EKONOMİ - 12 Ağustos 2017 Cumartesi 14:27

Tokat’a bölgenin en büyük besi çiftliği kuruldu

A
A
A
Tokat’a bölgenin en büyük besi çiftliği kuruldu

Tokat’ın Niksar ilçesinde 90 bin dönümlük alan üzerinde bölgenin en büyük besi çiftliği faaliyete geçti.

Tokat’ın Niksar ilçesinde 90 bin dönümlük alan üzerinde bölgenin en büyük besi çiftliği faaliyete geçti.


Samsun-Amasya-Tokat Bölgesinin en büyük besi çiftliği özelliğine sahip olan Niksar-Kümbetli köyünde 90 bin dönüm alan üzerine kurulu tesiste, et, yoğur ve peynir ürünleri üretilecek.


Merkezi İstanbul’da bulunan Yönetim Kurulu Başkanlığını Hayrettin Taşkıran’ın yaptığı, Türkiye’nin dört bir yanında yaklaşık 90 şubesi bulunan bir döner firması Niksar’da bölgenin en büyük çiftliğini kurdu. 2012 yılında Niksar’da üretime başlayan "Niksar Bereket Süt Ürünleri" adıyla kurulan fabrikası bulunan şirketin, 90 Bin dönüm arazi üzerine kurulu besi çiftliği de faaliyete başladı.


Niksar Kaymakamı Selami Kapankaya, bölgeye ekonomik anlamda büyük katkısı olan firmanın üretim fabrikasını ziyaret ederek işletme sahibi Ahmet Taşkıran’dan çalışmalar hakkında bilgiler aldı.


Taşkıran fabrikada günlük 10 ton süt işlendiğini ve ayran, yoğurt, tereyağı üretimi yapıldığını söyledi.


Kaymakam Kapankaya fabrika incelemesinin ardından beraberinde İlçe Gıda tarım ve Hayvancılık Müdürü Namık Özdüzgün ile birlikte, 90 Bin dönüm alan üzerine kurulu besi çiftliğine geçti.


Burada Kaymakam Kapankaya’ya bilgiler beren işletme sahibi Ahmet Taşkıran besi çiftliğin şu an itibariyle faaliyetine başladığını belirterek; “Tesisimiz toplamda 90 dönüm üzerine kurulu, 45 dönümü hayvan podaklarıyla çevrili 5 bin baş kapasiteli bir durumda. Ama biz hayvan refahı açısından, hayvanın daha rahat daha güzel bir ortamda yetişmesi için 3330 baş koymayı hedefliyoruz. Bir podağımız 50 baş hayvan alıyor, bir sırada toplam 550 hayvan oluyor, bunun gibi toplamda altı sıra var, toplamda 3300 hedefliyoruz. 2017 yılının sonuna kadar ki hedefimiz 550 hayvan yaparak, 2018 yılının sonunda da 3300 baş kapasiteye yani tam kapasiteye çıkmayı hedefliyoruz. Şu an için Güney Amerika’dan ilk partiden oluşan 113 angus cinsi hayvanımız geldi. Bundan sonra ise Avrupa’dan 180 adet bir siparişimiz var, onlar da en kısa sürede burada olacaklar. Geldiğinde inşallah çiftliğimiz dolmuş olacak” dedi.


Taşkıran hedeflerinin 20 bin baş hayvana ulaşmak olduğunun altını çizerek, “Uygun fiyat durumu oluşursa çiftliğe yerli dana da koymayı planlıyoruz. Bizim besi çiftliğimizde hedefimiz 20 Bin rakamlarına çıkmaktır. Niksar’ı hayvancılık cazibesi haline getirmek istiyoruz, gelişmiş illere baktığımız zaman büyükbaş hayvancılık üst sınırlarda, yapılan çalışmalarda hayvancılıkla gelişmiş il seviyesine çıktığı görülüyor. İnşaat sektörü lokomotif bir sektör ama hayvancılık olmadan da olmuyor. Çünkü hayvancılık tabanı geliştiren bir sektör. Bizde inşallah Niksar’da 20 Bin baş hayvan seviyesine çıkmak istiyoruz, hayvancılık dendiğinde inşallah Niksar akla gelecek” dedi.


Taşkıran ayrıca, hayvanların yem ihtiyaçları için anız, saman, yonca, silaj gibi ürünlerin tamamını Niksar çiftçisinden aldıklarını ve bundan sonra da almaya devam edeceklerini ifade ederek” Biz Niksar için varız, Tokat için varız” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.