgür gazetesi hayalinin gerçekleşmesi umut ve temennisiyle bu gün aramızda olmayan gazeteci kardeşlerime Allah’tan rahmet, görevleri başında olan tüm gazeteci arkadaşlarıma çalışmalarında başarılar diler, sağlıklı ve huzurlu bir hayat geçirmelerini Cenab-ı Allah’tan temenni ederim."
EMNİYET MÜDÜRÜ ÖMER AYDIN: "HALKIMIZIN GÖZÜ, KULAĞI"
Balıkesir İl Emniyet Müdürü Ömer Aydın da 10 Ocak Çalışan Gazetecimler Günü’nü kutladı. Çalışan gazetecilerin halkın gözü kulağı olduğunu ifade eden İl Emniyet Müdürü Ömer Aydın, "Haber almanın etkili araçları ile kurumlar ve bireyler arasında veri akışını sağlayan, halkımızın gözü kulağı olarak özgür, tarafsız ve evrensel meslek ilkeleri ışığında görevini sürdüren bağımsız ve güçlü bir basın, kaçınılmaz bir öneme sahiptir. Bu düşüncelerle, görevlerini yerine getirirken, meslek ilkelerini ve etiğini gözeterek tarafsız, dürüst haberciliği ön planda tutan ve toplumun sorunlarını gündeme taşıyarak idarecilerin çalışmalarına yardımcı olan basın mensuplarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü şahsım ve Balıkesir Emniyet Teşkilatı adına kutlar, başarılar dilerim" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Özgür Özel’e 9 yaşındaki adaşından sürpriz Manisa’nın Alaşehir ilçesinde vatandaşlarla bir araya gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e kalabalığın içinde ulaşan 9 yaşındaki adaşı Özgür Sarı hayatının en mutlu gününü yaşadı. Doğum öncesi kan uyuşmazlığı tespit edilen ve Özgür Özel’in girişimleriyle kan değişimi sağlanan minik bebeği 9 yıl sonra karşısında adaşı olarak gören Özel, çocukla yakından ilgilendi. Manisa’nın Alaşehir ilçesi Şahyar Mahallesi’nde oturan 9 yaşındaki adaşı Özgür Sarı, kalabalığa rağmen, Özgür Özel’e ulaşıp ’hoş geldin’ demeyi başardı. Özgür Özel’in milletvekili olduğu dönem olan 31 Aralık 2015 yılında doğan Özgür Sarı, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde dünyaya geldi. Kan uyuşmazlığı nedeniyle, doğar doğmaz kanının değişmesi gereken ve 31 Aralık Yılbaşı tatili nedeniyle doktorların tatilde olabileceğini düşünen anne Raziye ve baba Serkan Sarı’nın, Özgür Özel’e ulaşıp yardım istemesiyle sağlıklı bir şekilde dünyaya gelen ve Özgür adını verdikleri evlatları 9 yıl sonra kendisinin hayata bağlanmasına vesile olan adaşıyla buluşmanın mutluluğunu yaşadı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Alaşehir’e geleceğini duyan anne Raziye ve dede Osman Sarı, tüm kalabalığı delerek, Özgür Özel’e ulaşmayı başardı. Özgür Özel de adaşıyla yakından ilgilenerek sevdi. Anne Raziye Sarı, "Oğlum karnımdayken kan uyuşmazlığı tespit edildi. Çocuk doğar doğmaz kanının değişmesi gerekiyordu. Doğum 31 Aralı gününe denk geldi. 31 Aralık yılbaşı olduğu için doktor bulamayacağız diye korktuğumuz için eşim Serkan ve dedemiz Osman Sarı, Özgür Özel’e telefon ederek yardım istedi. Özgür Özel bize hemen hastaneye gitmemizi ve danışmanının yardımcı olacağını söylemiş. Bizde hemen yola çıktık. Doktorlar bizi kapıda karşıladı. Hemen hastaneye yatırdılar ve öğlen üzeri doğum oldu. Çocuğumun kanı değişti. Eğer kanı değişmeseydi, bu gün belki hayatta olmayacaktı. Biz telefonla konuştuktan sonra yolda giderken, çocuğumuzun adını ’eli bol, ikram’ anlamına gelen Kerem adını verecektik. Özgür Özel’in ilgisi ve yardımlarından dolayı, çocuğumun sağlıklı bir şekilde doğması üzerine adını Özgür koymaya karar verdik. Çocuğumuz sağlıklı doğdu, kanı değişti, hayata tutundu, bizde adını Özgür koyduk. Bu günde Özgür Özel’le buluşturduk." dedi. Özgür Sarı da adını aldığı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e kavuştuğu ve konuştuğu için çok mutlu olduğunu söyledi.
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.