ASAYİŞ - 11 Eylül 2017 Pazartesi 12:37

Malatya’daki FETÖ/PDY davası

A
A
A
Malatya’daki FETÖ/PDY davası

Malatya’da 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin görülen davanın bugünkü celsesinde o gece 7.

Malatya’da 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin görülen davanın bugünkü celsesinde o gece 7.Ana Jet Üssü’nde olayları yatıştırmakla görevlendirilen Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Kamalak tanık olarak dinlendi. Kamalak, tutuklu sanıklardan üssün eski komutanı Emin Ayık’ın kendilerini sabah kadar oyaladığını savundu.


Fetullahçı Terör Örgütü-Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) tarafından 15 Temmuz’da gerçekleştirilen darbe girişiminin Malatya ayağına yönelik görülen davada sanıklar hakim karşısında çıktı. Yakınca Spor Salonunda kurulan Malatya 1.Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlayan 5’İnci celse tanık dinlenmesi ile başladı.


15 Temmuz günü 7. Ana Jet Üssü’nde güvenliğin sağlanması için görevlendirilen Malatya Emniyet il Müdür Yardımcısı Mustafa Kamalak tanık olarak mahkemede verdiği ifadede o gece neler yaşandığını ayrıntıları ile olaydan sonra savcıya anlattığını belirterek, 7.Ana Jet Üssü’ne Vali ve Emniyet Müdürünün talimatı ile gittiğini söyledi. Amaçlarının havaalanının pistini kapatmak ve uçakları kaldırmamak olduğunu ifade eden Kamalak, “15 Temmuz gecesi Emniyet Müdürümüz ‘Kırmızı alarm’ diyerek bizi acil olarak Emniyet Müdürlüğüne çağırdı. Emniyet Müdürümüz 10 dakika içinde görev taksimi yaptı ve ben de daha öce havaalanında görev yaptığım için o bölgeyi biliyordum. Saat 23.00’te havaalanına ilk gittiğimde bir hareketlilik gözükmüyordu” dedi.


İlk olarak havaalanı müdürü ile birlikte pisti kapattıklarını belirten Kamalak, dönemin 7. Ana Jet Üssü Komutanı tutuklu sanık Tuğgeneral Emin Ayık’ın kendilerinden sürekli kaçtığını ve zaman kazanmaya çalıştığını ileri sürdü. Sabaha karşı 7 uçağın geldiğini de kaydeden Kamalak, “7 uçak yaklaşık 1-1,5 saat havada döndü. Emin Ayık, yanımıza gelerek uçakların inmesini istedi. Emniyet Müdürü ve Vali ile görüşerek, uçakların inmesine müsaade ettik. Uçakların çok pahalı olduğu ve Amerika’dan zorlu alındığı, yakıtlarını bitmesi sonucu düşmemesi için indirildi” ifadelerini kullandı.



Emin Ayık’tan bir garip soru


Uçakların indirilmesinin ardından içerilerinde bulunan 39 personeli gözaltına almak istediklerini ancak Emin Ayık’ın buna müsaade etmediğini savunan Kamalak, “Daha sonra haklarında gözaltı kararı verilen 39 kişiyi gözaltına alarak Polis Okulu’na gönderdik. İkinci gün ise Emin Ayık’ı gözaltına aldık. Teknik eleman çağırarak o uçakların panellerini söktük. 7. Ana Jet Üssü’ndeki F-16 uçaklarının kalkışını da kontrol altına aldık” diye konuştu.


Soru cevap kısmında ise Düzce Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlanan tutuklu sanık dönemin 7. Ana Jet Üssü Komutanı Emin Ayık, “15 Temmuz’da İl Emniyet Müdürlüğü’nde görev taksimi yapılıyor, uçakların inmesini engellemek için görev yapıyorsunuz. Gelir gelmez neden üs komutanıyla temas kurmadınız” diye sordu.


Bunun üzerine Kamalak, “Ortada hain bir teşebbüs var, üs komutanını kim olduğunu bilmem ben görevimi yaptım. Komutanı kim, subayı kim bunun peşinde koşmam ben kendi işimi yaparım. Havaalanı yetkili bendim, görev bana verildi. Benim ağzımı bozmayın, sabaha kadar bizi oyaladınız” diyerek cevap verdi.


Tutuklu sanıklardan havacı pilot Tuncay Öztürk ise tanık Kamalak’a "Pisti kapatmak için ne yaptınız. 14 aydır bu nedenle yatıyoruz, vatan görevi için oraya gittik” diye sordu. Kamalak ise “Tek hedefimiz vardı, itfaiye araçlarını piste koyduk ve bu şekilde pisti kapatmaya çalıştık” dedi.



"Spor mu yapacaktınız" sorusu


Başbakanlık müdafi avukat Bayram Taşkın söz alarak, “O gece saat 21:00 itibariyle tüm Türkiye’de hava sahası uçuş yasağı vardı. Niye çalıştırıyorsunuz o uçakları spor mu yapacaktınız” diye sorunca sanık ve sanık avukatları bu duruma tepki gösterdi. Bu sırada izleyicilerden de bazıları sanıklara tepki gösterince kısa süreli gerginlik yaşandı. Bu arada en son celsede karacılar ve havacıların dosyasının ayrılmasına karar verilirken, yeni heyet her iki dosyanın da aynı davada görülmesine karar verdi. Bazı sanık avukatları ise bu karara itiraz etti.



“Uçakların inmemesi için tüm cihazları kapattık”


Duruşmada daha sonra darbe girişimi sırasında Malatya Havaalanı’nda müdür olan Hakan Aydoğan tanık olarak dinlendi. Aydoğan, darbe gecesi uçakların uçmasına neden olan bütün sistemlerin kapatılması için kuleden talimat verildiğini ve havalimanında bulunan iki cihazı kapattırdığını söyledi. Dönemin Valisi Mustafa Toprak’ın kendisiyle telefonla görüşerek, havalimanına hiçbir uçağın kalkmayacağı ve indirilmeyeceği talimatını verdiğini ifade eden Aydoğan, “Kule bize 7 kargo uçağının havalimanımıza geldiğini, kapattığımız cihazları açmamızı söyledi. Biz de apronu itfaiye araçları, iş makineleri var, bunlarla kapattık. Kule bizden isteyince tereddütte düştük. Vali beyin korumaları aradı, valimize 7 adet kargo uçağının havalimanımıza gelmekte olduğunu söyledim. ‘O üsse uçak inmeyecek, kalkmayacak’ talimatını verdi. Vali bey, ‘o pisti kapatmazsan, seni de tutuklarız’ dedi. Üs komutanı Emin Ayık ile yüz yüze görüştük, valimizin kesin talimatı var ‘o uçaklar buraya inmeyecek’ dedim. Ayık, ‘valimizle görüştüm o uçakları indireceğiz’ dedi. Vali beyi aradım ‘kesinlikle öyle bir görüşme olmadı uçaklar inmeyecek’ dedi. Uçaklar saat 04.30 gibi inmeye başladı. Cihazlarımız açık değildi, askeriyenin radarları var, öyle inmeye başladı. 7 uçak indikten sonra arkadaşlara talimat verdim, kuleye ulaşın, ana pisti kapatıyoruz" dedim. Pisti araçlarla kapattık. Belediye araçları geldi, onları piste dağıttık" ifadelerine yer verdi.


Duruşma diğer tanıkların dinlenmesi ile devam ediyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.