SPOR - 06 Eylül 2017 Çarşamba 11:28

Derelioğlu: "Yabancı oyuncuya ilgi altyapılara gereken önemin verilmemesine neden oldu"

A
A
A
Derelioğlu: "Yabancı oyuncuya ilgi altyapılara gereken önemin verilmemesine neden oldu"

Trabzonspor Gençlik Geliştirme Koordinatörü İhsan Derelioğlu, yabancı oyuncuya olan ilginin altyapılara gereken önemin verilmemesine neden olduğunu söyledi.

Trabzonspor Gençlik Geliştirme Koordinatörü İhsan Derelioğlu, yabancı oyuncuya olan ilginin altyapılara gereken önemin verilmemesine neden olduğunu söyledi.


Geçtiğimiz aylarda Trabzonspor Gençlik Gelişterme Koordinatörlüğü görevine atanan Trabzonlu teknik adam İhsan Derelioğlu, Trabzonspor’un altyapısının günlük değişmelere ve gelişmelere göre programlanmaması gerektiğini belirterek, "Trabzonspor’un geçmişten gelen bir altyapı kültürü var. O kültürü ve geleneği günümüz uygulamalarına ve gelişmelerine çağdaş metotlarla uygulayan bir yapıya sahip olmalıyız. Trabzonspor altyapısı bir günde bir başka boyuta, bir başka konuma evrilecek bir kuruluş değil. Çünkü özellikle Türkiye’de, Trabzonspor’un altyapısı belli başlı değişikliklere ve belli başlı köklü çözümlere imza atmış bir kuruluş. Özellikle, Trabzonspor’un kuruluş yıllarından sonra sadece Trabzonspor kulübünün altyapısı olarak düşünmemek gerekir. Trabzonspor’un lige çıkışı, ligdeki şampiyonlukları elde etme serüveni Trabzon futboluna dönüştü. Bu dönüşümden daha sonra Trabzon futbolundaki potansiyel Trabzon insanının bu konudaki yeteneği Trabzonspor’un kazandığı şampiyonluklarla Türkiye’de büyük bir devrime imza atarak onu göstermiştir zaten. Bu nedenle Trabzonspor’un altyapısı giderek daha çok önem kazanmıştır. Önem kazandıkça da gerekliliği bir ihtiyaç oldu. Ve uzun süre bu potansiyel değerlendirilmiş" ifadelerini kullandı.



“Toplumun nereye yönlendireceği çok önemli”


Toplumun yönetimi nereye yönlendireceğinin çok önemli olduğunu belirten Derelioğlu, "Trabzonspor’un çok dar bir altyapı kıskacına girmemesi lazım. Kapalı bir altyapı ya da dar bölge sistemi gibi bir sistem içinde altyapının çalışmaması lazım. Daha geniş, daha efektif çalışması lazım. Ne kadar çok yatırım o kadar çok karşılık. Altyapıya önem vermek demek her gün altyapıyı konuşmak demek değil. Yönetimin şu anda bakış açısı çok iyi ama bunu zamanla ne kadar geliştireceğiz, ne kadar dönüştürebileceğiz o oluşacak duruma bağlı. Türkiye’deki sistem buna ne kadar müsaade edecek. Şöyle bir ikilem gelecek yarın yönetimin önüne şu oyuncunun transferiyle A takımı güçlendirip şu sonucu almak mı yoksa aynı ekonomiyi buradan vazgeçip altyapıya vermek mi? Bu ikilemde ne tarafa dönecekler? Toplum yönetimi nereye yönlendirecek? Bizim asıl sorunumuz bu, en büyük sıkıntımız bu. Bugün herhangi bir konuda kafa yoran, konuşan, futbolun içinde olan birine bu soruyu soruyorum. Ne yapacaksın, sorun burada. Bizim en büyük sorunumuz geldiğimiz noktada tercih meselesi, profesyonel takımın bugün alacağı sonuç ve yapılacak yatırım mı? Yoksa 5 yıl sonra geleceğine daha uzun vadeli yapılacak yatırım mı? Bu tercih de çok önemli, ama biz inanıyoruz ki şu anki yönetimle bizim görüşmelerimiz ,söylemlerimiz, konuşmalarımız yatırımları mümkün olduğunca yani el verdiğince yapılacağı yönünde. Biz de bu yatırımları doğru bir şekilde yönlendirmek için kendilerine gerekli raporları, gerekli bilgileri sunuyoruz" şeklinde konuştu.



"Yabancı oyuncuya ilgi altyapılara gereken önemin verilmemesine neden oldu"


Trabzonspor Gençlik Geliştirme Koordinatörü İhsan Derelioğlu, Türkiye’de yabancı oyunculara gösterilen ilginin altyapılara gereken önemin verilmemesine neden olduğunu belirterek, "Futbol endüstrisindeki gelişimler, yabancı oyuncu sayısındaki artışlar, son yıllarda en üst noktaya vardı. Bu artış Türkiye’de altyapılara verilen ilginin önemin azalmasını sebep olmuş. Bundan Trabzonspor da payını almış. Altyapının kendi başına çalışması, üretmesi, bir takım değerleri ortaya çıkarmasından çok, bunların ortaya çıkartılacak platformun hazırlanması gerekiyor. Süper Lig’de takımların 14 tane yabancı oyuncu kullanma hakkı var. İlk on birde oynayan yabancı oyuncuların sayısı oldukça fazla ve altyapıdan gelen oyuncuların sayısı ilk 11’de yok denecek kadar az. Federasyon mecburiyet koymuş. Demek ki kulüpler serbest bırakıldığı zaman altyapıdaki oyunculara kendi ürettiklerine gerekli önemi göstermemişler. Yani altyapıdan gelen oyunculara rutin sadece kağıt üstünde değer verilmiş o nedenle bütün bu furyadan Trabzonspor da nasibini almış. Ama bu Trabzonspor’la ilgili sorun değil. Türkiye’deki futbol altyapılarıyla ilgili bir sorun olmuş. Son yıllarda bu giderek artınca ister istemez yabancı oyuncu fazlalığı ve transfer hastalığı kulüpleri ekonomik olarak negatif noktalara getirmiş. O nedenle hem şehir olarak hem kulüp olarak Trabzonspor’un var olan potansiyelinin dönme ihtiyacı ya da altyapısını iyi kullanma ihtiyacı diğer kulüplere göre çok daha fazla. Bunun harekete geçirilmesi için Trabzon’daki bütün futbol dinamiklerinin bu yapıya sahip çıkması gerekiyor. Trabzonspor bunu bütün kulüplere kucak açacak ve kapsayacak şekilde yapabilir" dedi.



"Bizim misyonumuz var olan potansiyeli harekete geçirip profesyonel takıma oyuncu hazırlamak"


Trabzon içinde ve dışında çok büyük bir kitleye sahip olduklarını belirten Derelioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Trabzon’un kendi kaynaklarını, Trabzonspor adına kullandırabilmek... Hem şehir karakterine uygun oyuncularla yapabilmek hem de ekonomik olarak daha düşük maliyette oyuncu kazandırmak. İki yönlü Trabzonspor’a fayda sağlamak... Tabi futbolun ve endüstrinin çok geliştirdiği, çok global olduğu ortamda bugün bunun sadece Trabzon’un yerel potansiyelinde halledebilir miyiz, halledemez miyiz bu çok büyük bir sorun ve tartışma sorusu. Trabzon’un dışında da çok büyük bir kitlesi olan kulüp oyuncu anlamında da kullanabilmeli yani ulusal anlamda da oyuncu taraması yapıp, kitleyi kullanabilmeli. Bu değerleri evrensel ölçüler de eğitimden, öğretimden geçirerek o boyutlara ulaştırmak durumunda. Bizim en önemli misyonumuz, varolan potansiyeli harekete geçirip profesyonel takıma hazır oyuncular oynayabilecek oyuncular hazırlamak. Ama bizim görevimiz orada bittiği yerde diğer sorunlar baş gösteriyor. Yani bu tek taraflı tek yönlü bir şey olmadığı için mutfakta ürettiğimiz bir yemeği iyi bir masada yiyebilecek müşteride lazım."



"Kulüplerin kendi ürettiklerine sabır göstermeleri gerekir"


Kulüplerin kendi ürettiklerine sabır göstermeleri gerektiğini vurgulayan Derelioğlu, "Kulüpler de medya ve taraftar baskısı altındalar. Taraftar ve medya kulüplere bir kulüp bir takım planlanması iki üç yıllık ya da beş yıllık bir süre takım yapılandırması süresi vermiyor. Gelen yönetimin belli bir süresi var. O sürede başarı kazanmak zorunda. Kısa sürede başarı yakalamak için ürettiği ya da hazırlayacağı değil, hazır oyuncuları tercih ediyor. O zaman beklemesi gereken oyuncular ister istemez dışarıda kalıyor. O yönetimden sonra başka bir yönetim gelince başarısız olursa sil baştan onlar da kendilerini başarılı olmak zorunda hissediyorlar. Bu arada tabi ki üretim ve kendi değerleri ister istemez dışarıda kalıyor. Taraftar da bunun farkında olmalı. Bu gidiş bu kulüplerin bu ekonomik yapılarıyla uzun süre devam etmeyecek. Kulüplerin bakış açıları da önemli. Federasyonun verdiği rutin bir altyapı var. Bütün kulüpler o altyapıları federasyonun verdiği kurallara göre oluşturmak zorunda. Belli kategoride takımlar kurmak zorunda. Birçok kulüp sadece onlar olsun diye alt yapılarını oluşturuyorlar. Bazı kulüpler kendilerini tamamlayacak yani oluşturdukları profesyonel kadroya tamamlayabilecek oyuncuları katmak için bu altyapıyı oluşturuyorlar. Biraz daha fazla ilgi gösteriyorlar. Bazıları ise tamamen altyapıya daha farklı önem verip altyapı modeliyle A takıma yönlendirmeye çalışıyor ama bugün Süper Lig kulüplerinde yok denecek kadar azaldılar. Çünkü tek başına bir altyapı üretebilmeleri futbol endüstrisindeki üst başarıya yetemeyebiliyor" değerlendirmesini yaptı.



“Trabzonspor’un ve şehrin kimliğini temsil edecek oyuncular hazırlamak istiyoruz”


Derelioğlu, profesyonel dünyada savaşacak, Trabzonspor’un ve Trabzon şehrinin kimliğini yansıtacak oyuncular hazırlamak istediklerini belirterek, “Buradan mezun ettiğimiz, A Takıma seçilmiş ve kabul edilmiş oyuncular artık profesyonel takımın profesyonel oyuncuları. Farklı bir ortamlarda farklı bir dünyadalar. Bizim yapmamız gereken o farklı dünyaya o farklı ortama burada onları hazırlayarak göndermek çünkü onlar artık oraya ait profesyonel dünyada savaşacak Trabzonspor’un Trabzon şehir kimliğini orada temsil edebilecek yapıda oyuncular olmalı. Bizim en büyük görevlerimizden biride bu, düşüncemiz futbol öğretisini Trabzonspor değerlerin içinde Trabzonspor değerleri dışına çıkmadan oraya ait olduğunu hisseden burada olan her oyuncunun hedefinin Trabzonspor’da oynamak bilincini yerleştirerek, profesyonel seviyede savaşabilecek yarışabilecek her türlü donanıma sahip olacak bir şekilde eğitebilmektir" ifadelerini kullandı



“3-5 yıl sonra şampiyon olacağım diyen yöneticiler kulüplerde barındırılmıyor”


Derelioğlu, 3-5 yıl sonra şampiyon olacağım diyen insanların kulüplerde barındırılmadığını belirterek, "Teknik adam da gelse aynı, barındırmıyorlar. Yönetici de gelse barındırmıyorlar. Demek ki kulüpler belli planlarını uzun vadeli yapmak zorunda, o bilinç oluşturulmak zorunda. Bunu camia kabullenirse toplum taraftar kabullenirse o zaman altyapının bir gerçeği ortaya çıkar. O zaman belki gerçek yüzünü anlayabiliriz. Altyapının başarısını ölçme değerlendirme sistemi çok zor. Neye göre başarılı neye göre başarılı değil, neye göre tartacağız? Eleştirmek kolay bir de empati yapmak lazım. Bizim düşündüğümüzü taraftar düşünmüyorsa, camia düşünmüyorsa bir esprisi kalmıyor. Bizim düşündüğümüzü kulübün üst yönetimi düşünmüyorsa bir anlamı kalmıyor. Ya da kulübün üst yönetimi buna açıksa bu altyapı modeline bu yönetime önem veriyorsa biz yetersiz kalıyorsak gene bir esprisi kalmıyor. Bu artık futbola yatırım meselesi, futbol artık yatırım alanı oldu. Hiçbir yatırım yapmadığın bir şeyden sağlıklı bir ürün elde edemiyorsunuz. Önce yatırım yapacaksın ondan sonra bekleyeceksin" şdiye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.