SAĞLIK - 15 Kasım 2017 Çarşamba 11:06

Gaziantep’te inme ile hastaneye giden şahıs, 20 dakikada tedavi edildi.

A
A
A
Gaziantep’te inme ile hastaneye giden şahıs, 20 dakikada tedavi edildi.

Gaziantep’te Hastanesi’ne inme vakası ile gelen şahsın tıkanan damarı başarılı bir müdahale ile yeniden açılarak, hasta sağlığına kavuşturuldu.

Gaziantep’te Hastanesi’ne inme vakası ile gelen şahsın tıkanan damarı başarılı bir müdahale ile yeniden açılarak, hasta sağlığına kavuşturuldu. Nöroloji Yoğun Bakım ve İnme Merkezi Direktör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Yusuf İnanç 42 yaşındaki hastayı gerçekleştirdiği başarılı müdahale sonucu sağlığına kavuşturdu.


Dünyada ölüm nedenleri arasında birinci sırada yer alan inme hastalığı ile ilgili başarılı müdahalelerin yapıldığı GAÜN Hastanesi M.Ali Topçuoğlu Nöroloji Yoğun Bakım ve İnme Merkezi’nin başarılı hekimleri yine bir hastaya umut oldu. İslahiye’den Gaziantep’e ambulans ile sevk edilen Müslüm Günay (42) adlı hastanın tıkanan damarı başarılı bir girişimsel müdahale ile açıldı ve hasta yeniden eski sağlığına kavuşturuldu.


“Hasta eski sağlığına kavuştu”


Ekip olarak büyük bir gayret ve özenle hastaya müdahale ettiklerine dikkat çeken Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yusuf İNANÇ, “Müslüm Bey İslahiye’den bize ani bilinç bulanıklığı, sağ kol ve bacakta güçsüzlük şikayetleriyle geldi. Hastamıza önce damardan pıhtı eritici ilaç verdik fakat fayda etmedi. Fayda etmeyince hastayı nöroanjiyo ünitesine aldık, anjiyoda ise pıhtıyı mekanik olarak çıkardık. Hastanın bilinci anjiyoya alınırken bulanıktı. Hastaya hem anjiyo yaptık hem damardan ilaç tedavisi uyguladık hem de pıhtı çekici cihazımızı (nörotrombektomi) kullandık. Toplam 20 dakikada pıhtıyı çıkarmayı başardık. Pıhtı çıkar çıkmaz hasta kolunu bacağını oynatmaya başladı. Ve bilinci yerine geldi. Bir gün yoğun bakımda kaldı daha sonra serviste yattı. Şu an ise hastamızı taburcu ettik. Normal yaşamına döndü. Eski sağlığına kavuştu” ifadelerine yer verdi.


“Türkiye’de önde gelen ilk iki merkezden biriyiz”


İnmenin bölgemizde oldukça sık görüldüğünü vurgulayan GAÜN Hastanesi M. Ali Topçuoğlu Nöroloji Yoğun Bakım ve İnme Merkezi Direktörü, Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Semih Giray ise, “Türkiye’de 6 dakikada bir, bölgemizde ise 3 dakikada bir felç yaşanıyor. Merkezimize bu tür vakalar sürekli olarak geliyor ve biz bu hastalara başarıyla müdahale ediyoruz. Ekibimiz yoğun bir tempoyla çalışıyor. Birlikte başarılı işlere imza atıyoruz. Hasta sayısı olarak Türkiye’de önde gelen ilk iki merkez arasında yer alıyoruz. Bölgede bizim gibi bir hizmeti veren herhangi başka bir merkez olmadığından dolayı çok önemli bir konumdayız. Merkezimiz; inme merkezi üssü haline gelmiş durumda” şeklinde konuştu.


Gerçekleştirilen başarılı müdahale ile taburcu olup yeniden eski sağlığına kavuşan hasta Müslüm Günay, “İş yerinde çalışırken ansızın bacağımın ve kolumun tutmadığını fark ettim. İslahiye’den ambulansla buraya getirildim. Hocalarımızın başarılı müdahaleleri sayesinde eski sağlıma kavuştum, işime geri döndüm. Kendimi şanslı görüyorum. Hocalarıma çok teşekkür ediyorum” dedi.


İnme Tedavisinde Zamana Yenilmeyin!


GAÜN Hastanesi M. Ali Topçuoğlu Nöroloji Yoğun Bakım ve İnme Merkezi Direktörü, Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Semih Giray inme konusunda da uyarılarda bulundu. Giray, "Halk arasında felç olarak bilinen inmenin tedavisinde en kısa sürede donanımlı bir hastaneye ulaşabilmek hayati önem taşıyor. Dünyada erişkin ölümlerinde 1’inci, bıraktığı hasar bakımından ise 3’üncü sırada yer alan inmenin ardından kaybedilen her yarım saat tedavi başarısını yüzde 10 azaltıyor" şeklinde konuştu.


Kilo ve tansiyonu kontrol altında tutun


Giray, beyin damarlarında ortaya çıkan problemlerle kendini gösterdiğini belirterek,inmenin kanama veya damar tıkanıklıklarıyla ortaya çıktığını kaydetti. Kilo ve tansiyonun kontrol altında tutulması gerektiğini vurgulayan Giray, "Şah damarından ve kalpten gelen pıhtılar beyin içerisindeki damarlarda tıkanıklıklara neden olabilirken, özellikle tansiyona bağlı kanamalar da yaşanabilmektedir. Yaş, cinsiyet, genetik faktörler gibi değiştirilemeyen risk faktörlerinin yanı sıra; yüksek tansiyon, diyabet, obezite, kolesterol, sigara inme riskini artırmaktadır" ifadelerini kullandı.


“Henüz yaşım daha genç, bende olmaz” demeyin


Yaşın ilerlemesiyle birlikte damar sertliklerinin oluşması inme riskini artırmakla birlikte özellikle genç yaşlarda da inme yaşanabildiğine dikkat çeken Giray, “Yüksek tansiyon ve sigara tüketiminin yanında kalp - damar hastalıkları ve kanda pıhtılaşma sorunları gençlerde inme sebeplerinin başında gelmektedir. Madde kullanımı da ayrıca büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Özelikle gençlik döneminden itibaren yapılan fastfood tarzı beslenme ve sporsuz yaşam gibi yanlışlar ilerleyen yaşlarda inme riskini artırabilmektedir” ifadelerini kullandı.


Kol ve bacaklar oluşan geçici güçsüzlüğü önemseyin


Giray, genellikle aniden gelişen inme bazen öncül belirtiler verebildiğini hatırlatarak, "Geçici iskemik atak olarak isimlendirilen kol veya bacaklarda yaşanan birkaç dakikalık geçici güçsüzlükler inmenin habercisi olabilmektedir. Kalp veya şah damarındaki pıhtının belirtisi olabilen bu tür uyuşmaları önemseyerek önlem almak hayat kurtarıcı olabilmektedir" dedi.


Kesinlikle zamanla yarış şart


İnme geçiren kişinin, en kısa zamanda donanımlı bir hastaneye ulaştırılması gerektiğine de dikkat çeken Giray, “İnmeden sonra ne kadar zaman kaybedilirse beyindeki hasar o kadar fazla olmaktadır. İnmeden sonra her 1 dakikada hastanın beyninde 1,9 milyon hücre ölürken kaybedilen her yarım saat tedavi başarısını %10 azaltmaktadır. Yapılan tetkiklerin ardından hastanın durumuna göre anjiyografi ile damarı tıkayan pıhtının çıkartılması ya da pıhtı eritici ilaçlar kullanılabilmektedir. Özellikle pıhtı boyunun çok büyük veya zaman kaybının fazla olduğu durumlarda anjiyografi ile pıhtının damardan çıkartılması çok daha başarılı sonuçlar vermektedir.İnmeden korunabilmek için değiştirilebilir risk faktörleri kontrol altına alınmalıdır. Özellikle koroner kalp damar hastalıkları ve ritim bozuklukları ile damar sertleşmesini engelleyerek risk en aza indirilebilmektedir. Bununla birlikte; Tansiyon kontrol altına alınmalı gerekirse tansiyon düzenleyici ilaç kullanılmalıdır, tuz ve katı yağlardan uzak beslenilmelidir, spor ve egzersiz günlük hayata dahil edilmelidir, sigaradan uzak durulmalıdır, kilo kontrolü ihmal edilmemelidir” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.