SAĞLIK - 17 Şubat 2018 Cumartesi 11:23

Embriyo transferinde 5 maddeye dikkat

A
A
A
Embriyo transferinde 5 maddeye dikkat

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof.

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof.Dr.Cem Fıçıcıoğlu, tüp bebek tedavisinin en önemli aşamalarından biri olan embriyo transferinde 5 maddeye dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.


Embriyo transferinin başarılı olup olmayacağını düşünmek bile stresi artırdığını dile getiren Prof.Dr.Cem Fıçıcıoğlu, embriyo transferi için şu önerilerde bulundu:


“Vitamin ve mineraller konusunda destek alın: Vücudunuz optimum seviyede çalışmak için, en kaliteli yakıtı kullanan inanılmaz bir makine. Hamilelik öncesi hazırlık aşamasında beslenmenizi, yani vücudunuzun yakıtını gözden geçirmek isteyebilirsiniz. Belki de tuz alımını azaltmanız, daha fazla su içmeniz veya tahıllı ekmeğe geçmeniz gerekiyor. Yaptığınız her küçük değişiklik, ileride size büyük bir fayda sağlayacaktır, fakat hiçbiri 600 - 800 mcg’lik folik asit içermekten daha fazlasını sunmaz.


Eğer multivitamin kullanmanız gerekiyorsa, doğru miktarda folik asit içerdiğinden emin olun. Embriyo transferi aşamasında sizin için gerekli olan sağlıklı bir rahim astarıdır. Buna sahip olabilmek için alacağınız multivitaminlerde ya da besinlerde vücudunuzu serbest radikallerden koruyan selenyum, hormonların sağlıklı yükselmesi için kritik olan Omega 3 yağ asitleri gibi kromozomal kırılmaları önlemeye yardımcı olan Demir ve L-Arginin bulunmasına özen gösterin. Zaten doktorunuz bu konuda gereken özeni gösterecektir.


Temiz beslenin ve detoks yapın: Temiz beslenme, son on yılın önemli sağlık mesajlarından biridir. Çoğu insan bunu nasıl yapabiliriz diyerek kaçsa da hamile kalma düşüncesi size yakın gelmeye başladığı andan itibaren bu harekete siz de katılmalısınız. Evet daha sadece aklınızda hamilelik varken buna başlamalısınız ki, hem hamilelik hem de sonrasındaki süreçlerde kendiniz ve bebeğinizin sağlığına yatırım yapmış olun.


Temiz beslenme konusunda yiyebileceğiniz en iyi gıdalar kepekli tahıl, ıspanak, lahana, Omega-3 ve hindistancevizi yağı gibi iyi yağlar, organik etler, taze sebze ve çok sayıda sıvı içerir. Alkolü hayatınızdan çıkartmak, kafein alımını azaltmak ve sigarayı bırakmanın zamanı da geldi demektir. Kısa sürede enerji düzeyinizin yükseldiğini ve genel sağlığınızın arttığını görmeye başladığınızda zaten siz kararınızı vereceksiniz. Daha da önemlisi, vücudunuzdaki serbest radikal seviyelerini düşüreceksiniz ve embriyo için daha davetkâr bir ortam hazırlamış olacaksınız.


Akupunktur yaptırın: Guardian’da yayınlanan bir rapora göre ‘Akupunktur, doğurganlık tedavisi gören kadınlar için hamile kalma şansını % 65 oranında arttırabilir’ diyor. Bu bilgi, 2008 yılında yayınlanan bu konuda hazırlanmış önemli bir çalışmadan elde edilen bir sonuçtur: Embriyo transferi ile birlikte uygulanan akupunktur, in vitro fertilizasyon geçiren kadınlar arasındaki gebelik oranlarını ve canlı doğum oranını arttırır. Bilimsel alanda da kullanılmaya başlayan akupunktur, tabii ki bu konuda eğitim almış yetkin kişiler tarafından yapılmalıdır. Yüzyıllardır Çin’de kadın doğurganlığını arttırmak için de kullanılmaktadır. Akupunktur uygulamasının uterusa kan akışını uyardığı ve biyolojik stres tepkisini engellediği düşünülmektedir.


Rahatlayın: Stres ve aşırı duyarlılık, insanlarda kavga et veya kaç içgüdüsünün bir parçası olarak ve tehlikeli durumlarla baş etmek amaçlı olarak gelişir. Bununla birlikte modern yaşam sık sık, aşırı uyarılmış beyinlerimizin zor durumlarda kaldığı, ‘tehdit’ çok az olmasına rağmen aynıstres ile tepki göstermesine dahi yol açmaktadır.


Hiç kimse ‘rahatlasana’ denmesinden, hatta sürekli bunu duymaktan hiç hoşlanmaz. Ayrıca bazen bu cümleyi duymak bile stresli olunmasına yol açabilir. Biliyoruz tüp bebek tedavisi kolay bir süreç değil, ancak başarılı bir embriyo transferi ve ardından da gerçekleşecek bir implantasyon için bu şekilde düşünmelisiniz.


Normalde stresinizi tetikleyen şeyleri öğrenmek ve bu durumları en aza indirmek, kaçınıp yok etmek için teknikler geliştirmek için iyi bir zaman olabilir. Örneğin yoga ve nefes teknikleri ile ilgilenebilirsiniz. Sakinleştirici bir müzik listesi hazırlayın, daha sonra bu listeyi hamileliğinizde bebeğinizle dinleyebilirsiniz. Hep bu tür düşüncelere odaklanın. Endişenizi azaltmak için ne gerekiyorsa yapın. Şüpheniz varsa gözlerinizi kapatın, en sevdiğiniz tatil yerini düşünüp yavaş ve derin nefes alıp verin. Huzurlu ortamlarda, sizi rahatlatan insanlarla bir araya gelin.


Hayatınızın en uzun 2 haftasına hazırlanın: İmplantasyon prosedürü ve gebelik testi arasındaki iki haftalık süre boyunca beklemek için önceden hazırlıklı olmanız gerekir. Çoğu hasta, bunun tüm sürecin en zor kısmı ve hayatlarının en zor dönemlerinden biri olduğunu söylüyor. Transferinizden önceki birkaç hafta içinde bunu göz önünde bulundurun ve sizin için uygun bir eylem planı hazırlayın. Kendinizi meşgul edecek hoş aktiviteler bulun. Dizi izlemek, evde değişik rahatlatıcı el becerilerine odaklanmak, film seyretmek hiç fark etmez ne olursa olsun sizin için faydalı olacaktır. Sakın oturup saatleri sayıp, günleri işaretlemeye kalkmayın.


İki haftanın sonunda gebelik testi yaptırdığınızda, huzursuz ve gergin olmamaya çalışın. Heyecanlı olacaksınız orası kesin, ama iyimser de hissetmeniz gerekir.


Embriyo Transferi için Son Bir Söz


Sizlere hazırladığımız bu listenin hiçbir şekilde kesin veya zorunlu bir liste olmadığını unutmayın. Tüp bebek tedavisinde uygulanan vakaların hiçbiri, bir diğerine benzemez. Bizlere gelen ve tedaviye uygun bulunan her hastamızın, embriyo transferinden mümkün olan en iyi sonucu elde etmek için hangi adımları atabileceklerini bulmak için sizlere hazırladığımız önerilerden oluşan bu liste önemli bir destektir. Ancak her şekilde öncelikle kendi doktorunuzla görüşmeli ve bu süreçte yapacaklarınıza birlikte karar vermelisiniz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Motosikletine dağ keçisi boynuzu taktı, trafikte ilgi odağı oldu Adana’da motosiklet tutkunu Özay Altun motosikletine taktığı dağ keçisi boynuzu ile ilgi odağı oldu. Adana’da motosiklet tutkunu Özay Altun, Chopper tipi alçak binişli motosiklet aldı. Daha sonrasında motosikletini çeşitli eklemelerle modifiye etmeye başlayan Altun, bir avcı kulübünde duvarda gördüğü dağ keçisine ait olan boynuzu motosikletine taktırdı. Trafikte ’boynuzlu motosikletli’ olarak anılmaya başlayan Altun, vatandaşların kendisini motosiklet üzerinde gördüğünde video ve fotoğraf çekerek ilgi gösterdiğini, kendisinin de bu ilgiden mutlu olduğunu söyledi. "Bu tarz Alman askerlerinin savaş dönüşü dizayn ettikleri bir tarz" Amerikan motosiklet kulüplerine tutkulu olduğunu belirten Altun, "Amerikan motosiklet kulübü hastasıyım. Kulüpteki motosikletlere yıllar öncesinden hevesim vardı. Sonra ben de bu Chopper’ı aldım. Motorum 350 cc ve çeşitli aksesuar modifiyeleri ile kendime göre bir tarz oluşturdum. Bu tarz aslında yıllar önce Alman askerlerinin motorlarını savaştan döndükten sonra motorlarına dizayn ettikleri bir tarz. Artı olarak ben sadece dağ keçisi boynuzunu ekledim" dedi. "Boynuz dağ keçisine ait" Motosikletine monte ettiği dağ keçisine ait olan boynuzu bir avcı kulübünün duvarında gördüğünü anlatan motosiklet tutkunu Altun, "Bu boynuzu bir avcı kulübünde duvarda gördüm, Boynuzu görür görmez motosikletimin önüne güzel olacağını düşünerek aldım, gerçekten de güzel oldu. Trafikte giderken ışıklarda durduğum zaman vatandaşlar video ve resim çekiyorlar. Ayrı bir havası, kendine has bir ilgisi oldu motosikletimin. Boynuzu takalı 1 yıl oldu, motosiklet de 3-4 yıldır bende. Sinyalimi, farımı, sürüşümü engelleyen herhangi bir sorun yok, sadece motosikletime bir makyaj, bir süs yaptım. Trafiğe ve kurallara uymayan bir engelim yok, eğer olsa boynuzu kendim takmam" şeklinde konuştu. Chopper sahibi motosiklet tutkunlarının, farklı tarzlarına karşın trafikte gayet dikkatli motosiklet kullandıklarının da altını çizen Altun, "Chopper sahibi insanlar trafikte en düzgün motosiklet kullanan, kurallara harfiyen uyan motosiklet sürücüleridir. Motosiklet özgürlüktür, motosikletin üzerinde kendimi uçuyor gibi hissediyorum" sözlerine yer verdi. "Her gördüğümüzde tekrar ne zaman geçecek diye bekliyoruz" Motosikleti sıkça gördüklerini belirten esnaf Şehmus Tular ise, "Bu arkadaş motosiklet hastası. Değişik bir tarz yapmış, hoşumuza da gidiyor. Her gördüğümüzde tekrar ne zaman geçecek diye bekliyoruz. Değişik bir motor, arkadaş da biraz böyle şeyleri seviyor sanırım. Bu da bizim hoşumuza gidiyor. Söylenene göre yabani dağ keçisinden alınan boynuzmuş, orijinal bir şey olduğunu bana söyledi kendisi. Böyle şeyleri seviyor demek ki, Allah kaza bela vermesin" ifadelerini kullandı. (MUB-FKE-
İstanbul “Dönerin anavatanı Türkiye’dir” Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’ın Türkiye ziyaretine döneriyle birlikte gelmesi dünyada geniş yankı bulmuştu. Son günlerde devam eden döner diplomasisine Türk dönerciden yorum ‘Türkiye’ye döner getirilmesine gerek yok biz zaten dünyanın her yerine döner gönderiyoruz.’ Türkiye’ye yanında 60 kilo döner ile birlikte gelen Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ülkesinde de eleştirilerin odağı oldu. Dönerin ana vatanına yanında dönerle gelen Steinmeier, İstanbul’da Alman Büyükelçiliği’ne ait yazlık Tarabya rezidansında döner keserek davetlilere ikram etmişti. Görüntüler üzerine ülkesinde de çeşitli eleştirilere maruz kalan Steinmeier’a dün Cumhurbaşkanı Erdoğan da akşam yemeği için döner ikramında bulundu. “Dünyanın her yerine döner gönderiyoruz” Döner diplomasisi ardından Türk döner ustası Harun Davut ‘Türkiye dönerin ana vatanıdır. Kimsenin Türkiye’ye gelirken yanında döner getirmesine gerek yok. Biz dünyanın her yerine döner gönderiyoruz. Dönerin buttan olması ve yaprak olarak kesilmesi önemlidir. Kuyruğuna, döşüne ve pişmesine dikkat edilmesi gerekir. Bu işin ustaları Türkiye’de yetişir. Döner Türkiye’de başladı Türkiye’de devam edecektir. “Dönerde etin kalitesi ve pişirilmesi çok önemli” Döner ustası Davut, “Bir döner ustası en alt tabakadan çırak olarak başlar. Bir ustanın yetiştirilmesi hiç kolay değil. Usta yetiştirmek yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında olur. Döneri her usta yaprak gibi kesemez. Bunu özenle yetiştirdiğimiz ustalar kesebilir. Döner yaklaşık 180 derece sıcaklıkta pişirilir. Dönerin kalitesinden çok pişimi çok önemlidir. Lezzetli bir döner için kaliteli et, etin soslaması ve bunları yapacak kaliteli bir usta gerekir. Bu saydığım şartlar birbirine zincirlidir. Bizim için önemli olan lezzet ve kesim tekniğidir” dedi. “Dönerin en güzeli ve en lezzetlisi Türkiye’de” Dönerin ana vatanının Türkiye olduğunu belirten Döner Ustası Davut, “Yurtdışından gelenler yanlarına yemek almalarına gerek yok burada en güzel en lezzetli Türk dönerini yiyebilirler. Gelen misafirlerimize yurt dışına götürebilmeleri için paketleme yapıp gönderebiliyoruz. En iyi döner Türkiye’de yenir” şeklinde konuştu. Türk döneri tescilleniyor Öte yandan Türkiye tarafından Avrupa Birliği’ne (AB) dönerin geleneksel ürün adı olarak tescili için yapılan başvurunun ilanı, AB Resmi Gazetesi’nde yayımlandı. Dönerin 1800’lerin başından itibaren İstanbul’dan Osmanlı coğrafyasına yayıldığı kaydedilen ilanda, 1962’den 1979’a kadar devam eden Türklerin başta Almanya olmak üzere Avrupa’ya göçüyle yayıldığı anlatıldı. Dönerin 3 aylık itiraz süresinin dolmasının ardından tescil edileceği ve Türkiye’den AB’de tescillenen ilk geleneksel ürün adı olacağı kaydedildi.
İstanbul Beşiktaş, Fenerbahçe’ye aynı sezonda iki kez kaybetmedi Beşiktaş, Süper Lig’de uzun süredir Fenerbahçe’ye karşı aynı sezon içinde iki mağlubiyet yaşamadı. Siyah-beyazlılar, son olarak 2014-2015 sezonunda sarı-lacivertli takımla oynadığı iki maçtan da yenilgiyle ayrılmıştı. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Beşiktaş, yarın Fenerbahçe’nin konuğu olacak. Sarı-lacivertliler, lider Galatasaray ile arasındaki puan farkını koruyarak şampiyonluk yarışında yara almamak için galibiyeti hedeflerken, siyah-beyazlı ekip de hem sezonu ilk 4’te bitirebilmek hem de taraftarını mutlu etmek adına 3 puan almak istiyor. Beşiktaş rakibine aynı sezonda iki mağlubiyet yaşamıyor Bu zorlu mücadele öncesi ise ilginç bir istatistik göze çarpıyor. Beşiktaş, ligde Fenerbahçe’ye karşı uzun süredir aynı sezon içerisinde oynadığı maçlarda iki yenilgi yaşamadı. Kartal, en son 2014-2015 sezonunda sarı-lacivertlilere 2-0 ve 1-0’lık skorlarla kaybetmişti. Bu süreçte iki takım arasındaki 16 karşılaşmanın 4’ünü Beşiktaş, 3’ünü Fenerbahçe kazanırken, 9 mücadelede beraberlikle sona erdi. 2014-2015 sezonundan sonra oynanan derbilerde alınan sonuçlar şöyle: 2015-2016 Beşiktaş: 3 - Fenerbahçe: 2 Fenerbahçe: 2 - Beşiktaş: 0 2016-2017 Fenerbahçe: 0 - Beşiktaş: 0 Beşiktaş: 1 - Fenerbahçe: 1 2017-2018 Fenerbahçe: 2 - Beşiktaş: 1 Beşiktaş: 3 - Fenerbahçe: 1 2018-2019 Fenerbahçe: 1 - Beşiktaş: 1 Beşiktaş: 3 - Fenerbahçe: 3 2019-2020 Fenerbahçe: 3 - Beşiktaş: 1 Beşiktaş: 1 - Fenerbahçe: 1 2020-2021 Fenerbahçe: 3 - Beşiktaş: 4 Beşiktaş: 1 - Fenerbahçe: 1 2021-2022 Fenerbahçe: 2 - Beşiktaş: 2 Beşiktaş: 1 - Fenerbahçe: 1 2022-2023 Beşiktaş: 0 - Fenerbahçe: 0 Fenerbahçe: 2 - Beşiktaş: 4