POLİTİKA - 07 Şubat 2018 Çarşamba 16:18

CHP’li Tezcan: “İnternet medyasına sansür getirme peşindeler"

A
A
A
CHP’li Tezcan: “İnternet medyasına sansür getirme peşindeler"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, "TBMM’ye getirdikleri yeni tasarıyla internet medyasını da susturmak ve internet medyasına sansür getirme peşindeler.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, "TBMM’ye getirdikleri yeni tasarıyla internet medyasını da susturmak ve internet medyasına sansür getirme peşindeler. Getirilmek istenen sistem RTÜK kanalıyla lisans vermemek suretiyle yayıncılığı engellemek. Dijital çağda yaşıyoruz. İnternete getirilen bu sansür bir dijital sansürdür" dedi.


CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Tezcan, parti genel merkezinde bir basın toplantısı düzenledi. Tezcan, haftalık Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısını henüz yeni MYK kurulmadığı için yapmadıklarını belirtti. Haftasonu güzel bir kurultay gerçekleştirdiklerini söyleyen Tezcan, Kurultaylarda demokrasi yarışının unutulduğu bir dönemde CHP demokrasinin ve yarışın Türkiye’de tek temsilcisi olan parti olduğumuzu gösterdik. Bizim için en önemli nokta, parti içi demokrasi ve yarışın unutulmaya yüz tuttuğu bir süreçte CHP olarak o bayrağı taşıyor olmanın kıvancını yaşıyoruz” diye konuştu.



“Parti Meclisimiz bu cumartesi günü saat 10’da toplanacak”


36. Olağan Kurultayında 488 kişinin PM’ye aday olmak üzere müracaat ettiğini hatırlatan Tezcan, “Bunlardan 121’i kadın partili arkadaşımız, 367’si ise erkek partili arkadaşımız. Arzumuz kadın adayların daha çok olduğu kurultaylar. 30 yaş altı aday sayımız 44. Arzumuz bunu hızla daha da artırmak. Gençlere ve kadınlara siyasette pozitif ayrımcılığı tüzüğe yazan tek partiyiz. Cinsiyet kotası ve genç kotasıyla oluşan 60 kişilik PM oluşmuştur. 39 erkek 21 kadın arkadaşımız PM’ye seçildi. En genç PM üyemiz 24 yaşında Gamze Pamuk Ateşçi. 60 PM üyesi içerisinde 26 arkadaşımız milletvekili diğerleri değil. Parti Meclisimiz bu cumartesi günü saat 10’da toplanacak. Daha sonra Genel Başkanımız uygun gördüğü zaman diliminde yeni MYK’yı belirleyecek” açıklamasında bulundu.



“İnternet medyasına sansür getirme peşindeler”


Demokrasinin en önemli koşullarından birisinin basın özgürlüğü olduğunu vurgulayan Tezcan, “Şimdi iktidar yeni bir planla internet sansürünü de hayata geçirme peşinde. TBMM’ye getirdikleri yeni tasarıyla internet medyasını da susturmak ve internet medyasına sansür getirme peşindeler. İnternet yayıncılığını lisans şartına bağlamaya çalışıyor. Yani, RTÜK’ten önceden izin alarak bu işi yapacaksın demektir. Bu şu demektir. Önceden izin vermeyerek internete daha yayın yapılmadan sansür uygulamak peşindeler. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde yayın yapılmadan denetim yoktur. Getirilmek istenen sistem RTÜK kanalıyla lisans vermemek suretiyle yayıncılığı engellemek. Dijital çağda yaşıyoruz. İnternete getirilen bu sansür bir dijital sansürdür. Kuzey Kore modelidir. Demokrasiyi hazmedemeyen bu anlayış, dijital çağda dijital diktatörlük peşinde. Getirmeye çalıştıkları sistemin adı dijital çağda dijital diktatörlüktür. Buna karşı çıkıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.



“Siz görüşünce devlet görüştü oluyor”


Bir terör örgütü tartışmasının başladığını söyleyen Tezcan, Kılıçdaroğlu’nun dün grup toplantısında cevabını verdiğini anlattı. Tezcan, “Dün neden yargının terör örgütü lideri dediği kişiyi bu düzeyde karşıladığınızın cevabını veremediniz. AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal şimdi çıkmış, ’Devlet görüştü’ diyor. Biz bu söze aşinayız. Oslo sürecinde, İmralı görüşmelerinde de aynısını duyduk. Siz görüşünce devlet görüştü oluyor. Legal bir parti adalet yürüyüşümüze konuk oldu, 500 metre yürüdü diye kıyameti kopardınız CHP terörle işbirliği yapıyor diye. Vatandaşların vicdanına bırakıyorum” ifadelerini kullandı.


“El Nusra terör örgütü müdür?” diye sorduklarını hatırlatan Tezcan, “Aynı soruyu Başbakana soruyorum. İçişleri Bakanına, İbrahim Kalın’a soruyorum. Bu sorunun cevabını merakla bekliyoruz. El Nusra terör örgütü müdür? Bu iktidar terör örgütleri ile masaya oturma şampiyonudur” dedi.



“Sizin milliyetçiliğiniz konjonktürel milliyetçiliktir”


Türk Tabipler Birliği ve Türkiye Barolar Birliğinin başındaki ’Türk’ ve ’Türkiye’ ifadelerinin kaldırılması yönündeki açıklamaları eleştiren Tezcan, şunları kaydetti:


"Sanki isim babası kendileri. Onu da nasıl dağıtacaklarını, tahsis etme hakkını görüyorlar kendilerinde. Sıkılmadan çıkıp Türk Tabipler Birliği, Türkiye Barolar Birliği önündeki Türk adını kaldıracağız diyorlar. Kimsiniz siz kimsiniz. Nasıl kaldıracaksınız bu isimleri. Canınız isteyince Türk Cumhuriyeti tabelalarını indireceksiniz, andımızı kaldıracaksınız, ondan sonra Afrin’e operasyon yaparken en milliyetçi kesileceksiniz. Sizin milliyetçiliğiniz konjonktürel milliyetçiliktir. İşinize gelince ayaklar altına alıp, işinize gelince ağzınıza sakız yapıp çiğneyeceksiniz.”



"Grup toplantılarında bu meseleyi siyasi malzeme yaparak gümbür gümbür bağırıp çağırarak ciddi devlet adamlığı olmaz"


Tezcan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında Afrin’le ilgili açıklamalarına ilişkin, “Grup toplantılarında bu meseleyi siyasi malzeme yaparak gümbür gümbür bağırıp çağırarak ciddi devlet adamlığı olmaz. Dikkat etmek gerekir. Türkiye sıkıntılı bir bölgede sıkıntılı süreç yaşıyor. Onun için herkesin diline dikkat etmesi lazım. Ağzını açan ‘bizde gideriz en ön safta’ diyor. Bunlara gerek yok. İhtiyaç bu değil. Türkiye’de eğer siyasetçinin liderinde gitmesi gerekiyorsa herkes gidecektir. Ama bunu iç siyaset malzemesi haline getirip içeriği militarize edecek dil ve sözlerden ısrarla kaçınmak gerekir. Ciddiyet ve vakar önemlidir” şeklinde konuştu.


Bu hafta HDP kongresi olduğu hatırlatılarak, kongre öncesi çok sayıda delegenin örgüt soruşturması kapsamında gözaltına alındığının sorulması üzerine Tezcan, "Yargısal sürecin ne olduğunu bilmiyorum. Ama siyasal partilerin siyaset yapma hakkını ortadan kaldırmaya yönelik adımlar uygun olmaz demokrasi açısından sıkıntılıdır. Ama Türkiye’de demokrasi zaten ciddi sıkıntı içerisinde” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.