AK Parti Balıkesir İl Gençlik Kolları, İstiklal Marşı’nın yazarı ünlü şair Mehmet Akif Ersoy’u anma gecesi düzenledi. Gecenin konuşmacı konuğu ünlü tarihçi ve yazar Yavuz Bahadıroğlu, Mehmet Akif Ersoy’un her yönüyle örnek alınması gerektiğini söyledi.
Salih Tozan Toplantı ve Gösteri Merkezi’ndeki programa, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Edip Uğur, İl Başkanı Avukat Mahmut Poyrazlı, milletvekilleri Mehmet Cemal Öztaylan ve Tülay Babuşçu, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Recep Şeker, İGM Başkanı Ramazan Bahçavan, İl Gençlik Kolları Başkanı Zafer Dağarcıkoğlu ile partili yöneticiler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından kürsüye çıkan AK Parti İl Gençlik Kolları Başkanı Zafer Dağarcıkoğlu, düzenledikleri etkinliği tanıtıp Mehmet Akif Ersoy’la ilgili bilgi verdi. Daha sonra AK Partili gençler Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerini okudular. Gençlerin okuduğu şiirler salonda büyük alkış aldı. Açılış bölümünden sonra ünlü tarihçi ve yazar Yavuz Bahadıroğlu sahneye devat edildi. Konuşmasına sözde Ermeni soykırımıyla ilgili Faransa Meclisi’nin aldığı karara tepkisi göstererek başlayan Yavuz Bahadıroğlu, Türklerin tarihte en çok yardım ettiği ülkenin Fransa olduğunu, böyle olduğu halde yapılanın izansızlık olduğunu belirtti. Mehmet Akif Ersoy’dan, "bugün burada Allah’ın şairini konuşuyoruz" diye söz eden Yavuz Bahadıroğlu, günümüzde tüm İslam ve Osmanlı coğrafyasında Türkiye’nin itibar kazanmasının Sarkozy’leri harekete geçirdiğini söyledi. Konferansı izleyenler Yavuz Bahadıroğlu’nun düzgün anlatımı ve akıcı konuşmasını pür dikkat dinledi. Mehmet Akif Ersoy’u anlatırken onun Türkçe konuşmasının ve İslam’a bağlı yaşam biçiminin tam ibretlik olduğunu kaydeden Bahadıroğlu, her fırsatta Akif’e olan hayranlığını dile getirdi. Yavuz Bahadıroğlu, "Mehmet Akif bir şeyin farkındaydı, Anadolu’da var olmak için güçlü, büyük ve kalabalık olmanın, çok nüfuslu olmak gerektiğini biliyordu. Onun için ne Musul’un elden çıkmasına razıydı, ne Kerkük’ün, ne Arnavutluk’un memleketinin, Balkanların ne de Ege adalarının. Türkiye küçüldükçe yüreğine büzülüyordu. ’Cehennem olsa gelen böğrümüzde söndürürüz bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz yürürüz’ diyen adam. Misakı Milli sınırları Mehmet Akif’in yüreğine dar geliyordu. Küçük olursak devletin, az nüfuslu olursa milletin rahat bırakılmayacağının farkındaydı. Bakın Türkiye biraz kanatlanmaya başladığında, Avrupa’da ekonomiler çökerken, düne kadar fert başına 25-30 bin dolar düşüyor biz geride kaldık diye dövündüğümüz Yunanistan yamulurken, Fransa kendini toparlamaya çalışırken, Libya’nın parasıyla ekonomilerini ayakta tutmaya kalkışırlarken, Türkiye’de krizlerin teğet geçmesi, milli gelirin artması, işsizliğin düşmesi, Türkiye’nin itibar kazanması, yalnız İslam coğrafyasında değil tüm Osmanlı coğrafyasında kurulu devletler nezdinde ve tüm dünyada Türkiye’nin itibar kazanması Sarkozy’leri harekete geçirdi. Oy uğruna falan değil, biz o konuyu yanlış yorumluyoruz. 150-200 bin Ermeni oyu için değil, çünkü o kadar da Türk oyu var orada. Türkiye’nin bu hali, İslam dünyasının Türkiye’ye rağmen sömüremez hale gelmeye, geri kalmaya başladıklarını gördükleri için sadece Türkiye’nin önünü kesmek için bir Ermeni belası çıkardılar. Tarihçi kimliğimle söylüyorum, eğer Türkler Ermenileri kesmiş olsaydı bugün ’bizi kestiler’ diyecek tek adam kalmayacaktı. İsteler tek Fransız da bırakmayabilirlerdi. Mehmet Akif, Avrupa’nın sözünün eri olmadığının, dönek olduğunun, imzasına ve ittifak sözlerine güvenilmez olduğunun farkındaydı. Sayın Babacan açıklamıştı, Cumhurbaşkanına söz vermiş Sarkoyz ’bunu geçirmeyiz asla’ diye, ama geçirdi. Tıpkı Macarlar gibi. 2. Murat Macarlarla 10 yıllık saldırmazlık anlaşması yapıyor. 11-12 yaşındaki oğlunu padişahlık tahtına oturtuyor ta ki Hadis-i Şerifin hükmü bir an önce yerine gelsin. Macarlar Papa’dan fetva istediler, Müslüman Türk’e verilen sözün tutulması şarttır. Papa’nın fetvası şart değil onlar kafir. Aynı mantık yürürlükte, aynı sözler geçer akçe, aynı dönekliklerle muhatabız. Akif bir şeyi daha biliyordu, bizim en çok iyilik yaptığımızdan kötülük göreceğimizi biliyordu. Tarih boyunca en fazla iyilik yaptığımız Fransa’dır. Milletlerin haysiyetiyle oynamayacaksınız. Oynadığınızda öyle bir tokat yersiniz ki. Sarkozy intikam almak istiyor, ama artık bu devlet bunu yemez, bu millet bunu yemez" diye konuştu.
"EVLADINIZA ARKADAŞ DEĞİL, ANA - BABA OLUN"
Tarihçi ve Yazar Yavuz Bahadıroğlu, günümüzde gençlerin, çocukların İslam terbiyesiyle, Osmanlı kültürü, Türk ailesinin örf ve adetlerine göre yetiştirilmesinin büyük önem taşıdığını ifade etti. Ailelere seslenen Bahadıroğlu, anne ve babanın çocuklarına kzarşı anne ve babalık yapmasını, annelik ve babalık görevlerini yerine getirmeleri gerektiğini söyledi. Ünlü yazar Yavuz Bahadıroğlu, "Evladınıza arkadaş olmayın, unutmayın evladınızın çok arkadaşı var. Siz evladınıza anne olun, baba olun. Geçmişine sövmeyen bir insan var karşınızda. Anne, babanın evlada görevini yapması çok önemli. Okul, mektep, hoca, muallim, öğretmen. Akif’in anne ve babası öyleydi işte. Ben araba kullanırken kitap okuyan insan gördüm Almanya’da. Kırmızı yanmış, hemen kitap okuyor, bir hanımefendi. Bir paragraf, bir paragraf daha. Çünkü zaman yok. Bizim dışımızda hiç kimse 5 saat televizyon seyretmiyor. Osmanlı ailesinde Kuran okunur, mevlüt okunur, kitap okunur. Biz alim doğmadık, 40 senedir okuduk. Konuşamaz olduk, konuşup dertleşmek lazım. Dertleşemezsek sıkıntıları at içine. Sıkıntı, depresyon. Ailede konuşamıyoruz, televizyon konuşuyor. Evde konuşmayı yeniden öğrenmemiz lazım. Türkçemizin zenginliğini kullanalım konuşmalarımızda. Akif’ler gökten zembille indirilmez, bir müktesebatın içinden gelir" dedi.
Tacettin Dergahı’nın mezbelelikten kurtaranlara teşekkür eden Yavuz Bahadıroğlu, "Burayı onaranlardan Allah razı olsun. Çünkü Mehmet Akif’in ruhu şad olmuştur. Eskiden sarhoşların kaldığı yerdi, şimdi tertemiz oldu" dedi. Gençlere seslenen Bahadıroğlu, "Giderek daha sağlam basıyoruz toprağa, kök salarmış gibi. Gençler, toprağa kök salacakmış gibi basın ama topraktan geldiğinizi unutmadan. Başınız dik gezin, ama gururla değil, Hz. İbrahim’in Allah’a adanması gibi başınız dik gezin. O zaman yıkılmaz, yılmaz, Fatih’in yüreğine yüreğinizi sarar ve yücelirsiniz. Osmanlı’da sarayda en çok maaşı alan padişah değil, valide sultandır. Çünkü cennet analarının ayağının altındadır. Yani padişah annesine duyduğu saygının bir göstergesi olarak en yüksek meblağı ona ayırmıştır, kendisi bir kademe aşağıda. Mehmet Akif Ersoy namazını yarım bırakmayan bir insan. ’Verdiği sözden döndü’ diyen tek adam yoktur. Allah’ım şehitlerin olduğu gibi şairlerin de var. Biz bugün burada bir Allah şairini konuşuyoruz. Ruhu şad olsun" diye konuştu.
Konferansın sonunda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Balıkesir Milletvekili Ahmet Edip Uğur, Yavuz Bahadıroğlu’na bir şilt vererek teşekkür etti. Bahadıroğlu, sahnedeki masada kitaplarını imzaladı. AK Partili gençler ünlü tarihçi ve yazar ile hatıra fotoğrafı çekildiler.