YEREL HABERLER - 17 Ağustos 2017 Perşembe 19:00

Artvin’de DOKA Toplantısı yapıldı

A
A
A
Artvin’de DOKA Toplantısı yapıldı

Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) tarafından desteklenen yatırım ve projelerin değerlendirildiği toplantı Artvin Valiliği’nde yapıldı.

Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) tarafından desteklenen yatırım ve projelerin değerlendirildiği toplantı Artvin Valiliği’nde yapıldı.


Artvin Valisi Ömer Doğanay başkanlığında valilik toplantı salonunda düzenlenen toplantıya Artvin AK Parti Milletvekili İsrafil Kışla, DOKA Genel Sekreteri Onur Adıyaman ve kurum müdürleri katıldı.


Artvin’in DOKA’nın desteklerinden daha fazla yararlanması gerektiği ifade eden Vali Doğanay, bu konuda bütün kurum ve kuruluşların özenle çalışması gerektiğini söyledi. Artvin’in turizm kenti olma hedefini vurgulayan Vali Doğanay, bu kapsamda teknik ve mali destekten daha fazla yaralanmanın bu hedefe ulaşmada önem arz ettiğini ifade ederek bu toplantının bu çerçevede önem arz ettiğini dile getirdi.


Toplantıda DOKA Artvin Ofis Temsilcisi Berna Kiriş Turna Artvin’deki projelere verilen maddi ve teknik destekler hakkında bir sunum yaptı. Toplantı Artvin’de uygulanabilecek projelere ilişkin yapılan konuşmaların ardından sona erdi.


Toplantı sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan DOKA Genel Sekreteri Onur Adıyaman kurum olarak Artvin’e 20 milyon liralık bir destek verdiklerini söyledi. Adıyaman “Bu desteklerimizin arasında hem kamu kurumlarına hem de özel sektöre verdiğimiz destekler var. Ağırlıklı olarak turizm alanında desteklerimiz oldu. İmalat sanayi ve tarıma dayalı üretim noktasında da desteklerimiz mevcut. Bundan sonra turizm odaklı kalkınma modelini Artvin için öne çıkarmayı planlıyoruz” dedi.


Artvin’de çok önemli turizm destinasyon noktalarının olduğunu ancak bunların yeteri kadar turizme kazandırılamadığını kaydeden Adıyaman “Örneğin Dünyanın En Büyük ikinci kanyonu olan Cehennem Deresi Kanyonu burada ama turizme pek kazandırılamamış. Burasını turizme açmanın planlarını yapmalıyız. Türkiye’nin en zengin bitki çeşitliğine sahip ili Artvin’de neden botanik park olmasın. Artvin endemik bitki ve aromatik bitkiler açısından zengin bir il. Bu özelliğimizi botanik park olarak değerlendirmek için fizibilite çalışmalarımız devam ediyor. Murgul ilçemizde bir bakır kültürü var. Burada maden müzesi düşünülebilir. Bununla ilgilide çalışmalarımız var” diye konuştu.


Artvin’in eşsiz bir doğa güzelliği ve kendine has bir yaşam kültürü olduğunu kaydeden Adıyaman ‘Turizm Odaklı Kalkınma Modeli’ kapsamında Türkiye’nin tek biyosfer rezerv alanı olan Camili Havzasında ve diğer ilçelerde eko turizm koyları oluşturularak, butik şehir anlayışıyla ilde turizme ivme kazandırılabileceğini söyledi.


Yöresel ürünlerinde turizme katkı sağlayıp ekonomik girdi sağlayacağını belirten Adıyaman, bu kapsamda Artvin Ticaret ve Sanayi Odası ve Hopa Ticaret ve Sanayi Odasının başvurularıyla Artvin Yatık Döneri, Silor, Artvin balı, gorcolo peyniri, hamsili ekmek ve laz böreğinin Artvin’in yöresel ürünleri olarak tescillenmesi için patent enstitüsüne başvuru yapıldığını söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana F-16’lar, pilotların kumandasında vatanı koruyor Adana’da 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığında bulunan ve "Savaşan Şahin" olarak anılan F-16 savaş uçakları, görevli pilotların kumandasında vatanı korurken dosta güven, düşmana korku salıyor. Hava Pilot Binbaşı, "Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" dedi. Çok amaçlı, tek jet motorlu savaş uçağı olarak tanımlanan Türk Hava Kuvvetleri bünyesindeki F-16, "Fighting Falcon", diğer adıyla "Savaşan Şahin", Türkiye’nin gökyüzündeki vurucu güçlerinden sadece bir tanesi. Terörle mücadelede etkin şekilde görev alan F-16’lar, 7 yılı aşkın zorlu eğitim süreci ile psikolojik ve fiziksel testleri başarıyla tamamlayan savaş pilotlarının da kumandasında göklere yükseliyor. F-16 savaş uçakları dosta güven, düşmana ise korku salıyor. 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı, kapılarını İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açtı. Adana 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı 152’nci Jet Filo Komutanlığında görev yapan Hava Pilot Binbaşı, 17 yaşında Hava Harp Okulunda başlayıp F-16 sandalyesine uzanan hikayesini İHA’ya anlattı. "Farkında olmadığım savaş pilotluğu kanıma karıştı" 2002 Dünya Kupası’nda 3. olup ülkemizi gururlandıran A Milli Futbol Takımın uçağına, Türkiye’ye dönüşünde F-16’ların eşlik etmesi üzerine televizyonda bu anları izleyen ve pilot olmaya karar veren Hava Pilot Binbaşı, "Pilot olmak bir noktadan sonra çoğu gencin olduğu gibi benim de hayalim olmaya başladı. Ben lise son öğrencisiyken A Milli Futbol Takımımız dünya 3.’sü oldu. Onlar ülkemize gelirken 2 tane F-16 uçağı, onları havada karşıladı. Bu beni çok etkiledi. Daha önce açıkçası farkında olmadığım savaş pilotluğunun kanıma karışmasını sağladı. Bu vesileyle Hava Harp Okulu seçme aşamalarına katıldım. Ben de bir asker çocuğuyum. İlk seçildiğimde çok mutlu oldum. Ben ailenin tek çocuğuyum, bu nedenle annemin çekinceleri vardı. Fakat ben sahip olmadığım kardeşlerimi Hava Harp Okulunda kazandım" diye konuştu. "Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev" Türk hava sahasını korumanın çok ciddi bir görev olduğunu anlatan Hava Pilot Binbaşı, "Bu meslek çok farklı bir duygu. Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev. Bilginin güç olduğu ama aynı zamanda da fiziksel ve mental olarak güçlü olmanız gereken bir meslek. Bunu, uçacağınız her gün sağlamanız gerekiyor. Savaş pilotluğu tamamen disiplin işi. Sabah uyandıktan gece yatana kadar günlük rutinlerin dışına çıkmamaya çalışıyoruz. Genel brifing ile başlayan mesaimiz daha sonra lider brifingi, uçuş ve dönüş brifingi ile devam ediyor. Sağlığımıza, beslenmemize ve uykumuza çok dikkat etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor" Savaş pilotluğunun ciddi disiplin, çalışma ve fedakarlık gerektirdiğine işaret eden Hava Pilot Binbaşı, "Bizim eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor. İlk olarak MSÜ Hava Harp Okulunda mühendislik diploması alıyoruz. MSÜ Hava Harp Okulunda İngilizce dil eğitimine çok önem verilir ve bir havacı için İngilizce çok önemlidir. MSÜ Hava Harp Okulundan mezun olan herkes, pilot olmuyor. Belirli sınavları geçenler pilot adayı oluyor. Daha sonra uçaklarda eğitim alıyorlar ve bu eğitimleri tamamlayanlar Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki uçaklara pilot oluyor. Harbe hazırlığın devamı olarak nitelendirilen birlik içi eğitimler, meslek hayatımız boyunca devam etmektedir. Farklı silahların eğitimleri filolardaki öğretmen pilotlarımız tarafından pilotlara veriliyor" dedi. "Hem dersler hem de İngilizce çok önemli" Hava Pilot Binbaşı, pilot olma hayali kuran gençler için de şu tavsiyelerde bulundu: "Havacılık dünyada sürekli büyüyen bir sektör ve pilot açığı her zaman oluyor. Çok cazip bir kariyer planı. Öncelikle İngilizce havacılık dili olduğu için çok önemli. Bunun yanı sıra Milli Savunma Üniversitesi sınavlarında Hava Harp Okulu en yüksek puanlarla öğrenci kabul eden bir bölüm. Bu nedenle derslere çalışmak şart. Bunun dışında sporcu kişiliğe sahip olmalı, sporu hayatınızın rutini haline getirmelisiniz. Ayrıca sosyal bir kişiliğe sahip olmak çok önemli." "MSÜ Hava Harp Okulu göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" Türkiye’deki savunma sanayinin her geçen gün geliştiğini ve kendi uçaklarımızın envantere girmesiyle çok gururlandıklarını vurgulayan Hava Pilot Binbaşı, "Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ’İstikbal Göklerdedir.’ Bu söz o kadar çağın ötesinde bir söz ki kendisini sürekli yeniliyor. Günümüzde artık Türk havacılığı kendi uçaklarını yapar hale geldi. Umuyorum ki çok kısa zamanda operasyonel anlamda da kullanacak. Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. Türkiye artık uzaya çıkarak insanlı uzay misyonunun parçası haline geldi. Bu demektir ki artık MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacaktır" ifadelerini kullanarak tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutladı.