GENEL - 13 Ocak 2018 Cumartesi 08:32

(Özel haber) Atık ekmekler ülke ekonomisine katkı sağlayacak

A
A
A
(Özel haber) Atık ekmekler ülke ekonomisine katkı sağlayacak

Tekirdağ Namık Kemal Üniversite (NKÜ) ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) projesi desteğiyle gerçekleştirilen atık ekmeklerden ksantan gam üretimi projesi sonuçlanmasının ardından, ticarileşme aşamasını bekliyor.

Tekirdağ Namık Kemal Üniversite (NKÜ) ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) projesi desteğiyle gerçekleştirilen atık ekmeklerden ksantan gam üretimi projesi sonuçlanmasının ardından, ticarileşme aşamasını bekliyor. Yrd. Doç. Dr. Ahmet Şükrü Demirci yürütücülüğünde gerçekleştirilen projeyle yıllık yaklaşık 1,5 milyar liranın çöpe gitmesi önlenecek.


TÜBİTAK 1001 programı 114 O 429 nolu projesi kapsamında 308 bin TL bütçeli yaklaşık 34 ay süren çalışma sonucu gerçekleşen atık ekmeklerin değerlendirmesi, atık ekmeklerden ksantan gam ‘kıvam verici’ olarak bilinen katkı maddesinin üretimi ve bunun kalite özeliklerin belirlemesi projesi sonuçlandırıldı.


Proje hakkında açıklamalarda bulunan NKÜ Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Ahmet Şükrü Demirci, "TÜBİTAK 1001 Projemizi yeni sonuçlandırdık. Yaklaşık 34 ay süren bir projeydi. Projemizin konusu atık ekmeklerin değerlendirmesi ve atık ekmeklerden ksantan gam üretimi ve bunun kalite özeliklerin belirlemesi üzerine bir Ar-Ge araştırmasıydı. Bildiğiniz üzere ülkemizde ve dünyada en büyük atık gıda sorunlarından bir tanesi atık ekmekler. Çok yüksek miktarlarda ekmek israf ediliyor ve çöpe atılıyor, değerlendirilmiyor. Ekmek israfı sebebiyle yıllık ekonomik kaybımız, dünyada önemli bir yere sahip olduğumuz un ihracatından elde ettiğimiz gelire eşdeğerdir" dedi.



"Ülkemizde yılda yaklaşık 600 bin ton ekmek çöpe atılıyor"


Türkiye’de ekmek israfının ülke ekonomisine ciddi zararları olduğunu dile getiren Yrd. Doç. Demirci, bunun önüne geçmek için projeyi gerçekleştirdiklerini belirtti. Yrd. Doç. Dr. Demirci, "Ülkemizde günde yaklaşık 600 bin ton ekmek çöpe atılıyor. Bunu ekonomik olarak maliyeti 1,5 milyar lirayı buluyor ve bu ülke ekonomisine ciddi sıkıntı oluşturacak bir boyut. Biz de bu doğrultuda çalışmamızı şekillendirdik atık ekmeklerin içerisinde çok yüksek miktarda nişasta olması dolaysıyla biz bu ekmeklerin bir katkı maddesi üretiminde kullanılabileceğini düşündük ve bu doğrultuda atık ekmekleri ksantan gam üretiminde değerlendirdik. ksantan gam bir katkı maddesidir. ksantan gam başta gıda endüstrisi olmak üzere tekstil, petrol, su bazlı boya, kozmetik gibi birçok endüstride özellikle kıvam verici, akışkanlığı düzenleyici, stabilizatör olarak çok yüksek miktarlarda kullanılan bir katkı maddesi. Örnek verecek olursak gıdalarda, mayonezde, dondurulmuş gıdalarda, içeceklerde, çorbalarda, soslarda kullanılmaktadır. Tabi ülkemizde bu katkı maddesi üretilmiyor, ithal ediliyor. Dolayısıyla maliyeti çok yüksek oluyor. Hem kullanım oranın çok olması hem maliyetin yüksek olması bunu daha ucuz maliyetle üretilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Endüstriyel olarak yurt dışında glikoz veya sakkaroz şekerleri kullanılarak üretilmektedir ve maliyet artmaktadır" ifadelerini kullandı.



"Şu anda ticarileşme aşamasını bekliyor"


Projenin TÜBİTAK tarafından onaylandığına değinen Yrd. Doç. Dr. Demirci, "Bu doğrultuda biz atık ekmekte ki şekeri değerlendirerek fermentasyon yolu ile yüksek verimde ve kalitede ksantan gam üretimini gerçekleştirdik. Bu proje atık ekmeklerin yüksek verimde ksantan üretimi için hammadde olarak kullanılması hem atık ekmeklerin ekonomik olarak değerlendirilmesi hem de ithal edilen bu ürünün düşük maliyetle ve istenilen kalitede üretilerek ekonomiye katkısı bakımından oldukça önemlidir. Projemiz bitti, sonuçlandı. Şu anda TÜBİTAK tarafından onaylandı sonuç raporumuz kabul edildi. Şu anda ticarileşme aşamasını bekliyor" açıklamasını yaptı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.
Hatay Küçük Barış Manço takma saçı, bıyığı ve sahne performansıyla beğeni topladı Depremin vurduğu Hatay’da açılan Barış Manço temalı kütüphane hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışında Barış Manço’ya benzemek için takma saç ve bıyık takan küçük çocuk, sahne performansıyla beğeni topladı. Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgeye yardıma koşan Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, afetzede vatandaşlara umut olmaya devam ediyor. Hatay’da bir çok projeye imza atan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği öncülüğünde 21. Kütüphanesinin açılışını gerçekleştirdi. Antakya ilçesinde bulunan Katar - 4 konteyner kentte açılan Barış Manço temalı kütüphane vatandaşlara hizmet etmeye başladı. Barış Manço severler ve Ülkem Okuyor Derneği işbirliğinde açılan kütüphanenin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Barış Manço’ya benzemek için peruk ve bıyık takan ilkokul 2. sınıf öğrencisi Ayaz Nalçak, açılışa katılanlardan büyük beğeni topladı. Lale Manço, kütüphanenin eşinin ismini taşıyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Havva hanım önderliğinde bu gün Ülkem Okuyor Derneği’nin 21 kütüphanesini açıyoruz. Bu kütüphane Barış Manço’ya ithaf edildi. Tabii bizim buraya katkımız da var. İzmanço ve Barış severler katkıda bulundu. Burası Havva hanımın emekleriyle bizim eserimiz oldu. Kütüphanemiz Barış Manço adıyla anılacak ve gerçekten mutlu oldum. Depremzede çocukların Barış Manço’yu tanıyabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını belirten Ertuğrul, “Depremin ilk gününden beri sahadayım. Ancak sağlıkçı olarak değil deprem bölgesine kitap yığan kadın olarak biliniyorum. Ülkem Okuyor Derneği olarak 21. Kütüphanemizi açtık. Derneğimiz açtığı kütüphanelerde artık iş birlikleri yapıyor. Lale hanım ve Barış severler olarak 21. Kütüphanemizi birlikte açmak istediklerini söylediler. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan konteyner kente Barış Manço temalı bir kütüphane kazandırdık. Çocukların girdiklerinde Barış Manço’yu hatırlayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştı” şeklinde konuştu.