YEREL HABERLER - 21 Kasım 2013 Perşembe 09:57

“engelsiz Yaşam Alfabesi” Projesi

A
A
A
“engelsiz Yaşam Alfabesi” Projesi

Yüreğir Belediyesi ile Artı Özel Eğitim Gönüllüleri Derneği’nin birlikte düzenlediği “Engelsiz Yaşam Alfabesi” projesi hayata geçti.
Moderatörlüğünü Artı Özel Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Didem Sürenlerin yaptığı “Genetik Tanımlama ve Hamilelik” konulu seminere Genetik Uzmanı Dr. Özge Yüreğir, Kadın Doğum Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Evrüke ve Seyhan Müftülüğü din görevlisi konuşmacı olarak katıldı.
Yüreğir Belediyesi Kültür Evleri Yavuzlar Engelli Koordinasyon Merkezi’nde çok sayıda vatandaşın katıldığı seminerin açılış konuşmasında yoğun katılımın kendilerini çok mutlu ettiğini söyleyen Artı Özel Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Didem Sürenler, “Bizler Eğitimin önemine fazlaca dikkat çeken anne-babalarız. Ailesinde, anne-baba, kardeş veya çocuğunda dezavantaj veya bir engellilik durumu var ise o ailede eğitimin neden daha fazla önemli olduğunu irdeleyen bir grup gönüllüyüz. Her dönem toplumun biraz daha fazla bu işe dikkatini çekmek, birlikte yaşamanın kolay olduğunu anlatmak, bir engellinin neye ihtiyacı olduğunu o söylemeden de keşfetmeyi getiren bir eğitim süreci düşünüyoruz. Bu gün bu projede yapacağımız ilk çalışmada daha engel tespit edilmeden neler yapmamız gerekli, oluşumunu nasıl engelleriz, ama oluşmuşsa da neler yapabiliriz bunlara bakacağız. Bu 4 etaplık bir proje. 15 gün arayla aynı merkezde yapılacak. Dört aşamalı bu projeyi, engellinin dünyaya gelmeden önce genetik tanımlamayla başlatan ama sonuçta istihdamına kadar giden bir yelpazeyi uzman arkadaşlarımızla birlikte sizlere anlatacağız” dedi.
Genetik hastalıkların doğum öncesi tanısına açıklık getirerek konuşmasına başlayan Tıbbi Genetik Uzmanı Dr. Özge Yüreğir ise, “Boyumuzun, zekamızın ne olacağı, organlarımızın nasıl çalışacağı gibi birçok özellikler genler aracılığıyla anne babalardan geçiyor. Bilinen bir geni ilgilendiren hastalık varsa bunları tanımak mümkün. Bir de kromozom hastalıkları dediğimiz geniş bir grup var. Genetik hastalıkların doğum öncesi dönemde saptanması, birçok disiplinin birlikte çalışmasını gerektiren zor bir süreçtir. Öncelikle doğum öncesi tanı demek birçok kişinin yanlış algıladığı gibi hamilelikte bir hastalığa tanı koyup, gebeliği sonlandırmak anlamına gelmemektedir. Doğum öncesi tanının temel felsefesi risk altındaki ailelere sağlıklı çocuk sahibi olma şansının verilmesi için tıbbi olanakları kullanmaya dayanır. Kısaca doğmamış bir bebeğe daha anne karnındayken tanı koyma süreci diyebiliriz. 'Önce hastalık var mı? Yok mu? Bunun cevabının verilmesi gerekiyor. Aileyi gebelik sürecinde ne problemler bekliyor? Doğum gerçekleşirse devamında neler olabilir? Sonraki gebeliklere bunun etkisi nedir?' gibi soruların cevaplanması gerekiyor. İlk aşamada koruyucu önlemlerden söz edebiliriz. Bunlar son derece basit önlemlerdir: sözgelimi annenin doğru ve yeterli beslenmesi ile bebekte görülebilecek birçok hastalık önlenebilir. Anne bağışıklığının desteklenmesi son derece önemli. Radyasyon, kimyasal maddeler gibi bazı çevresel nedenler çok ciddi doğumsal anomalilere yol açabiliyor, bunları önlemek mümkün. Ayrıca preimplantasyon genetik tanı dediğimiz bir yöntem mevcut; bu yöntemle özellikle genetik hastalığı olan riskli ailelerde daha gebelik oluşmadan sağlıklı embriyoyu seçip transfer etmek böylece sağlıklı gebeliğe sahip olmak mümkün olabiliyor. Var olan bir hastalığa doğum öncesi dönemde tanı konulduktan sonra aile bilgilendirilerek seçenekler anlatılır ve tamamen ailenin istekleri doğrultusunda yapılacak işleme karar verilir. Bazı hastalıkların rahim içerisindeyken tedavi edilmesi mümkün” diye konuştu.
Genetik hastalıkların doğum öncesi dönemde riskli olan ve olmayan yöntemlerle tanınabileceğinden söz eden Kadın Doğum Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Evrüke de, ultrasonografik görüntüleme yönteminin kromozom hastalıklarını tanımadaki önemine değindi. Kromozom hastalıklarının tanısın da risksiz yöntem olarak genetik ultrasonografinin gücünden, Plasentadan, göbek kordonundan ve bebek sıvısından örnek almanın risklerinden de bahseden Prof. Dr. Evrüke, ailelerin gebeliğin devamı konusunda karar vermede bilinçli davranmaları gerektiğini sözlerine ekledi. Sağlık problemi olan birkaç aileye tedavilerini üstlenme sözü veren Prof. Dr. Evrüke, “Hastaneye yanıma gelirseniz sizlere sahip çıkacağım” demesi üzerine katılımcılardan yoğun alkış aldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun BBP Genel Başkanı Destici: "Vaatlerimizi 5 sene içinde gerçekleştirmek istiyoruz" Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, seçim beyannamelerinde verilen vaatleri 5 sene içerisinde gerçekleştirmek istediklerini söyledi. BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, MKYK Üyeleri, BBP Samsun İl ve İlçe Başkanları ile birlikte 31 Mart 2024 yerel seçimleri sonrasında Salıpazarı Belediye Başkanı seçilen Refaettin Karaca’yı ziyaret etti. Salıpazarı Muhtarlar Derneğini de ziyaret eden Destici, muhtarlar ile hatıra fotoğrafı çektirdi. 31 Mart yerel seçimlerinin ardından Salıpazarı ilçesini kazanan Refaettin Karaca’yı tebrik ederek sözlerine başlayan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, “Seçim öncesinde genel merkez binamızda başkan adaylarımızla toplantılar gerçekleştirdik. Toplantılarda; nelere dikkat etmeliyiz, hangi hizmetleri yapmalıyız, hangi anlayışta olmalıyız gibi konu başlıkları üzerinde yoğunlaştık. Toplantıların başarılı olduğunu düşünüyorum. Bunun sonucunda Sayın Refaettin Karaca’nın bize sunduğu fikir ve öneriler sayesinde Salıpazarı’nda başarı elde etmiş olduk" diye konuştu. Belediye Başkanları ile birlikte toplantılar düzenlediklerine işaret eden Mustafa Destici, “Seçimden öncesi olduğu kadar seçimden sonrası içinde toplantılar düzenledik. Özellikle üzerinde durduğumuz konular seçim vaatlerimiz oldu. Seçim beyannamelerimizdeki vaatlerimizi 5 sene içerisinde gerçekleştirmek istiyoruz. Salıpazarı’nda vatandaşımıza hizmetimizi sürdürmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
İstanbul Meşalelerle yolu kapatarak asker eğlencesi yapan gruba ceza Küçükçekmece’de araçları yol ortasında durdurup meşaleler yakarak asker eğlencesi yapan gruba 8 bin lira ceza kesilirken "trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek" suçundan adli işlem başlatıldı. Olay, 12 Mayıs akşam saatlerinde Küçükçekmece Kartaltepe Mahallesi’nde yaşanmıştı. Edinilen bilgiye göre, seyir halinde olan bir grup araçlarını yol ortasında durdurup, inmeye başlamış gruptan birkaç şahıs, meşaleler yakıp yol ortasında eğlenmişti. Diğer sürücülerin korna ile tepkisine aldırış etmeyen grup hem yolu kapatmış hem de trafiği tehlikeye düşürmüştü. Sürücülerin tepki gösterdiği gurup, polis araçlarının siren seslerini duyunca araçlarına binip uzaklaşmıştı. Konuya ilişkin polis ekipleri çalışma başlattı. Çalışmalar çerçevesinde kimlik bilgileri tespit edilen Y.A. E.A. ve A.İ. isimli şahıslar yakalanarak gözaltına alındı. Şahıslara yönelik, "aracı zorunlu bir neden olmadıkça diğer araçların ilerleyişine engel olacak şekilde sürmek" suçundan 690’ar TL, "taşıt yolu üzerinde duraklamanın yasaklandığının bir trafik işareti ile belirtilmiş olduğu yerlerde duraklamak" suçundan 690’ar TL, "yaya yollarında, geçitlerde veya zorunlu hallerde; taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların trafiği engelleyecek veya tehlikeye düşürecek şekilde davranışlarda, bulunmaları veya buraları saygısızca kullanmaları" suçundan 690’ar TL, "saygısızca araç kullanmak" suçundan 690’ar TL, A.İ. isimli araç sürücüsüne ise, "ses cihazlarını kamunun rahat ve huzurunu bozacak şekilde kullanmak" suçundan 690 TL olmak üzere toplamda 8 bin 970 TL idari para cezası uygulandı. Konu ile ilgili yakalanan şahıslar hakkında "trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek" suçundan adli işlem başlatıldı.