SAĞLIK - 13 Ocak 2018 Cumartesi 17:04

Dr. Semra Levent: "İlaç aslında bir zehirdir"

A
A
A
Dr. Semra Levent: "İlaç aslında bir zehirdir"

Türkiye’de gereksiz ilaç kullanımının çok fazla olduğunu belirten Klinik Biyokimya Uzmanı Dr.

Türkiye’de gereksiz ilaç kullanımının çok fazla olduğunu belirten Klinik Biyokimya Uzmanı Dr. Semra Tamer Levent, "İlaç aslında bir zehirdir. Fakat gerekli olduğu yerde ve gerekli olduğu hastalıkta belli bir süre içerisinde tedavi etmek için kullanılabilir" dedi.


Yeşilyurt Alışveriş ve Yaşam Merkezi (AVM) tarafından "Otizm Konferansı" düzenlendi. Toplumun tüm kesimlerinin otizm konusundaki farkındalık düzeylerinin arttırılması hedeflenen konferansa önemli uzmanlar katıldı. Konferansta; Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar, "Çevresel Etkilenmeler ve Otizm", Klinik Biyokimya Uzmanı Dr. Semra Tamer Levent "mikrobiyota", Dr. Neslihan Kuloğlu Türker "Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Çocuklara Sahip Ailelerin Gereksinimleri", Dr. Necip Cem Kınacı "Otizmde Eşlik Eden Sorunlar ve Çözümleri" konularında sunum yaptı. Otizm Dernekleri Federasyonu Başkanı Ergin Güngör ise Resmi Gazetede yayımlanan "Otizme Yönelik Ulusal Eylem Planı"nı anlattı.



"AVM’ler topluma faydalı olabilecek kurumlarız"


Konferansın açılış konuşmasını yapan ve bir AVM’nin otizmle ilgili konferans düzenlemesinin insanlarda şaşkınlığa neden olduğunu belirten Yeşilyurt AVM Genel Müdürü Neslihan Yavuz Apak, "AVM’ler toplumsal yaşamın tam ortasında yer alıyor. AVM’ler günde 10 binlerce insanın ziyaret ettiği, sosyal yaşamın büyük oranda orada döndüğü alanlar. Bizim toplumu güzel şeylere yönlendirebilme gibi bir gücümüz var. Bu anlamda topluma faydalı olabilecek kurumlarız. Dolayısıyla böyle bir konferansın bizim tarafımızdan yapılmasını doğru olduğunu düşündük. Başka kurumlara da örnek olmasını diliyoruz" dedi.



"Kola eczanelerde hazım ilacı olarak satılıyordu"


Son zamanlarda kanserin yaygınlaştığını belirten Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar, "İnsanoğlunun bitmek bilmeyen bir zenginlik, büyüme hırsı vardır. Avrupa üretiminde sorunlu olan alanları Türkiye’ye kaydırıyor. Kullanımı yasak olan silikonları Türkiye’ye satıyorlar. Bunlar inşaatlarda kullanılıyor. Kanserojen oldukları için Avrupa’da kullanımları yasaklandı. Almanya’da toplanıyor ama buraya ürün olarak satılıyor. Bu şekildeki bir sistemin içinden sizin çıkışınız yok. GDO teknolojisi denilen şey 10-15 yıl öncesinde başladı. Doğanın fıtratıyla oynayamazsınız dedik. GDO araştırmasında sıçanlara bizde süt üretiminde kullanılan GDO’lu mısırı yemlerinin içerisine parça olarak koydular. İki yıl boyunca sıçanı izlediler. Hayvanlar 14 ay sonra sağlarından sollarında tümör çıkmaya başladı. İnsanoğlu kısa sürede ortaya çıkanı algılayabiliyor. Uzun sürede ortaya çıkanı algılayamıyor. Kola eskiden böyle miydi? Değildi. Kolanın ilk olarak eczanelerde hazım ilacı olarak satılmaya başlamıştı. 1950’den sonra bir sembol oldu. Şimdi bu kadar kolaya meyan kökü mü yetişir. 14 ayda gelişen şeye dikkatle bakmıyorsanız sizin gözlemlemeniz mümkün değil. Etrafınızdaki hastalıkların çoğu yavaş yavaş çıkar" diye konuştu.



"Portakaldan üç kişi zehirlendi"


Yenilen yiyeceklerde tarım ilacı olduğunu belirten Dizdar, "Yediklerimizin içerisinde sağlam tarım ilacı var. Ben seraların üretimine baktım bunların bir şekilde ilaç kullanıyor. Kullanılan ilacın haddi hesabı yok. Piyasaya verdikleri ürün ayrı kendilerine yetiştirdikleri ürün ayrı. Bir dilim portakaldan 3 erişkin zehirlendi. Personelin ortak yedikleri şeye bakıldı. Portakal olduğu anlaşıldı. Portakalı aldık adli tıp enstitüsüne gönderdik. 20 çeşit tarım ilacı portakalın içinde ve dışında çıktı. Sonuçta portakalın alındığı yer size güvenle ürün sattığını iddia eden komşu market" şeklinde konuştu.



"Yoğurdu iki yıl sakladım, hiç bozulma yok"


Yoğurtların neden bozulmadığını merak ettiğini belirten Dizdar, "Her gün yoğurt alıyorum. Aylarca evde durduğu oluyor ve hiçbir şey olmuyor. Farkında değildim. Bir kere göz bağlanınca akıl bunu idrak edemez. 7 yıl önce bir gazete yazısında okuyunca merak ettim. Araştırdım ve olayın boyutunu anladım. Yurt dışından bir firma müstesna isimleri reklamlarında oynatıp küçük küp şeklindeki tatlıları, yoğurt mamullerini çocuklara yedirttiler. Bir yıl Türkiye’ye tırlarla yoğurt taşınmış. Ardından yoğurtla alakası olmayan bir ürün geldi. Bunların otizmle ilişkisi olmadığı konusunda aile hekimlerinden bana çok fazla bilgi geldi. Bu tür yapay ürünlerden çocuklarınızı koruyacaksınız. Sadece günlük yaşantınızda değil okulda da koruyacaksınız. Ben yoğurdu iki yıl sakladım. Açıp tattım, hiç bozulma yok" dedi.



"Koruyucu mekanizmamızı bozabilir"


Türkiye’de gereksiz ilaç kullanımının çok fazla olduğunu belirten Klinik Biyokimya Uzmanı Dr. Semra Tamer Levent, "Antibiyotikler, mide koruyucu ilaçlar, romatizma ilaçları. Biz de ilaç şu şekilde kullanılıyor; ’bana çok iyi geldi sen de kullan’. İlaç aslında bir zehirdir. Fakat gerekli olduğu yerde ve gerekli olduğu hastalıkta belli bir süre içerisinde tedavi etmek için kullanılabilir. Ama o süre bittiğinde hayat boyu kullanılmamalıdır. Bir doktorun tavsiyesi olmadan antibiyotik kullanımı bizim bütün koruyucu mekanizmamızı bozabilir. Bu etkenlerin hepsi bizim bağırsağımızda yerleşmiş olan vücudumuzu koruyan, kollayan mikropların bitmesine neden oluyor" ifadelerini kullandı.


Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezinde düzenlenen konferansa; Samsun Valisi Osman Kaymak, AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş, Samsun Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Turan Çakır, Yeşilyurt Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Yeşilyurt, Yeşilyurt Yönetim Kurulu Üyeleri Murat Yeşilyurt, Mustafa Yeşilyurt ve vatandaşlar katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara HÜRJET’in Test Pilotu Orhan Boran, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu HÜRJET’in Test Pilotu Orhan Boran Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu. Boran, “HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum” dedi. Türkiye’nin ilk jet motorlu uçağı olan HÜRJET’in test pilotlarından Orhan Boran, 26 Nisan Dünya Pilotlar günü kapsamında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. HÜRJET’in ilk uçuş anlarında neler yaşadığını aktaran Boran, test pilotluğunun önemine de dikkati çekti. “Şimdi bu sonuçları biz yazıyoruz” Test pilotluğuna geçiş sürecini anlatan Orhan Boran 2021 yılından bu yana TUSAŞ’ta test pilotu olarak görev yaptığını belirterek, “Pilotluk mesleği genel olarak disiplin isteyen bir meslek. Sürekli konsantre olmak zorundasınız, dikkatli olmak zorundasınız. Hata yapma şansınız çok fazla olmayabiliyor. Test pilotluğu özelinde ayrı bir eğitim gerektiriyor. Yıllarca operasyonel pilot olarak görev yaptık. Fakat TUSAŞ’ta ilk test pilotu olarak görev yapmaya başladığımızda ön şartlardan bir tanesi test pilotluğu eğitimi almamızdı. Bunun için şirketimiz 1 yıl süren kategori 1 test pilotluğu kursuna gönderdi. Oradaki eğitimimizi tamamladıktan sonra 2022 yılında tekrar döndükten sonra HÜRJET’e geliştirme safhasında yerdeki işlerinde, simülatörlerinde, motor çalıştırma ve taksi faaliyetlerinde görev aldım. Test pilotu olarak aslında daha önce hiç uçmamış bir uçağın, neler yapacağını bilmediğiniz bir uçağın, farklı dinamikleri olan bir uçağı test ediyorsunuz. Biz yıllarca bize hangi uçak geldiyse, hangi uçakla uçmamız istendiyse o uçaklarla uçtuk. Bunların hepsinin testleri yapılmıştı, sonuçları biliniyordu. Şimdi bu sonuçları biz yazıyoruz. İnşallah Hava Kuvvetleri envanterine de sonuçlarından emin olarak vermeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı. “HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum” HÜRJET’in ile gerçekleştirdiği ilk uçuştan bahseden Boran, “HÜRJET’i takip uçağındayken gördüm. Tabi ayrı bir gurur. Şirketteki herkesin gözleri doldu. Çünkü Türkiye’nin ilk milli jet uçağıydı. Onun bu denli stabil uçması görmek, yer testleriyle birebir örtüştüğünü görmek çok güzeldi. Daha sonra kendim ilk uçuşu yaptığımda o bambaşka bir heyecan. 2000 yılında ilk yaptığım uçuşu hatırlarım. Bir de HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum. Büyük bir sorumluluğun üzerimizde olduğunu biliyorum. Gerçekten Türkiye’nin ürettiği ilk milli jetle uçmanın apayrı bir gurur olduğunu söyleyebilirim. Bununla alakalı söylenecek en güzel söz ‘İstikbal göklerdedir’ sözü” diye konuştu.
Ankara GÖKBEY’in Test Pilotu Arif Ateş, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu GÖKBEY’in Test Pilotu Arif Ateş, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu. Ateş, “Helikopter uçaktan çok farklı, size çok daha fazla keyif verir” dedi. Türkiye’nin pek çok alanda helikopter ihtiyacını karşılamak amacıyla üretilen GÖKBEY’in test pilotu Arif Ateş, 26 Nisan Dünya Pilotlar günü kapsamında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. Helikopter pilotluğunun detaylarını aktaran Bayram, helikopterle uçmanın uçağa göre daha keyif verdiğini söyledi. “Tasarıma uygun şekilde oldukça iyi bir platform olduğunu gördük” TUSAŞ’da Döner Kanat Uçuş Test ve Eğitim Müdürü olarak görev yapan test pilot Arif Ateş, GÖKBEY’in ilk uçuşunu 6 Eylül 2018’de gerçekleştirdiğini belirterek, “Bütün dünyada hava araçlarının ilk uçuşları çok önemlidir, çok kritiktir. Çünkü tasarlanan ve üretilen hava aracının gerçek çevresel koşullarda tasarlandırıldığı ve üretildiği gibi uçuyor mu, uçabiliyor mu, uçamıyor mu? Bunun testini gerçekleştiriyoruz. Oldukça heyecan vericiydi ve çok başarılı, son derece beklendiği gibi tasarıma uygun şekilde oldukça iyi bir platform olduğunu gördük” ifadelerini kullandı. “Yakın zamanda teslimatlara başlayacağız” İlk uçuşun öncesinde simülatör üzerinde testler gerçekleştirildiğini belirten GÖKBEY’in Test Pilotu Arif Ateş, “Çok çeşitli bölgelerde 4 tane helikopterimizle; Adana, Erzurum en Kocaeli’nde ve TUSAŞ’ta burada olmak üzere testler gerçekleştirdik. En kritik testleri tamamladık. Şu ana kadar bin saatin üzerine bir uçuş gerçekleştirdik. Yakın zamanda da kısmetse ilk olarak Jandarma Genel Komutanlığımız olmak üzere teslimatlara başlayacağız” diye konuştu. “Benim hayalim helikopter pilotu olmaktı” Helikopter pilotluğuna nasıl başladığını anlatan GÖKBEY test pilotu Arif Ateş, “Benim hayalim helikopter pilotu olmaktı. Gerçi pilot ve hava aracı denince uçak akla geliyor ama ben 1991 yılında Kara Harp okulundan mezun olduktan sonra Kara Havacılık okulunda ilk sınıf okuluna başladığımda normalde kura ile yapılan uçak ve helikopter ayrımı o dönem isteğe göre yapılmıştı ve ben de helikopteri tercih etmiştim. Bu isteğim ve bu arzum doğrultusunda olacak ki kursu da birinci bitirmiştim. Dolayısıyla helikopteri olan sevgim beni bu noktalara getirdi” açıklamasında bulundu “Helikopter uçaktan çok farklı, size çok daha fazla keyif verir” Ateş konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla helikopter uçaktan çok farklı, size çok daha fazla keyif verir. Alçak uçarsınız, arazinin yükseltilerine uyarak uçarsınız. Kendince farklı teknikleri vardır. Uzun yıllar silahlı kuvvetlerde de görev yapmış olmamdan dolayı hem genel maksat helikopterlerimiz hem de taarruz helikopterimiz halen de silahlı kuvvetlerimizin en önemli unsurlarıdır. Uçaklar nispeten çok daha yüksek irtifalarda uçarlar. Uçakların öncelikli görevi düşman uçaklarına, tehditlerine karşı veya uzak diğer sınır dışı daha uzak hedeflere angajman olurlarken helikopter çok daha yer birliklerinin yakınında onlara destek sağlamak maksadıyla kullanılır. Dolayısıyla bizler çok daha kara unsurlarımızla birlikte operasyon yaptığımız için onlarla birlikte daha iş birliği çerçevesinde görevlerimizi icra ediyoruz.” “Dünya Pilotlar Günü’nü kutluyorum” Tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutlayan Arif Ateş, “26 Nisan Dünya Pilotlar Günü bu çerçevede öncelikle Silahlı Kuvvetlerde vatan görevlerini icra eden pilotlarımız, hem helikopter hem uçak pilotlarımız aynı zamanda sivil camiada uçan, gerek özel uçan pilotlarımız ya da ticari olarak Airline’da, ulaştırmada, kargoda bir çok alanda havada görev yapan tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutluyorum" diye konuştu.
Aydın Öğrencilerin bilim projeleri sergilendi Aydın’ın Nazilli ilçesinde Nazilli Anadolu Lisesi Bilim Fuarı’nda 13 projeyi sergiledi. Nazilli’de 2023-2024 eğitim öğretim sezonunun ilk Bilim Fuarı Nazilli Anadolu Lisesi’nde açıldı. Okul karşısındaki kapalı pazar yerinde Okul Müdürü Zakir Tali’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen fuarın açılış törenine Nazilli Kaymakamı Sedat Sırrı Arısoy, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mehmet Atay, İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek, okul müdürleri, veliler ve öğrenciler katıldı. 13 proje sergilendi Nazilli Anadolu Lisesi danışman öğretmen ve öğrenciler tarafından bu yılın teması olan; Kültürel Miras, Çevre ve Çevreyi Koruma ve Sürdürülebilir Şehirler ve Toplumlar konuları içeren 5’i tasarım ve 3 tanesi inceleme olmak üzere toplam 13 proje yer aldı. Proje koordinatörlüğünü İngilizce Öğretmeni Aydın İmrak’ın yaptığı bilim fuarında 13 öğretmen ve 45 öğrenci görev aldı. Ziyaretçilere projeler anlatıldı Açılışta konuşan Okul Müdürü Zakir Tali, fuarda emeği geçen öğretmen ve öğrencilere ve açılışta kendilerini yalnız bırakmayan protokol üyelerine teşekkür etti. Açılış kurdelesi kesimi öncesi de Kaymakam Sedat Sırrı Arısoy, bilim fuarlarının çok önemli olduğuna dikkat çekerek hayırlı olması dilekleriyle kurdeleyi kesti. Ardından stantları gezen Kaymakam Arısoy ve beraberindekiler sorumlu öğretmenler ve öğrencilerden bilgi aldılar. Fuarda sergilenen halk oyunları ve yakın döğüş tekniklerinin sergilendiği gösteriler ise heyecanla izlendi.
Ankara ANKA-III Test pilotu İbrahim Bayram: “Testlerine devam ediyoruz, başarılı gidiyor” ANKA-III’ün test pilotu İbrahim Bayram, testlerin başarılı olduğunu belirterek, "Yakın zamanda inşallah hem Türkiye’deki silahlı kuvvetlerimize hem yurt dışına büyük oranda satacağımızı düşünüyoruz” dedi. Türkiye’nin savunma sanayii alanında önemli projelerinden birisi olan ANKA-III’ün test pilotu İbrahim Bayram, 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü’nde İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. İnsansız hava aracı pilotluğunun detaylarını anlatan Bayram, adeta ANKA-III’ün içindeymiş gibi uçtuklarını dile getirdi. “Testlerine devam ediyoruz, başarılı gidiyor” Pilot İbrahim Bayram, “ANKA-III aslında TUSAŞ’ın uzun yıllardır üzerinde çalıştığı ANKA, daha sonrasında Aksungur ve takibinde de ANKA-III olarak ortaya çıkardığı yeni bir ürün. Bütün diğer ürünlerde kazandığı tecrübenin üzerine katarak koyduğu son gelişmiş ürünümüz ve semalarda yerini almaya hazırlanıyor. Testlerine devam ediyoruz, başarılı gidiyor testler. Yakın zamanda inşallah hem Türkiye’deki silahlı kuvvetlerimize hem yurt dışına büyük oranda satacağımızı düşünüyoruz” dedi. “ANKA, Aksungur ve ANKA-III her üçü de sadece tek pilotla uçuşa müsait durumda” ANKA-III’ün ilk uçuşunda güvenlik önlemlerinin hat safhada olduğuna dikkati çeken Bayram, “Normal şartlar altında uçaklarımız ANKA, Aksungur ve ANKA-III her üçü de sadece tek pilotla uçuşa müsait durumda. Ancak biz buradaki test uçuşlarını da emniyet gerekçelerinden dolayı genelde iki test pilotuyla birlikte yapıyoruz. ANKA-III’ün ilk uçuşunda ise yine emniyeti arttırmak amaçlı ve çeşitli görevlerden dolayı da 4 tane test pilotuyla birlikte yaptık. İlk uçuşu olduğu için, çok önem verdiğimiz bir uçuş olduğu için 4 test pilotuyla birlikte yaptık. Hedefimiz şöyle; test uçuşlarında yavaş yavaş zarf açarak gidiyoruz. Dolayısıyla daha işin çok başındayız. Ama hızlı bir şekilde ilerleyerek kısa sürede ülkemizin güvenliğine katkı sağlayacak şekilde, semalarımızda görecek şekilde testlerimize devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Uçağın içindeymişiz gibi uçağı kullanıyoruz” Adeta yerde uçtuklarını söyleyen Bayram, “Biz İHA pilotu olarak buradaki test pilotlarımızın tamamı insanlı uçaklarda da görev almış pilotlarız. Dolayısıyla hem insanlı hem de insansız uçaklarda tecrübemiz var. İnsansız hava aracı pilotunu da şöyle tarif edebilirim; aslında uçağın içindeymişiz gibi uçağı kullanıyoruz ama içinde değiliz. Sadece kokpitimiz yerde. Uçuşun fiziksel koşullarını yaşamıyoruz. Bunun dışındaki her şey hemen hemen normal pilotlukla aynı” diye konuştu. “Bütün pilotlarımızın Dünya Pilotlar Günü’nü kutlarım” Pilotlar Günü dolayısıyla bir mesaj da veren Bayram, “Bütün Türkiye’de ve dünyada havacılığa gönül vermiş bütün pilotlarımızın Dünya Pilotlar Günü’nü kutlarım. Umarım burada yaptığımız çalışmalar ülkemizin güvenliği, Türk milletinin bekası açısından istenilen noktalara gelir” dedi.