YEREL HABERLER - 22 Şubat 2014 Cumartesi 13:31

Halka Açık Sağlık Konferansı

A
A
A
Halka Açık Sağlık Konferansı

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde Halka Açık Konferanslar kapsamında "Eklem Kıkırdağı Tedavisine Güncel Yaklaşımlar" anlatıldı.
Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Genel Müdürü Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, toplantının açılış konuşmasında, Sanko Üniversitesi'nin faaliyete geçmesiyle birlikte yapılan bu tür toplantıların artarak devam edeceğini söyledi.
Gerçekleştirdikleri bilimsel toplantıların sosyal sorumluluk anlamında hem toplum hem de Sanko Holding adına kendileri için çok önemli olduğunu belirten Dr. Yıldırım, “Bu önemi dolayısıyla saygın konuşmacılarımıza, toplantımıza katılımlarından dolayı özellikle teşekkür ediyoruz” dedi.
Sanko Üniversitesi Rektör Danışmanı Doç. Dr. Nezih Hekim ise Sanko Üniversitesi’nin bir tıp üniversitesi olduğuna dikkati çekerek, “Üniversitemizin kurucusu Sani Konukoğlu Vakfı, sağlık ve eğitim alanlarındaki çalışmalarından dolayı 1997 yılında yılın vakfı seçildi” diye konuştu.
“Yaptığınız işin neye dönüşeceğini düşünerek yapmak gerekir” diyen Doç. Dr. Hekim, Sanko Üniversitesi’nin misyonu, vizyonu ve yapılanması hakkında bilgiler aktardı.
Konuşmaların ardından toplantının moderatörlüğünü üstlenen Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji uzmanlarından Opr. Dr. Cenk Cankuş, programın ilk konusu olan "Osteoartrit’te Tek Sorumlu Kıkırdak Doku Mu?" oturumunu başlattı.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Mahmut Nedim Doral, kişinin genetiğinde eklem harabiyeti varsa kireçlenmenin önlenemeyeceğini ifade ederek, kireçlenmede uygulanan işlemlerin ağrıya yönelik girişimler olduğuna vurgu yaptı.
Son yıllarda ağrı klinikleri ve akupunktur gibi alternatif tedavi yöntemleri kullanıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Doral, şunları kaydetti:
“Şekil bozukluğu olmadığı takdirde ameliyata gerek duyulmadan tedavi yoluna gidiliyor. Yaşlanmaktan korkmayın. Sağlığımıza özellikle de vücudumuza dikkat etmeliyiz. Kilomuz varsa vereceğiz, şekerimiz varsa dikkat edeceğiz. Konforlu yaşama şansı kendi elimizde. Dokularımız zamanla eskiyor. Önemli olan beynimizin fonksiyonlarını kaybetmemesi.”
OPR. DR. CANKUŞ
Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. Cenk Cankuş da yaptığı sunumda ‘diz kireçlenmesi nasıl engellenir’ sorusuyla çok sık karşılaştıklarına değinerek, 45 yaş üzeri diz hasarının 10-20 yıl içerisinde diz protezine doğru ilerlediğini ve bunun engellenemediğini bildirdi.
Dünyada diz hastalıkları şikayeti oranının yüzde 8-9 iken bu oranın Türkiye’de yüzde 12-13’lere ulaştığını vurgulayan Opr. Dr. Cankuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz neyi yanlış yapıyoruz diye düşünmemiz gerekiyor. İlk akla gelen hareketsizlik ve güneşten uzak durmak. Bizim örf ve adetlerimiz dizi zorlayan hareketler içeriyor. Bu da doğal olarak kireçlenmeye sebep oluyor. Dizin dayanamadığı tek şey uzun süre sabit kalmaktır. Bağdaş kurup oturmak bu açıdan büyük risk. Dizlerimizi zorlayan her türlü yanlış hareketten uzak durmalıyız. Aşırı kilo diz kireçlenmesi açısından riskli. Fazla kilodan uzak durmalıyız. Kilo dizlerde basınç yaparak kıkırdağın bozulmasına sebep olur. Yapılan çalışmalar yüzde 5 oranında verilen kilonun ağrının yüzde 50’sini azalttığını ortaya koymuştur. Bir insanda hem aşırı kilo hem de diz kireçlenmesi varsa ölüm riski 6 kat artmaktadır. Diz kireçlenmesinin önüne geçmek için kilo vermek, dengeli beslenmek, güneşten faydalanmak, az da olsa sürekli egzersiz yapmak ve dizi kollamak gerekir.”
OPR. DR. SEVER
Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji uzmanlarından Opr. Dr. Gökhan Sever ise ‘Eklem Kıkırdağı Tedavisinde Dünyadaki Son Gelişmeler ve Protezsiz Çözümler’ konusunda bilgiler verdi.
Eklem içi enjeksiyon yöntemi hakkında konuşan Opr. Dr. Sever, bu yönteminin hangi durumlarda uygulandığını anlattı. Sever, “Eklem içi enjeksiyon yöntemi eklem ağrısını gidermek için kullanılır. Bu yöntem tedavi amaçlı değildir” dedi.
Eklem içi enjeksiyon yöntemi içerisinde yer alan uygulamalara dikkat çeken Sever, bu uygulamalar ile ağrının azaltılabildiğini anımsattı.
Bir kök hücre tedavi yöntemi olan ve kireçlenmede de uygulanan PRP’nin günümüzde çok popüler olduğunu vurgulayan Opr. Dr. Sever, sözlerini şöyle tamamladı:
“PRP yeni kullanılmaya başlanan bir uygulama. Hastanın kendi kanından hazırlanan doğal bir tedavi yöntemi. Ağrı kesici değil iyileştirici bir tedavi yöntemi. Kıkırdağın tedavisinde faydalı olacağına inanılıyor. İyileşme süreci 3-12 ay arasında değişiyor ve herhangi bir yan etkisi bulunmuyor.”
PROF. DR. SAVAŞ GÜRSOY
İkinci bölümde ‘Eklem Kıkırdağı Tedavisine Güncel Yaklaşımlar’ konusu ele alındı. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Savaş Gürsoy ‘Osteoartritte Güncel Medikal Yaklaşımlar’ konusunda bilgilendirme yaptı.
Kireçlenmenin vücudun her yerinde görülebileceğini fakat yaygın olarak diz ve kalçada kendini gösterdiğini belirten Prof. Dr. Gürsoy, “Kireçlenmenin en yaygın nedeni hareketsizliktir. Toplum olarak egzersiz yapmayı sevmiyoruz. Bu tembellik de bedel ödetiyor bize” ifadelerini kullandı.
Her hastanın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Gürsoy, “Gün boyu ayakta duran bir öğretmen ya da ev hanımı farklı değerlendirilmelidir. Hastalığın herkeste oluşum şekli farklıdır” şeklinde konuştu.
Kireçlenmede ilaçlı ve ilaçsız tedavi yöntemleri uygulandığını anlatan Prof. Dr. Gürsoy, şu görüşleri dile getirdi:
“Hastanın dikkat etmesi gereken hususlar var. Her şeyden önce hastanın eğitilmesi, sağlığı için ne yapması gerektiğini iyi bilmesi gerekir. Bir hasta kendisi için ne yapabilir? Her şeyden önce yaşam tarzını değiştirmelidir, sigara içmemelidir. Kilo vermeli ve egzersiz yapmalıdır. Bilinçli bir egzersiz kireçlenmeden korunmada çok önemlidir.”
Gen tedavisinin önemine de dikkati çeken Prof. Dr. Gürsoy, hastalığın genetik şifresinin tespit edilmesinin tedavide önemli etken olduğunu söyledi.
KİLOYA DİKKAT
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Mahmut Nedim Doral, ‘Osteoartrit - Minimalinvaziv ve Diğer Cerrahi Tedavileri’ başlıklı sunumunda, “Bugün cerrahide sentetik girişimler yapıyoruz ancak zaman içinde biyolojik tedaviler ön planda olacak. Kiloya dikkat” dedi.
Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji uzmanlarından Opr. Dr. Aydın Büdeyri ise ‘Laboratuardan Ameliyathaneye’ konulu sunumuna, “Kıkırdak aslında 55-60 yıllık bir bina” diyerek başladı.
Büdeyri, “Bu bir ekip işi. İşçilerden biri isyan ettiğinde kireçlenme oluşur. İsyankar hücreler sağlıklı hücreleri de yoldan çıkarır ve fason hücreler oluşur” ifadelerini kullandı.
Sağlıklı hücreleri üretmenin kolay olmadığını ifade eden Büdeyri, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kıkırdağı iyileştirmek için kıkırdak dokusuna ihtiyaç var. Bunun için de o bölgeyi iyi değerlendirmek gerekiyor. Kas dengesinin bozulmaması önemli. Yine aynı şekilde cerrahın tecrübesi de önemli. İçlerinden biri aksadığında verimli sonuç alamayız. Sadece lezyona ve MR’a bakarak ‘ameliyat gerekir’ demek doğru değil. Kıkırdakta meydana gelebilecek en ufak bir hasar ya da aşırı kilo dokulara zarar verir. Dizdeki kıkırdakların zarar görmemesi için hareketlerimize dikkat etmeliyiz. Zarar gören kıkırdak sağlıklı olmayan hücreler üretmeye başlar ve kireçlenme kaçınılmaz olur.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi ile Karaganda Buketov Üniversitesi arasında iş birliği protokolü imzalandı Kastamonu Üniversitesi ile Kazakistan’ın Karaganda Buketov Üniversitesi arasında iş birliği protokolü imzalandı. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, beraberinde Dış İlişkiler Ofisi Genel Koordinatörü Doç. Dr. Mustafa Öztürk Akcaoğlu ve Öğretim Görevlisi Mehmet Bolluk ile birlikte Kazakistan’ın Karaganda şehrinde bulunan Karaganda Buketov Üniversitesi’ni ziyaret etti. İki üniversite arasındaki iş birliğini güçlendirmek ve ortak çalışmalar yapmak amacıyla gerçekleştirilen törende bir protokol imzalandı. Görüşmelere ve imza törenine, Rektör Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Karaganda Buketov Üniversitesi adına Rektör Vekili Prof. Dr. E. M. Tajvaev, Rektörlük Ofisi Başkanı Serik Kalkamanov ve birçok akademisyen katıldı. İki üniversite arasında imzalanan anlaşma ile Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü ile Karaganda Buketov Üniversitesi Ekonomi Fakültesi Turizm Bölümü, ayrıca Kastamonu Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü ile Karaganda Buketov Üniversitesi Filoloji Fakültesi Kazak Dili ve Edebiyatı Bölümleri arasında çift diploma programlarını da içeren iş birliği sağlanacak. İmza töreninde konuşan Kastamonu Üniversitesi Rektör Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, 2022’de başlayan Mevlana Programı iş birliğinin bu protokolle genişletildiğini ve imzalanan belgenin iki ülke arasındaki tarihi ve kültürel bağları akademik iş birliğiyle daha da güçlendireceğine inandıklarını belirtti. Rektör Topal, protokolün üniversitelerin ve ülkelerin birbirini daha iyi tanımasına ve iş birliği potansiyelini daha etkin bir şekilde kullanmasına imkan tanıyacağını vurguladı. Karaganda Buketov Üniversitesi Rektör Vekili E.M. Tajbaev ise bu tür iş birliklerinin öğrenci ve akademisyenlerin kültürel ve akademik deneyimlerini artıracağına inandıklarını ve Türkiye ile Kazakistan arasındaki ilişkilerin derinleşmesine katkı sağlayacağını belirtti. Görüşmelerde, iki üniversite arasındaki iş birliğini geliştirme imkanları da ele alındı. Rektör Topal başkanlığındaki heyet, Saryarkinsk Arkeoloji Müzesi, Fizik ve Teknoloji Fakültesi Laboratuvarları ve Karlak Müzesi’ni ziyaret etti. Ziyaretin ikinci gününde Doç. Dr. Mustafa Öztürk Akcaoğlu, Yabancı Diller Fakültesi’ndeki Türk Dili Sınıfı’nda Erasmus+ KA171 Projesi çerçevesinde üniversite yönetimine, fakülte yönetimine ve Türk Dili Bölümü öğrencilerine Kastamonu Üniversitesi hakkında sunum gerçekleştirdi. Karaganda Buketov Üniversitesi ziyareti sonrasında, Rektör Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal başkanlığındaki heyet, T.C. Astana Büyükelçisi Mustafa Kapucu ve Eğitim Müşaviri Ömer İnan ile bir araya geldi. Görüşmelere, Karaganda Buketov Üniversitesi’nde görevli Asuman Ergün de katıldı. Görüşmelerde, Türkiye ile Kazakistan arasındaki eğitim alanındaki iş birliği imkanları ve potansiyelleri ele alındı. Rektör Topal, Türkiye’nin eğitimdeki deneyimlerini ve kazanımlarını paylaşma konusundaki kararlılığını vurguladı. Büyükelçi Mustafa Kapucu ise, Türkiye-Kazakistan arasındaki eğitim iş birliğinin her iki ülkenin de kalkınmasına önemli katkılar sağlayacağını belirterek, bu tür ziyaretlerin ilişkilerin daha da güçlenmesine vesile olduğunu ifade etti. Eğitim Müşaviri Ömer İnan da özellikle dil ve kültür alanlarında yapılan iş birliklerinin öğrenci ve akademisyenler arasında köprüler kurarak ilişkilerin derinleşmesine katkı sağlayacağını dile getirdi.
Giresun Yaylacılara mera ve yaylaklarda otlatma uyarısı Giresun İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiricilerini mera ve yaylaklar konusunda yaklaşan yayla sezonu öncesinde uyardı. Yapılan uyarıda, bitkilerin tohumlarını döküp kendilerini yenileyebilmeleri için mera ve yaylaklarda hayvan otlatma tarihlerini uyulması gerektiği belirtildi. Giresun İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “İlimiz, mera-yaylak ve kışlaklarının korunması, otlatma kapasitesinin artırılması ve aşırı otlatmanın önlenmesi gerekmektedir. Bu amaçla mera bitkilerinin otlatmaya karşı duyarlı oldukları ilkbahar, yaz ve sonbahar kritik periyotlarının başlama ve bitiş tarihleri ile mera, yaylak ve kışlakların bulunduğu bölgenin rakımı, yağış durumu, sıcaklığı, taban suyu seviyesi ve vejetasyonda yer alan bitkilerin bitki boyları dikkate alınmaktadır. İl Mera Komisyonu kararıyla ilimiz sınırları içerisinde bulunan mera, yaylak ve kışlaklarda 19 Mayıs-10 Ekim 2024 tarihleri arasında kalan dönemin 2024 yılı otlatma mevsimi olarak kabul edilmiştir. Belirlenen otlatma periyodunun başlangıç tarihinden önce ve bitiminden sonra mera, yaylak ve kışlaklarda hayvan otlatılmamasına yaz kritik periyodu döneminde bitkilerin tohumlarını döküp kendilerini yenileyebilmeleri için 15 Temmuz-5 Ağustos 2024 tarihleri arasındaki dönemde, vejetasyonun zayıf olduğu bölümlerde otlatmanın kısıtlanmasına karar verilmiştir” denildi.
İstanbul Beşiktaş’ın en büyük kozu Semih Kılıçsoy, Fenerbahçe maçında sahada Beşiktaş’ta sakatlığı sebebiyle Süper Lig’de ve Türkiye Kupası’nda oynanan MKE Ankaragücü müsabakalarını kaçıran Semih Kılıçsoy, Fenerbahçe’ye karşı forma giyecek. 18 yaşındaki futbolcu, ligde attığı 10 golle takımının en golcü ismi konumunda bulunuyor. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Beşiktaş, yarın saat 19.00’da başlayacak müsabakada Fenerbahçe’nin konuğu olacak. Geçtiğimiz sezon 4-2 galip geldiği Kadıköy deplasmanından yine 3 puanla ayrılarak bu sezon taraftarına ilk kez derbi galibiyeti hediye etmek isteyen siyah-beyazlı takımda gözler Semih Kılıçsoy’a çevrildi. Fenerbahçe maçında ileri uçta olacak Sakatlığı nedeniyle siyah-beyazlıların ligde ve Türkiye Kupası yarı final ilk maçında oynadığı MKE Ankaragücü müsabakalarını kaçıran Semih, Fenerbahçe karşısında sahada olacak. Süper Lig’de görev aldığı 19 karşılaşmada rakip fileleri 10 kez havalandırıp, 2 de asist yaparak takımının en skorer oyuncusu konumunda bulunan 18 yaşındaki futbolcu, bu sezon gol yollarında sıkıntı çeken Kartal’ın hücumdaki en önemli silahı. Türkiye Kupası ile UEFA Avrupa Konferans Ligi’nde de toplamda 10 defa siyah-beyazlı formayı sırtına geçiren ve takımına bu alanlarda 1 golle katkı sağlayan Semih Kılıçsoy’u, Yardımcı Antrenör Serdar Topraktepe ise Fenerbahçe derbisinde ileri uçta görevlendirecek.
Tekirdağ Çorlulu öğrencilerden büyük başarı Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde eğitim-öğretim veren kurumlar arasında yer alan Çorlu Bilim ve Sanat Merkezi öğrencilerinden Su Naz Açıkgöz, İstanbul Avrupa Bölge birincisi olarak Türkiye finaline katılma hakkı elde ederken, Zeynep Nur Nazlı ve Rümeysa Taştan adlı öğrenciler de projeleri ile bölge üçüncüsü oldular. Çorlu Bilim ve Sanat Merkezi öğrencisi Su Naz Açıkgöz danışman öğretmeni Cumhur Özkan ile katıldıkları TÜBİTAK 2204-B Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’nda Teknoloji Tasarım alanında "Bilgisayarsız Kodlamada Alternatif Yaklaşım: Delikli Tahtada Kodlama" adlı çalışmalarıyla İstanbul-Avrupa Bölge birincisi olarak Türkiye finaline katılmaya hak kazandı. Yine aynı yarışmada Şehit Metin Arslan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu öğrencilerinden Zeynep Nur Nazlı ve Rümeysa Taştan danışman öğretmenleri Ahmet Rüştü Gürbüz ve Zeynep Gürbüz ile Coğrafya alanında "Keçiboynuzu Ağacı İle Yangının Yayılmasını Önleyen Teknoloji: Çiftçinin Dostu, Yangının Düşmanı" adlı çalışmalarıyla İstanbul-Avrupa Bölgesinde Coğrafya alanında bölge üçüncüsü oldu. Öğrenciler çiftliğin içinde çıkan yangının etrafa yayılmasını, dışarıda çıkan yangının ise çiftlik içerisine girmesini önlemek için hazırladıkları projelerinde doğanın kendisinden, keçiboynuzu ağacından faydalanarak doğayı ve teknolojiyi birleştirdi. Çorlulu öğrencilere ödülleri düzenlenen törenle verildi. Yarışmada Teknoloji Tasarım alanında "Bilgisayarsız Kodlamada Alternatif Yaklaşım: Delikli Tahtada Kodlama" adlı çalışmasıyla İstanbul Avrupa Bölge birincisi olan Su Naz Açıkgöz, Türkiye finallerinde Çorlu ve Tekirdağ’ı temsil edecek.