EKONOMİ - 07 Aralık 2017 Perşembe 14:46

Yamanyılmaz: “Mersin’de balık çiftlikleri kuracak firmalar kendilerini iyi ifade edemiyor”

A
A
A
Yamanyılmaz: “Mersin’de balık çiftlikleri kuracak firmalar kendilerini iyi ifade edemiyor”

Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Can Yamanyılmaz, Mersin’de balık çiftlikleri kuracak firmaların kendilerini iyi ifade edemediklerini belirterek, “Bu nedenle oluşmuş olumsuz bir öngörü var.

Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Can Yamanyılmaz, Mersin’de balık çiftlikleri kuracak firmaların kendilerini iyi ifade edemediklerini belirterek, “Bu nedenle oluşmuş olumsuz bir öngörü var. Yerel STK’lar ile firmaların bir araya gelerek toplantı yapmalarını önerdim. Bu toplantıdan uzlaşı çıkacağını düşünüyorum” dedi.


Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yamanyılmaz, Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin (AKİB) yurt dışı faaliyetlerine ilişkin düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin, Mersin’de kurulması planlanan balık çiftliklerine ilişkin sorularını da yanıtladı.


“Balık çiftliklerinin çevresel kirliliği olacağını düşünmüyorum”


Türkiye’nin kültür balıkçılığında levrek, çupra ve alabalık ihracatının şu anda 1 milyar doları aştığını ifade eden Yamanyılmaz, “Ürettiğimizi hemen satabiliyoruz. Her yıl artan kapasiteden dolayı da yeni bölgelerin açılması gerekiyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız da uygun alan olarak Boğsak ve Aydıncık tarafını belirlemiş. Balık çiftliklerinin çevresel kirliliği olacağını düşünmüyorum. Görüntü kirliliği konusunda da denizin 2-3 mil açığında kurulacağı için çok etkilemeyeceği kanaatindeyim. Ama yine de her türlü analizlerin yapılması gerekiyor” diye konuştu.


“Mersin’de balık çiftlikleri kuracak firmaların kendilerini iyi ifade edemiyor”


Mersin’de balık çiftlikleri kuracak firmaların, yerel STK’larla toplantı yaparak kendilerini anlatmaları gerektiğini belirten Yamanyılmaz, “Mersin’de balık çiftlikleri kuracak firmaların kendilerini iyi ifade edemediklerini düşünüyorum. Yerel STK’lara kendilerini anlatamadıkları için de oluşmuş bir olumsuz öngörü var. Buradaki STK’lar da bu konuda hassaslar, onlara da hak veriyorum. Bir araya gelinmesi gerekiyor. Mersin’de yatırım yapacak olan Türkiye’nin büyük ve güzide ihracatçılarına, yerel STK’lar ile düzenlenecek toplantıyla bir araya getirerek uzlaşı sağlanmasını teklif ettim. Önümüzdeki günlerde, iki tarafın da Mersin’de buluşup, konuşup, bunların en iyi şekilde yapılmasını istiyoruz. Burada yatırım yapacak olanlar Merkezi Üreticiler Birliği. Biz onlarla 20 gün önce konuştuk ve böyle bir toplantının olabileceğini söylediler. Mersin’de de Ekonomi Platformu ve MESİAD ile görüştük. Önümüzdeki günlerde iki tarafın da uygun gördüğü bir günde yapılacak toplantıdan uzlaşı çıkacağını düşünüyorum. Çevre de önemli geleceğimiz de önemli. Buradaki değerlerimizi koruyarak bu işi yapabileceğimize inanıyorum” ifadelerini kullandı.


Yamanyılmaz, kültür balıkçılığında Mersin’in tercih edilme nedenini ise şöyle açıkladı: “Mersin’in denizi, Bodrum’a göre 2-3 derece daha sıcak. Sıcakta balığın büyüme oranı daha yükseliyor. Buradaki doğala daha yakın. Ayrıca, ihracatçılar Ortadoğu pazarında bir gün kazanmış olacaklar. Suriye’deki olumsuz gelişmeler olmadan önce bizim 30 bin tonun üzerinde ihracatımız vardı Suriye, Ürdün ve Lübnan’a. Son 7 yıldan beri bu ihracatımız durmuş vaziyette. Bu ülkelerin köylerinde bile Türk balığı yeniyordu. Olumsuz gelişmeler bittikten sonra ihracatçı o pazarlara Mersin’den çok rahatlıkla balık gönderecektir. Şu anda sadece uçakla Umman’a, Dubai’ye gönderiyorlar. Ama Suriye yolu açıldığında Mersin’den 2,5-3 günde tırla gönderebilecekler. Irak kapısı açıldığında da aynı şey söz konusu olacak. Onlar için avantaj olacak.”


“Kültür somonunu Japonya’ya kadar ihraç ediyoruz”


Kültür balıkçılığında Norveç somonunun çok ünlü olduğu bilgisini veren Yamanyılmaz, kültür balıkçılığında dünyada bir numaralı üreticinin şu anda Norveç olduğunu ve 6,5 milyar dolar ihracatı bulunduğunu söyleyerek, “Bu, muazzam bir rakam ve Norveç’in en büyük gelir kaynaklarından birisi bu. Onun dışında Şili de büyük üretici. Biz de Türkiye’de Norveç somununu kültür balığı olarak üretiyoruz. Türkiye’de Karadeniz bölgesinde somon üretiliyor. Son dönemde somon tüketimi o kadar attı ki, talep arttığı için üretimi de artmaya başladı. Kalitesi de çok iyi, lezzeti de çok güzel. Japonya’ya kadar ihracatımız başladı. Önümüzdeki günlerde Karadeniz’deki üretici sayımız artacak ve buna bağlı olarak hem üretim miktarımız hem ihracatımız artacak. 2005 yılında Türkiye yaklaşık 500 bin ton balık üretiyordu. Bunun 120-130 bin tonu kültür balığı, kalanı da avcılıkla gerçekleşen bir üretimdi. Bugüne geldiğimizde yaklaşık 560 bin ton balık üretiyoruz ve bunun 325 bin tonu kültür balığı, kalanı da avcılıkla üretilen balık. Avcılıkta da 60 bin tonu levrek, çupra, palamut, istavrit gibi balıklar ama 190 bin tonu da hamsi. Yani hamsi olmasa hiçbir şey çıkmayacak Türkiye denizlerinden. Kültür balığı olmasa tüketecek balığımız yok. Şu anda Avrupa Birliği’nde kültür balığı olarak satılan levrek, çuprada her üç balıktan biri Türk balığı. Türkiye’de artık kültür ön plana çıktı. Dünyada da şu an yüzde 35’i kültür, yüzde 65’i çiftlik balığı. Ama gelecek 20 yılda şu anki tüketime göre kültür balığı avcılığı geçecek, yüzde 55’e yüzde 45 civarında olacak. Kültür balığına öcü gibi bakılıyor ama öyle değil. Artık dünya kültür balıkçılığına gidiyor. Dünyada artan bir nüfus ve tüketen bir toplum var. Dolayısıyla balık popülasyonu yetmiyor. Türkiye’de üretilen kültür çupra balığı dünyanın her tarafına ihraç ediliyor, Amerika’ya kadar gönderiliyor. Şu an Amerika’ya uçakla çok rahatlıkla çupra gidiyor” şeklinde konuştu.


Kültür balıkçılığında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın hassas olduğunu vurgulayan Yamanyılmaz, “Bakanlık ayda iki kez denetim yapıyor. Balıklar ve yemler devamlı analiz ediliyor. Bu analizler sertifikası olan laboratuvarlarda yapılıyor ve bunlar dünya çapında laboratuvarlar” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.
Adana Okan Buruk: “Büyük rekorlara imza atıyoruz” Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada “Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray deplasmanda Y. Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maç sonu basın toplantısında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Adana deplasmanının zorlu olduğunu belirterek, “Adana deplasmanı birçok takım için çok zordur. Maç öncesi muhteşem bir koreografi vardı. Maç atmosferi çok güzeldi. Oyuna bakacak olursak da bizlerin ofansif anlamda çok kolay pozisyon ürettiğimiz oyunlardan biriydi. Oyun içerisinde rakibimizin de çok net pozisyonları vardı. Kaptanımız Muslera kendisi bir rekora imza attı. Galatasaray’ın kazandığı 3 puanda önemli bir rolü vardı. Rakibimize verdiğimiz pozisyonlardan dolayı mutlu değilim. Bugün buradan ayrılırken 7 puan önde ayrılıyoruz. Bir sonraki maça da hazırlanırken rakiplerimizin maçlarını da bekleyeceğiz. Kendi rekorumuzu geçtik, benim ve oyuncularım açısından çok önemli. Herkese teşekkür ediyorum. Hep beraber bu rekorları kırıyoruz. Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanacak maç hakkında da sorulan soruya cevap veren Buruk, “Rakibimizin iki kanadı da çok geriye dönmedi. 56 kere ceza sahasına girip 25 şut atmışız. Rakibimiz iyi savunma yapamadı. Biz hep kendi maçımıza odaklanıyoruz. Biz kendi maçlarımızı kazandığımız için avantajlı olan biziz. Rakibimizin puan kaybetmesi halinde bu puan farkı 6 veya 7 olarak değişecek. Hiçbir şey bitmedi. Devam ediyoruz” diye konuştu.