YEREL HABERLER - 30 Aralık 2013 Pazartesi 10:46

Narenciye Çiftçinin Elinde Kaldı

A
A
A
Narenciye Çiftçinin Elinde Kaldı

Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel, narenciye üreticisinin bu yıl çok kötü bir sezon geçirdiğini belirterek, “Hem don zararının etkisi hem de talep gelmemesi çiftçiyi tam bir çıkmazın içine soktu. Portakal ve limonun yüzde 70’i, mandalinanın da yüzde 10’u hala dalında duruyor” dedi.
Narenciyenin 2013-2014 yılları hasat sezonuyla ilgili İHA muhabirine açıklama yapan Ziraat Odası Başkanı Gökçel, Mersin’de narenciye rekoltesinin bu yıl 3 milyon 600 bin ton civarında olacağını, ancak bu yılki büyük problemin ürünleri hem iç piyasada hem dış piyasada satamamak olduğunu söyledi. Bu yıl narenciye sezonunun çok kötü gittiğine dikkat çeken Gökçel, narenciyenin hem üreticisini hem bu işin ticaretini yapan insanları tamamen içinden çıkılmaz bir hale soktuğunu belirtti. Mersin çiftçisinin 20 Eylül 2013 tarihinde limon hasadına başladığını, ardından erkenci çeşit mandalina ile hasada devam ettiğini ifade eden Gökçel, ancak bölgede yoğun üretimi yapılan satsuma cinsi mandalina çeşidinin hasat dönemi başladığında, Türkiye ihracatının en fazla yapıldığı Rusya’da bir problem ortaya çıktığını aktardı. Türk yaş meyve sebzesinin, narenciyesinin yüzde 50’sinin satıldığı, Türk ihracatçısının işletmelerinin de bulunduğu Moskova’daki halin Moskova Belediyesi tarafından bir günde alınan bir kararla kapatıldığını anlatan Gökçel, “Dolayısıyla çok büyük miktarda ihracat yaptığımız bir ülkede ürünleri satacak hal, pazar kalmadı. Bu da geriye döndü ve talebi yüzde 80 azalttı” diye konuştu.
Mersin bölgesinde şu anda Washington cinsi portakal ile limonun yüzde 70’inin, mandalinanın ise yüzde 10’unun dalında durduğuna işaret eden Gökçel, çiftçinin elinde kalan mandalina için bir çare aradığını ve olası yağmurlarda ürünlerin zarar görmemesi için ağaçları naylonlarla kapattığını dile getirerek, “Bu da bir girdi maliyeti oluşturdu. Ayrıca yine bu olumsuz hava koşullarında örtülen naylonlar çiftçilerimize bir zarar daha verdi. Yağmurdan zarar görmesin diye kapatılan naylon sıcaklık ortalamaları yüksek gidince bu sefer terleme yaptı ağacın üstünde ve asitli olan ter damlacıklar halinde meyvelerin üstüne gelince meyveleri olumsuz etkiledi. Yani böyle bir sıkıntı yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
“BU YIL ÇOK KÖTÜ GEÇİYOR”
Washington cinsi portakalın hasat zamanının ise iklim koşulları nedeniyle biraz geç kalmakla birlikte 25 Kasım’da başladığını aktaran Gökçel, ancak şu anda portakala da talep olmadığını, çiftçilerin ürünlerini 23-25 kuruşa bile satamadıklarını ve dalında beklettiklerini kaydetti. Limonda da büyük sıkıntı yaşandığı bilgisini veren Gökçel, 8 Aralık’ta yaşanan don nedeniyle Türkiye üretiminin yüzde 65’ine denk gelen 600-700 bin ton limonu üreten Mersin, Erdemli ve Silifke’deki bahçeleri olumsuz etkilendiğinin altını çizdi. Gökçel, “Şu anda hem soğuğun etkisi var hem de talep gelmiyor. İnsanlar deyim yerindeyse tam çıkmazın içindeler. Bu yıl çok kötü bir yıl geçiyor. Allah, önümüzdeki yılın bizlere bu şekilde sıkıntılı geçmesini nasip etmesin. Çünkü hem iklim koşulları hem piyasa koşulları deyim yerindeyse bölge ve ülke çiftçisini tamamen üretimden uzaklaştıracak, vazgeçecek hale getirdi” şeklinde konuştu.
“ÖNLEM ALINMAZSA SIKINTILAR ARTARAK DEVAM EDER”
Bu sıkıntıların mutlaka bir çözümü olduğunu vurgulayan Gökçel, Mersin Ziraat Odası olarak geçmiş yıllarda da pazarda yaşanabilecek sıkıntılara dikkat çektiklerini belirterek, şunları söyledi: “Türkiye için bir avantaj olan, yaş sebze meyveyi hem ucuz maliyetle hem kısa sürede ulaştırabileceğimiz en yakın sınır komşularımız var. Bu ülkelerle ticari ilişkilerimizin mutlaka düzenli hale getirilmesi bölge ve ülke çiftçisini ayakta tutar, katkı sağlar diye yıllardır dile getirdik. Geldiğimiz noktada bizim haklılığımız ortaya çıktı. Keşke bu durum böyle olmasaydı. Ama ben yine ısrarla söylüyorum, biz eğer bu yaş sebze ve meyveleri, ürün fazlasını yurt dışına ihracat yoluyla satmazsak bütün çeşitlerde üretici sıkıntı yaşar. Dolayısıyla ihracatın artırılabilmesi için önlemlerin alınması gerekiyor. Ayrıca bu ürünleri işleyebilecek işletmelerin bölgeye daha fazla tesis edilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu sıkıntılar önümüzdeki yıllarda da artarak devam eder. Ben bundan endişe duyuyorum ama asla umudumu kaybetmiyorum. Mutlaka doğru politikalarla planlarla programlarla bu işin altından hem Mersin ve Türk çiftçisi hem bu ülke insanı kalkacaktır.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türk teknolojisi Londra üzerinden dünyayla buluşacak Türkiye’nin teknoloji ve girişimcilik alanındaki potansiyelini uluslararası alana taşımayı amaçlayan YTÜ Yıldız Teknopark, Londra ofisinin faaliyetlerine başladı.İngiltere’den sonra İstanbul’da gerçekleştirilen açılış programında konuşan Yıldız Teknopark Genel Müdürü Orhan Tanışman, bu vesileyle Türkiye’nin ihracat hacmini artıracaklarını söyledi. Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin desteği ile YTÜ Yıldız Teknopark global markası YTU Startup House tarafından Londra ofisi faaliyete geçirildi. Türkiye’nin teknoloji ve girişimcilik alanındaki potansiyelini uluslararası alana taşımak amacıyla açılan ve Battersea Power Station’dabulunan ofisin lansmanı, İngiltere’den sonra İstanbul’da da gerçekleşti. Türkiye’nin teknoloji ihracatıyla ilgili önemli bilgilerin paylaşıldığı açılış programına; Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosu Kenan Poleo ile YTÜ Yıldız Teknopark Genel Müdürü Orhan Tanışman ve çok sayıda davetli katıldı. Poleo: “İngiltere hükümeti ile Türkiye hükümeti arasındaki ikili ilişkiler güçlenerek devam ediyor” Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosu Kenan Poleo, “Yıldız ekibi, geçen yıldan beri, İstanbul’daki ekibim ve Londra’daki meslektaşlarımızla bu girişimi gerçekleştirmek için çok yakın çalıştı. Ayrıca, Londra’yı küresel büyüme açılan kapı olarak seçen değerli Türk girişimcilerimize, şirketlerimize ve vizyonerlere sıcak bir karşılama dilemek isterim. Türk mirası, dayanıklılık, zanaatkarlık ve misafirperverlik iplikleriyle dokunmuş zengin bir duvar halısıdır. Bu kültür, dayanıklılık ve girişimcilikten bahseder. Bugün, bu mirası çeşitlilik ve yeniliğin geliştiği bir şehir olan Londra’ya taşımaktan dolayı mutluyuz. Bugün, Türkiye’nin girişimci ruhu ile Birleşik Krallığın canlı teknoloji ekosisteminin birleşmesine tanık oluyoruz. Bildiğiniz gibi, İngiltere hükümeti ile Türkiye hükümeti arasındaki ikili ilişkiler güçlenerek devam ediyor. Odada bulunan herkese, ticaret ve yatırımın her iki hükümet tarafından da tanınan ikili ilişkilerin temel direklerinden biri olduğunu vurgulamak isterim” dedi. Poleo: “YTU Startup House gibi markaların duvar ve masalardan ibaret olmadığına biliyoruz” “İngiltere’nin, küresel olarak işlerini genişletmeye hazır yenilikçi Türk şirketleri için mükemmel büyüme fırsatları sunduğunun hepimiz farkındayız” diyen Poleo sözlerine şunları ekledi: “İngiltere’nin teknoloji ekosistemi, 1 trilyon doların üzerinde bir değere sahip olan ve hızla büyüyen, dünya lideri konumundadır. 85 binden fazla girişim ve ölçekli şirkete ve Fransa ile Almanya’nın toplamından daha fazla olan 170’den fazla unicorna ev sahipliği yapmaktadır. Yatırımcılar, İngiltere’nin teknoloji ekosisteminin güçlü yönlerini tanır. Avrupa rakiplerinden daha fazla girişim sermayesi yatırımı çekmektedir. 2022 yılında, girişimler 31 milyar dolardan fazla Girişim Sermayesi fonu aldı. İngiltere’nin Türk Teknoloji şirketlerini memnuniyetle karşıladığını rahatlıkla söyleyebilirim. İngiltere’de varlık göstermeye karar veren Türk teknoloji şirketlerinin yalnızca ofis kurmadıklarının, iş birliği tohumları ektiklerinin farkındayız. Keskin çözümler, yıkıcı teknolojiler ve gelişme arzusu getiriyorlar. YTU StartupHouse gibi markaların duvar ve masalardan ibaret olmadığına inanıyoruz: Bunlar, ortak büyümenin vaadini sembolize eden köprülerdir; fikirlerin, ortaklıkların, büyümenin ve dostlukların bir kanalıdır.” “Buradaki ekosistemi dünyaya taşıyabilmek önemli” Açılış konuşmasını yapan Orhan Tanışman, “Yıldız Teknopark olarak yıllarca üst üste Türkiye’nin birincisi olmak bize yetmedi. Bölgemizde liderliğimizi pekiştirmiştik. Ama globalde söz sahibi olmak adına 2015’te silikon vadisinden başladığımız yolculuğu Taşkent’e, Dubai’ye götürürken asıl varmak istediğimiz nokta olan Londra’ya geldik. Geçen hafta, 15 Nisan’da şubemizin açılışını yaptık. Ama asıl Londra’ya gitmesi gerekenler burada. Buradaki ekosistemi dünyaya taşıyabilmek, onları dünya pazarıyla buluşturabilmek önemli. Londra deyince akla ilk finans geliyor. Girişim ve teknoloji dünyasının da büyük ihtiyaçlarından birisi de finans sektörü” açıklaması yaptı. Açılışın sadece bir şube açılışı gibi algılanabileceğini belirten Orhan Tanışman sözlerine şunları ekledi: “Ama yaklaşık bir buçuk yıldır çalışıyoruz. Böyle bir çabayı ortaya koyuyoruz çünkü sizler bizim o geçtiğimiz yolları daha hızlı geçin diye. Bütün dünyaya Türk teknolojisini anlatabilmek, Türk yeteneğini dünyaya oluşturabilmek ve günün sonunda finans alanı oluşturabilmek adına buradayız.” Teknolojileri Hizmetleri pazarının 2024 yılında 100 milyar sterlini aşacağı öngörülüyor Statista’nın 2024 yılı için İngiltere pazarına yönelik yaptığı araştırmaya göre; Birleşik Krallık’ta Bilişim Teknolojileri Hizmetleri pazarının 2024 yılında 100 milyar sterlini aşacağı tahmin ediliyor. Dünya bilişim sektöründe yüzde 5-10 arası paya sahip olarak öne çıkan Londra bu payın önemli bir kısmını oluşturarak yılda 85 milyar sterlinin üzerinde ekonomik çıktı üretiyor. Her beş işten birinin artık teknoloji sektöründe 9 milyonluk nüfusu ile Londra, teknoloji sektöründe faaliyet gösteren şirketler için paha biçilemez bir yetenek havuzuna ev sahipliği yapıyor. Şehirdeki her beş işten birinin artık teknoloji sektöründe olması, Londra’nın bu alandaki lider konumunu pekiştiriyor. YTU Startup House Londra ofisi hakkında Londra’nın sembolik yapılarından biri olan ve dünya finans merkezinin kalbindeki Battersea Power Station’da bulunan ofis, firmalara sağlanan avantajlar ve destekler sayesinde Türk bilişim şirketlerinin Birleşik Krallık pazarına (ve Avrupa bölgesine) erişimini kolaylaştıracak. Teknoloji alanında deneyimli ve bilgili bir iş gücü nüfusuna sahip Londra’da yerli firmalar geniş bir networking alanına sahip olacak.
Muğla Kaymakam Yakuta, Rafting Eğitim Kampı’nda kanocularla buluştu Dalaman Kaymakamı Mesut Yakuta Türkiye Kano Federasyonu Başkanlığı tarafından düzenlenen Rafting Temel Eğitim ve Gelişim Kampı’nı ziyaret ederek kamp dâhilinde gerçekleşen yarışmalarda dereceye giren sporculara ödüllerini takdim etti. Dalaman Kaymakamı Mesut Yakuta, Türkiye Kano Federasyonu Başkanlığı tarafından düzenlenen ve Dalaman Çayı’nda gerçekleşen Rafting Temel Eğitim ve Gelişim Kampı’nı ziyaret etti. Kaymakam Yakuta, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle kamp dahilinde düzenlenen yarışmalarda başarı gösteren takımlara ödüllerini verdi. Kamp, rafting sporuna yeni başlayanlar için temel eğitimlerin yanı sıra, tecrübeli sporcuların becerilerini geliştirebilecekleri çeşitli aktiviteleri içeriyor. Bu yılki etkinlik, özellikle çocuklar ve gençler arasında büyük bir heyecan oluşturdu. Ödül törenine, Dalaman Kaymakamı Mesut Yakuta’nın yanı sıra Garnizon Komutanı Hava Silah Sistem Albay Halil Gökçe, Belediye Başkanı Sezer Durmuş ve diğer kurum amirleri de katıldı. Tören, sporcuların başarılarını kutlamak ve onları teşvik etmek amacıyla düzenlendi. Kaymakam Yakuta, ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, “Gençlerimizin sporla iç içe olmalarını ve doğayla bağ kurmalarını önemsiyoruz. Rafting, hem fiziksel hem de zihinsel becerileri geliştiren bir spor. Bu tür kampların gençlerimizin gelişimine katkı sağladığını görmek bizleri mutlu ediyor” dedi.