YEREL HABERLER - 01 Ocak 2012 Pazar 18:31

AK PARTİ BALIKESİR GENÇLİK KOLLARI MEHMET AKİF`İ ANDI

A
A
A
AK PARTİ BALIKESİR GENÇLİK KOLLARI MEHMET AKİF`İ ANDI

AK Parti Balıkesir İl Gençlik Kolları, İstiklal Marşı’nın yazarı ünlü şair Mehmet Akif Ersoy’u anma gecesi düzenledi. Gecenin konuşmacı konuğu ünlü tarihçi ve yazar Yavuz Bahadıroğlu, Mehmet Akif Ersoy’un her yönüyle örnek alınması gerektiğini söyledi.
Salih Tozan Toplantı ve Gösteri Merkezi’ndeki programa, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Edip Uğur, İl Başkanı Avukat Mahmut Poyrazlı, milletvekilleri Mehmet Cemal Öztaylan ve Tülay Babuşçu, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Recep Şeker, İGM Başkanı Ramazan Bahçavan, İl Gençlik Kolları Başkanı Zafer Dağarcıkoğlu ile partili yöneticiler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından kürsüye çıkan AK Parti İl Gençlik Kolları Başkanı Zafer Dağarcıkoğlu, düzenledikleri etkinliği tanıtıp Mehmet Akif Ersoy’la ilgili bilgi verdi. Daha sonra AK Partili gençler Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerini okudular. Gençlerin okuduğu şiirler salonda büyük alkış aldı. Açılış bölümünden sonra ünlü tarihçi ve yazar Yavuz Bahadıroğlu sahneye devat edildi. Konuşmasına sözde Ermeni soykırımıyla ilgili Faransa Meclisi’nin aldığı karara tepkisi göstererek başlayan Yavuz Bahadıroğlu, Türklerin tarihte en çok yardım ettiği ülkenin Fransa olduğunu, böyle olduğu halde yapılanın izansızlık olduğunu belirtti. Mehmet Akif Ersoy’dan, "bugün burada Allah’ın şairini konuşuyoruz" diye söz eden Yavuz Bahadıroğlu, günümüzde tüm İslam ve Osmanlı coğrafyasında Türkiye’nin itibar kazanmasının Sarkozy’leri harekete geçirdiğini söyledi. Konferansı izleyenler Yavuz Bahadıroğlu’nun düzgün anlatımı ve akıcı konuşmasını pür dikkat dinledi. Mehmet Akif Ersoy’u anlatırken onun Türkçe konuşmasının ve İslam’a bağlı yaşam biçiminin tam ibretlik olduğunu kaydeden Bahadıroğlu, her fırsatta Akif’e olan hayranlığını dile getirdi. Yavuz Bahadıroğlu, "Mehmet Akif bir şeyin farkındaydı, Anadolu’da var olmak için güçlü, büyük ve kalabalık olmanın, çok nüfuslu olmak gerektiğini biliyordu. Onun için ne Musul’un elden çıkmasına razıydı, ne Kerkük’ün, ne Arnavutluk’un memleketinin, Balkanların ne de Ege adalarının. Türkiye küçüldükçe yüreğine büzülüyordu. ’Cehennem olsa gelen böğrümüzde söndürürüz bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz yürürüz’ diyen adam. Misakı Milli sınırları Mehmet Akif’in yüreğine dar geliyordu. Küçük olursak devletin, az nüfuslu olursa milletin rahat bırakılmayacağının farkındaydı. Bakın Türkiye biraz kanatlanmaya başladığında, Avrupa’da ekonomiler çökerken, düne kadar fert başına 25-30 bin dolar düşüyor biz geride kaldık diye dövündüğümüz Yunanistan yamulurken, Fransa kendini toparlamaya çalışırken, Libya’nın parasıyla ekonomilerini ayakta tutmaya kalkışırlarken, Türkiye’de krizlerin teğet geçmesi, milli gelirin artması, işsizliğin düşmesi, Türkiye’nin itibar kazanması, yalnız İslam coğrafyasında değil tüm Osmanlı coğrafyasında kurulu devletler nezdinde ve tüm dünyada Türkiye’nin itibar kazanması Sarkozy’leri harekete geçirdi. Oy uğruna falan değil, biz o konuyu yanlış yorumluyoruz. 150-200 bin Ermeni oyu için değil, çünkü o kadar da Türk oyu var orada. Türkiye’nin bu hali, İslam dünyasının Türkiye’ye rağmen sömüremez hale gelmeye, geri kalmaya başladıklarını gördükleri için sadece Türkiye’nin önünü kesmek için bir Ermeni belası çıkardılar. Tarihçi kimliğimle söylüyorum, eğer Türkler Ermenileri kesmiş olsaydı bugün ’bizi kestiler’ diyecek tek adam kalmayacaktı. İsteler tek Fransız da bırakmayabilirlerdi. Mehmet Akif, Avrupa’nın sözünün eri olmadığının, dönek olduğunun, imzasına ve ittifak sözlerine güvenilmez olduğunun farkındaydı. Sayın Babacan açıklamıştı, Cumhurbaşkanına söz vermiş Sarkoyz ’bunu geçirmeyiz asla’ diye, ama geçirdi. Tıpkı Macarlar gibi. 2. Murat Macarlarla 10 yıllık saldırmazlık anlaşması yapıyor. 11-12 yaşındaki oğlunu padişahlık tahtına oturtuyor ta ki Hadis-i Şerifin hükmü bir an önce yerine gelsin. Macarlar Papa’dan fetva istediler, Müslüman Türk’e verilen sözün tutulması şarttır. Papa’nın fetvası şart değil onlar kafir. Aynı mantık yürürlükte, aynı sözler geçer akçe, aynı dönekliklerle muhatabız. Akif bir şeyi daha biliyordu, bizim en çok iyilik yaptığımızdan kötülük göreceğimizi biliyordu. Tarih boyunca en fazla iyilik yaptığımız Fransa’dır. Milletlerin haysiyetiyle oynamayacaksınız. Oynadığınızda öyle bir tokat yersiniz ki. Sarkozy intikam almak istiyor, ama artık bu devlet bunu yemez, bu millet bunu yemez" diye konuştu.
"EVLADINIZA ARKADAŞ DEĞİL, ANA - BABA OLUN"
Tarihçi ve Yazar Yavuz Bahadıroğlu, günümüzde gençlerin, çocukların İslam terbiyesiyle, Osmanlı kültürü, Türk ailesinin örf ve adetlerine göre yetiştirilmesinin büyük önem taşıdığını ifade etti. Ailelere seslenen Bahadıroğlu, anne ve babanın çocuklarına kzarşı anne ve babalık yapmasını, annelik ve babalık görevlerini yerine getirmeleri gerektiğini söyledi. Ünlü yazar Yavuz Bahadıroğlu, "Evladınıza arkadaş olmayın, unutmayın evladınızın çok arkadaşı var. Siz evladınıza anne olun, baba olun. Geçmişine sövmeyen bir insan var karşınızda. Anne, babanın evlada görevini yapması çok önemli. Okul, mektep, hoca, muallim, öğretmen. Akif’in anne ve babası öyleydi işte. Ben araba kullanırken kitap okuyan insan gördüm Almanya’da. Kırmızı yanmış, hemen kitap okuyor, bir hanımefendi. Bir paragraf, bir paragraf daha. Çünkü zaman yok. Bizim dışımızda hiç kimse 5 saat televizyon seyretmiyor. Osmanlı ailesinde Kuran okunur, mevlüt okunur, kitap okunur. Biz alim doğmadık, 40 senedir okuduk. Konuşamaz olduk, konuşup dertleşmek lazım. Dertleşemezsek sıkıntıları at içine. Sıkıntı, depresyon. Ailede konuşamıyoruz, televizyon konuşuyor. Evde konuşmayı yeniden öğrenmemiz lazım. Türkçemizin zenginliğini kullanalım konuşmalarımızda. Akif’ler gökten zembille indirilmez, bir müktesebatın içinden gelir" dedi.
Tacettin Dergahı’nın mezbelelikten kurtaranlara teşekkür eden Yavuz Bahadıroğlu, "Burayı onaranlardan Allah razı olsun. Çünkü Mehmet Akif’in ruhu şad olmuştur. Eskiden sarhoşların kaldığı yerdi, şimdi tertemiz oldu" dedi. Gençlere seslenen Bahadıroğlu, "Giderek daha sağlam basıyoruz toprağa, kök salarmış gibi. Gençler, toprağa kök salacakmış gibi basın ama topraktan geldiğinizi unutmadan. Başınız dik gezin, ama gururla değil, Hz. İbrahim’in Allah’a adanması gibi başınız dik gezin. O zaman yıkılmaz, yılmaz, Fatih’in yüreğine yüreğinizi sarar ve yücelirsiniz. Osmanlı’da sarayda en çok maaşı alan padişah değil, valide sultandır. Çünkü cennet analarının ayağının altındadır. Yani padişah annesine duyduğu saygının bir göstergesi olarak en yüksek meblağı ona ayırmıştır, kendisi bir kademe aşağıda. Mehmet Akif Ersoy namazını yarım bırakmayan bir insan. ’Verdiği sözden döndü’ diyen tek adam yoktur. Allah’ım şehitlerin olduğu gibi şairlerin de var. Biz bugün burada bir Allah şairini konuşuyoruz. Ruhu şad olsun" diye konuştu.
Konferansın sonunda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Balıkesir Milletvekili Ahmet Edip Uğur, Yavuz Bahadıroğlu’na bir şilt vererek teşekkür etti. Bahadıroğlu, sahnedeki masada kitaplarını imzaladı. AK Partili gençler ünlü tarihçi ve yazar ile hatıra fotoğrafı çekildiler.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.