GENEL - 12 Eylül 2017 Salı 16:33

Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat:

A
A
A
Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat:

“Toplumsal, Siyasal ve Ekonomik Yönleriyle Darbeler” konulu sempozyumun açılış töreninde konuşan Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, “Darbelerin artık tarihin çöplüğüne atılması lazım, ülkelerin özgür ve millet iradesiyle yolunda yürümesi gerekiyor” dedi.

“Toplumsal, Siyasal ve Ekonomik Yönleriyle Darbeler” konulu sempozyumun açılış töreninde konuşan Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, “Darbelerin artık tarihin çöplüğüne atılması lazım, ülkelerin özgür ve millet iradesiyle yolunda yürümesi gerekiyor” dedi.


Yeşilyurt Belediyesi, Malatya İnönü Üniversitesi ve Yeşilyurt Medeniyet ve Sanat Araştırmaları Merkezinin ortak organizasyonuyla, 3.Uluslararası Yeşilyurt Sempozyumu kapsamında düzenlenen “Toplumsal, Siyasal ve Ekonomik Yönleriyle Darbeler” konulu sempozyumun açılış töreni gerçekleştirildi.


Kongre ve Kültür Merkezi Kemal Sunal Salonunda gerçekleşen açılış töreni öncesinde fuaye alanında 15 Temmuz Şehitleri Anısına karma fotoğraf sergisi açıldı. Toplam 70 fotoğrafın yer aldığı sergide, FETÖ/PDY terör örgütü mensupları tarafından gerçekleşen 15 Temmuz hain darbe kalkışması sırasında ve sonrasında Malatya meydanlarında vatan topraklarını muhafaza etmek adına günlerce devam eden darbe karşıtı direniş mücadelesinden insan manzaraları yer aldı. Yurt içi ve yurt dışından katılım gösteren davetliler fotoğrafları yakından incelediler.


Yeşilyurt Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü tarafından hazırlanan ‘15 Temmuz Milli İrade Direnişi’ adlı slayt gösterisinden sonra sempozyumun açılış konuşmasını yapan Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, alanlarında deneyimli ve tecrübeli bilim adamları, bürokrat ve siyasetçilerin katılımıyla iki gün sürecek sempozyumda darbelerin sebep ve sonuç ilişkileri üzerine önemli değerlendirmelerin yapılacağını söyledi.


Yeşilyurt Belediyesinin ev sahipliği yaptığı sempozyumun düzenlenmesinde büyük destek veren Malatya İnönü Üniversitesi ile Yeşilyurt Medeniyet ve Sanat Araştırmaları Merkezine teşekkür eden Polat, "Ülkemiz 1960 yılından itibaren çeşitli darbe süreçleriyle karşı karşıya kaldı. 1960 ve 1970 Darbesi, 1970 Muhtırası,1980 Darbesi, 28 Şubat Post-Modern Darbesi, 27 Nisan e-muhtırası ve bu arada başarılı olmayan Talat Aydemir gibi albaylar cuntasının darbeleriyle milletimiz karşı karşıya kaldı. AK Parti kurulduğu günden beri birçok darbe planları da yapıldı. En sonunda tarihimizin şahitlik ettiği en alçak ve hain darbe kalkışması olan 15 Temmuz’u yaşadık. Bu millet darbe yapanlara karşı darbe yaparak özgürlüğü ve bağımsızlığına olan sevdası ve aşkıyla vatanını ve bayrağını koruyup ülkesine ve geleceğine sahip çıktı. İki gün boyunca ev sahipliği yapacağımız sempozyumda darbenin tüm boyutları alanında uzman, deneyimli akademisyenler ve bilim adamları tarafından etraflıca değerlendirilecek ve önemli bildiriler ve tebliğler sunulacak. Bu tebliğleri kitap haline getireceğiz” ifadelerini kullandı.


Batı dünyasının İslam Ülkeleri üzerinde sürekli haince planlar yaptığını ve darbeleri organize ettiğini anımsatan Başkan Polat, “Batı ülkeleri İslam ülkelerinde askeri planlar ve darbelerle bu ülkelerin kalkınmasını, büyümesini ve gelişmesini hep engellemiştir. Bunun en güzel örneği de ülkemizdir. Bu darbelerin bir çoğunun CIA operasyonları olduğunu görüyoruz. Türkiye’de yaşanan darbe süreçleri gibi Vietnam’da, Güney Kore’de ve Tayland’da da yaşandığını yakından gördük. Bu darbelerin artık tarihin çöplüğüne atılması lazım, ülkelerin özgür ve millet iradesiyle yolunda yürümesi gerekiyor. İnşallah bizler bu topraklardaki sesimizi, dünyanın dört bir tarafına özgürlük, adalet, eşitlik ve bağımsızlık olarak yayacağız. Artık darbelerin olmadığı, özgürlüklerin, bağımsızlığın, hürriyetin en yüksek şekilde bir ülkede yaşamak ümidini asla kaybetmedik, bu kavramlar sürekli aklımızda ve kalbimizde yer alacaktır” dedi.


Sempozyumun her yönüyle önemli olduğunu hatırlatan Polat, "Ülkemizin gelişmesi, büyümesi, özgürlüklerin yerleşmesi açısından böylesine faydalı kültürel ve eğitimsel faaliyetlerin önemli olduğunu düşünüyoruz. Böylesine geniş kapsamlı bir organizasyona ev sahipliği yapmanın da gururu ve onurunu yaşıyoruz. 12 başlıkta oturum toplantıları düzenlenecek. Malatya İnönü Üniversitesi ve Yeşilyurt Medeniyet ve Sanat Araştırmaları Merkeziyle ortaklaşa düzenlediğimiz sempozyumda emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Yaklaşık bir yıldır devam eden ön hazırlıklar, görüşmeler ve toplantılar neticesinde bugünlere geldik. Yurt içi ve yurt dışından çok değerli bilim adamları, akademisyenler, siyasetçileri, gazeteciler ve yazarları iki gün boyunca Malatya’da ağırlayacağız. Davetimize icabet edip şu anda aramızda olan tüm misafirlerimizi en güzel şekilde kentimizde ağırlayacağız. İnönü Üniversitesi Rektörümüze, Sempozyum Bilim ve Düzenleme Kurulu Üyelerimize, Yeşilyurt Belediyesi Başkan Yardımcılarımıza, Birim Müdürlüklerimize ve personellerimize ayrıca teşekkürlerimi sunarım” diye konuştu.


Türkiye’nin 1950 yılından itibaren periyodik olarak neredeyse her on yılda bir darbeyle karşılaştığını ifade eden İnönü Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Abdulkadir Baharçiçek ise, "Türkiye’de çok partili sisteme 1950 yılında geçtiğimiz kabul edilir, aslında Osmanlı İmparatorluğu ve daha sonraki dönemlerde de farklı denemeler yapıldığını görüyoruz. 1950 olarak kabul edilmesinin temel nedeni, o yıllardaki iktidarın demokratik yollarla el değiştirmesi, halkın özgür iradesiyle yapılan seçimlerle el değiştirmesidir. Bu açıdan önemli bir tarihtir. Çok partili demokratik sistemlerde siyasal iktidar gücünü halktan, cumhurdan, milletten ve çoğunluktan alır. Oysaki gücün bu kavramlarda değil bir sınıfa, bir zümreye, bir gruba, elit bir gruba veya bir kişiye bağlı olmasını isteyenler bu işi hazmedemiyorlar. Bu durumu kabul edemedikleri içinde bir şekilde meşru yollarla oluşan iktidarı meşru olmayan yol ve yöntemler kullanarak devirmek istemişlerdir, darbenin tanımı da budur. 1950 yılından itibaren neredeyse periyodik olarak her on yılda bir askerlerin yaptığı darbelere maruz kaldık ve iktidarlar meşru olmayan yollarla el değiştirdi. Bu darbelerin arkasında büyük ölçüde askeri bürokrasi vardır. Tabii ki burada gücün halktan ve milletin alınmasını kabul edilememe durumu da var. Her darbeden sonra yapılan Darbe Hukuku da bir sonraki darbeye adeta zemin hazırladığına şahit oluyoruz. 1960 darbesinden sonra hazırlanan 1961 Anayasasın da ‘Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir’ maddesine ‘Millet Egemenliğini Yetkili Organlar Eliyle Kullanır’ maddesi eklendi. Millete dayanmayan kurum ve kuruluşların büyük ölçüde yetkilendirildiğini gördük. Daha sonraki darbelerde kaynak olarak bunlar gösterildi, bu yasalar öne çıkartıldı.Darbelerin sonuçları da uzun süre ülkeleri olumsuz etkiliyor, bunları kaldırmakta öyle kolay olmuyor.Bütün darbelerin uluslar arası bağlantıları vardır" şeklinde konuştu.


AK Parti Malatya Milletvekili Mustafa Şahin’de, Türkiye’nin askeri darbelerden çok çektiğini ifade etti.


Milletvekili Şahin, darbelerin hiçbir boyutunun kabul edilemez olduğunu belirterek, "Acaba terör mü darbeleri ortaya çıkartan sebepleri doğurdu yoksa o sebepler mi darbeyi doğurdu diye bir soru sorsak, tavuk ile yumurta misali olur. Birbirlerinden asla farkları yoktur. Türkiye 1946 yılından itibaren yaşadığı darbe süreçlerinde çok acılar çekti. Halkın oylarıyla iktidara gelen siyasal iktidarları meşru olmayan yollarla devirdiler. Darbe süreçlerinde aynı senaryolar sahnelendi, 1980 darbesi öncesinde de sabah akşam işlenen cinayetleri gördük. Darbelerin meşrulaşması için biraz daha ölümlerin artmasını bahane ederek 12 Eylül 1980’e kadar sabır etmişlerdi, yaşanan rezaleti ve darbeyi o dönemleri hatırlayanlar bilirler, bizler de yaşadık. 28 Şubat darbesinde aynı olaylar sahneye kondu. 28 Şubat ile 15 Temmuz darbe dönemlerinde merkez üssün Malatya olması da ayrı bir önem taşıyor. Başörtüsü takan, sırf inançlarından dolayı, hak gasbına rıza göstermedikleri için binlerce kardeşimizi evlerinden, eşlerinden, çocuklarından ayırdılar. İktidarlar adil ve haklının yanında durmalıdır. Yıkılan bütün ülkeler ve siyasi partilerin adaletten koptukları ve uzaklaştıkları için bu süreçleri yaşadıklarını görüyoruz. 15 yıllık AK Parti döneminde bu önemli konulara gerekli hassasiyetleri gösterdik. AK Parti dönemindeki başarı ve yükselişten rahatsız olanlar nice darbe planları yaptı. 27 Nisan e- muhtırası, gezi eylemleri, 17-25 Aralık operasyonları, MİT tırlarının durdurulması, Ergenekon ve ardından haince yaşanan 15 Temmuz darbe kalkışmasıyla karşı karşıya kaldık. Tayyip’siz AK Partiyi düşünen o egemen güçler, muratlarına eremediler. Dış bağlantılı olan bu darbe süreçlerini milletimizin kararlığı ve gücüyle bertaraf ettik. Darbelere maruz kalmayacağımız nice güzel günleri hep birlikte yaşamayı ümit ediyoruz" dedi.


İki gün sürecek Uluslararası “Toplumsal, Siyasal ve Ekonomik Yönleriyle Darbeler” konulu sempozyumun ‘Darbe-Siyaset’ başlığı altında gerçekleşen ilk oturumuna Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat Başkanlık ederken, konuşmacı olarak katılan AK Parti Malatya Milletvekili Nurettin Yaşar ile 23.Dönem AK Parti Milletvekili Abdurrahman Kurt ise, darbelerin sebep ve sonuç ilişkileri üzerine hazırladıkları sunumlarını katılımcılarla paylaştı.


Yurt içi ve yurt dışındaki üniversitelerden gelen 40’a yakın bilim adamının yanı sıra 25 farklı kurum, kuruluş temsilcileri, bürokratlar, siyasetçiler ve gazeteciler, bilimsel verilerle destekledikleri sunumlarını düzenlenecek oturumlarda Malatyalılarla paylaşacak.


Malatya merkezli uydu yayını yapan bir televizyonun naklen yayınladığı sempozyumun açılış törenine, AK Parti Malatya Milletvekili Mustafa Şahin ile Nurettin Yaşar, 23.Dönem AK Parti Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt, Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, Malatya İnönü Üniversitesi Rektör Vekili Prof.Dr. Abdulkadir Baharçiçek, Malatya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ercan Turan, Battalgazi Belediye Başkan Vekili Zafer Kırçuval, Yurt İçi ve Yurt dışından gelen Akademisyenler, bilim adamları, gazeteciler, Sempozyum Bilim ve Düzenleme Kurulu Heyeti, Sivil Toplum ve Meslek Örgütlerinin Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Mahalle Muhtarları, yerel ve ulusal medya kuruluşlarının temsilcileri ile çok sayıda davetli katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.