YEREL HABERLER - 06 Şubat 2014 Perşembe 11:45

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu “17 Aralık Bir Darbedir”

A
A
A
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu “17 Aralık Bir Darbedir”

AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI SÜLEYMAN SOYLU:
"17 ARALIK BİR DARBEDİR, BİR HUKUK YOLSUZLUĞUDUR, DEMOKRASİ HIRSIZLIĞIDIR, MİLLİ İRADE YOLSUZLUĞUDUR"
"BU ÜLKENİN HUZUR VE İSTİKRARINI ORTADAN KALDIRMAYA YÖNELİK BİR OPERASYONUN ADIDIR, PARALEL BİR YAPININ ORTAYA GETİRDİĞİ MESELEDİR"
"HUKUK, YOLSUZLUKLA KARŞI KARŞIYA KALIRSA DEMOKRASİ VE SİYASETİN BUNDAN YARA ALMAMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR"
"KILIÇDAROĞLU'NU GÖRDÜNÜZ, 'BEN MERKEL'İN YERİNDE OLSAM TAYYİP ERDOĞAN'A YOLSUZLUĞU SORARIM' DEDİ. KILIÇDAROĞLU, TÜRKİYE-HOLLANDA MAÇI OLSA TURUNCU FORMA GİYER VE TÜRKİYE ALEYHİNE TEZAHÜRAT YAPAR. BÖYLE BİR SİYASET ANLAYIŞI OLABİLİR Mİ? AYIPTIR"
ENİSE YAPAR
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, 17 Aralık operasyonuna ilişkin, "17 Aralık bir darbedir, bir hukuk yolsuzluğudur, demokrasi hırsızlığıdır, milli irade yolsuzluğudur. Bu ülkenin huzur ve istikrarı ortadan kaldırmaya yönelik bir operasyonun adıdır. Paralel bir yapının ortaya getirdiği meseledir" dedi.
Parti genel merkezinde düzenlenen '81 İl Ar-Ge Başkanları Toplantısı'nın açılış konuşmasını yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, "Dava sadakatiyle ve büyük bir anlayış birliği içinde Ankara'ya gelen, geçmişimizi anladığımız ve geleceğimizi hep birlikte idealize etmeye çalıştığımız değerli dava arkadaşlarımız, kadın ve gençlik kollarımızın Ar-Ge başkanlarımız bu güzel birliktelikte aynı havayı teneffüs etmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Seçim arefesinde tekrar birlikte olmaktan mutlu olduğumu ifade ediyorum" dedi.
27 Ocak 2013 tarihinde yapılan toplantıda birtakım tespit ve değerlendirmelerde bulunduklarını belirten Soylu, "Bu yıl, demokrasinin yeniden güç ve ivme kazandığı, milli iradenin milletimizin sadakatiyle yeniden buluştuğu, ikinci sıçramaya adım attığı yıl olarak ortaya çıkacaktır. Öncelikle bir bilgilendirme toplantısından daha çok, bir değerlendirme toplantısından daha çok önümüzdeki süreç içinde neler yapmamız gerektiği konusunda bir toplantı gerçekleştireceğiz" diye konuştu.
Türkiye’nin insanının yepyeni bir hikaye yazdığını belirten Soylu, "Biz beceremeyiz, başaramayız, bizden bir şey olmaz' duygusunu yıllardan beri bize enjekte etmeye çalıştılar. Bir aşağılık kompleksiyle ülkemizin insanını gelecek duygusundan yoksun bıraktılar. 'Biz yapamayız, biz Türkiye'de insanımızın demokratik standartlarını yükseltemeyiz' diye bu duygularla tarihin bütün zaman diliminde bizim insanımızı karşı karşıya bıraktılar. Bu hikayeyi AK Parti değiştirdi. Bu hikayenin içinde iki kelime var, 'Biz, yapabilirizdir" ifadelerini kullandı.
MİLLİ İRADE VURGUSU
Yeni dünyada güçlü ve bölgesel aktör olan bir Türkiye'nin hayalleri olduğunu söyleyen Soylu, özgüvenle medeniyetin yarına taşınması gerektiğine işaret etti. Demokrasinin var olan sistemlerin içerisinde en önemli ve insan hayatının standardının yükselmesine katkı yapan en önemli sistemlerden birisi olduğunu söyleyen Soylu, "Sistemin iki unsuru hile yaparsa başarılı olmak mümkün değildir. Bunlardan birisi silah, birisi de hukuktur. Hukuk yolsuzlukla karşı karşıya kalırsa demokrasi ve siyasetin bundan yara almaması mümkün değildir. Bundan çıkışın bir yolu vardır, Sayın Başbakanımızın anlatmaya çalıştığı bütün insanların sığınacağı bir tek güç vardır, bu 'milli irade ve demokrasidir" şeklinde konuştu.
Irak'ın kuzeyindeki petrolün transferinin Türkiye'yi önemli kıldığına işaret eden Soylu, Türkiye'nin enerji koridorunun en güvenli geçiş bölgesi olduğunu dile getirdi. Dünyanın bütün ülkelerine ihracat yapan ve uluslararası entegrasyona önem veren bir Türkiye'nin olduğunu anlatan Soylu, Türkiye içerisinde birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaptı. Soylu, "Ülkemin insanını farklılaştırmak, birbiriyle irtibatını kesmek amacıyla ciddi bir proje uygulanmıştır Türkiye'de. TBMM'de başörtülü kadınımızın milletvekili olması sadece bir hakkın iadesi değildir. Aslında kadına ayrımcılığın sona ermesi ve infaz edilmesidir" diye konuştu.
Gezi olaylarına da değinen Soylu, "İlk kez IMF'ye olan borcunu sıfırladığı tarihten sonra gerçekleşti. İstanbul'daki 3. havalimanının temelini attıktan sonra gerçekleşti. Şu anda 180 metrelik bir yüksekliğe ulaşan 3. köprünün temelini attıktan sonra tam bir yılı aşkın süredir bu ülkeye terör yüzünden şehit gelmiyor. Bu ülkede analar, elini bağrına koyup 'acaba gelecek mi gelmeyecek mi' diye bir korku içerisinde olmadı" dedi.
"17 ARALIK BİRLİK, BERABERLİK VE HOŞGÖRÜYE KASTETMİŞTİR"
Soylu, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna ilişkin, "17 Aralık bir darbedir, bir hukuk yolsuzluğudur, demokrasi hırsızlığıdır, milli irade yolsuzluğudur. Bu ülkenin huzur ve istikrarı ortadan kaldırmaya yönelik bir operasyonun adıdır. Paralel bir yapının ortaya getirdiği meseledir. Bu ülkede son 11 yıldır demokrasinin hangi meselelerle karşı karşıya kaldığını hepimiz biliyoruz. 17 Aralık birlik, beraberlik, hoşgörüye kastetmiştir. 17 Aralık, bu Türkiye'de 30 Mart tarihinde yapılacak seçimlerini karıştırmaya, Tayyip Erdoğan ve bu milletin hayallerine kastetmiştir" ifadelerine yer verdi.
Soylu, konuşmasında şunları kaydetti:
"Kılıçdaroğlu'nu gördünüz. 'Ben Merkel'in yerinde olsam Tayyip Erdoğan'a yolsuzluğu sorarım' dedi. Türkiye-Hollanda maçı olsa Kılıçdaroğlu turuncu forma giyer ve Türkiye aleyhine tezahürat yapar. Böyle bir siyaset anlayışı olabilir mi? Ayıptır. Bütün bunlara yönelik tek şey var, 30 Mart 2014. Türkiye'nin aklını karıştırmak. İnsanımızı hedefi ve hayalinden uzaklaştırmak. Birileri, Türkiye'yi kontrol etmek isteyenlere taşeronluk yapıyor."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.
Ankara Bakan Tunç: "İsrail Dışişleri Bakanının, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan seviyesiz açıklamaları İsrail Hükümetinin çocuk, kadın demeden yaptığı katliamları gizleyemeyecektir" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "İsrail Dışişleri Bakanının, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan seviyesiz açıklamaları, soykırım suçu işleyen işgalci İsrail Hükümetinin çocuk, kadın demeden yaptığı katliamları gizleyemeyecektir" dedi. Adalet Bakanı Tunç, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili yaptığı paylaşıma ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden yazılı bir açıklama yaptı. Bakan Tunç, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "İsrail Dışişleri Bakanının, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan seviyesiz açıklamaları, soykırım suçu işleyen işgalci İsrail Hükümetinin çocuk, kadın demeden yaptığı katliamları gizleyemeyecektir. Nerede olursa olsun, her platformda daha adil bir dünya için mücadele eden Sayın Cumhurbaşkanımız, Filistin’de ateşkes ve barış sağlanarak akan kanın bir an önce durması için çabalamaktadır. Gözü dönmüş insanlık düşmanı canilerin, Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alması işte bundandır. İnsan haklarını yok sayarak ve uluslararası hukuku görmezden gelerek kuvözdeki bebekleri dahi öldüren; okulları, sığınma kamplarını, hastaneleri bombalayarak her yeri kana bulayan İsrailli yöneticiler, daima yaptıkları katliamlarla anılacak ve hukuk önünde hesap vermekten kaçamayacaktır."