EKONOMİ - 02 Ekim 2017 Pazartesi 12:07

Yediveren çileği, çiftçinin yüzünü güldürdü

A
A
A
Yediveren çileği, çiftçinin yüzünü güldürdü

Kahramanmaraş’ın Ekinözü ilçesinde alternatif ürün kapsamında 8 dönümlük kıraç arazisine yediveren çileği eken ve ekim ayı gelmesine rağmen hasada devam eden üreticinin yüzü gülüyor.

Kahramanmaraş’ın Ekinözü ilçesinde alternatif ürün kapsamında 8 dönümlük kıraç arazisine yediveren çileği eken ve ekim ayı gelmesine rağmen hasada devam eden üreticinin yüzü gülüyor.


İlçeye bağlı Kandil Mahallesi’nde uzun süredir çiftçilik yapan 38 yaşındaki Murat Seyfi, çoğunluğu kıraç olan arazilerinden elde ettiği gelirin düşük olması nedeniyle alternatif ürün arayışına girdi. Yaptığı araştırmaların sonunda bölgenin yediveren çileği yetiştirilmesi için uygun olduğunu öğrenmesiyle kolları sıvadı. Çilek fidelerini temin eden Seyfi, tarlasına su getirmek için de 1 kilometrelik hat döşedi. İlkbaharda fidelerini toprakla buluşturan Murat Seyfi, emeğinin karşılığını almaya başladı. Seyfi, kendi deyimiyle ‘çocuk gibi bakıp büyüttüğü’ yediveren çileklerini toplayıp Elbistan ilçesinde satışa sunduklarını söyledi.


8 dönümlük çilek bahçesini hazırlamak için 80 bin lira gibi bir harcama yaptığını belirten Seyfi, “Bizim buraları, dağlık ve engebeli bir yapıya sahiptir. Bu nedenle tarım yapılabilecek alan çok sınırlı. Tarım arazileri de bu nedenle çok küçük. Şuan çilek yetiştirdiğimiz tarlada 8 dönüm. Eksen ekilmiyor saçsan saçılmıyor yani. Buğday eksen eline bir şey geçmiyor. Bu araziyi değerlendirmek istedim. Alternatif ürün arayışına girdim. Sonunda yediveren çileği ekmeye karar verdim. 80 bin lira gibi bir masrafımız oldu. Su yoktu. 1 kilometreden su hattı çektik. Çok büyük emek harcadık. Bakımı çok zor. Çilek çok hassas bir ürün olduğu için sürekli ilgilenmek lazım. İlgi ve bakımı bırakırsanız çilekten beklediğiniz verim ve kaliteyi asla alamazsınız. Allah’a şükür çocuk gibi bakıp yetiştirerek emeklerimizin karşılığını almaya başladık” ifadelerini kullandı.


Yediveren çileğinin mayıs ayı başından itibaren hasadına başlandığını ve ekim ayı sonuna kadar devam ettiğini hatırlatan Seyfi, “Şuanda ailecek her sabah tarlaya geliyoruz ve günübirlik topladığımız çilekleri günübirlik satışa çıkarıyoruz. Yediveren çeşidi olduğu için çok lezzetli ve hormonsuz çilek üretimi yapıyoruz. Bu çilekler; kokusu, rengi büyüklüğü ile de özel bir çeşit. Şuanda dönüme 500 kilogram ürün elde ediyoruz. Büyük çoğunluğunu Elbistan ilçemizdeki alıcılara satıyoruz. Elimize geçen para da bizlere yetiyor” şeklinde konuştu.


Fidelerin gelişmesiyle birlikte verim oranının artacağını ifade eden çiftçi Murat Seyfi, “Bu fidelerin 5 yıl ömrü var. Seneye verim miktarı daha çok artacak inşallah. Vatandaşımıza yüzde 100 doğal çilek yedirmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki yıl çilek fidesi ekili alanımızı da arttırmayı düşünüyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.