YEREL HABERLER - 08 Aralık 2011 Perşembe 14:14

DÜZCE`NİN İL OLUŞUNUN 12. YILDÖNÜMÜ

A
A
A
DÜZCE`NİN İL OLUŞUNUN 12. YILDÖNÜMÜ

Düzce Belediye Başkanı İsmail Bayram, depremin hemen sonrasında il statüsüne geçen Düzce’nin aradan geçen 12 yıllık süreç içinde büyük aşama kaydettiğini ve Düzce’nin Türkiye’de modern iller statüsünde yer aldığını söyledi.
Düzce’nin 9 Aralık 1999 tarihinde, Türkiye’nin 81’inci ili olmasının 12’inci yılı nedeniyle Düzce Belediye Başkanı İsmail Bayram bir mesaj yayımladı. Bayram, “Düzce 9 Aralık 1999 tarihinde il statüsüne geçerek Türkiye’nin 81’inci vilayeti oldu. Bu kararın üzerinden 12 yıl geçti. Türkiye’de herhangi bir kentin il olmasıyla Düzce’nin il olması arasında önemli farklar vardır. Düzce, geçirdiği iki büyük deprem sonrasında yıkılmışlığının sonrasında il olmuştur. Kısa vadede düşündüğünüz zaman bu şartlar içinde bir kentin il olması hem idari acıdan hem de kaynaklar açısından zorluklar getirmiştir. Ancak, biz yerel yönetim olarak Düzce’nin öncelikli sorunlarını tespit ederek bu zorlukları aşmak için projeler ürettik ve çalışmalara başladık. 1999 yılında yaşanan talihsiz iki depremin ardından, neredeyse tamamı yıkılmış bir kentte yeniden yapılanmayı ve kalkınmayı sağlamak, ’Belediye’nin asli görevlerinin’ çok ötesinde hizmetleri gerektirir. Alt yapısı büyük ölçüde tahrip olmuş, yerleşim alanları dağılmış, fiziki yapısı bozulmuş, moral değerleri zayıflamış bir kenti yeniden yaşanılabilir hale getirmek için adeta, ’Yeniden Yapılanmanın’ unsurlarının oluşturulması zorunludur. Bu nedenle Düzce Belediyesi olarak, Düzce’nin Yeniden Yapılanmasının planlamasını yaptık. Bu planlamanın özü, kısa vadede, öncelikli sorunlara cevap vererek, kentte yaşayan insanların su, yol, ulaşım, kentsel düzenleme gibi acil hizmetlerin yapılması ancak uzun vadede, fiziki ve sosyal/kültürel değerleri ile çağdaş kalkınmış bir kentin koşullarını oluşturmaktır. Bir anlamda Düzce’yi zorunlu yaşam alanı olmaktan ziyade tercih edilen bir yaşam alanı haline getirmektir. Bugün Düzce’nin il olmasının 12’inci yıldönümünde Düzce şehirleşme adına önemli mesafeler kaydetmiştir. Düzce’de fiziki yapılanmanın önemli unsurları tamamlandı. Kısa süre içinde eksik kalanlar da tamamlanacaktır. Bunun için de projelerimiz hazırdır. Düzce’nin geleceğinin parlak olduğunu her zaman belirtiyoruz, halkımız da buna inanmalıdır.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Depremde yaşadıklarını unutmak için sanata yöneldi Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde evi yıkılan ve çok sayıda akrabasını kaybeden 3 çocuk annesi Nazan Taştan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak seramik ustası oldu. Asrın felaketinden önce özel okulda ve kurs merkezinde öğretmenlik yapan Nazan Taştan Yapıcı, depremde evi yıkılınca ailesiyle Mersin’e yerleşti. Bir yıl Mersin’de yaşadıktan sonra tekrar memleketi Adıyaman’a dönen Yapıcı, öğretmenlik yerine seramik ve çini sanatına yöneldi. Depremin acılarını unutmak için başlarda terapi amaçlı başladığı seramik ve çini sanatında ustalaşan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak atölye kurdu. Kendi elleriyle yaptığı eserlere şekil veren ve bunları vitrin ve raflara dizerek satışını yapan Yapıcı, bir taraftan da başka kadınlara bu sanatı öğretmeye başladı. Çocuk ve eğitim üzerine kitap da yazan Nazan Taştan Yapıcı’nın hayatı depremden sonra değişti. Öğretmenliği bırakıp sanata yönlendiğini söylendiğini söyleyen Nazan Taştan Yapıcı, "Deprem sürecinde öğretmenlik mesleğini icra ediyordum. Depremden sonra hepimizin bir çıkış yolu araması gibi Mersin’e gittik. Bir yıl oraya yerleştik. Çocuklarım vardı. Sonra bir yıldan sonra memlekete dönmek zorunda kaldık. Sonra dönünce seramik sanatıyla, çini sanatıyla, öğretmenlik mesleği arasında gidip geldim. Hatta bir sürede devam ettim öğretmenliğe. Ancak sonrasında sanatın daha ağır bastığını gördüm. Çünkü belki depremden sonra yaşadığım tramvaydı, o acılarla o üzüntülerle inanılmaz derece ruhumu rehabilite ediyordu. Bana çok iyi geliyordu çini ve seramikle uğraşmak. Ve neden olmasın ki dedim? Başkaları da neden faydalanmasın? Başkaları da neden iyi gelmesin? Bana iyi geldiyse başkalarına da iyi gelebilir diye düşündüm. Bunu bir mesleğe dönüştürmeye karar verdim. Hali hazırda zaten gerekli eğitimleri almıştım. Ondan sonra işyeri açma kararı aldım. Çevremdeki insanların desteğiyle beraber. Sonra işyerini açtıktan sonra böyle güzel bir konseptimiz oldu. İnsanlar gelip burada isterlerse çini ve seramik yapabiliyorlar. Yardım isterlerse yardımcıda olabiliyorum veya ürün satın alıp götürebiliyorlar. Bende hem gelenlere yardımcı oluyorum, hem ürün yapıp satışını yapıyorum" dedi. Zozan Tümüç isimli vatandaş, "Sanatıyla da buluşturduğu eserleri görmek, böyle tanımak, iç detayını öğrenmek böyle bana çok şey kattı açıkçası. Buraya geldikten sonra bir çalışma yaptım. Bir bardak boyama yaptım. Bir de kendimce bir sevgi tabağı hazırladım. Kendi el emeğimle. Kendisi bu süreçte bana yardımcı oldu. Açıkçası çok keyif aldım. Tekrar da gelip yapmayı istiyorum. Fırsat buldukça ilk geldiğim yer açıkçası burası" diye konuştu.