GENEL - 15 Kasım 2017 Çarşamba 11:22

Yavru vatan KKTC’nin Cumhuriyet Bayramı Mersin’de törenle kutlandı

A
A
A
Yavru vatan KKTC’nin Cumhuriyet Bayramı Mersin’de törenle kutlandı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 34’üncü kuruluş yıl dönümü Mersin’de etkinliklerle kutlanıyor.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 34’üncü kuruluş yıl dönümü Mersin’de etkinliklerle kutlanıyor. KKTC Mersin Başkonsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, KKTC’nin, zulüm ve haksızlıklara karşı büyük bir fedakarlık gösteren Kıbrıs Türk halkının, bağımsızlık ve egemenliğe olan inancı sonucu kurulduğunu söyledi.


KKTC Mersin Başkonsolosluğu tarafından gerçekleştirilen etkinlikler çerçevesinde, yavru vatan KKTC’nin 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı kapsamında ilk tören sabah saat 09.30’da Cumhuriyet Meydanı’nda yapıldı. Törene, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, KKTC Mersin Başkonsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, protokol üyeleri, Kıbrıs gazileri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.


Başkonsolos İnanıroğlu, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Mersin Şube Başkanı Kemal Cındız ve çeşitli kurumların Atatürk Anıtı’na çelenk sunmalarıyla başlayan tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam etti. Öğrencilerin şiirler okuduğu, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Mersin İl Başkanlığı (TEMAD) işbirliğinde paramotor uçuş gösterisinin yapıldığı törende, Başkonsolos İnanıroğlu, günün anlam ve önemine ilişkin konuşma yaptı.



“KKTC, Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve egemenliğe olan inancı sonucu kurulmuştur”


İnanıroğlu, Kıbrıs Türk halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin ardından 15 Kasım 1983 tarihinde ilan edilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 34’üncü kuruluş yıl dönümünü Mersin’de kutlamanın gururunu, mutluluğunu ve coşkusunu yaşadıklarını söyledi. KKTC’nin, zulüm ve haksızlıklara karşı büyük bir fedakarlık gösteren Kıbrıs Türk halkının, bağımsızlık ve egemenliğe olan inancı sonucu kurulduğunu belirten İnanıroğlu, “Cumhuriyetimizin ilanından önce Kıbrıs Türk halkı 1963’ten 1974’e kadar Kıbrıs Rum tarafınca uygulanan tüm baskılara ve zulme karşın direnmiş, ayakta kalmayı başarmış ve haklı mücadelesini sürdürerek anavatanımız Türkiye’nin 1960 Anlaşmalarından kaynaklanan garantörlük hakkını kullanarak 1974 Barış Harekatını gerçekleştirmesiyle özgürlüğüne kavuşmuş, 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan etmiştir” dedi.



“Rumlar hayali ve tutarsız nedenlerle görüşmelerden kaçmaktadır”


Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin, Kıbrıs’ta iki toplumlu, iki bölgeli ve siyasi eşitlik temeline dayalı bir anlaşmaya varmak için 50 yıldan bu yana BM himayesinde müzakereler sürdürüldüğünü anımsatan İnanıroğlu, “Ancak, Kıbrıs Türk tarafı adada adil ve kalıcı bir çözüm sağlamak için iyi niyetle Kıbrıs Rum tarafıyla görüşmeleri yürütmeye çaba harcarken, Rumlar hayali ve tutarsız nedenlerle görüşmelerden kaçmaktadırlar. Son olarak, 28 Haziran 2017 tarihinde İsviçre’nin Crans Montana kasabasında toplanan 2. Kıbrıs Konferansı yaklaşık iki hafta sürmüş ve sonuçsuz kalmıştır. Süreci nihayete vardırmak amacıyla 6 Temmuz’da Crans Montana’da yeniden bir araya gelinmesine rağmen Kıbrıs Rum tarafının ‘sıfır asker-sıfır garanti’ tutumunu sürdürmesi nedeniyle BM Genel Sekreteri Guterres, konferansın başarısızlıkla sonuçlandığını ilan etmiştir. Bu sonuç, Kıbrıs Rum tarafının 1968 yılından bu yana sürdürülen müzakere süreçleri boyunca sergilediği uzlaşmaz tavrını ve Kıbrıs Türk tarafıyla güç paylaşımı ve siyasi eşitlik içeren bir anlaşmaya varmaya yönelik her türlü adımdan imtina ettiğini bir kez daha açıkça ortaya koymuştur. 7 Temmuz’da herhangi bir anlaşmaya varılamadan sona eren Kıbrıs Konferansı neticesinde gelinen noktada, Kıbrıs konusunda, BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu ve mevcut parametreler çerçevesinde bir federasyon oluşturma çabaları da tükenmiştir. Kıbrıs Türk tarafı açısından müzakerelerin kaldığı yerden devam edebileceği yönündeki anlayış kabul edilebilir değildir. Sonuçsuz kalan yalnızca Kıbrıs Konferansı olmamış, mevcut parametreler altında yürütülen müzakere süreci de sona ermiştir” diye konuştu.



“Cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatacağız”


KKTC’nin, uluslararası toplumun yıllardır Kıbrıs Türk tarafına karşı sürdürdüğü haksız ambargo ve izolasyonlara rağmen halkın iradesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği ile günden güne daha da geliştiğini ve güçlendiğini vurgulayan İnanıroğlu, “KKTC Su Temin Projesi’nin tamamlanmasıyla anavatanımız Türkiye’den gelen su ile anavatan Türkiye ile KKTC arasında var olan gönül bağları daha da güçlenmiş, su sorunumuz çözülmüş, halkımız suya kavuşmuştur. Bunun ardından, deniz altından kabloyla elektrik temin edilmesini içeren enerji anlaşması imzalanmıştır. Bu ve bunun gibi projelerin hayata geçirilmesiyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti ile devletimiz arasındaki birlik ve beraberlik ile güçlü bağlar perçinleşecektir. Kıbrıs Türk halkının her zaman yanında olan, maddi ve manevi desteğini esirgemeyen anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti ile birlik ve beraberlik içerisinde cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatacağız. Bu günlere ulaşmamızda bizlere güç veren Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve halkına şükranlarımı sunarım. Başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere, özgürlük mücadelesi liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ü, kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’ı ve vatanımız uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle; gazilerimizi, Kıbrıs Türk mücahitlerimizi, Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik kuvvetlerini şükran ve minnetle anar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Mersin bölgesinde yaşayan tüm vatandaşlarımızın Cumhuriyet Bayramı’nı en içten duygularla kutlarım” ifadelerini kullandı.


Konuşmanın ardından, KKTC Resim, Şiir ve Kompozisyon Yarışması’nda dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Halk oyunları gösterileri ile sona eren törenin ardından, İnanıroğlu, Başkonsolosluk makamında tebrikleri kabul etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.