GENEL - 12 Ekim 2017 Perşembe 17:21

Başkan Memiş, emniyet teşkilatıyla buluştu

A
A
A
Başkan Memiş, emniyet teşkilatıyla buluştu

Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, Bayburt İl Emniyet Müdürü Sezayi Er ve İl Emniyet teşkilatında görev yapan müdür yardımcıları, şube müdürleri ve emniyet amirleriyle bir araya geldi.

Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, Bayburt İl Emniyet Müdürü Sezayi Er ve İl Emniyet teşkilatında görev yapan müdür yardımcıları, şube müdürleri ve emniyet amirleriyle bir araya geldi.


Belediye Başkan Yardımcıları Nesimuttin Selçuk ve Şahin Kızılaslan’ın da hazır bulunduğu buluşma Bayburt Belediyesi’ne ait tandır evinde gerçekleşti. Otantik bir ortamda emniyet teşkilatını ağırlayan Belediye Başkanı Memiş, belediye faaliyetleri hakkında bilgilendirdi.


Davetine icabet ettiğinden dolayı misafirlerine teşekkür eden Başkan Memiş, “İnşallah birlikteliğimiz devam eder, daha çok bir araya geliriz, gelmemiz de gerekmektedir” ifadeleriyle memnuniyetini bildirdi.


Göreve geldiği günden buyana imrenilen başka şehirler yerine gezildiğinde görüldüğünde özlenen, imrenilen çok güzel bir Bayburt’u oluşturmak amacıyla gayret sarf ettiklerini dile getiren Başkan Memiş, bunun da alt yapı sorunu çözülmüş bir Bayburt’la mümkün olacağını, ilk faaliyet olarak da alt yapı çalışmaları için kolları sıvadığını belirterek , “Bayburt’u çok güzel bir şehir yapacağız, bunu da sizler de göreceksiniz. 30 Mart 2014 itibariyle başladığımız belediye başkanlığı görevimizde ilk olarak daha önce projeleri yapılmış olan alt yapı çalışmalarını hemen başlattık. Bu şehirde en son alt yapı 1970’li yıllarda yapılmıştı. Su borularının patlak olduğu şehir şebeke suyu hattında % 55’nin üzerinde kayıp vardı. Bayburt’un merkezdeki bütün kanalizasyon hattı Çoruh nehrine akıyordu. İki yıl önce Çoruh nehrinin yanında kimse kokudan yürüyemezdi. Biz öncelikle bu problemi çözme adına alt yapı çalışmalarına yoğunlaştık. 150 kilometre içme suyu şebeke hattı ve bunun yanında 5 bin adet abone bağlantısı yaptık. Bir şehirde alt yapıda % 5’e kadar olan hatalar çok iyi değerlendirilir. Bizim bu 150 kilometrede çıkan hata oranımız % 1’e bile ulaşmadı” diye konuştu.


120 kilometre kanalizasyon hattının yenilendiğini, aynı zamanda atık su arıtma tesisinin faaliyete geçtiğini ve bunun sonucunda da bütün şehrin kanalizasyonunun hem fiziksel hem de biyolojik arıtma özelliğine sahip bu tesiste arıtıldığını bildiren Başkan Memiş, bu çalışmalardan sonra üst yapı çalışmalarına ağırlık verdiklerini şu şekilde ifade etti:


“Bayburt’ta 2 yılda bir, yılda bir yenilenen yollar yerine uzun yıllar dayanıklı ve sağlam yol imal etmeye başladık. Büyük şehirlerde, modern şehirlerde gördüğümüz asfaltı Bayburt’ta uyguladık. Son derece titiz bir çalışmayla elde edilmiş kaldırımları da bu şehirle buluşturduk. Biz bu çalışmaları merkezden çevreye doğru değil de çevreden merkeze doğru yapmayı daha uygun gördük. Çünkü işin kalitesini ilk olarak daha önce kaldırımı ve yolu olmayan bölgelerde test ettik ve kalitesine kanaat getirdikten sonra çalışmaları devam ettirdik ve en son merkeze kadar geldik.


Biz kaldırım çalışmalarımız da andezit kullanmadık. Bizim kaldırımlarımız bazalt ve granittir. Biz bu çalışmalardan bugüne kadar hiç olumsuz değerlendirme almadık. Bu çalışmalarımızı İstanbul’dan, diğer büyük şehirlerden getirdiğimiz bilirkişilerle yurt dışında bu işlerle uğraşan hemşehrilerimizle de test ettirmemize rağmen bir kişi bile gelip olumsuz değerlendirmede bulunmadı. Şehrimizi teşrif eden Çevre ve Şehircilik Bakanımız ile Maliye Bakanımızla çalışmaların gerçekleştiği caddelerimizde gezdiğimiz zaman iki bakanımız da kullandığımız malzemenin kalitesi ve yapılan işçilikten ötürü Bayburt Belediyesi’ni tebrik ettiler.”


Yol ve kaldırım çalışmaları hakkında verdiği bilgiden sonra Bayburt Belediyesi’nin faaliyete geçen ve devam eden projelerini emniyet teşkilatıyla paylaşan Belediye Başkanı, bunlar arasında yer alan ve üretime geçen Güneş Enerjisi Santrali (GES) projesinin Türkiye’ye örnek olduğunu, bu projenin kendisine Türkiye’de en başarılı Belediye Başkanı ödülü kazandırdığını söyledi. Şubat 2017’den buyana öngörülenin % 25 fazlasını üreten tesisin Bayburt Belediyesi kasasına 2 milyon 800 bin Türk lirası kazandırdığını dile getiren Başkan Memiş, proje ile ilgili verdiği diğer önemli bilgide ise dolar kurundan yapılması gereken proje ihalesinin Türk lirası üzerinden yaptırdıklarını ve bu sayede Bayburt Belediyesi’nin 3 milyon TL kar elde ettiğini bildirdi.


Başkan Memiş, yapımı devam eden ve Türkiye’ye örnek olacağını dile getirdiği Tarım Yerleşkesi hakkında yaptığı açıklamada, “Kalkınma Bakanlığı tarafından onaylanan 39 Milyon TL maliyetli dev projemizin inşasına maliye bakanımızın da destekleriyle, başladık. Tarımla ilgili bütün şeyler orada toplanacak. Hayvan Satış Pazarı, mezbahane, hayvan barınağı, ot pazarı, saman pazarı olacak. Hububat alım depoları olacak. Hayvanlar için sadece pazar alanı değil ahırda olacak. Vatandaşların konaklama ihtiyacının karşılanması için otelde olacak. Bir sonraki aşamada da ata sporumuz ciritin icra edileceği birde cirit sahası olacaktır” şeklinde bilgi verdi.


Son yıllarda yapılan çalışmalar dolayısıyla Bayburt’un adeta şantiyeye dönüştüğünü, bununla birlikte Bayburt Belediyesi’ araç parkuruna 9 milyon TL değerinde araç kazandırdıklarını belirten Belediye Başkanı bu araçların sadece iş makinesi ve taşıttan oluştuğunu ve aralarında kesinlikle binek araç olmadığını kaydetti.


Bu çalışmaları yaparken gençleri ve çocukları ihmal etmediklerini dile getiren Başkan Memiş, şehrin her bölgesinde çocuk parklarının yeniden düzenlendiğini, yeni yerleşim alanlarında yeni çocuk parklarının yapıldığını ve aynı zamanda her mahalleye semt sahası çalışmalarının başlatıldığını bunlardan 2’sinin hizmete sunulduğunu belirtti. Başkan Memiş konuşmasında istinat duvarlarından yapımı devam eden oto park projelerine, yakında hizmete açılması beklenen Kaleardı Şehir Parkı’ndan hizmete sunulan Saklı Cennet Tatil Köyü ve 15 Temmuz Şehitler Parkı’na, bölgede tek olma özelliği taşıyan Aile Yaşam Merkezi’nin hizmetlerinden sosyal belediyecilik faaliyetleri ve bunların yanı sıra hayata geçecek olan Kapalı Halk Pazarı, sokak iyileştirmeleri, Ticaret Merkezi gibi birkaç projeden de kısaca bahsetti.


Açıklamalarında sosyal belediyecilik hizmetlerine değinen Belediye Başkanı Mete Memiş, “Bayburt’ta 60 evde sağlık durumu iyi olmayan vatandaşlarımızın ev temizliğinden yemek pişirmeye kadar hizmetleri Bayburt Belediyesi tarafından yapılıyor. 60 tane eve Bayburt Belediyesi’nin elemanları sabah 08.30’da gidiyor ve gerekli hizmetleri gerçekleştiriyorlar. Bunun yanı sıra Bayburt Belediyesi olarak görevlendirdiğimiz bir bay bir de bayan kuaförle bu ihtiyaçlı evlerde ve hastanede kuaförlük hizmeti yapıyoruz. Eğitime verdiğimiz katkılar arasında Türkiye’de en çok satılan ve en çok okunan 500 adet kitabı Bayburt’ta her lisemizin kütüphanesine hediye ettik. Şuana kadar talepte bulunan birçok grubu Çanakkale’ye gönderdik” şeklinde konuştu.


Bayburt İl Emniyet Müdürü Sezayi Er ise kendilerine gösterdiği ilgiden dolayı Belediye Başkanı Memiş’e teşekkür ederek, “Belediye Başkanımız bu şehrin daha güzel olması, daha yaşanabilir olması amacıyla gayret sarf ederken emniyet teşkilatımızda huzur şehri Bayburt’ta huzurun devamı için üzerine düşen görevi yerine getirmeye çalışıyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eski Bakan Mehmet Ali Yılmaz son yolculuğuna uğurlandı Beşiktaş’taki evinde hayatını kaybeden eski Devlet Bakanı Mehmet Ali Yılmaz, Altunizade Marmara İlahiyat Fakültesi Camii’nde düzenlenen cenaze töreninin ardından Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi. Spordan Sorumlu eski Devlet Bakanı Mehmet Ali Yılmaz, Beşiktaş’ta yaşadığı evinde 24 Nisan tarihinde hayatını kaybetmişti. Yılmaz için Altunizade Marmara İlahiyat Fakültesi Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Cenaze törenine, ailesi ve yakınlarının yanı sıra Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, AK Parti İstanbul Milletvekili ve eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Eski Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, eski Trabzonspor Kulübü Başkanı Ahmet Ağaoğlu, teknik direktör Şenol Güneş, spor yorumcusu Tanju Çolak, sanatçı Orhan Gencebay gibi isimlerin aralarında bulunduğu spor, siyaset ve sanat camiasının önemli isimleri ile sevenleri katıldı. Ayrıca cenazeye çok sayıda kurum, kuruluş ve siyasi partiler de çelenk gönderdi. Kılınan cenaze namazının ardından eski Bakan Mehmet Ali Yılmaz Karacaahmet mezarlığına defnedildi. Yazar Dursun Ali Taşçı’da aynı camide son yolculuğuna uğurlandı Geçtiğimiz gün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden 69 yaşındaki Eğitimci Yazar Dursun Ali Taşçı’nın cenaze namazı da aynı camide kılındı. Taşçı’nın cenazesi Marmara İlahiyat Camisi’nde düzenlenen cenaze töreninin ardından defnedilmek üzere memleketi Rize’ye gönderildi.
Manisa Manisa’dan şifa dağıtacak 7 ton mesir macununun duası yapıldı UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alan 484. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali kapsamında 28 Nisan Pazar günü saçılacak olan 7 ton mesir macunu, yapılan dualarla çuvallara yerleştirildi. UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde yer alan 484. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali kapsamında Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Ayşe Hafsa Sultan tarafından yaptırılan tarihi Sultan Camisi’nden 28 Nisan Pazar günü saçılacak 7 ton mesir macununun duası yapıldı. Manisa’yı Mesiri Tanıtma ve Turizm Derneği’nin mesir imalathanesinde yapılan dua öncesinde protokolün de katılımıyla Sultan Camisi’nde Hafsa Sultan, Merkez Efendi ve mesir macununun yapımında emeği geçenler için Mevlid-i Şerif okutuldu. Manisa’yı Mesir Tanıtma ve Turizm Derneği üretim atölyesinde Cuma namazı sonrası gerçekleşen mesir duasına; Manisa Valisi Enver Ünlü, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, Manisa İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, Manisa Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Sudak, İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Uğurelli, Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap, Manisa’yı Mesiri Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık ve STK başkanları katıldı. Manisa İl Müftü Vekili Mehmet Nurlu tarafından yapılan duanın ardından Vali Ünlü ve protokol üyeler sembolik olarak basın mensuplarına mesir macunu saçtı. 484. Uluslararası Mesir Macun Festivali kapsamında 7 ton mesir macunu 28 Nisan Pazar günü Sultan Camii kubbe ve minarelerinden binlerce vatandaşa saçılacak. Geleneğin tarihçesi Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim’in eşi, Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Ayşe Hafsa Sultan Manisa’da hastalanınca, dönemin ünlü hekimi Merkez Efendi, sultan için baharat karışımıyla macun hazırladı. Bir süre sonra iyileşen Ayşe Hafsa Sultan, macunun her yıl aynı dönemde karılarak halka saçılmasını buyurdu. Bunun üzerine her yıl nevruzda hazırlanan mesir macunu, Manisa’daki Sultan Camisi’nin kubbe ve şerefeleri ile çevresindeki 40 noktadan halka saçılıyor. 484 yıldır içeriği bozulmadan hazırlanan mesir macununun içinde şu baharatlar bulunuyor: "Tarçın, karabiber, yenibahar, karanfil, çörek otu, hardal tohumu, anason, kişniş, zencefil, hibiskus, zerdeçal, hindistan cevizi, rezene, kebabiye, sinameki, sarıhalile, vanilya, darı fülfül, kakule, havlıcan, hıyarşembe, safran, kimyon, çam sakızı, mürsafi, meyan balı, zulumba, limon kabuğu, portakal kabuğu, deve dikeni tohumu, keten tohumu, keçiboynuzu, udi hindi, ısırgan tohumu, akbiber, üzüm çekirdeği, hayıt tohumu, biberiye, funda yaprağı, melisa otu, karahalile” (ÖND-
Ankara Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile eğitimde beceri temelli derinlemesine öğretme amaçlanıyor Milli Eğitim Bakanlığının duyurduğu “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” müfredatı taslağı ile beceri temelli sadeleştirilmiş ve derinlemesine öğretme yaklaşımı amaçlanıyor. Milli Eğitim Bakanlığınca tüm öğretim kademelerindeki zorunlu derslerde "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" ile yeni müfredat taslağı hazırlandı. Milli Eğitim Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, söz konusu müfredat ile öğrencilerin derinlemesine öğrenmesinin önünün açılacağı belirtildi. Yeni müfredatta dünyada değişen durum ve ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenebilecek şekilde esnek bir yapının benimsendiği aktarıldı. Söz konusu müfredata vatandaşlar, "https://gorusoneri.meb.gov.tr/" adresinden ulaşabilecek. Yeni müfredat, gelecek eğitim öğretim yılından itibaren okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve lise dokuzuncu sınıflarda kademeli şekilde uygulanmaya başlanacak. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin hazırlanan yeni öğretim programlarına temel oluşturması hedefleniyor. Bunun yanı sıra yeni müfredat özgün bir eğitim felsefesini de içeriyor. Yeni model ile milli bilince sahip, ahlaklı, erdemli, milleti ve insanlık için güzel olanı yapmayı ideal edinmiş bilge nesiller yetiştirilmesi hedefleniyor. Yenilenen programlar kademe ve sınıf düzeylerine göre şöyle: "- Okul öncesi öğretim programı-3-5 yaş, ilkokul-ortaokul kademeleri için fen bilimleri dersi 3-8. sınıf, hayat bilgisi dersi 1-3. sınıf, ilkokul matematik dersi 1-4. sınıf, ilkokul Türkçe dersi 1-4. sınıf, insan hakları, vatandaşlık ve demokrasi dersi 4. sınıf, ortaokul matematik dersi 5-8. sınıf, ortaokul Türkçe dersi 5-8. sınıf, sosyal bilgiler dersi 4-7. sınıf, TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi 8. sınıf, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi 4-8. sınıf. - Lise kademeleri için biyoloji dersi 9-12. sınıf, coğrafya dersi 9-12. sınıf, felsefe dersi 10-11. sınıf, fizik dersi 9-12. sınıf, kimya dersi 9-12. sınıf, matematik dersi 9-12. sınıf, TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi 12. sınıf, tarih dersi 9-11. sınıf, Türk dili ve edebiyatı dersi 9-12. sınıf, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi 9-12. sınıf." Yeni müfredatta ayrıca Din Öğretimi Genel Müdürlüğünce güncellenen seçmeli ders programları da yer aldı. "Yeni müfredatta yüzde 35’lik oranda bir seyreltme yapıldı” Açıklamada sadeleştirilmiş müfredata ilişkin şunlar kaydedildi: “Yeni müfredat çalışmalarında ülke bazlı yapılan karşılaştırmalarda, mevcut müfredatın muadillerinden iki kata yakın bir düzeyde daha ağır olduğu belirlendi. Bilgi erişiminin zor olduğu dönemlerde yapılan müfredatların dünya genelinde de revize edildiği ve bilgi edinmedeki kolaylıklardan hareketle seyreltilmeye gidildiği tespiti yapıldı. Yapılan incelemelerde mevcut müfredatın öğrenme çıktılarının incelenen ülkelere göre yüzde 50 fazla olduğu belirlendi. Bu kapsamda yeni müfredatta yüzde 35’lik oranda bir seyreltme yapıldı.” Yeni müfredatta öğrenciyi zihinsel, sosyal, duygusal, duyuşsal, fiziksel ve ahlaki açıdan bir bütün olarak gören "bütüncül eğitim yaklaşımı" modeli benimsendi. Bu yaklaşımın merkeze aldığı konular ise, "insanın fıtri özelliklerini koruma ve geliştirme", "şahsiyet bütünlüğünü oluşturma", "karakter gelişimini sağlama" olarak sıralandı. Yeni müfredatta değişen dünyanın ihtiyaçlarına, dünyada değişen durum ve ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenebilecek şekilde esnek bir yapı benimsendi. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile öğrencilerin inanç, kimlik ya da sosyoekonomik durumları nedeniyle dezavantajlı olmadığı bir öğrenme süreci tasarlandı. Yeni müfredatta Türkçe vurgusu Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde Türkçe’nin bütün zenginliğiyle toplumun birbiriyle iletişimine, bu iletişimi anlamlandırma çabalarına ve kültür unsurlarının nesilden nesile aktarılmasına öncülük ve eşlik ettiğine vurgu yapıldı. Bu nedenle Türkçenin öğretimi ve öğrencilerin dil becerilerinin geliştirilmesi, eğitim sisteminde temel bir politika olarak yer aldı. Eğitimin her aşamasında Türkçenin öğretimine, doğru kullanımına titizlikle dikkat edilecek. Türkçe’nin etkili kullanılmasına yönelik becerilerin kazandırılması da tüm derslerin ortak hedefi olarak belirlendi. Matematik alan becerileri Matematik alan becerileri ilkokul, ortaokul ve lise düzeyini kapsayan ve süreç bileşenleri ile modellenebilen beceriler dikkate alınarak belirlendi. Yeni müfredatta yer verilen 5 matematik alan becerisi, matematiksel muhakeme, matematiksel problem çözme, matematiksel temsil, veri ile çalışma ve veriye dayalı karar verme, matematiksel araç ve teknoloji ile çalışma olarak belirlendi. Fen bilimleri dersine 13 alan becerisi geldi Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde 13 farklı fen bilimleri alan becerisi tanımlandı. Fen bilimleri alan becerileri, bilimsel gözlem, sınıflandırma, bilimsel gözleme dayalı tahmin, bilimsel veriye dayalı tahmin, operasyonel tanımlama, hipotez oluşturma, deney yapma, bilimsel çıkarım yapma, bilimsel model oluşturma, tümevarıma dayalı akıl yürütme, tümdengelime dayalı akıl yürütme, kanıt kullanma ve bilimsel sorgulama becerilerinden oluştu. Fen bilimleri alan becerilerinin tamamı birbiriyle ilişkili olup, bazı beceriler birden fazla beceriyi kapsayacak biçimde yapılandırıldı. Sosyal bilimler için 17 alan becerisi belirlendi Yeni müfredatta sosyal bilimler alan becerileri kapsamında yerli ve yabancı literatür, alanın kendine özgü yapısı ve çağın gereklilikleri göz önünde bulundurularak 21. yüzyıl becerileri ile de güçlü ilişkileri olan 17 alan becerisi belirlendi. Bunlar, "zamanı algılama ve kronolojik düşünme", "kanıta dayalı sorgulama ve araştırma", "tarihsel empati", "değişim ve sürekliliği algılama", "sosyal katılım", "girişimcilik", "mekansal düşünme", "coğrafi sorgulama", "coğrafi gözlem ve saha çalışması", "harita", "tablo, grafik, şekil ve diyagram", "mantıksal muhakeme", "felsefi sorgulama", "felsefi muhakeme", "felsefi düşünce ortaya koyma", "eleştirel sosyolojik düşünme", "tarihsel sorun analizi ve karar verme" becerileri olarak sıralandı. Yetkin ve erdemli insanı önceleyen öğrenci profili Yeni müfredat ile ilk kez yeni bir öğrenci profili tanımı da yapıldı. Buna göre müfredatın hedeflediği öğrenci, "yetkin ve erdemli insan" olarak tanımlandı. Yetkin ve erdemli insanı önceleyen öğrenci profili, yeni müfredatta ana merkeze alındı. Sadece akademik başarılara odaklanmanın doğru olmadığı, her bir öğrencinin kendine özgü potansiyeli olduğu tespitine öncelik verildi. Yetkin ve erdemli insan, ruh ve beden bütünlüğü, bilgi ve bilgelik, geçmişten geleceğe eğitim prensibi, değerler, ahlaki bilinç ve estetik bakış açısına sahip olma prensipleri üzerinden tasarlandı. Öğrenci profili oluşturulurken zamansal bütünlük, ontolojik bütünlük ve epistemolojik bütünlüğü sağlama yanında aksiyolojik olgunluk da dikkate alındı. Yetkin ve erdemli öğrenci profilinin ancak çok yönlü bir gelişim ile ortaya çıkabileceğinden yola çıkılan müfredatta, öğrencilerin hem kendisi hem de toplum için daha sağlıklı ve dengeli bir insan olması, çok yönlü bir bilgi ve düşünme yelpazesi geliştirmesi hedeflendi. Bu bakış açısıyla eğitim sürecinin anlık başarılarıyla değil, süreç olarak ele alınması odağa alındı. İlk kez "Erdem-Değer-Eylem Modeli" geliştirildi Yeni müfredatta ayrıca ilk kez "Erdem-Değer-Eylem Modeli" de yer aldı. Değerlerin eğitim sürecinde doğal süreç içerisinde edinilmesi için özgün bir yaklaşımla tasarlanan bu modelde "adalet", "saygı" ve "sorumluluk" üst değerler olarak ele alındı. Ayrıca duyarlılık, merhamet, estetik, temizlik, sabır, tasarruf, çalışkanlık, mütevazılık, mahremiyet, sağlıklı yaşam, sevgi, dostluk, vatanseverlik, yardımseverlik, dürüstlük, aile bütünlüğü, özgürlük değerlerinin programlar içinde işlenmesiyle içsel ahenge sahip "huzurlu insan", "huzurlu aile ve toplum", "yaşanabilir çevre" hedeflendi. Beceri odaklı öğretim programı Öğretim programlarında öğrencilerin edinmesi beklenen öğrenme çıktıları bilgi ve alana özgü becerilerle birleştirildi ve "beceri temelli bir program yapısı" oluşturuldu. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde "bütüncül eğitim yaklaşımı" gereği bilgi, beceri, eğilim, tutum-davranışlar ile değerler ilişkilendirildi. Temel, bütünleşik ve üst düzey düşünme becerilerinden oluşan "kavramsal beceriler", öğrenme yaşantıları ile güçlü şekilde ilişkilendirilerek öğretim programlarında daha görünür ve işlevsel hale getirildi. Sosyal-duygusal öğrenme becerileri, öğretim programlarının bir bileşeni olarak ele alındı. Bu beceriler, öğrenme çıktılarıyla doğrudan ilişkilendirildi. Yeni müfredatta eğitim öğretim süreçlerinde öğrencilerin aktif şekilde katılımlarını sağlayacak öğrenme yaşantıları tasarlandı. Yeni öğretim programlarında "eğilimler" daha da önem kazandı. Bireysel farklılıkları merkeze alan müfredatta eğilimlerin becerileri tetiklediğine odaklanıldı. Eğilimlerin öğrencilerin edindikleri becerileri sergilemelerinde belirleyici role sahip olduğu vurgulandı. Okuryazarlık becerileri, yeni hazırlanan öğretim programlarının kesişim noktası olarak ele alındı ve bunlara her bir derse ait öğretim programında açık bir şekilde yer verildi. Bu kapsamda "sistem okuryazarlığı" ilk kez müfredata girdi. Sistem okuryazarlığı ile öğrencilerin getirilen herhangi bir konuda öğrenme yöntemini kendisinin belirlemesi, kendi kendine öğrenebilmesi amaçlandı. Bunun hayata geçirilmesi için 9 alt okuryazarlık türü de belirlendi. Bu okuryazarlık türleri ise bilgi okuryazarlığı, dijital okuryazarlık, finansal okuryazarlık, görsel okuryazarlık, kültür okuryazarlığı, vatandaşlık okuryazarlığı, veri okuryazarlığı, sürdürülebilirlik okuryazarlığı, sanat okuryazarlığı olarak sıralandı. Okuryazarlık türleri, okul öncesinden başlanarak sarmal bir yapı içerisinde öğrenciye kazandırılacak. Öğrencinin kendini inşasına imkan veren öğrenme yaşantıları Bakanlığın yeni müfredatında, aktif öğrenmeyi temel alan öğretim uygulamaları, bütüncül gelişimi destekleyerek derin öğrenmeyi sağlamaya yönelik anlamlı öğrenme bağlamları içinde gerçekleştirildi. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde zenginleştirme, öğrencilerin ileri düzey kavramları ve karmaşık düşünce yapılarını keşfetmelerini teşvik edecek şekilde kurgulandı. Böylece öğrencilerin potansiyellerini mümkün olan en üst düzeye çıkarmalarına katkı sağlamak amaçlandı. Program dışı etkinlikler Yeni müfredatta disiplinler üstü ve disiplinler ötesi yaklaşımı destekleyen program dışı etkinlikler de sıralandı. Programda bu etkinliklerle ilgili, "Öğrencilerin kendilerini tanımalarına yardımcı olan program dışı etkinlikler; spordan sanata, kulüplerden gönüllülük faaliyetlerine, kamplardan yarışmalara, dinletilere ve sergi, ziyaret, konferans, turnuva gibi çok çeşitli ilgi alanlarına yönelik faaliyetleri kapsadı ve disiplinler üstü ve disiplinler ötesi yaklaşımla temel yaşam becerilerini keşfetmeleri ve geliştirmeleri için öğrencilere fırsatlar sunar" değerlendirmelerine yer verildi. Sonuç yerine süreç odaklı ölçme değerlendirme yaklaşımı Bakanlığın yeni eğitim programında sonuç yerine süreç odaklı ölçme değerlendirme yaklaşımı benimsendi. Bu yaklaşımla ölçme değerlendirme uygulamalarında tanılayıcı, biçimlendirici ve düzey belirleyici değerlendirme yöntemleri arasında denge sağlandı. Okul temelli planlama Öte yandan, öğretim programlarının uygulanmasında esneklik sağlanması amacıyla yerel ve bölgesel eğitim ihtiyaçları dikkate alınacak, öğretmenlerin ihtiyaca yönelik işbirliğine dayalı karar verebilmesine olanak sağlanacak. Ayrıca her ders özelinde ihtiyaca göre kullanılabilecek şekilde planlama yapılabilecek. Okul temelli planlamada 10. sınıf kariyer rehberliğine ayrıldı. Öğretim programlarında 10. sınıf düzeyinde okul temelli planlama için ayrılan ders saatleri, zümre öğretmenleri tarafından, meslek seçimi ve kariyer planlama amacıyla öğrencilere yol gösterici olacak şekilde kullanılacak. Bu kapsamda planlanan eğitim öğretim faaliyetleri, mesleki rehberlik ve kariyer danışmanlığı bağlamında yürütülecek.
İstanbul Yaşına uygun ve kurallı televizyon izlemeyen çocuklar, olaylar arasında ilişki kuramayabilir Yaşına uygun ve kurallı bir şekilde televizyon izlemenin çocukta öykü şeması geliştirmeye katkıda bulunduğunu belirten Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacer Nermin Çelen, öykü şeması geliştirmeyen çocuğun karmaşık şeyleri anlama şansını yitirdiğini, olaylar arasında ilişki kuramadığını söyledi. Çocuğun zarar görmeyecek şekilde teknoloji kullanmayı öğrenmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Çelen, çizgi filmlerin çocukla izlenerek algısal bakış açısını değiştirmek gerektiğini vurguladı. İstanbul Atlas Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacer Nermin Çelen, 22-28 Nisan TV İzlememe haftası vesilesiyle yaptığı açıklamada televizyonun çocuk gelişimi üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Çocuklara koltuk patatesi deniliyordu Kitle iletişim araçlarından biri olan televizyonun günlük yaşama dahil olmasından itibaren özellikle çocuklar üzerindeki etkilerinin de incelendiğini belirten Prof. Dr. Çelen, kıta Avrupası’nda televizyonun yavaş yavaş evlere girmesinin İkinci Dünya Savaşı sonrası olduğunu söyledi. Savaş sonrası televizyonun evlere girmeye başladığı zaman bu konuda çalışma yapanlar olduğunu belirten Prof. Dr. Çelen, “O dönemde araştırma yapanlar ‘Çocukları televizyon karşısına oturttuklarında televizyondan gelen bütün mesajları çocuklar içselleştiriyor’ diye düşündüler. Hatta o dönemde televizyondan gelen tüm mesajları içselleştirdikleri için çocuklara coach potatoes yani koltuk patatesi ya da zombi adını vermişler” açıklaması yaptı. Çocuklar seçme gücüne sahip Bu alandaki çalışmaların 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren devam ettiğini kaydeden Prof. Dr. Çelen, “Bu çalışmalarda ise çocukların zombi ya da coach potatoes yani koltuk patatesi olmadığı, çocukların bilişsel yapılarının yetişkinlerden belki farklı ama çocukların da neyi seyredebileceklerini seçebilecek güçte olduklarını söylüyorlar. Yani çocuk kendisine aşina olan şeyleri, animasyonları, cıngılları, reklamları ve kadın seslerini tercih ederek seyrediyor. Erkek seslerini tercih etmiyorlar” dedi. 1970’lerden itibaren farklı görüşlerin öne çıktığını, bu görüşlere göre çocukların seçici olduğunun ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Çelen, “Çocukların anlamadığı, senaryosu oldukça karmaşık bir dizi ilgilerini çekmiyor. Çalışmalarda aslında çocuğun seçici olduğu vurgulanıyor” diye konuştu. Öykü şemaları gelişmezse ilişki kuramıyor Yaşına uygun şekilde televizyon izlemenin çocukta öykü şeması geliştirmeye katkıda bulunduğunu belirten kaydeden Prof. Dr. Çelen, “Diyelim ki o evde televizyon seyredilmiyor. Bizim büyürken bazı vakaların nasıl örüntülendiğini görmemiz gerekiyor. Mesela hırsız-polis ne demek, şiddet ne demek, ne zaman şiddet ortaya çıkar? Şiddet çizgi filmlerde de var. Bu senaryoları çocuk izlemez ise gelecekte kavramlar arasında ilişki kuramıyor. Eve televizyonun geç geldiğini düşünelim: Çocuk 6-7 yaşından sonra televizyon izlediğinde bu öykü şemaları geçmişte geliştirmediği için karmaşık şeyleri anlama şansını yitiriyor yani bakıyor ama anlamıyor. İlişki kuramıyor” dedi. Çizgi filmlerde de şiddet var Çizgi filmlerin çocukla beraber izlenerek algısal bakış açısını değiştirmek gerektiğini belirten Prof. Dr. Çelen, “Tom ve Jerry çok masum bir çizgi film gibi. Tweety de çok masum görünüyor ama orada da şiddet var. Tom’un kuyruğu kesiliyor, köpeğe balyozla vuruluyor. Çocukla yan yana oturmak lazım. Çocuk kahkahalar atıyor. ‘Peki senin kuyruğun olsaydı ve senin kuyruğun kesilseydi ya da senin parmağın kesilseydi ister miydin?’ şeklinde sorular sorulmalı. Çocuk ‘istemem’ diyecek. ‘Bize komik geliyor ama güzel bir şey değil’ denilmesi gerekiyor. Böylece algısal bakış açısını değiştiriyorsun” şeklinde konuştu. Yasak yerine açıklama yapılmalı Televizyonda uygun içeriklerin belirli sürelerde izletilebileceğini kaydeden Prof. Dr. Çelen, “Evde saatlerce sabahtan akşama kadar televizyonun açık olduğu zamanlarda ebeveynlerin çocuğun seyredip seyredemeyeceği şeyleri kontrol etmesi mümkün değil. Yasak her zaman caziptir. Çocuk neden bunu yasakladılar diye kenardan bakıyor. Çocuğa her şeyi seyretmemesi gerektiğini açıklamamız gerekiyor” dedi. Çocuğun teknoloji kullanımı konusunda deneyim kazanması önemli Çocuğun mutlaka takip edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çelen, “Anne babaların örnek olması, kural koyması ve seçici olması gerekiyor. Çocuk ne oynuyor, hangi televizyon programını izliyor, takip ediyor, bunun bilinmesi lazım. Bazen geri bildirim vermek için çocukla beraber oturmaları gerekiyor. Anne ya da bakım veren tutumu önemli. Teknolojiden de uzak kalamayız. Çocuğun zarar görmeyecek şekilde teknoloji kullanmayı bilmesi gerekiyor. Çocuğun teknoloji kullanımı konusunda bir deneyimi olması da gerekiyor. Neyi ne kadar kullanması gerektiğini kurallarıyla öğrenmesi lazım” şeklinde konuştu.
Muğla Marmaris’te bir kadını bıçaklayarak öldüren şahıs tutuklandı Muğla’nın Marmaris ilçesinde 35 yaşındaki İlknur Çetin, erkek arkadaşı olduğu iddia edilen bir şahıs tarafından bıçaklanarak hayatını kaybetti. Ayağı kırık ve alçıdayken olayı gerçekleştiren ve polis ekipleri tarafından kaçtığı motor ile yakalanıp gözaltına alınan A.İ.K., sevk edildiği adliyede tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, dün sabah saatlerinde bir otelde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, erkek arkadaşı olduğu iddia edilen A.İ.K. (38), İlknur Çetin’in iş yerine gelerek Çetin’i konuşma bahanesi ile dışarı çağırdı. Çetin’in dışarı çıkması ile kadına saldıran A.İ.K., birden fazla yerinden ölümcül darbeler ile kadını bıçaklayarak ağır yaraladı. Olayı görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptıkları kontrollerde Çetin’in hayatını kaybettiğini tespit etti. Olayın ardından geldiği motora binerek kaçan A.İ.K. ise polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Ayağı kırık şekilde saldırmış Saldırgan A.İ.K.’nin bir ayağının kırık olduğu ve platin takılı olduğu halde Çetin’in iş yerine gelerek olayı gerçekleştirdiği bilgisine ulaşılırken, ayağı alçıda olan şahıs emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Tutuklandı Polis ekiplerinin yardımıyla adliyeye getirilen A.İ.K., çıkartıldığı adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.