SPOR - 11 Eylül 2017 Pazartesi 17:13

İdilliler yeni stat ve tesis istiyor

A
A
A
İdilliler yeni stat ve tesis istiyor

Şırnak’ın İdil ilçesinde bulunan İdil 1937 Spor Kulübü’nün sporcuları, yöneticileri ve vatandaşlar, yıllardır toprak ve dikenli sahada antrenman ve maç yapıldığını belirterek, yetkililerden yeni stat ve tesis yapılmasını istedi.

Şırnak’ın İdil ilçesinde bulunan İdil 1937 Spor Kulübü’nün sporcuları, yöneticileri ve vatandaşlar, yıllardır toprak ve dikenli sahada antrenman ve maç yapıldığını belirterek, yetkililerden yeni stat ve tesis yapılmasını istedi.


Şırnak’ın İdil ilçesinde 2014’te kurulan ve 150 lisanslı sporcusu bulunan İdil 1937 Spor Kulübü’nün sporcuları, antrenman ve maçlarını yazın toz ve toprak, kışın ise çamur deryası içerisinde yapıyor. Sporcular, yöneticiler ve vatandaşlar, ilçeye yeni stat ve tesis yapılmasını istedi. Yaşanan bu sorunun kurumlar arası ya da idareciler arasındaki bir kopukluktan kaynaklandığını düşündüğünü ifade eden İdil 1937 Spor Kulübü Başkanı Ekrem Şimşek, 2015 yılında 22 bin metrekare arsanın stat kurulması için Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğüne tahsis edildiğini belirtti. Ancak o günden bu yana yaptıkları bütün başvurulara rağmen bu konuda sonuca varamadıklarını anlatan Şimşek, kendilerine olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmediğini kaydetti.


Ömerli’nin nüfusunun 5 bin, Gercüş’ün 4 bin, Beşiri’nin ise 7 bin olduğunu ifade eden Şimşek, “İdil merkezin nüfusu 30 bin. Köylerle birlikte bu sayı 100 bine yaklaşıyor. Yüz bin nüfuslu bir ilçede yıllardır sporcuların toprak sahada oynaması bize yakışmıyor. Bu çocuklarımız da sentetik bir sahada futbol oynamayı hakediyorlar” dedi.



“Amacımız çocuklara sporu sevdirmek”


Çocukları sokaktan ve olayların içinden kurtarmak için kulüp olarak altyapıya önem verdiklerini belirten Şimşek, “Doğu ve Güneydoğulu çocuklar ellerinde taş gibi görüntülerle anılmasın. Bizim buradaki tek amacımız çocukları sokaklardan alıp, sporu sevdirmek, futbol sevdirmek ve onları rehabilite etmektir. Aynı zamanda da kulübümüzde eğitim gören öğrencilerimizin eğitim durumlarını da okullarından öğrenip bu konuda onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu konuda elimizi taşın altına koyarken, didinip çalışırken verilen emeğin karşılığını almamak bizleri bir hayli mutsuz ediyor” diye konuştu.



“Tek isteğimiz tesis yapılması”


Öğrencilerin çok sağlıksız koşullarda futbol eğitimi aldığını ifade eden İdil 1937 Futbol Kulübü Antrenörü Ömer Koçer, “Şırnak Süper Amatör Lig’de mücadele eden kulübümüz bünyesinde yaklaşık 150 lisanslı sporcu var. Aynı zaman da 2016 yılında faaliyete geçen ve 60 kişiden oluşan futbol okulumuz var. Çalışmalarımızı bu toprak sahada yürütüyoruz ve bu çalışmaları yaparken ciddi zorluklar yaşıyoruz. Çocuklar tozdan etkileniyor ve hastalananlar oluyor. Kulübü bırakmaya çalışanlar oluyor. Bundan dolayı yetkililerden bu konuda yardım beklediğimizi, çocukların daha temiz ve daha iyi koşullarda çalışmaları için tek isteğimiz olan güzel bir saha ve spor tesisinin yapılmasıdır” ifadelerinde bulundu.



“Saha çok elverişsiz”


Her sporcu çocuk gibi İdilli çocuklarında sağlıklı koşullarda futbol eğitimi almayı hakkettiğini ifade eden İdilli vatandaşlardan Ahmet Yalanak, şunları kaydetti:


“Çocuklarımızın spor yaptığı saha sağlıklı değildir. Çocukların oynadığı saha Türkiye’nin hiçbir yerinde yok. Bizim yetkililerden isteğimiz çocukların daha sağlıklı koşullarda spor yapmaları tozdan ve çamurdan kurtulmaları için modern bir suni çim saha yapılmasıdır. 20 yıldan bu yana bu sahanın faaliyet gösteriyor. Küçüklüğümde bende toprak sahada oynadım. Saha toz toprak olduğu için çocuklar top oynayamıyor, çok elverişsiz. Çocuklar top oynadıktan sonra eve yüzleri gözleri toz içinde geliyor ve biz bunları istemiyoruz. Çocuklarımız için daha temiz ve modern bir saha talep ediyoruz.”



“Çocuklar hep toz içinde”


Çocuklara gönüllü olarak zaman ayırıp spor eğitimi verdiğini belirten Beden Eğitimi Öğretmeni İdris Kartal, “İdil 100 bin nüfusa sahip bir ilçe ama dışarıya baktığımızda 10 bin nüfuslu küçük ilçelerde de modern futbol sahaları, tesisler mevcut. Bildik bileli bu saha böyle ve yeni bir stat yapılmadı. Çocuklar hep toz içinde, sakatlanarak bugünlere kadar geldiler. Bir çok sporcu arkadaşımız bu toprak sahada sakatlanarak spor kariyerlerini sonlandırdı. Toz içinde spor yapmamak için spordan soğudular. Bir çoğunun aileleri izin vermedi . Yani bu çocukların temiz, nezih bir ortamda spor aktivitelerini yapabilmeleri için yeni bir stada sahip olmalarını istiyoruz” dedi.



“Birçok arkadaşımız sporu bıraktı”


Her sporcu gibi kendisinin de modern ve temiz sahada spor yapmak istediğini anlatan Murat Çetik, “Tek isteğim güzel bir spor tesisisin yapılması. Toprak sahada oynamaktan memnun değiliz. Çünkü yazın toz içinde, kışın da çamur içinde spor yapıyoruz. Biz de diğer çocuklar gibi sağlıklı koşullarda spor yapmak istiyoruz. Toz ve çamurda futbol oynadığımız için birçok arkadaşımız hastalanıp sporu bıraktı” diye konuştu.


Sahanın spor yapmaya ve futbol oynamaya elverişli olmadığı için burada spor yapmaktan memnun olmadığını ifade eden Ahmet Melis ise, “Saka ise spor yaparken üstümüz başımız toz oluyor. Eve döndüğümüzde hep öksürüyoruz bundan dolayı da bu toprak sahada oynamaktan memnun değiliz. Toz ve çamur içinde spor yapmaktan kurtulmamız için yetkililerden isteğimiz bize güzel bir suni çim saha ve spor tesisi yapmalarıdır” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.