SAĞLIK - 05 Mart 2015 Perşembe 13:23

Psikolojik Destek Kanser Hastasını Yaşama Bağlıyor

A
A
A
Psikolojik Destek Kanser Hastasını Yaşama Bağlıyor

İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Mustafa Kemal Gül, psikolojik desteğin kanser hastasını yaşama bağladığını söyledi.
Medical Park Samsun Hastanesi İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Kliniğinden Uzm. Dr. Mustafa Kemal Gül “kanser hastalarına psikolojik desteğin önemi” hakkında bilgi verdi. Dr. Gül, “Son zamanlarda kanser hastalarının tedavi olacakları doktoru seçerken tanıdıkları kişiler, yakın çevreleri, görsel ve yazılı medya, internet üzerinden geniş bir araştırma yaparak karar verdiklerini görüyoruz. Ancak hastayı içten bir güler yüz ve şefkat ile karşılayan, yeterli zaman ayırarak hastasının yakınmalarını dinleyen, hastalarının sorularına önem vererek onun bilmek istediği kadar bilgiyi veren hekimler başarılı bir tedaviye ulaşama yolunda hep bir adım önde olmuştur. Titrine, CV’sine bakmaksızın böyle davranan hekimlere hastaların daha çok tedavi olmak istediklerini görürüz ve bu hekimlerin randevularının da çoğu zaman dolu olduğunu görürüz” dedi.
Uzm. Dr. Mustafa Kemal Gül şu bilgileri verdi: “Kanser hastalarını tedavi ederken kuşkusuz bir taraftan sürekli değişen ve gelişen yeni tedavi metotlarını, yeni bilimsel kanıtları, yeni ilaçları takip ediyoruz; bilimsel kongrelere katılıyoruz, araştırmalara katılıyoruz; diğer taraftan hastalarımızın iyileşme süreçlerini dikkatle izliyoruz. Aynı yaş, aynı cins, aynı evrede ve aynı tip kanseri olan iki hastamıza tedavi için aynı ilaçları kullandığımız halde hastalık özerinde aynı olumlu etkiyi her iki hastamızda eşdeğer ölçüde görmeyebiliyoruz. Kuşkusuz ilaçların iyileştirici özellikleri üzerinde hastadan hastaya farklılıkların gözlenmesinin bir nedeni de hastaların farklı psikoljik durumda olmalarıdır. Depresyon, anksiete, öfke, ölüm korkusu gibi birçok psikolojik tablo kanser hastalığının seyri üzerinde hatırı sayılır derecede etkili olabildiğini gösteren bilimsel çalışmalar her geçen gün artmaktadır. Biz de klinik pratiğimizde morali iyi, iyileşme inancı yüksek, sosyal ve mesleki aktivitelerinden kopmayan, pozitif düşünen hastalarımızın tedaviye daha iyi yanıt verdiklerini gözlemliyoruz.”
Günümüzde kanserle savaşta en yüksek başarının birçok tıp branşının birlikte ve uyumlu çalışabilmesi (multidisipliner yaklaşım) ile elde edilebildiğini söyleyen Dr. Mustafa Kemal Gül, “Son zamanlarda kanser tedavisi ile ilgilenen tıp branşları içine ‘psiko onkolo’ adıyla psikiyatride yerini almıştır. Psikoonkolojik tedavi yaklaşımları içinde hastaların yaşam felsefeleri, inançları ve sosyokültürel özelliklerine göre müzik tedavileri, grup tedavileri, manevi hazları artıran tedaviler vb, kanser hastalığının iyileşme sürecine olumlu katkılar sağlayabilmekte veya hastalığın kötüye gidişini yavaşlatabilmektedir” diye konuştu.
İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Mustafa Kemal Gül açıklamasını şöyle tamamladı: “Ben hastalarıma sağlıklı olsun hasta olsun her canlının eninde sonunda mutlaka öleceğini, aslında sağlığın izafi bir kavram olduğunu ve her an herkesin ölebileceğini söylüyorum. Bu nedenle hastalarımdan ölümü değil yaşamayı düşünmelerini istiyorum. Hastalarımdan yaşanan her anı nasıl en iyi bir şekilde geçirebileceklerine dair planlar yapmalarını istiyorum. Hastalarıma hastalıklarından dolayı dikkat edecekleri hususları açıkladıktan sonra onların işlerine ve sosyal faaliyetlerine devam etmelerini, ailelerinden, işlerinden, çevrelerinden hobi ve uğraşlarından kopmamaları gerektiği konusunda telkinlerde bulunuyorum. Sonunda hastalarıma her ne olursa olsun en kötü anda bile daima bir iyileşme umudunun olduğunu söylüyorum. Yine de umutsuz ve negatif düşünen hastalarım için psikiyatri kliniğinden de düzenli ve periyodik destek istiyorum. Ruhsal yönden sürdürülebilir tam bir iyilik sürecini yakalayabilen hastalarımın kanserin son evrede yaygın hastalık tablosunda olsalar bile daha uzun süre ve daha kaliteli yaşadıklarını müşahede ediyorum.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta PKK tarafından kaçırılan çocukların aileleri oturma eylemine devam ediyor Muş’ta çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler, DEM Parti il binası önünde kararlı bir şekilde oturma eylemi gerçekleştiriyorlar. Muş’ta çocuklarını terör örgütü PKK’nın pençesinden kurtarmak isteyen ailelerin DEM Parti il binası önündeki eylemi devam ediyor. Eylemde bulunan aileler, kayıp çocuklarının akıbetini öğrenmek ve onların güvenli bir şekilde geri dönmesini sağlamak için mücadele ediyorlar. Aileler, çocuklarının en kısa sürede güvenli bir şekilde evlerine dönmesini beklerken, toplumun da bu konuda destek olmasını istedi. Çocuklarına kavuşma ümidiyle her hafta çarşamba günü DEM Parti il binası önünde bir araya gelen aileler, "Anneler direniyor" ve "Yeter artık evlatlarımızı bırakın" pankartları açtı. Anne ve babalar, yıllardır hasretle bekledikleri çocuklarına teslim olmaları için çağrıda bulundu. 8 yıldır oğlundan haber alamadığını ifade eden acılı baba Alaattin Koçhan, “2016 yılında oğlum Ersin’i, Bursa’dan götürdüler. Oğlum Ersin beni duyuyorsan, neredeysen çık gel. Her bayram bir tarafımız boş, her zaman yanımda bir eksiklik görüyorum. Dağda, taşta dolanmakla bir yere varılmaz. Devlet senin serbest bırakır, gel devlete teslim ol. Senin yerine gerekirse ben hapis yatarım. DEM Parti’den ve PKK’dan oğlumu istiyorum. Onların çocukları olsa kabul ederler mi? 8 yıldır oğlumdan haber alamıyorum” dedi. DEM Parti ve PKK’dan korkmadıklarını söyleyen Anne Gülbahar Teker ise, Bütün ailelerden destek beklediklerini belirterek, “5 yıla yakındır burada nöbet tutuyoruz. Oğlumu HDP’den (DEM Parti), PKK’dan istiyorum. Çocuklarımızı getirip bize versinler. Hiçbirinden korkmuyoruz ve eylemimize devam edeceğiz. Anneler-babalar artık ağlamasın. Herkesin bize destek vermesini istiyoruz ama kimse bize destek vermiyor. PKK ve HDP’den korkmasınlar. Çocuklarımız gelmeyinceye kadar eylemimize devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Zonguldak Aroması ve tadı ile Osmanlı çileği tarlada alıcı buluyor Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde kendine has aroması ve tadı ile ilgi gören ’Osmanlı çileği’, tarladan hasat edilmeden satılıyor. Kilosu 400 liraya satılan çileğin yaygınlaştırılması çalışmaları devam ediyor. Karadeniz Ereğli’de kestane toprağında yerli kara çilekle etkileşime girerek özgün bir çeşit olarak üretilen Osmanlı çileğinin yaygınlaştırılması çalışmaları sürüyor. Her yıl Mayıs ayında hasat edilen çilek, rengi ve aromasıyla tarlada alıcı buluyor. Osmanlı Çileğini Yaygınlaştırma ve Üreticiyi Koruma Derneği Başkanı Şaban Çetinkaya, kilosu 400 liradan satılan çileğe yurt dışından da yoğun talep olduğunu anlattı. Üçköy’de kurum ve kuruluşların destekleriyle beş dönüm araziye kurulan Osmanlı Çileği Fide Üretim Merkezi’yle birlikte üründe artış yaşandığını aktaran Çetinkaya, bu yıl 4 ton çilek hasat etmeyi hedeflediklerini aktardı. Çetinkaya, “Mayıs ayının ilk haftasındayız daha önceki dönemlerde bu kadar olgunlaşmamıştı. Yaptığımız çalışmalar artık kendini göstermeye başladı. Bölgemizde üretim geçtiğimiz yıllara nazaran en az ikiye katlandı. Çevredeki üretim sayısı hızla artıyor. Burada yapılan çalışmalar, halkın bilgilendirilmesi, Osmanlı çileğinin yeniden anlaşılmış olması bunda büyük etken. Dolayısıyla Osmanlı çileği için insanlar yeniden üretime başladılar. Ereğli Kaymakamlığımız, Osmanlı çileği ile ilgili çilek üreticileri kursları açmaya başladı. Bu da son derece önemli bir adım. Osmanlı çileğinin gelişimini sağlayabilmek için bu yıl kararlar aldık. Aldığımız karar da ürünün belli bir miktarını az da olsa ilçe halkına tattırmak için manav, pazarlara küçük ambalajlarla indirmeyi düşünüyoruz. Ereğli’de yaşayan insanlar daha fazla Osmanlı çileğine yabancı kalmasın, bu lezzete kavuşsun” ifadelerine yer verdi.
Karabük Karabük’te uygarlığın izleri keşfedilecek Batı Karadeniz Bölgesinde Paphlagonia ve Btinya olarak adlandırılan bölgelerdeki kentlerde uygarlığın izlerini keşfetmek “Miras Kentlerden Öğrenmek, Geleceği Tasarlamak” temalı Erasmus+ Blended Intensive Programmes (BIP) kapsamındaki proje Karabük Üniversitesi (KBÜ) ev sahipliğinde başladı. KBÜ ev sahipliğinde düzenlenen Erasmus+ BIP kapsamındaki projeyle Litvanya, Romanya, Almanya ve Hırvatistan’dan Karabük’e gelen 5 öğretim üyesi ve 15 öğrenci, 6-10 Mayıs 2024 tarihlerinde Eskipazar Hadrianapolis Antik Kenti, UNES Dünya Miras Listesi’nde yer alan Safranbolu Yörük köyü, Amasra Tieos bölgesi ele alınacak. Erasmus+ BIP projesi ile Anadolu’nun Batı Karadeniz Bölgesinde M.Ö. 1200’lü yıllarda “Paphlagonia” ve “Btinya” olarak adlandırılan bölgelerdeki kentlerde bu uygarlığın izlerini keşfetmek, bu kentlerin kuruluş modellerini incelemek, tespit edilen durumlardan neticelendirmeler yapmak ve bu yerleşim alanlarının mevcut koruma sorunlarını gözlemlemek, öğrencilerin sürdürülebilirliği için hayal kurmalarını sağlamak ve bu hayalleri tasarımlarında kullanmalarını sağlamak amaçlanıyor. Atölye çalışmaları “Miras Şehirlerinde Sürdürülebilir ve Ekolojik Tasarım”, “Miras Şehirlerinde Erişilebilirlik/Hareketlilik”, “Heritege Şehirlerinde Yenilikçi Tasarım” olmak üzere üç ana tema altında yürütülecek. Erasmus projesi hakkında bilgi veren Başak Cengiz Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysun Özköse, “Miras kentlerinden öğrenmek ve bunu sürdürülebilir planlamada kullanmak amacıyla yoğunlaştırılmış bir eğitim programı başlattık. 17 ve 24’ünde toplamda bir hafta yüz yüze ve ardından iki hafta online olarak devam ettik. Miras kentlerini öğrenmek ve sürdürülebilir planlamada kullanmak isteyen Litvanya, Romanya, Almanya ve Hırvatistan’daki üniversitelerden öğretim üyeleri ve öğrenciler katılmaya gönüllü oldu. Proje kapsamında hem alan çalışmaları yürütecek hem de öğrencilerin miras kentlerinden başlayıp Safranbolu olmak üzere arkeolojik alanlar ve kentsel alanlar Amasra, Zonguldak, Hadrianapolis ve Yörük Köyü gibi farklı nitelikteki kültürel miraslardan ne hissettiklerini, ne öğrendiklerini ve hangi sorunları hissettiklerini değerlendirecekler" dedi. Özköse, turizmin getirdiği sorunların ele alınacağını ve bu bölgeler için öneriler ve projelerin sunulacağını dile getirerek, “Yüz yüze eğitim olan workshop ve tartışma ortamlarında katılımcılar, kısa sürede projeler üretecekler. Dört ülkeden gelen öğrenciler, aynı zamanda Karabük Üniversitesi Başak Cengiz Mimarlık Fakültesi öğrencileriyle ortak grup çalışmaları yapacak ve elde ettikleri fikirleri sunacaklar. Üniversitemiz, uluslararası ilişkiler alanında sağladığı destekle katılımcıları İstanbul’dan alıp buraya getirdi ve konaklamalarını sağladı. Değerli bilim insanları, Üniversitemiz dışından da destek sağlayarak konferanslar verdi. Böylelikle elimizdeki imkanları iyi tanıtarak katılımcıların kafalarında olumlu hatıralar ve fikirler bırakmayı amaçlıyoruz" diye konuştu.
İstanbul Anneler Günü için hediye seçenekleri E-ticaret platformu n11, Anneler Günü’nde annelerine hediye vermek isteyenler için özel fırsatlar ve hediye seçenekleri sunduğunu duyurdu. E-ticaret platformu n11, anneler için her zevke ve bütçeye uygun ürün yelpazesi sunarken Anneler Günü’nü hediyelerle unutulmaz kılmayı hedefliyor. Birbirinden şık, renkli ve hayatı kolaylaştıran hediye seçenekleri sunan e-ticaret platformu; stil sahibi, sportif, bakımına düşkün, takı seven, teknoloji tutkunu anneleri düşünerek her bütçeye uygun hediye seçeneği bulunan ‘Anneye Hediye Fikirleri’ sayfası ile annelerin yüzünü güldürüyor. E-ticaret platformunda Anneler Günü’ne özel fırsatlar 12 Mayıs Pazar gününe kadar devam edecek. Giyimden aksesuara, cilt bakım ürünlerinden kozmetiğe, parfümden takıya, cep telefonundan küçük ev aletlerine kadar birçok kategoride ürün, e-ticaret platformunda bir araya geliyor. n11’in Anneler Günü Hediye Fikirleri n11 hediye fikirleri rehberinde; pantolon, elbise, etek, gömlek, bluz, tişört gibi sezonun en şık parçaları ile birlikte çanta ve ayakkabılar da öne çıkıyor. Mutfak ve ev gereçlerinden ev tekstili ve dekorasyon ürünlerine, takıdan spor ekipmanlarına, teknolojik ürünlerden bakım ürünlerine kadar geniş bir yelpazede alternatifler mevcut. n11çabuk ile hediyeler 1 saatte teslim Yapılan açıklamaya göre, e-ticaretin en sevilen ürünlerini dakikalar içinde teslim ederek sektöre yeni bir soluk getiren n11çabuk, anneler günü için henüz hediye almayanların imdadına yetişiyor. n11çabuk hala hediye seçimi yapamamış olanlar ve hediyesini son güne bırakanları düşünerek, 1 saat içinde teslimat garantisi sunuyor. Şimdilik sadece İstanbul’daki kullanıcılara sunulan bu hizmetten yararlanmak isteyenler, Getir ve n11 içinde bulunan n11çabuk’tan Anneler Günü’ne özel hazırlanan ürünler arasından hediyelerini seçerek ürünlerini 1 saat içinde kapılarında buluyor.