GENEL - 14 Eylül 2017 Perşembe 16:52

’Toplumsal Siyasal ve Ekonomik Yönleriyle Darbeler’ sempozyumu sona erdi

A
A
A
’Toplumsal Siyasal ve Ekonomik Yönleriyle Darbeler’ sempozyumu sona erdi

Malatya’da düzenlenen Toplumsal, Siyasal ve Ekonomik Yönleriyle Darbeler konulu sempozyum, sona erdi.

Malatya’da düzenlenen Toplumsal, Siyasal ve Ekonomik Yönleriyle Darbeler konulu sempozyum, sona erdi. Sempozyumu değerlendiren Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat,sempozyumun çok verimli geçtiğini kaydetti.


İnönü Üniversitesi ve Yeşilyurt Medeniyet ve Sanat Araştırmaları Merkeziyle ortaklaşa düzenledikleri Uluslararası ‘Toplumsal, Siyasal ve Ekonomik Yönleriyle Darbeler’ Sempozyumu sona erdi. Dünya ve Türkiye’de yaşanan darbe dönemlerinin en ince detayına kadar ele alındığını, aydınlatıcı ve bilgilendirici sunumların yapıldığı sempozyumda, darbelerden en fazla etkilenen demokrasi, özgürlük ve insan hakları gibi kavramlar, farklı boyutları ile ele alındı. Yurt içi ve yurt dışından 44 akademisyen ve bilim adamının yanı sıra siyasetçi, gazeteci ve yazarın katıldığını sempozyumu değerlendiren Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, "Darbelerle karşılaşmamak için yapılması gerekenler, alınması gereken önlemler tüm boyutlarıyla analiz edildi. 12 konu başlığı altında gerçekleşen oturum toplantılarında aydınlatıcı ve bilgilendirici sunumlar yapıldı. Darbelere giden süreçler, darbelerin demokrasi, özgürlük, insan hakları, eğitim, ticaret ve kültürel alanlarda oluşturduğu derin sancıların ele alındığı sempozyumda, darbelerin olmaması için üzerinde durulması gereken konular ve alınması gereken tedbirler detaylarıyla paylaşıldı. Her yönüyle başarılı bir şekilde geçen organizasyona ev sahipliği yaptığımız için gurur duyuyoruz" dedi.


Polat, sempozyumda görev alanlara, katılımcılara ve paydaş kurum yetkililerine teşekkür etti


Sempozyumun ‘Darbelerin Toplumsal ve Siyasal Zemini’ başlıklı kapanış oturumuna katılan Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, darbeler konusunda toplumsal bilincin canlı ve diri tutulmasından yana olduğunu söyledi. Dilipak, “Darbelerin geçmişinden gerekli dersleri çıkartıp, benzer olayların tekrar yaşanmaması ve yaşanması durumunda neler yapacağımızı çok iyi bilmemiz gerekiyor. Geleceğin inşasında geçmişin birikimi ve tecrübesi bizlere yol gösterici olacaktır" dedi.


Gazeteci- Yazar Ekrem Kızıltaş da ise, sempozyumun 12 Eylül darbesinin yıl dönümünde gerçekleşmesine dikkat çekerek, "12 Eylül’ün yıl dönümünde bütün darbeleri ve darbelerin topluma etkilerini detaylarıyla ele alınmasını sağlayan bir sempozyum düzenlemesini yerinde bir çalışma olarak değerlendiriyorum. Oturum toplantılarına katılanların darbelerin arka planı konusunda yeterince bilgilendiklerine inanıyorum. Sunulan bildiriler ve tebliğlerin kitaplaşması halinde yapılan tespitlerin daha geniş kesimlere aktarılması sağlanacak. Bu ülkede bir daha 15 Temmuz ve önceki 12 Eylül ve benzeri bir takım girişimlerle karşılaşmamak için bu sempozyumun büyük katkılar sunacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.


"Pakistan, Türkiye’nin deneyimlerinden yararlanmalı"


Sempozyumun ‘İslam Dünyasında Sivil-Asker İlişkisi’ başlığı altında gerçekleşen oturumuna konuşmacı olarak katılan Pakistan asıllı bilim adamı Prof. Dr. Zamir Ahmed Awan ise, Türkiye’nin darbelerden gerekli dersleri çıkartıp, gerekli önlemleri aldıktan sonra yoluna daha kararlı adımlarla devam ettiğini söyledi. 70 yıllık süre içerisinde dört darbeyle karşılaşan Pakistan’ın Türkiye’nin deneyimlerinden yararlanması gerektiğini savunan Prof. Awan, “Türkiye ile Pakistan arasında geçmişten bugüne kadar devam eden çok sıkı dostlukları, güçlü bağları ve ortak paylaşımları vardır. Pakistan, 1960’lar, 1980’ler ve halen bugüne kadar durağan bir politik duruma sahip değil, Türkiye ise bu süre zarfı içerisinde birçok iniş ve çıkışla gerekli olan tecrübeyi kazandı. Pakistan son 70 yıl içerisinde dört darbeyle karşı karşıya kaldı. Pakistan ile Türkiye aynı askeri darbeler tarihine sahiptir ancak yinede farklılıklar vardır. Türkiye bu darbelerden gerekli dersleri çıkartmış ve partileri ona göre güçlendirmiştir. Tüm bu yaşanılanlardan sonra Türk halkı demokrasinin değerini daha iyi anlamış durumda. Türk liderleri dürüst, samimi ve ülkelerini bir adım daha ileriye götürmek için çalışıyorlar. Bizimde Türklerin bu deneyimlerinden mutlaka faydalanmamız gerekiyor” diye konuştu.


15 Temmuz kalkışması


Pakistanlı bilim adamı Prof. Dr. Awan, FETÖ terör örgütü tarafından gerçekleştirilmek istenen 15 Temmuz kalkışma gecesini de değerlendirerek, süreçte Türk halkının darbeye karşı durmasının takdir edilecek bir gelişme olarak yorumladı. Awan, "Türk halkının 15 Temmuz’da askeri darbeyi durdurması Pakistan başta olmak üzere birçok ülke üzerine olumlu etkiler oluşturdu. Ancak Pakistan’da ki siyasi sistem henüz o olgunluğa ulaşmadı, bugün bile hala bir darbe teşebbüsü veya niyeti olsa Pakistanlı insanlar bunu hoş karşılar. Çünkü politik ve siyasi liderler bunun sağlanmasına katkı vermiyorlar. Umarım bizim Pakistanlı siyasetçiler Türkiye’de yaşanılan bu gelişmelerden ders çıkartırlar. Bizde inşallah gelecekte böyle bir şeyle karşılaştığımızda darbeye karşı durmak istiyoruz. Biz darbelerin hepsine karşıyız. 15 Temmuz darbe kalkışmasının önlenmesine çok sevindim. Pakistanlı entelektüellerimiz demokrasiyi bir adım öteye taşıma gayretiyle Türk halkının yaptığı gibi bir duruş sergilemeye çalışıyorlar. Pakistanlı siyasetçilerimizin Türk siyasetçilerini anlamalarını ve onların yapmaya çalıştıklarını örnek almaları gerekiyor. Türkiye, geçmişte çok büyük bir güçtü, Osmanlı Hilafeti tek bir imparatorluktu, Avrupa ve Asya’nın yarısına hükmediyordu. Türkiye, Müslüman ümmete liderlik edebilecek potansiyele sahiptir. Türkiye’nin bir kez daha İslam Ümmetine önderlik yapacağına inanıyoruz. Türkiye’yi seviyoruz, sizleri destekliyoruz ve sizlerle yaşamak istiyoruz" diye konuştu.


İki günlük sempozyuma katılarak sunumlarını Malatyalılarla paylaşan akademisyen, bilim adamı, siyasetçi ve gazetecilere Yeşilyurt Belediyesi tarafından kayısı paketi, katılım belgesi ve çeşitli hediyeler verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.