ASAYİŞ - 06 Temmuz 2018 Cuma 15:02

Kesik baş cinayeti davası başladı

A
A
A
Kesik baş cinayeti davası başladı

Kayseri’de kesik baş cinayeti olarak bilinen ve 6 yıl sonra aydınlatılan davada babaannesini balta ve bıçak ile öldürdüğü iddiası ile tutuklu yargılanan 17 yaşındaki kız ilk kez hakim karşısına çıktı.

Kayseri’de kesik baş cinayeti olarak bilinen ve 6 yıl sonra aydınlatılan davada babaannesini balta ve bıçak ile öldürdüğü iddiası ile tutuklu yargılanan 17 yaşındaki kız ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanık kız, suçlamaları kabul etmezken, tanık olarak dinlenen komşu kadın, “Cenazede gelin S.B. bayılma numarası yaptı” dedi.


28 Nisan 2012 tarihinde ilçeye bağlı Kayapınar Mahallesi’nde meydana gelen olayda 82 yaşındaki Pembe Boraze, evinin balkonunda boğazı kesilmiş halde ölü olarak bulundu. Kamuoyunda ’Kesik Baş Cinayeti’ olarak da bilinen ve aradan geçen 6 yılda olayın faillerinin bulunamaması üzerine İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Hüseyin Bekmez’in talimatı üzerine özel ekip kuruldu. İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğinden dedektiflerin de desteğiyle, Pembe Boraze dosyası yeniden incelemeye alındı. 6 ay süren teknik takip ve 82 kişiden alınan ifadeler sonucu yaşlı kadının, torunları R.K. ve F.B. tarafından öldürüldüğü tespit edildi. Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında yaşlı kadının 17 yaşındaki torunu F.B., gelini S.B. (56) ve oğlu F.B. (55) düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. İfadelerden elde edilen bilgilere göre yaşlı kadının torunlarının namusu hakkında dedikodu yaptığı iddiasıyla torunları F.B. ile R.K. tarafından öldürüldüğü belirlendi. Diğer cinayet şüphelisi olan torunu R.K. için yurtdışında bulunduğundan dolayı yakalanması için arama kararı çıkarıldı. Gelin S.B. ve oğlu F.B. hakkında başka bir soruşturma açıldığı öğrenilirken, F.B. hakkında ‘kasten nitelikli adam öldürme’ suçundan dava açıldı.


TV programına katıldılar


Kamuoyunda ’Kesik Baş Cinayeti’ olarak da bilinen cinayetin ardından olayın şüphelilerinin, faili meçhul olayları araştıran bir televizyon programına da katıldığı belirlendi. Cinayete kurban giden Pempe Boraze’nin yapılan otopsisinde vücudunda 12 balta ve 6 bıçak darbesi olduğu tespit edildi.


Kayseri 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davda tutuklu yargılanan suça sürüklenen çocuk F.B. ile öldürülen Pembe Boraze’nin kızı F.K. ile avukatlar hazır bulundu.


Torun, suçu kabul etmedi


Suça sürüklenen çocuk F.B. isimli kız mahkemede üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek, ablası R.K. ile birlikte babaannesini öldürmediğini, olay günü geldiklerinde babaannesini o halde bulduklarını söyledi. F.B., “Olayı gördükten sonra herkesi babaannemin ev telefonundan aradım. Onunla birlikte kalıyordum” dedi.


12 tanığın dinlendiği davada çoğu sanık Emniyet’teki ifadelerini kabul etmediler. Haklarında soruşturma açılan ve bu davada tanık olarak dinlenen gelin S.B. “Biz olayın üzerine geldik. Kayınvalidemi kızım öldürmedi. Eşim F.K., kızlarım ve ben hep birlikte kayınvalidemin olduğu yere gittik. Ben kanı görünce bayıldım. Ayıldığımda kapı önünde oturuyordum. Daha sonrasını hatırlamıyorum. Kayınvalidem dedikodu yaparmış, komşular anlatırdı. Benim, kızlarım hakkında konuşurmuş. Kızım R.K. ve nişanlısı konusunda, kızım F.B. ile işi konusunda ve benimle ilgili gezmem konusunda dedikodu yaparmış. Tanıkların söyledikleri hep iftira, Emniyet’te zorla ifade verdirdiler, okumam yazmam yok, o yüzden okumadan imzalattılar” diye konuştu.


Ölen kadının oğlu olan ve tanık olarak dinlenen F.B. ise olayı şöyle anlattı: “Annemi öyle gördüğümde oturup iki çöp sigara içtim. Evin içi dağınık değildi, kapı zorla açılmış değildi. Annemin bıçağı da baltası da evde vardı. L.B. isimli amcamın karısı ile husumeti vardı. L.B.’yi olay günü akşam saatlerinde bizim evin yakınında gördüm. Eşim kızlarım ile birlikte baldızım S.S.’ye gittiler, annemi de çağırdılar ama o başı ağrıdığı için gitmedi.”


Ölen Pembe Boraze’nin yan komşusu olan F.B. isimli kadın da “Cenazede gelin S.B. bayılma numarası yaptı. Evimizin hemen yanı bunların evi. Tartıştıklarını duyardım, S.B. Pembe Boraze’ye bağırırdı. Cenazede 2-3 defa hem hastanede hem evde bayıldığını gördüm, benim kanaatim numara yapıyordu. Pembe’nin dedikodu yaptığını duymadım. S.B.’ye çirkef demedim ama çok yalan söyler” dedi.


Tanık olarak dinlenen O.A. isimli şahıs ise, H.K. isimli şahsın Pembe Boraze’yi öldürenin O.A. olduğu iddialarına, “Ben kesinlikle öldürmedim, Öleni hiç tanımam, görmedim, torununu da çok önceden lokantada çalıştığı için bilirim. Olayları sonradan öğrendim” dedi.


Ölen kadının gelini S.B.’nin kız kardeşi olan S.S. isimli tanık da “Ben sanık F.B.’nin teyzesi olurum. Olay günü kız kardeşim S.B. ile kızları F.B. ve R.K. bize geldiler. Yatsı namazından sonra güle oynaya evlerine gittiler. Sonra F.B. beni telefonla arayarak ‘babaannemi kesmişler teyze’ dedi. Onlar öldürmüş olamazlar, çok severlerdi. F.B. yanında kalırdı. Önceki ifademde kız kardeşim S.B. ile bir odaya girerek, kız kardeşim ‘Kızlarımı yenemedim. R.K. babası gibi sinirlidir, o balta ile vurdu, F.B. de bıçak ile kesti’ demedim. Baskı altında verdiğim ifademi kabul etmiyorum” şeklinde konuştu.


Tanık T.D. isimli kadın mahkemede, “Benim amcamın kızı olur sanık. Babaannem ile bunların kavgalı olduklarını biliyorum. Ölmeden önce biz de bunlarla kavga ettik. Babaannemi dedikodu yapıyor diye evden kovmuşlar” dedi.


Öldürülen Pembe Boraze’nin kızı F.K. davacı ve şikayetçi olduğunu belirterek, “Olayla ilgili hiçbir bilgim ve görgüm yoktur. Kim yaptıysa cezasını çeksin” dedi.


Mahkeme heyeti 2 tanığın daha dinlenilmesi ve eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ertelerken, duruşma sonrası Adalet Sarayı dışında gerginlik yaşandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.
Adana Okan Buruk: “Büyük rekorlara imza atıyoruz” Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada “Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray deplasmanda Y. Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maç sonu basın toplantısında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Adana deplasmanının zorlu olduğunu belirterek, “Adana deplasmanı birçok takım için çok zordur. Maç öncesi muhteşem bir koreografi vardı. Maç atmosferi çok güzeldi. Oyuna bakacak olursak da bizlerin ofansif anlamda çok kolay pozisyon ürettiğimiz oyunlardan biriydi. Oyun içerisinde rakibimizin de çok net pozisyonları vardı. Kaptanımız Muslera kendisi bir rekora imza attı. Galatasaray’ın kazandığı 3 puanda önemli bir rolü vardı. Rakibimize verdiğimiz pozisyonlardan dolayı mutlu değilim. Bugün buradan ayrılırken 7 puan önde ayrılıyoruz. Bir sonraki maça da hazırlanırken rakiplerimizin maçlarını da bekleyeceğiz. Kendi rekorumuzu geçtik, benim ve oyuncularım açısından çok önemli. Herkese teşekkür ediyorum. Hep beraber bu rekorları kırıyoruz. Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanacak maç hakkında da sorulan soruya cevap veren Buruk, “Rakibimizin iki kanadı da çok geriye dönmedi. 56 kere ceza sahasına girip 25 şut atmışız. Rakibimiz iyi savunma yapamadı. Biz hep kendi maçımıza odaklanıyoruz. Biz kendi maçlarımızı kazandığımız için avantajlı olan biziz. Rakibimizin puan kaybetmesi halinde bu puan farkı 6 veya 7 olarak değişecek. Hiçbir şey bitmedi. Devam ediyoruz” diye konuştu.
Adana Hikmet Karaman: “Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, 3-0 mağlup oldukları Galatasaray maçı sonrası yaptığı açıklamada, “Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Y. Adana Demirspor, evinde karşılaştığı Galatasaray’a 3-0 mağlup oldu. Maç sonu basın toplantısında konuşan Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, “İlk 45 dakikada çok önemli pozisyonlar oluşturduk. Kaleci Muslera’yı tebrik etmek gerek. İkinci yarı 1-0 ve 2-0 oldu. Futbolcularım iyi mücadele etti. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışı hak eden bir performans ortaya koyduk. Maçın son bölümlerinde Galatasaray üstünlüğü ele aldı. Taraftarlarımıza da teşekkür ediyorum. Maç öncesi çok güzel bir atmosfer vardı. Galatasaray’a bundan sonra başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. "İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu" Adana Demirspor’un zorluklar yaşadığını aktaran Karaman, “Bu takım 12 haftalık bir takım. Adana Demirspor takımı 12 haftadır birbirini tanımaya çalışan oyuncu gruplarıyla maça çıkıyor. Geçtiğimiz sezonların takımı ortada yok. İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu. Yediğimiz gollerden sonra moraller bozuldu. Galatasaray gibi bir takıma karşı oynuyorsun ve ilk devre yakaladığın net pozisyonlar var. Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. 2-0’dan sonra gördünüz ne kadar rahatladı. Yusuf Sarı ve Emre Akbaba çok önemli oyuncular ama yoklardı. Biz elimizdeki oyuncularla planlamayı en iyi şekilde yaptık. Müthiş bir maç izlendi. Futbol bir oyun, alkışlayacaksın. Bu oyunculara da sahip çıkacaksın. Zaman zaman kulüpler ekonomik ve sevk, idare anlamında zorluklar yaşayabilir. Biz de bunu şu anda kontrol ediyoruz. Semih Güler’in sakatlanması da bizi etkiledi. Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” diye konuştu.