GENEL - 13 Haziran 2018 Çarşamba 13:10

Unutulan Osmanlı sanatı hünerli eller’de can buldu

A
A
A
Unutulan Osmanlı sanatı hünerli eller’de can buldu

Küçükçekmeceli kadınlar, yaptıkları el emeği göz nuru ürünleri Hünerli Eller Çarşısı’nda satarak aile bütçelerine katkı sağlarken, unutulmaya yüz tutan Osmanlı el sanatı ipek kozası işlemeciliğine ise hayat veriyor.

Küçükçekmeceli kadınlar, yaptıkları el emeği göz nuru ürünleri Hünerli Eller Çarşısı’nda satarak aile bütçelerine katkı sağlarken, unutulmaya yüz tutan Osmanlı el sanatı ipek kozası işlemeciliğine ise hayat veriyor.


Küçükçekmece Belediyesi, Hünerli Eller Çarşısı ile Küçükçekmeceli ev hanımlarına istihdam sağlamaya devam ediyor. El emeği, göz nuru ürünlerini Hünerli Eller Çarşısı’nda satma imkanı bulan Küçükçekmeceli kadınlar, hem aile bütçelerine hem ülke ekonomisine katkı sağlıyor.


Unutulmaya yüz tutan Osmanlı el sanatı ipek kozası işlemeciliği, Küçükçekmece Belediyesi’nin ev hanımlarına istihdam sağlamak için açtığı Hünerli Eller Çarşısı ile hayat buldu.


1800’lü yıllarda Osmanlı hanımlarının aile büyüklerinin, sevdiklerinin fotoğraflarını taşıyan ipek böceği kozasından yapılan panolar Küçükçekmecelilerin duvarlarını süslüyor. Hünerli Eller Çarşısı’nda standı bulunan eski bankacı şimdilerde ev hanımı Hale Yiğittürk (49), ipek böceği kozasından panolar yaparak aile bütçesine katkı sağlıyor. Küçükçekmecelilerin büyük ilgisiyle karşılaşan Yiğittürk, tamamen doğal, organik olan ipek böceği kozasından panolar, yaka iğneleri, peçete halkaları, gelin buketleri, gelin taçları, broşlar, el buketleri ve terliklere aksesuarlar yapıyor.



Osmanlı’da aile büyüklerinin resimlerini süslüyordu


Unutulmaya yüz tutmuş Osmanlı sanatının yeniden canlandırılması gerektiğini belirten Hale Yiğittürk, kendisine destek vererek sanatını yaşatma fırsatı sunan Küçükçekmece Belediyesi’ne ise şu sözlerle teşekkür etti: “Ben Atakent’te oturuyorum. Afişleri görünce müracaat ettim. 20 gündür de buradayım. Teşekkür ediyoruz, Bayanlar yaptıkları şeyleri sergiliyorlar. Burada birçok bayan arkadaşımız var. Yaptıklarını duyuran. Küçükçekmece Belediyesi’ne, Temel Karadeniz’e çok teşekkür ediyoruz”



“Bir hafta da sürebilir bir ay da”


İpek böceği kozasından bir tablo yapmanın çok da kolay olmadığını belirten Hale Yiğittürk, “Kesme teknikleri var. Parmak ütüsü de kullanılıyor. Kesim aşaması ile başlanıyor. Çok sertse katmanlarına ayırıyoruz, o da zor bir şey. Sonra şekil aşamasına geçiliyor. Ben nakış da kullanıyorum mesela panolarda. Bir ay da olabilir, bir hafta da olabilir. Ne kadar süreceği size bağlı” dedi.



Hem hasta oğluna bakıyor hem çalışıp para kazanıyor


Kuafördü, oğlu hastalandı. İşini bırakmak zorunda kaldı. Küçükçekmece Belediyesi Hünerli Eller Çarşısı ile tanıştı, hayatı değişti. Şimdi hem oğluyla ilgileniyor hem de Hünerli Eller Çarşısı’nda gazete kağıdından biblolar yapıyor; yaptıklarını satarak aile bütçesine katkı sağlıyor. Serpil Meney 35 yaşında eskiden kuaförlük yapmış bir ev hanımı. Şimdilerde ise kendi işinin patronu.


Küçükçekmece Belediyesi Hünerli Eller Çarşısı ile tanıştı, hayatı değişti. Oğlu bronşit hastası olduğun için düzenli bir işte çalışamayan Serpil Meney, Küçükçekmece Belediyesi Hünerli Eller Çarşısı ile hem oğluyla birlikte olup hem işinin başında duruyor.



“Küçükçekmece Belediyesi’ne teşekkürler”


Gazete kağıdından biblolar, şişelikler, peçetelikler, ekmek sepetleri, fincan saksılar, takılıklar, anahtarlıklar yapan Meney, “Kendim kuafördüm, çocuğum bronşit hastası olunca çalışmadım. Kuaförümü kapattım. Düşündüm evde ne yapabilirim diye. Küçükçekmece Belediyesi Hünerli Eller çarşısındayız. Bize katkı sağlayanlara çok teşekkür ederim. Oğlumla beraber bir şeylerin mücadelesini veriyoruz. Hünerli Eller Çarşısı’na çok teşekkür ediyorum” dedi.



“Gazete toplamda 4 işlemden geçiyor”


Gazete kağıdından objeler yapmanın çok da zor olmadığını kaydeden Serpil Meney, “Önce gazetelerimi çubuk haline getiriyorum. Sonra bir aparatla yuvarlak yapıyorum. Sonra eteklerini oluşturuyorum silikonla yapıştırarak gidiyorum. Ondan sonra onu donduruyorum, bir tutkallama işlemim var. Boyuyorum ve takılarını takıyorum. Kimisine boncuklu sepetler yaptım, kimisine oduncu kimisine balıkçı yaptım. Çeşitli işlemlerden sonra en son vernikleme işleminde bitiriyorum. Toplamda üç, dört işlemden geçiyor” diye konuştu.



“Evde oturan kadınlara istihdam sağlayacağım”


Meney, gelecek hedefinin ise işini ilerletip evde oturmak zorunda kalan tüm kadınları iş hayatına kazandırmak olduğunu ifade etti. Meney, “ Projelerim var. Böyle sargı işlerini ev hanımlarına verip onları ev yaşantısından kurtarmak amacım. Çoğu bayan işe gidemiyor, çalışamıyor, Evde yapmak için bir şeyler arıyor, Bu da onlar için çok güzel bir şey. Evlerine katkı da sağlayabilirler” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.