GENEL - 07 Aralık 2017 Perşembe 15:03

Hastanede bebeklerin "öldü" denilerek başka ailelere verildiği iddiası

A
A
A
Hastanede bebeklerin "öldü" denilerek başka ailelere verildiği iddiası

Adana Meydan Doğumevi Hastanesi’nde dünyaya getirdikleri bebeklerin kendilerine ’öldü’ denilerek başkalarına satıldığını iddia eden anneler hastane önünde yaptıkları basın açıklamasında çocuklarının bulunmasını istedi.

Adana Meydan Doğumevi Hastanesi’nde dünyaya getirdikleri bebeklerin kendilerine ’öldü’ denilerek başkalarına satıldığını iddia eden anneler hastane önünde yaptıkları basın açıklamasında çocuklarının bulunmasını istedi. Henüz 17 yaşındayken anne olan ancak bebeğinin çalındığını öne süren Zeynep Çağlardere, "Oğlum, adını ne koydularsa gel, ne olur gel" diye ağıt yaktı.


Bir televizyon programına katılan bir grup kadının 1980 ve 1990 yıllarında Adana Meydan Doğumevi Hastanesi’nde dünyaya getirdikleri bebeklerin, kendilerine ’öldü’ denilerek daha sonra satıldığını iddia etmesi üzerine Adana Cumhuriyet Başsvcılığı soruşturma başlattı.


O yıllarda doğum yapan ve bebeklerinin öldü denilerek kendilerine verilmediğini öne süren Melek Akar, Zeynep Çağlardere, Amber Özdemir ve İkram Başkale hastaneye gelerek basın açıklaması yaptı.


Amber Özdemir, ikizlerinin bir tanesinin kendisine verilmediğini iddia ederek, “O zaman cahillik zamanıydı. Hiçbir açıklama yapmadılar. Televizyon kanalında gördükten sonra şüphelerim arttı” diye konuştu.


İkram Başkale ise 1993 yılında 3-4 saat süren sezaryen ameliyatının ardından kendisine bebeğinin ölü doğduğunun söylendiğini aktararak, “Bebeğini istersem kendilerinin gömebileceğini söylediler. Ben de cahil aklımla bir şey diyemedim. Şimdiki aklım olsaydı hastaneyi yıkardım başlarına” ifadelerini kullandı.



“Adını ne koyarlarsa koysunlar, gel”


Zeynep Çağlardere de doğum belgelerinde soyadının Çağlar olarak düzenlendiğini kaydederek, “16 yaşında gelindim, 17’sinde doğurdum. Nefesi daralıyor dediler, geri gelmedi. Hukuki mücadele başlattık. Mehmedim, neredeysen gel. Çocuğum. Adını ne koyarlarsa koysunlar, ne olur gel” şeklinde konuştu.



“Unutursun dediler ama unutulmuyor”


Melek Akar ise 1998 yılında çocuğunu doğurduktan sonra ne dirisini ne de ölüsünü alabildiğini, 5 yıl önce hastaneye açtığı davanın ise zamanaşımına uğradığını belirterek şunları söyledi:


“Dilekçe yazıp aldığım evrakta, 28 Nisan’da canlı şekilde dünyaya getirdiğim kız çocuğumun bana teslim edildiği yazıyor. Ama çocuğum bana verilmedi. Davam zamanaşımına uğradı ama savcılık bugün soruşturma başlatmış. Adana genelinde 10 tane arkadaşım var bu şekilde. Programa çıktıktan sonra şüphesi olan herkes geldi buldu beni. Doğuma girerken çok soru soruyorlardı. ’Ailen var mı, kimsen var mı, akraban var mı, kim getirdi’ diye. ’İlk çocuğundur, üzülme daha 18 yaşındasın, daha çok çocuk doğurursun, unutulur gider’ dediler ama unutulmuyor.”



Bebeklerin defin işlemleri inceleniyor


Öte yandan, Meydan Doğumevi Hastanesi’nde görevli kamu görevlileri ile ilgili araştırma ve ön inceleme yapılıp sonucunun bildirilmesi için Adana Valiliği’ne yazı yazıldı. Hastane arşivindeki mevcut kayıtlar ile olay tarihlerinde doğum sırasında öldüğü söylenen bebeklerin defin işlemlerine ilişkin süreç ile ilgili belgelerin hastane ve belediye kaynaklarından araştırılıp temin edilmesi ve incelenmesi süreci devam ediyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.