GENEL - 15 Eylül 2017 Cuma 21:09

Büyükşehir Meclisi’nde ören yerlerine destek tartışması

A
A
A
Büyükşehir Meclisi’nde ören yerlerine destek tartışması

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Bilal Doğan, ören yerlerindeki çalışmalarla ilgili “Toplanan vergilerden yapıyorsunuz, bu bir lütuf değildir” deyince, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Bu açıklama sizin gibi siyaseti bilen birine hiç yakışmıyor.

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Bilal Doğan, ören yerlerindeki çalışmalarla ilgili “Toplanan vergilerden yapıyorsunuz, bu bir lütuf değildir” deyince, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Bu açıklama sizin gibi siyaseti bilen birine hiç yakışmıyor. Bakanlıkların yaptıkları nedir? Bu ne ucuzluktur? Ayıptır ayıp” cevabını verdi.


İzmir Büyükşehir Belediyesinin eylül ayı olağan meclis toplantısının üçüncü oturumu Başkan Aziz Kocaoğlu idaresinde gerçekleşti.


Oturumun dilek ve temenniler bölümünde söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Bilal Doğan, tarihi Smyrna (İzmir) Agorası’nda gerçekleşen bir önceki meclis oturumu için söz aldı. Doğan, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tarihi çalışmalarına teşekkür ettikten sonra ören yerlerindeki çalışmalarla ilgili, “İzmir Türkiye’de İzmit’ten sonra aktarılan vergilerden en çok payı alan şehir. Siz bu paraları buraya aktarılan paydan veriyorsunuz. Belediyelerin görevlerinden biri kentteki değerlere sahip çıkmaktır. Bu görevi yaparken size de bütçe oluşturulmuştur. Bu bir lütuf değildir, sizin görevleriniz arasındadır. Aziz Kocaoğlu’nun şirketinden verilmiyor” dedi. Kocaoğlu ise, “2016 yılında İzmir’deki toplanan vergi 55 milyar lira. Yüzde 6’sını bul kardeşim. 3 milyara yakın. Bize gelen para budur. Ören yerlerine bakmak belediyenin asli görevi değildir. Bu açıklama sizin gibi siyaseti bilen bir adama hiç yakışmıyor. Tabii ki ben bu parayı evimden getirmedim. Zaten o kadar param da yok. Bakanlıkların, Başbakanlığın bu kadar yaptıkları nedir? Acaba diğer bakanlar evinden mi getiriyor? ’İzmirlinin vergisiyle yapıyorsun’ diyorsun. Bu ne ucuzluktur? Ayıptır ayıp. Ben parayı cebimden vermemişim. Benim o kadar param yok. O paralar da çalınmadan bulunmaz” ifadelerini kullandı.



"Girişimler çaba seviyesinde"


Eleştirilere devam eden AK Partili Doğan, “Önceki gün Agora’daki sunumdan dolayı teşekkür ediyoruz. Tarihe tanıklık ettiğimiz o toplantıdan sonra AK Parti olarak İzmir’in o bölgedeki gerçekleri için sizi aydınlatmak üzere söz aldım. Yapılmak istenen çalışmalara baktığımızda İzmirliler olarak biz de memnun olduk. Tarihe sahip çıkmak adına böylesine önemli görev üstlenen İzmir Büyükşehir Belediyesi ve diğer kurumlara bu çabalarından ötürü teşekkür ediyoruz. Ancak bu girişimlerin tamamı çaba seviyesinde kalmış ve manzaraya baktığımızda vaat edilenlerin gerçekle örtüşmediğini görüyoruz” dedi.



Eleştirileri sıraladı


Doğan, kentteki eleştirilerini şöyle sıraladı: “Önceki gün yaptığımız incelemede belediyemizin her zamanki gibi tadilat tamirat yapamaya dayalı günü kurtarma politikasında ne kadar başarılı olduğunu gördük. Köstebek yuvası olan yuvalara hummalı çalışma sonucu elden getirildi. Umarız bu hizmetler İkiçeşmelik semtimize her zaman nasip olur. Eşrefpaşa Caddesi’nde hayata geçirilen cephe yenileme çalışmasında görüyoruz ki bu proje de diğerleri gibi göz boyamaymış. Dostlar alışverişte görsün, Allah kabul etsin denilerek yapılan bu çalışmalardan yan yapılar nasibini almamış. Bunlara ilaveten çok cici olacak sloganıyla hayata geçirilen Cici Park Projesinden geriye kalan manzara da pek iç açıcı değil. İpekyolu Düzenleme Projesinin de hüsranla sonuçlandığını görüyoruz. Belediyenin bizzat bu alanı çöplük olarak kullandığını üzülerek gördük. Ortaya çıkan manzara içler açısıdır. Bu manzaralar bizlere belediye parasının nasıl sokağa atıldığını gözler önüne sermektedir. Kadifekale surlarını aydınlatma projesi tamamlandı ama bakımsızlıktan dolayı kısa süre içerisinde karanlığa gömüldü ve aynı iş tekrar yapıldı. Tarih projesinin can damarı olan Kemeraltı Çarşısı’nın ’kanalizasyon alt yapısı dahil her şeyi değişecek’ dendi ama çivi dahi çakılmadı. Cephe yenilemesi yapılan çarşıda binalar hala dökülüyor. Sadece İzmirli hemşehrilerimize değil turistlere de rezil oluyoruz. 3,5 milyon kaynak ayrılmasına destek vermemize rağmen bu paranın da boşa gittiğine tanık olduk. O zaman bu paralar boşuna mı harcandı? Balıkçılar Meydanı Projesini bile iki sefer ertelemek zorunda kalan ve 5 yıldır bitiremeyen Büyükşehir, bu beceriksizlikle daha ne kadar devam edecek merak ediyoruz. Kemeraltı nasıl canlandırılacak? Biz artık plan, proje, reklam değil icraat görmek istiyoruz. Kentin içler acısı halini yüksek kredi notları ve tarihi meclis tiyatrosuyla örtbas edemezsiniz. İzmir’in dramına artık bir son verin. Vakit sorumluluk alma dönemi, hizmet üretme vaktidir. Kentimizi gezmeye gelen herkese gerçekten gösterilecek bir İzmir olsun. İzmirli olarak bu sokakların halini İkiçeşmelik’teki moloz yığınlarından İzmir’i kurtarmanızı diliyoruz."



"Kültür ve Turizm Bakanlığı ne yapmış?"


Doğan’ın açıklamaları sonrasında konuşan Başkan Kocaoğlu, “Çok güzel bağıra bağıra yüksek tonda bir eleştiri yaptınız. Güzel, biz de feyiz aldık. Ne feyiz aldım biliyor musun? Yahu konuşsam söz söz değil, konuşmasam yürek dayanmıyor. Ben size ne söyleyeyim kardeşim? Tarihi bölgenin kalkınması için kim ne harcamış, kim ne özveride bulunmuş, bu Kültür ve Turizm Bakanlığı ne yapmış buna bakacaksın. Biz bir şey yapmıyoruz. O zaman belediyenin yaptığını da karalayalım mantığıyla siyaset yapılmaz. Yanlıştır. Kültür Bakanlığı niye var? Bir örnek vereceğim. Agora’yı kamulaştırdıktan sonra, dünyanın parasını harcadıktan sonra 12-13 yıl sürdü. 38 milyon para harcadık 6 yıl önce bitti. Sırf Agora için ne harcandı bilirsiniz. Kimin nesi var orada? Duvar yapalım dedik. Bir demir duvar koruma altına alalım dedik. Projeyi yaptık, duvarı yapmaya başladık. ’Durun siz bu duvarı yapamazsınız’ dediler. Niye yapamıyoruz? Tapulu arazimiz. ’Niye yapamıyoruz’ dedik. ’Benim arazimi bırak’ dediler. Maliyede olan yerin duvarı bile kaldı. Para isteyen yok bir şey yok. Gidin bakın. ’Şeriatın kestiği parmak acımaz’ dedik, bıraktık. Ona bile izin verilmedi” cevabını verdi.



"Bulduk bir enayi dediler"


Başkan Kocaoğlu, kentteki ören yerlerine kazılar için yapılan maddi yardımın 5 milyon lira civarında olduğunu söyledi. Kocaoğlu, “Hiç merak ettiniz mi? Bu kazı işi kimin görevi? Bu kazı işi Kültür Bakanlığının görevi. Bakanlık İzmir’deki kazılara ne kadar para ayırıyor hiç merak ettiniz mi? Ne kadar kamulaştırma yaptık, restorasyon yaptık. ’Peterson Köşkü gibi bir köşkü verin yapayım’ dedim yok. ’Verin yapayım olduğu gibi size vereyim’ dedim. ’A bu iş iyiymiş’ dediler. ’Bulduk bir enayi’ dediler. Yapıyoruz. Bizim burada amacımız bir tarihi eseri kurtarmaktır. Kentin değerlerine sahip çıkmaktır” ifadelerini kullandı.



"Parasal ilişkiye girmiyoruz"


Mustafa Kemal Sahil Bulvarını Mithatpaşa Caddesi’ne bağlayan imar yolunun, inşaat yapımının belediye adına şartsız bağış talebinin kabulünün Başkan Aziz Kocaoğlu tarafından uygun bulunması da oturumda gündeme geldi. Kocaoğlu, “Kendi yetkimizde olmasına rağmen böyle bir konuyu, kararımızı size bildirmek ve görüşü olan arkadaşlarımız varsa dinlemek için meclis gündemimize getirdik. Balçova Vergi Dairesi arkasında yapılacak inşaatın oradaki otoparkımızı yap-işlet yöntemiyle ihaleye çıkmıştık. Bu alanın şartsız bağışla kentimizin geleceğine katkı koyacağı için uygun gördük” dedi. AK Parti’li Kökoğuz ise, “Burası özel bir şirket. Her özel şirket kendi menfaatleri doğrultusunda bu tür şartsız bağış talep ederse bunun sonu yok” diyerek tepki gösterdi. Kocaoğlu da, “Yapılan şey bir alt geçittir. Bir alt geçidin kente ne zararı olacaktır? Biz de her yerde projesini yapıp ihalesine çıkıyoruz. Bunun ne zararı olabilir? Bir kentin geleceği için bir mahsur görmedik” diye konuştu. Kökoğuz, “Yapılacak işlemin zararından bahsetmiyorum. Bir esnaf da bulunduğu bölgede biz de alt geçit yapalım derse ne olacak” deyince Kocaoğlu şunları söyledi: “Burada o işin yapılması uygunsa yaparız. Uygun değilse yapmayız. Parasal ilişkiye girmiyoruz, bir şey almıyoruz. Adam böyle bir teklifte bulunuyor. Bir trafik probleminin sıkışıklığını çözüyor. Böyle bir proje gelirse kim olduğuna bakmadan evet deriz. Kente uygun değilse ona da ’hayır’ deriz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Teknelerle tutulan balıklar mezatlarda alıcıyla buluşuyor Mezatların bereketli olduğuna işaret eden Şemikler Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Olcay Bülbül, “Fiyatlar piyasaya göre çok uygun. Yılın 12 ayı serbest olan kıyı balıkçılığı ile her türden balık mezatlarda yer alıyor” dedi. Av sezonunun sona ermesiyle birlikte gözler, yılın 12 ayı serbest avcılık yapan ‘kıyı balıkçılığına’ çevrildi. İzmir’de ise teknelerle gece saatlerinde denize açılan balıkçılar, avladıkları balıkları sabahın ilk ışıklarıyla Karşıyaka ilçesinde bulunan Şemikler Su Ürünleri Kooperatifi Balık Satış Yeri’ne getiriyor. Ağ ile avlanan balıklar burada açık artırma usulüyle satışa sunuluyor. Mezatta her gün saat 09.00’da başlayan satış, günlük tutulan balıkları alıcılarla buluşturuyor. “Fiyatlar piyasaya göre uygun” Mezat hakkında bilgi veren Şemikler Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Olcay Bülbül, “İlk önce arkada toptan, ön tarafta da perakende olarak halka, en taze, en temiz balıkları yedirme adına satış yapıyoruz. Fiyatlar piyasaya göre çok uygun. Vatandaşların çok daha taze yiyebilecekleri balıklar burada satılıyor. Katılım yüksek, halktan, esnaftan restoran işletmecisinden her kesimden vatandaş geliyor” ifadelerine yer verdi. Kooperatifte balıkçıların ‘kıyı balıkçılığı’ diye tabir edilen avlanma türüyle, denize zarar vermeyen takımlarla çalıştıklarını kaydeden Bülbül, “Balıkçılar ağın göz açıklığı boyutunda balıkları tutar. Bu sayede daha küçük balıklar avlanmaz” şeklinde konuştu. “Balık bolluğu güzel” Mezata gelen balık çeşitliliğinden de bahseden Bülbül, şunları kaydetti: “Lidaki, çupra, levrek, istavrit, mırmır, isparoz, karagöz gibi her çeşit balık bulunuyor. Balık bolluğu güzel. Biz memnunuz. Denizimiz ve körfezimiz bereketli. Balıkçılarımız adına her şey güzel.” Havalar müsaade ettikçe balığa çıktıklarını vurgulayan 52 yıllık balıkçı Murat Ceylan da şunları söyledi: “Deniz kaplumbağası, vatoz ve pislik gibi bazı problemlerimiz oluyor. Bunlar bizi bıktırıyor. Tuttuğumuz balıkların bir kısmını kooperatifimize veriyoruz, bir kısmını da pazarlara satıyoruz.” Mezata balık almaya gelen Ahmet Gül, “Burada ihale yöntemiyle satış olduğu için balığın ilk olarak açılış fiyatı oluyor. Mezatçımız fiyatı belirler ve daha sonra fiyatta artırıma gidilir. Buranın güzel tarafı da budur” diye konuştu. “Taleplerden memnunuz” Satış esnasında en yüksek parayı veren kişinin balığı aldığını kaydeden mezat çalışanı Necmettin Çakıroğlu, gelen taleplerden memnun olduğunu dile getirdi. Fiyatların uygun ve balıkların taze olması sebebiyle mezata balık almaya gelen Önder Batur ise balıkları kendi evine aldığını söyledi. Satışları takip ettiğini de vurgulayan Çakıroğlu, sürekli mezata gelip balık aldığını aktardı. “Kızım balığı çok seviyor. Buradaki balık daha taze ve balık alması zevkli oluyor” diyen alıcı Arzu Batur, “İstediğimiz balık türünü burada buluyoruz. Genelde kefal alıyorum. Tavsiye ediyoruz” ifadelerini aktardı. “Bazen fiyatı çok artırıyorlar ve balık alamıyorum” İlk başta balığı alamadığını fakat bir sonraki açık artırmada alabildiğini belirten Yüksel Yılmaz da şu sözlere yer verdi. “Buraya sık sık geliyorum. Açık artırmalara katılıp balık almaya çalışıyorum. Bazen balık alamıyorum çünkü diğer arkadaşla fiyatı çok artırıyor. Bugün 325 liraya çupra aldım.”
İstanbul Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu başkanını seçecek Fenerbahçe Kulübü’nde yarın yapılacak Seçimli Yüksek Divan Kurulu (YDK) toplantısında Şekip Mosturoğlu, Nihat Tokat ve Sevil Becan başkanlık için yarışacak. Fenerbahçe’de Seçimli Yüksek Divan Kurulu toplantısı yarın Faruk Ilgaz Tesisleri’nde gerçekleşecek. Oy verme işleminin saat 15.00’te sona ereceği YDK toplantısı için adaylar açıklamalarda bulunurken, kongre üyelerine de çağrı yapıldı. Adaylardan Şekip Mosturoğlu, "Yüksek ihtimalle sizinle tanışıyoruz. 3 Temmuz’u hep birlikte yaşadık. Mutlaka bizlere ya Metris’te, ya Çağlayan’da, ya da Bağdat Caddesi’nde destek oldunuz. Siz benim, geniş ailemin en değerli ferdisiniz. Bu vesileyle sizinle şahsen tanışmak, değerli fikirlerinizi birinci ağızdan dinlemek istiyorum. 26 Nisan Cuma günü 12.00-15.30 saatleri arasında Faruk Ilgaz Tesislerimizdeki seçim ofisindeyim. Yüksek Divan Kurulu üyemiz olarak sizi yeni dönemde daha yakından tanımayı, isteklerinizi dinleyip en kısa zamanda hayata geçirmeyi hedefliyorum. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu sadece Fenerbahçe’nin değil, Türk sporunun kaptan köşkü olabilecek niteliklere sahip bir kuruldur. Biz bu potansiyeli mutlaka kullanmak, üyelerimizin kulübümüz ile olan bağlarını, sahip olduğumuz kulüpçülük tecrübesi vesilesiyle güçlendirmek ve Fenerbahçe’mize maksimum fayda sağlamak istiyoruz" ifadelerini kullandı. Nihat Tokat: "Fenerbahçe’nin aydınlık geleceğini inşa edeceğiz" Amaçlarının kulübün birlik ve beraberliğini güçlendirmek, taraftar ruhunu canlandırmak olduğunu belirten Nihat Tokat, "Yıllardır bu kulübün bir parçası olarak, sizinle birlikte Fenerbahçe sevgisini yaşadık, paylaştık ve büyüttük. Şimdi, birlikte daha da ileriye gitme zamanı geldiğine inanıyorum. Benim için önemli olan şey, her birinizin sesini duymak ve kulübümüzü hep birlikte daha da güçlü hale getirmek. Bu seçimde sizlerin desteğiyle Yüksek Divan Kurulu Başkanı olarak, Fenerbahçe’nin geleceğine hep birlikte yön vereceğiz. 27 Nisan’daki seçimde, katılımınızı ve desteklerinizi bekliyorum. Birlikte, Fenerbahçe’nin aydınlık geleceğini inşa edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu. Sevil Becan: "Daha güçlü ve daha etkili bir YDK’yı hep birlikte oluşturacağız" Uzun yıllar birçok görevde Fenerbahçe’ye hizmet ettiğini vurgulayan Sevil Becan ise şunları kaydetti: "Fenerbahçe’mizin büyük değerlerinden oluşan Yüksek Divan Kurulumuzun geleceği için başkanlığa adayım. Birliği ve beraberliği destekleyecek, kulübümüzün gücüne güç katacak projelerimizle daha güçlü ve daha etkili bir YDK’yı hep birlikte oluşturacağız. Uzun yıllardır birçok görevle gönülden Fenerbahçe’mize hizmet ettim, bundan sonra da sizin desteğinizle YDK Başkanlığı görevi ile devam etmeye talibim."
Niğde Teknopark, Niğde’nin teknoloji yolculuğuna yeni bir boyut kazandırıyor Teknoloji ile mal ve hizmet üretmek isteyen girişimcileri çatısı altında toplayan Niğde Teknopark, tarımdan savunma sanayisine kadar geniş bir yelpazede sektörlerin teknolojik potansiyelini harekete geçiriyor. 2017 yılından itibaren girişimcileri, akademisyenleri ve sanayicileri buluşturan Niğde Teknopark’ta yüzde 40’ı yazılım ve bilgisayar teknolojileri üzerine yoğunlaşan 70’ten fazla firma ve 150’ye yakın personel yer alıyor. Yüksek teknolojili ürünler geliştirmek adına çalışmalar yapılan Niğde Teknopark’ın ulusal ve uluslararası ölçekte ödüllü firmalara ev sahipliği yaptığını ifade eden Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı ve Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Uslu, Teknopark’ın bölgenin teknolojik altyapısına önemli destek verdiğini belirtti. Uslu, "Amacımız Niğde Ömer Halis Demir Üniversitesi’ndeki bilgi birikimini Teknopark’la birleştirerek sanayicilerimizle bölgenin teknolojik altyapısına destek vermektir. Bugün Niğde Teknopark’ta 70’ten fazla firma ve 150’ye yakın personel çalışmakta, teknolojiyi geliştirme alanında faaliyetler göstermektedir. Bu firmaların yüzde 40’ı yazılım ve bilgisayar teknolojileri üzerine yoğunlaşmış durumda ancak farklı sektörlerden de pek çok girişim burada kendini göstermektedir" dedi. Niğde Teknopark’ın sadece yerel değil uluslararası arenada başarı hikayelerinin olduğunu vurgulayan Uslu, bugüne kadar yapılan toplam satışların 1.3 milyar TL’yi aştığını, toplam ihracatın ise 2.9 milyon doları geçtiğini belirtti. Nanoteknolojik Hayvan Bakım ve Destek Ürünleri, Akıllı Tarım Teknolojileri, Tarımsal İlaçlama ve Gözlem Dronları, Akıllı Ayırma ve Sayma Teknolojileri, Bitki Genetiği, İHA Eğitim Simülasyonları gibi firmalarla teknoloji tabanlı ürün ve hizmet geliştiren Niğde Teknopark’ın girişimcilik ekosistemine katkı sağladığını söyleyen Niğde Teknopark Genel Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Rifat Battaloğlu ise, kentin sanayi-üniversite iş birliğine destek olduğunu belirtti. Battaloğlu, "AR-GE projeleri, KOSGEB ve TÜBİTAK destekli projelerimiz var. Bu projelerimizin bir kısmı üniversitemiz akademisyenlerinin bilimsel çalışmalarını içeren projeler, bir kısmı öğrencilerimize ait projeler. Bu firmalarımızın çalışmalarının yaklaşık 30 tanesi patent başvuruları yapılan ve ticarileşmiş projeler. Biz burada bu süreçlerin içerisinde onları ulusal ve uluslararası hızlandırıcı programlara dahil ederek, projelerinin ticarileşme imkanlarını sağlamalarına kolaylık sağlıyoruz" dedi. Gençler girişimcilik ekosistemine dahil ediliyor İl genelinde girişimcilere yönelik proje yarışmaları, AR-GE proje pazarları gerçekleştirdiklerini söyleyen Battaloğlu, sanayi-üniversite iş birliğine de destek olduklarını belirtti. Battaloğlu, "Üniversitedeki bilgi birikimi, akademik çalışmaların firmalarla iş birliği içerisinde daha ileri boyutlara taşınması anlamında çalışmalar yürütüyoruz. Gençlerimizi girişimcilik ekosistemine dahil ediyoruz. AR-GE projeleri, girişimcilik yarışmaları, proje pazarlarını bütün kurumların iş birliğiyle gerçekleştiriyoruz. Bu da ilimizin girişimcilik potansiyeline olumlu olarak yansıyor. Öte yandan Teknopark içerisindeki firmalarda öğrencilere staj imkanı sunabiliyoruz. Oluşturmuş olduğumuz girişimcilik ekosistemi ile birlikte Niğde’den AR-GE dünyasına projeler hazırlamış oluyoruz ve bu firmaların ödüller alması, ulusal ve uluslararası alanda bizim aslında doğru yolda olduğumuzu gösteriyor" şeklinde konuştu.
Kocaeli Başkan Ömeroğlu’ndan muhtarlara: "Telefonlarınız 24 saat açık olsun" Muhtarlar ile bir araya gelen Dilovası Belediye Başkanı Ramazan Ömeroğlu, "Halkımızın talep ve sorunları çözme noktasında var gücümüzle çalışırken, bizlerde dahil tüm muhtarlarımızın telefonlarının 24 saat açık olmasını istiyorum" dedi. Toplantıda yaptığı konuşmada, yeni döneme hep beraber başladıklarını söyleyen Dilovası Belediye Başkanı Ramazan Ömeroğlu, görevine seçilen muhtarlara başarılar diledi. Amaçlarının Dilovası’na hizmet olduğunu söyleyen Başkan Ömeroğlu, "Bu dönem birlik ve beraberlik içerisinde ortak akılla hareket ederek hep birlikte ilçemizin gelişmesi için çalışacağız. Halkımızın talep ve sorunları çözme noktasında var gücümüzle çalışırken, bizlerde dahil tüm muhtarlarımızın telefonlarının 24 saat açık olmasını istiyorum. İlçemizde yaşanan sorunları ötelemeden anında çözüm üreterek sorunlarımızın üstesinden gelecek ve ilçemizi gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir şekilde hazırlayacağız" dedi. "Muhtarlarımız bizim gözümüz kulağımızdır" Dilovası Kaymakamı Dr. Metin Kubilay ise "Halkımızın takdirleriyle göreve seçilen tüm muhtarlarımıza başarılar diliyorum. Geçmiş dönem görev yapan bu dönem görevlerini bırakan muhtarlarımıza da yaptıkları hizmetten dolayı teşekkür ediyor, bundan sonraki hayatlarında başarılar diliyorum. Muhtarlarımız bizim için çok önemlidir. Muhtarlarımız bizim gözümüz kulağımızdır" diye konuştu. Konuşmaların ardından Kaymakam Kubilay ve Başkan Ömeroğlu, geçmiş dönem muhtarlık yapan ve bu dönem muhtarlık görevleri sona eren Tepecik Mahalle Muhtarı Selami Toklar, Çerkeşli Mahalle Muhtarı Aytaç Erdem, Diliskelesi Mahalle Muhtarı Mehmet Özay ve Cumhuriyet Mahalle Muhtarı Sait Ustaer’e yaptıkları hizmetlerinden dolayı teşekkür plaketi takdim etti.
Eskişehir Muhteşem çocuklardan konsere davet Tepebaşı Belediyesi tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla düzenlenecek şenlikte konser verecek olan İki Elin Sesi Var Çocuk ve Gençlik Senfoni Orkestrası, konser öncesi son provalarını yapıyor. Öğrenciler ise tüm Eskişehirlileri konsere davet etti. Tepebaşı Belediyesi milli günlerde vatandaşlar için özel etkinlikler düzenlemeye devam ediyor.27 Nisan Cumartesi günü de birbirinden renkli etkinlikler, özellikle çocuklar olmak üzere kent halkı ile buluşacak. Vecihi Hürkuş Havacılık ve Teknoloji Parkı’nın ev sahipliği yapacağı kutlamalar İki Elin Sesi Var Çocuk ve Gençlik Senfoni Orkestrası’nın vereceği konser ile başlayacak. Simay Pala’nın şefliğinde gerçekleşecek konserin hazırlıkları ise tüm hızıyla devam ediyor. Elde ettiği başarılar ile ünü Türkiye sınırlarını aşan İki Elin Sesi Var Çocuk Senfoni Orkestrası, hazırlıklarını sürdürürken, öğrenciler müzik yapmaktan ve izleyici karşısına çıkacakları için de çok heyecanlı olduklarını söylüyor. Öğrenciler ayrıca tüm çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlarken konserlerine davette bulundu. Yeşiltepe Yaşam Merkezi’ndeki eğitim ve çalışma merkezinde verecekleri konser için hazırlanan 35 öğrenci, Can -Can, Radetzky March, İzmir Marşı, 10. Yıl Marşı, Bugün 23 Nisan adlı eserlerini seslendirecek. Gösteriler gerçekleştirilecek Konserin akabinde halk oyunları, bale, modern dans, ritim, tekvando, aikido, jimnastik gösterileri gerçekleştirilecek. Tepebaşı Belediyesi yetkilileri de tüm Eskişehirlileri 27 Nisan Cumartesi günü saat 13.00’te gerçekleşecek etkinliklere katılmaya ve 23 Nisan coşkusunu paylaşmaya davet etti.