YEREL HABERLER - 13 Şubat 2014 Perşembe 11:50

14 Şubat’ın Gözdesi Gül

A
A
A
14 Şubat’ın Gözdesi Gül

“2011 YILINDA 105,4 MİLYON ADET OLAN, 2012 YILINDA YÜZDE 6,1 ARTARAK 111,8 MİLYON ADEDE ÇIKAN GÜL ÜRETİMİ, 2013 YILINDA YÜZDE 25,4 AZALARAK 83,4 MİLYON ADEDE GERİLEDİ”
“GÜL ÜRETİMİ, ÜRETİCİLERİN YETERLİ GELİR İÇİN BAŞKA ÇİÇEK TÜRLERİNE YÖNELMESİ, GÜLÜN DAYANIKLILIĞININ AZ VE ÜRETİMİNİN MEŞAKKATLİ OLMASI VE YURTDIŞINDAN DAHA UCUZ GÜL İTHAL EDİLMESİ NEDENİYLE GERİLEDİ”
“SÜS BİTKİLERİ SEKTÖRÜ HIZLI GELİŞEN, İSTİHDAM DÜZEYİ VE İHRACAT POTANSİYEL YÜKSEK GELECEK VAADEDEN BİR SEKTÖRDÜR”
“ÜLKEMİZDE SÜS BİTKİLERİNDE 2013 YILINDA İHRACAT 77 MİLYON DOLARI AŞTI. ANCAK MİLYARLARCA DOLARLIK İHRACAT YAPABİLECEK POTANSİYEL MEVCUTTUR”
“SÜS BİTKİLERİ SEKTÖRÜ, DÜŞÜK FAİZLİ KREDİ VEYA DEĞİŞİK KAYNAKLARDAN HİBEYLE DESTEKLENMELİDİR. BU ÇERÇEVEDE 2014 YILINDA DÜŞÜK FAİZLİ KREDİ KONU BAŞLIKLARINA YÜZDE 50 FAİZ İNDİRİMİ UYGULANMAK ÜZERE SÜS BİTKİSİ ÜRETİMİ EKLENMESİ OLUMLU BİR GELİŞMEDİR”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 14 Şubat Sevgililer Günü’nün gözdesi olan gül üretiminin 2013 yılında yüzde 25,4 azalarak 83,4 milyon adede gerilediğini bildirdi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2011 yılında 1,86 milyon metrekare olan gül ekim alanının 2012 yılında 1,9 milyon metrekareye yükseldiğini, 2013 yılında ise 1,6 milyon metrekareye gerilediğini belirtti. Çiçeklerin günümüzde süs bitkisi olmaktan çıktığını, gelir getiren bir tarım faaliyeti olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Süs bitkileri içinde en çok üretilen kesme çiçeklerdir. Ülkemiz, mevcut iklim ve coğrafi yapısıyla, kesme çiçek üretimi açısından büyük potansiyeli olan ülkelerin başında gelmektedir. Günümüzde hemen her ülkede çiçek yetiştirilmektedir. Ancak ticari anlamda kesme çiçek üretimi 50’den fazla ülkede yapılmaktadır. Kesme çiçek sektörü sağladığı istihdam ve ihracat hacmi dolayısıyla birçok ülkenin ekonomisinde giderek artan bir öneme sahip olmaktadır. Ülkemizde ticari anlamda kesme çiçek üretiminin yaklaşık 50 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. Önceleri İstanbul Adalar ve Yalova çevresinde başlayan çiçekçilik, 1970’lerde İzmir’de, 1980’lerde Antalya’da ve 1990’lı yılların başlarında az miktarda da olsa Adana ve Muğla illerinde gelişmeye başladı.”
KESME ÇİÇEK ÜRETİMİ
Türkiye’de kesme çiçek üretiminin bölge, iklim ve üretim teknikleri gibi özellikler göz önüne alarak iç pazar ve ihracata yönelik üretim yapıldığını bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:
“Kesme çiçek üretiminin büyük bölümü örtü altında yapılmaktadır. 2011 yılında 1 milyar 44 milyon 195 bin 929 adet olan kesme çiçek üretimimiz, 2012 yılında 1 milyar 77 milyon 199 bin 887 adet, 2013 yılında ise 1 milyar 25 milyon 983 bin 70 adet olarak gerçekleşti. Üretimi en çok yapılan kesme çiçek türü karanfildir. Karanfil üretimi 2013 yılında 594 milyon 445 bin 350 adet olarak gerçekleşti. Karanfil üretimini 123 milyon 266 bin 480 adetle gerbera, 83 milyon 405 bin 40 adetle gül, 55 milyon 640 bin 250 adetle lale ve 42 milyon 181 bin 875 adetle kasımpatı izlemektedir. 14 Şubat yılın en çok çiçek gönderiminin yapıldığı günlerinden biridir. Güller 14 Şubat’ta en çok tercih edilen çiçektir. Gül üretimi 2011 yılında 105 milyon 363 bin 657 adet olarak gerçekleşti. 2012 yılında yüzde 6,1 artış göstererek, 111 milyon 763 milyon 570 adede çıktı. 2013 yılında ise gül üretimimiz bir önceki yıla göre yüzde 25,4 azalarak 83 milyon 405 bin 40 adede indi. Gül üretimi, üreticilerin yeterli gelir için başka çiçek türlerine yönelmesi, gülün dayanıklılığının az ve üretiminin meşakkatli olması ve yurtdışından daha ucuz gül ithal edilmesi nedeniyle geriledi.”
İLLER İTİBARIYLA GÜL ÜRETİMİ
Gül üretiminde İzmir’in 2013 yılında 32 milyon 450 bin adetle ilk sırada yer aldığını, İzmir’i 20 milyon 705 bin adetle Mersin, 13 milyon 919 bin adetle Yalova, 10 milyon 450 bin adetle Antalya, 2 milyon 820 bin adetle Adana’nın izlediğini bildiren Bayraktar, bu illerin dışında Kocaeli, Hatay, Samsun, Şanlıurfa, Ordu, Bursa, Balıkesir, Kastamonu, İstanbul, Malatya, Düzce ve Kırklareli’de de ticari olarak gül üretimi yapıldığını belirtti. Süs bitkileri sektörünün katma değer ve istihdam oluşturma değeri yüksek, özelikle atıl işgücünün değerlendirilmesinde önde gelen sektörlerden biri olabileceğini vurgulayan Bayraktar, “2010 yılında 56 milyon dolar olan süs bitkileri ihracatımız 2011 yılında 76 milyon dolara çıkmış, 2012 yılında 73 milyon dolara gerilemiştir. 2013 yılında ihracat 77 milyon 27 bin dolara ulaşmıştır. En fazla süs bitkisi ihracatı yapılan ülkeler, Hollanda, Almanya, İngiltere, Türkmenistan, Irak, Azerbaycan, Ukrayna, Rusya ve Romanya’dır” dedi.
SEKTÖRÜN GELİŞMESİ İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Türkiye’de kesme çiçek üretiminin gösterdiği artışa rağmen dünya kesme çiçek ticaretinden büyük bir pay alamadığını belirten Bayraktar, yapılması gerekenler konusunda da şunları kaydetti:
“Kesme çiçek ihracatının, dolayısıyla da gelirlerin artmasında ihracat sezonunun uzamasının önemli bir etkisi olduğu açıktır. Ülkemizde süs bitkilerinde 2013 yılında ihracat 77 milyon doları aştı. Ancak milyarlarca dolarlık ihracat yapabilecek potansiyel mevcuttur. Süs bitkileri sektörü, düşük faizli kredi veya değişik kaynaklardan hibeyle desteklenmelidir. 2014 yılında düşük faizli kredi konu başlıklarına yüzde 50 faiz indirimi uygulanmak üzere süs bitkisi üretimi eklenmesi olumlu bir gelişmedir. Ziraat Bankası’nın 1-4 yıl arası sübvansiyonlu tarımsal krediler için uyguladığı yüzde 10 olan cari faiz oranı baz alındığında, kesme çiçek üreticileri, 2014 yılında yüzde 5 faiz oranıyla kredi kullanabilecektir. Süs bitkileri üreticileri için de uygulanan düşük faizli kredi kullanımı sektörün gelişmesi ve üreticilerin düşük faiz oranları ile yatırım yapabilmeleri açısından önem taşımaktadır. Sektör yüksek maliyetle girdi kullanmaktadır. Tarımın diğer kollarından ayrı olarak satı uygulanmaktadır. Sektörün gelişmesi için süs bitkilerinin de bir tarımsal faaliyet olduğu gerçeğinden hareketle, tarımla sektöre uygulanan KDV’deki farklılıklar giderilmelidir.”
“İLERİ TEKNOLOJİ KULLANIMI TEŞVİK EDİLMELİ”
Süs bitkisi üretiminde ileri teknoloji kullanımının teşvik edilmesi gerektiğini belirten Bayraktar, “Süs bitkisi üretiminde ileri teknoloji, yıl boyu kontrollü üretim ve topraksız tarım gibi modern üretim tekniklerinin kullanımı teşvik edilmeli, birim alandaki verimlilik, üretimde kalite, depolama tekniklerinin geliştirilmesi, raf ve vazo ömrünün artırılması konularında çalışmalar artırılmalıdır. Üretim konusunda özellikle doku kültürü laboratuvarlarının kurulması önemlidir. Ülkemiz coğrafi konumu ve politik yapısı ile Avrupa, Rusya ve Ortadoğu ülkeleri pazarlarına kolayca açılabilecek ve ihracat yapabilecek durumdadır. Özellikle Asya ve Orta Doğu için kurak koşullara dayanıklı az bakım isteyen dayanıklı türlerin üretimine öncelik verilmelidir. Özellikle ihracatın artırılması amacıyla tanıtım, reklam faaliyetleri ve koordinasyonu sağlayacak güçlü bir dış pazarlama organizasyonunun oluşturulması zorunludur. Süs bitkileri sektörü hızlı gelişen, istihdam düzeyi ve ihracat potansiyel yüksek gelecek vaadeden bir sektördür. Ülkemizde bu potansiyelin daha hızlı ilerlemesi, katma değerinin daha hızlı artırılabilmesi için; süs bitkileri Araştırma-Geliştirme kuruluşlarının çalışmalarına ağırlık verilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sarıyer’de öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi ortaya çıktı: ‘’Çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum’’ Sarıyer’deki bir ortaokulda oğlunun okul davranışlarıyla ilgili olarak görüşmeye davet ettiği öğretmenini, yüzüne yumruk atmak suretiyle darp eden ve tutuklanarak cezaevine gönderilen şüpheli velinin ifadesine ulaşıldı. İfadesinde, okul yönetiminden ve veliden olaydan 1 ay önce şikayetçi olduğunu belirten şüpheli, ‘’Bir anda istem dışı, çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık kızgınlık ve ebeveynlik duygusuyla hocaya vurdum’’ dediği öğrenildi. Sarıyer’deki bir ortaokulda 25 Nisan 2024’de iddiaya göre Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Necla Ö., öğrencisi E.S.Ç.’nin okul davranışlarıyla ilgili olarak velisi olan şüpheli Ali Ç.’yi (51) görüşmeye davet etmiş, okula gelen şüpheli veli Ali Ç. ise müşteki öğretmeni okul koridorunda görerek herhangi bir diyaloğa girmeden öğretmenin yüzüne yumruk atmıştı. Olayın ardından gözaltına alınan şüpheli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Şüpheli veli Ali Ç., Savcılık işlemlerinin ardından çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe ‘kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. ‘’Oğlum ‘baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar’ dedi’’ Öte yandan şüphelinin ifadesine ulaşıldı. Kimlik tespitinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İSBAK A.Ş.’de dijital arşiv personeli olarak çalıştığını söyleyen şüpheli Ali Ç. ifadesinde, "Okul yönetimi ve sınıf öğretmeni Necla Ö.’den 26 Mart 2024’de Sarıyer Çocuk Büro Amirliği’nde ’kötü muamele’ konusundan adli olarak şikayetçi olmuştuk. 25 Nisan günü Kaymakamlık müfettişleri ile konuyla ilgili görüşmedeydim. Bu sırada eşim Neslihan Ç. beni aradı, kendisini okulun bir hizmetlisinin aradığını ve oğlumuzla ilgili bir sıkıntının olduğunu söyledi. Ardından eşimden hizmetlinin numarasını alarak durumun ne olduğunu sordum. Bana oğlumun atak geçirdiğini, öğretmenlerin yukarı almaya çalıştığını ancak oğlumun çıkmak istemediğini söyledi. Oğlumu telefona isteyince, ‘baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar’ dedi. Sonrasında hizmetli ‘müdür bey geliyor’ diyerek telefonu yüzüme kapattı’’ dedi. ‘’Dalga geçer gibi ‘beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin’ dedi, bir anlık sinir harbi ile vurdum’’ İfadesinin devamında, okula gittiğinde hizmetliye çocuğunun nerede olduğunu sorduğunu söyleyen şüpheli, ‘’Hizmetli bana, müdür beyin oğlumu yukarı çıkardığını söyledi. Ben de müdürün odasına çıktım. Bu sırada oğlum yanıma panik halinde ağlayarak geldi. Bana ‘baba buradan çabuk çıkalım, eve gidelim’ dedi. Korkusundan sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu. Müdür beyi odasına doğru yürürken Necla hocanın elinde çay bardağı ile gülerek bize doğru geldiğini gördüm. Dalga geçer gibi ‘beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin’ dedi. Ben de o anda istem dışı çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık kızgınlık ve ebeveynlik duygusuyla hocaya vurdum. Sonra okulun dışına çıktım, çok pişmanım. Bir anlık sinir harbi ile vurdum, bu sinir harbini ise hem şahsın tahrik edici eylemlerinden hem de babalık içgüdüsünden dolayı yaşadım’’ şeklinde konuştu.
Sakarya Kaldırımda yürüdüğü esnada otomobilin çarptığı adliye personeline acı tören Sakarya’nın Karasu ilçesinde kaldırımda yürüdüğü esnada otomobilin çarpması neticesinde hayatını kaybeden Karasu Adliyesi personeli Zahide Saatçi (58) için adliye önünde tören düzenlendi. Saatçi’nin ayakta durmakta zorluk çeken yakınları Türk bayrağına sarılı tabutuna sarılarak gözyaşı döktü. Kaza, sabah saat 08.49’da Kocaali-Karasu D-010 duble yolu Aşağı Aziziye Mahallesi mevkiinde meydana geldi. Yolun kenarında bulunan kaldırımda yürüyen ve adliye personeli olduğu öğrenilen 58 yaşındaki Zahide Saatçi’ye, yolda hızla ilerlediği esnada lastiği patlayarak kontrolden çıkan E.E. idaresindeki 54 AGG 236 plakalı Tofaş marka otomobil çarptı. Çarpmanın etkisi ile metrelerce savrulan talihsiz kadın, olay yerinde hayatını kaybetti. Taklalar atarak durabilen ve hurdaya dönen otomobilin sürücüsü de kazada yaralandı. Adliyede düzenlenen törende gözyaşları sel oldu: Cenazesi Sinop’a gönderildi Hayatını kaybeden talihsiz kadın için Karasu Adliyesi’nde bir tören düzenlendi. Törene; Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı Osman Köse, Karasu Cumhuriyet Başsavcısı Eba Nevfel Uçar, hakimler, savcılar ve adliye personeli ile Saatçi’nin yakınları katıldı. Saatçi’nin yakınları, Türk bayrağına sarılı tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Karasu Cumhuriyet Başsavcısı Eba Nevfel Uçar, törende yaptığı konuşmada, “Kıymetli mesai arkadaşımız Zahide Saatçi’ye Allah’tan rahmet, kederli ailesine, Karasu Adliyemize ve tüm yargı camiasına başsağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı. Zahide Saatçi’nin cenazesi, yapılan duaların ardından toprağa verilmek üzere memleketi olan Sinop’a gönderildi. Şehit edilen kardeşinin ardından adliyede göreve başlamış Zahide Saatçi’nin, kardeşi Cevdet Özdemir’in teröristlerce şehit edilmesinin ardından 2015 yılında İstanbul Adliyesi’nde göreve başladığı ve 2022 yılından itibaren de Karasu Adliyesi’ne atanarak görevine devam ettiği öğrenildi. Öte yandan, feci kazanın araç içi kamerası görüntüleri de ortaya çıkmıştı. Görüntüde, kontrolden çıkarak savrulan otomobilin kadına çarparak takla attığı anlar yer aldı.
Muğla Esnaf Komisyonu, ilk toplantısını gerçekleştirdi Bodrum Belediye Meclisi’nin 07.04.2024 tarih ve 2024/47 sayılı kararı ile kurulan “Esnaf Komisyonu’’, Bodrum Belediyesi merkez binada ilk toplantısını yaptı. Komisyon Toplantısına Komisyon Başkanı Deniz Koca ile komisyon üyeleri, Mali Hizmetler Müdürü Ahmet Demirel ve mali hizmetler personeli katıldı. Komisyon, Bodrum Belediyesi yetki sınırları içerisinde faaliyet gösteren ticari, zirai ve serbest meslek faaliyetinde bulunan her türlü gerçek veya tüzel kişiliğe ait sorunun tespit edilip çözüm önerilerinin üretilmesi için çalışacak. Belediye bünyesinde kurulan diğer komisyonlarla iş birliği ve eş güdüm içinde çalışacak olan komisyon, faaliyet konuları ile ilgili Bodrum’da kurulmuş olan oda, dernek, vakıf, kooperatif ve kamu tüzel kişilikleri ile gerekli görüşmelerin yapılması amaçlıyor. Esnaf sorunlarının çözümü ve iş birliği imkanlarının aranması için de faaliyet gösterecek olan komisyon, bu kapsamda Bodrum Esnaf ve Sanatkârlar Odası, Bodrum Denizciler Derneği, Bodrum Ticaret Odası, Bodrum Esnaf Sanayici İş Adamları Derneği, Bodrum Otelciler Derneği, Bodrum Deniz Ticaret Odası, Müstakil İş Adamları Derneği, TÜRSAB ve diğer kamu tüzel kişilikleri ile de toplantılar yapacak. Komisyonun kurulmasıyla birlikte, Bodrum’da iş dünyası ve esnafın sorunlarının daha etkin bir şekilde çözülmesi ve iş birliklerinin güçlendirilerek devam etmesi bekleniyor.