Yaptığı basın açıklamasında, Anayasa’da, “Basın hürdür sansür edilemez” ifadesinin yer aldığını hatırlatan Öztekin, “Yaşananlar görsel ve yazılı basının hür olmadığını gösteriyor. Bir internet kalmıştı, sosyal medyanın da engellenmesi gerekiyordu, insanlar Telekomünikasyon İletişim Başkanlığını 1 yıl boyunca hangi sitelere girildiğini görecek kaygısı ile özgür davranamayacak, atılan tweetlere de denetim getirecek. Bu anlamda Kuzey Kore ve Vietnam ile aynı ligdeyiz. İktidar, denetlenmek istemiyor, kamuoyunun gerçek anlamda bilgilendirilmesi engelleniyor. Gazeteci, yazar tutuklamasında birinci sıradayız” dedi.
Yargı paketi konusuna da değinen Öztekin, “Özel görevli mahkemelerin kaldırılması, düzenlemenin böyle 22 maddelik bir paketin içine konulması yasalara aykırı. İktidarı en çok ‘mal varlığına el koyma’ rahatsız ediyordu. Bu yasa yürürlüğe girdikten sonra 1 ay içinde bununla ilgili karar verilmek zorunda, verilmezse bu tedbir kendiliğinden uygulamadan kalkıyor. Mal varlığına el koymak için BDDK’dan rapor gelmesi gerekecek. Yasa yolu ile 17 Aralık’ta ele geçirilen deliller yok edilmeye çalışılıyor” iddialarında bulundu.
"5 YILI DOLDURANLAR TAHLİYE EDİLMELİ"
Yeni düzenleme ile adli kolluk görevlilerinin Emniyet Müdürünü Adalet Bakanı izin verirse soruşturabileceğini ifade eden Öztekin, şunları söyledi:
“Biz tutukluluk süresinin bütün olarak temyiz aşamasını da kapsamasını bekliyoruz. Burada insanların beklentisi acilen tahliyelerin yapılmasıdır. Tutuklama bir tedbirdir, hükmen tutuklama yoktur, Ergenekon ile ilgili 2 yılı aşan sürelerde tahliyeler mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yasa çıkarsa 5 yılı dolduranlar tahliye edilmeli."
Balyoz davasına ilişkin 5 No’lu CD’nin sahte olduğunun ortaya çıktığını söyleyen Öztekin, “Yeniden yargılama yapılmalı, sahte delillerle tutuklu olanlar yeniden yargılanıp serbest bırakılmalı. Hukuki güvenlik hakkını sağlamadan bir ülkede demokrasiyi sağlayamazsınız” şeklinde konuştu.