GENEL - 14 Mart 2018 Çarşamba 10:38

(Özel Haber) Türkiye Sulama Birlikleri Başkanı Bülent Can’dan açıklama

A
A
A
(Özel Haber) Türkiye Sulama Birlikleri Başkanı Bülent Can’dan açıklama

Türkiye Sulama Birlikleri Genel Başkanı Bülent Can, tasarı halinde olan 6200 sayılı DSİ kanunu ile sulamaların gerek kısmen gerek havza olarak özelleşeceğini söyledi.

Türkiye Sulama Birlikleri Genel Başkanı Bülent Can, tasarı halinde olan 6200 sayılı DSİ kanunu ile sulamaların gerek kısmen gerek havza olarak özelleşeceğini söyledi.


Gönen Ovası Sulama Birliği Başkanı ve Türkiye Sulama Birlikleri Genel Başkanı Bülent Can, 6200 sayılı DSİ kanun tasarısının büyük handikapları da beraberinde getirdiğini söyleyerek, İHA’ya özel açıklamalarda bulundu. Başkan Can, "Çok geç haberimiz olduğu bir tasarı, ancak şu an kanun taslağı değil, bir kanun metni haline geldi. Meclisten tarım komisyonuna havale edildi. Hızlı bir şekilde görüşmeler yapılıyor. Tahmin ediyorum perşembe günü de kanun tarım komisyonunda görüşmelere açılacak. Kanunun içeriğine baktığımızda bizi son derece, hatta bütün üreticileri, çiftçileri rahatsız edecek konular içeriyor. Kanunla birlikte sulama birliklerinin ve suyu veren çiftçinin söz hakkı ortadan kalkıyor. Yani çiftçi, su fiyatlarına ve su yönetimine karışmıyor, karışamıyor. Bundan öte bizi en çok rahatsız eden konulardan biri, Sulama Birlikleri kanunu ile birlikte 6200 DSİ kanununda da değişiklilik yapılması. DSİ kanununun değişmesi ile sulamaların gerek kısmen, gerek havza bazlı özel sektöre satılmasının yolu açılıyor. Şirketlerin veya kişilerin 1 veya birden fazla işletmeyi alması tehlikeli bir durum. Sulu tarım alanlarında, suyun kontrolü art niyetli birinin eline geçerse, bunları toprağı da kontrol edebilir" dedi.


Başkan Can, sulama ile ilgili açıklamasında sözlerini şöyle sürdürdü:


"2025 yılından sonra su savaşları çıkacak. Bütün CIA’da, MOSSAD’ta bunlar işlenirken, suyu özel sektöre verecek kanunun hükümetimizce çıkarılacağına inanmıyoruz. Zaten onu sinsice, gizlice aralara sokmuşlar. Bunun ne kadar art niyetli olduğu bellidir. İnşallah devlet büyüklerimiz bunun farkına varır. Bütün dünyada olduğu gibi suyun yönetimi suyu kullananlar tarafından olmalı. Bunun haricindeki bir düşünce gerek toplumu, gerek Türk halkını sıkıntıya sokacak bir düşüncedir"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Sahte güneş gözlüğünde görme kaybı tehlikesi Sahte güneş gözlüklerinin gözde katarakt oluşmasına sebep olduğunu ifade eden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, katarakt oluşumun ise görme azlığına hatta görme kaybına kadar ilerleyebileceğini belirtti. Hangi tür malzemeden yapıldığı ve içinde ne tür kimyasal maddelerin bulunduğu bilinmeyen sahte güneş gözlüklerinin göz sağlığına kalıcı zararlar verdiğini belirten uzmanlar, bu tür güneş gözlüklerinin kullanılmamasını öneriyor. Yaz aylarının gelmesiyle beraber güneş ışınlarının etkisini daha da hissettirdiğini belirten Medicana Konya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Güneş gözlüğü alırken birtakım özelliklere dikkat edilmesi gerekiyor. Alacağımız güneş gözlüğü mutlaka optikçiden olmalı. Özellikle artık giyim mağazalarında, kıyafet mağazalarında satılan ya da işporta dediğimiz dış merkezde satılan sahte güneş gözlükleri de olabiliyor. Bu tarz durumlara düşmemek için öncelikle mutlaka bir optikçiden güneş gözlüğü almalıyız. Güneş gözlüğü alırken temel iki özelliğe dikkat etmeliyiz. Birinci özellik Ultraviyole 400 koruma olmalı bunu optikçiye belirtmeliyiz. İkincisi ise CE sertifikası olmalı. Bu sertifikanın önemi Avrupa standartlarında üretilmiş camlar demektir. Mutlaka optikçiye belirtip alacağımız güneş gözlüğünün sertifikasını sorup buna göre alışveriş yapabiliriz" dedi. "Güneş gözlüğü alırken koruyuculuk bakımından rengin bir önemi yok" Güneş gözlüğü alırken hangi renk alınması, nasıl bir tercih yapılması gerektiğinin sıkça sorulduğunu ifade eden Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Güneş gözlüğü alırken koruyuculuk bakımından rengin bir önemi yok. Kahverengisi, siyahı, grisi, yeşili UV 400 koruma olduktan sonra hepsi gözü korur. Sadece hastaların görüş kaliteleri, kontrast duyarlılıkları değişebilir. Ama göze gelen zararlı ışınları hepsi engelleyecektir. Polarize olan güneş gözlükleri güneş yansımalarını daha çok azaltır, görüş konforu sağlar ama polarize olmayan bir güneş gözlüğü de UV 400 korumayı içeriyorsa sizi yeterince güneşten koruyacaktır" şeklinde konuştu. "Katarakt, sarı nokta hastalığının ilerleyişini artırabilir" Sahte güneş gözlüklerinin güneş ışığından, UV ışınından koruyuculuğunun olmadığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Hiç gözlük takmasak bile gözümüz doğal mekanizma olarak güneşe çıktığımızda göz bebeğimizi küçültür ve bizi zararlı ışınlardan korumaya çalışır. Ama sahte bir güneş gözlüğü taktığımız zaman etrafı karartacağı için göz bebeğimiz büyür gözümüzün içine daha çok güneş ışınları girer. Bu sefer koruyucu özelliği olmadığı için birtakım hasarlara neden olur. Katarakt, sarı nokta hastalığının ilerleyişini artırabilir. Kornea dediğimiz gözün yüzeyinde ışık reaksiyonları oluşturabilir, kızarıklıklara ve yaralara neden olabilir. O yüzden sahte bir güneş gözlüğü, uygun olmayan bir güneş gözlüğü alacağımıza hiç almamak veya hiç kullanmamak daha iyi bir seçenek olacaktır" diye konuştu. "Görme bulanıklığına ve görme azalmasına neden olabilir" Güneş gözlüğünün sahte olmasının katarakt gelişimine neden olabileceğini ifade eden Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Katarakt gelişimine ve görme azlığına sebep olur. Tam olarak körlük diye ifade etmesek de görme kaybına neden olabilir. Özellikle yaşlı hastalarda sarı nokta hastalığı dediğimiz görme kaybına neden olan hastalığın ilerleyişini hızlandırabilir ayrıca gözün yüzeyinden koruyuculuğu olmadığı için yüzeye gelen ışıklar gözün yüzeyinde yara yapıp yine görme bulanıklığına ve görme azalmasına neden olabilir. Bu yüzden mutlaka optikçiden alınmış kaliteli bir güneş gözlüğü kullanmalıyız. Sahte güneş gözlüğünü kesinlikle kullanmamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Kalitesiz camlar gözü korumasız hale getiriyor" Uzun yıllardır gözlük sektöründe olan Optisyen İbrahim Acaz da güneş gözlüğü alırken camların kalitesinin çok önemli olduğunu, göz sağlığını koruması gerektiğini söyledi. Gözlüğün mutlaka optikçiden alınmasını gerektiğini ifade eden İbrahim Acaz, "Tüm optikçiler orijinal gözlük alır. Sertifikalı, garanti belgeli gözlükler alır. Dışarda satılan ürünler veya başka yerde satılan ürünler, kıyafet mağazaları gibi farklı yerlerdekiler genelde sertifikasız oluyor. Ürünlerin modelleri güzel ama camları kalitesiz oluyor. Kalitesiz camlar gözü korumasız hale getiriyor" şeklinde konuştu.