YEREL HABERLER - 06 Mart 2014 Perşembe 14:19

Ak Partili Orhan’dan Muhalefet Partilerine Eleştiri

A
A
A
Ak Partili Orhan’dan Muhalefet Partilerine Eleştiri

AK Parti Van Milletvekili Gülşen Orhan; bir dönem Kürtlerin, Müslümanların, Alevilerin, gayrimüslimlerin haklarının yasaklandığı bir sistem oluşturulduğunu belirterek, “Dil yasak, din yasak, konuşma, eğitim yasak. Ne yazık ki bu sistemin mimarlığını ise CHP yapmıştır. Bu sistemin ve politikanın ülkeye faydası olmadığı gibi, derin yaralara neden olmuştur” dedi.
30 Mart’ta yapılacak seçimler öncesi il merkezi ve ilçelerdeki ziyaretlerini sürdüren Gülşen Orhan, bugün de Gürpınar’ın köylerinde temaslarda bulundu. Partilerine yönelik son zamanlarda artan şiddet ve saldırı olaylarını değerlendiren Orhan, BDP’nin bir dönemin CHP’si gibi davrandığını savundu. Halkın artık büyük tabloyu görmesi gerektiğine dikkat çeken Orhan, “Başbakanımız Türkiye'nin zihniyetini değiştirdi. İnsanımızı gerçeklerle yüzleştirdi, tarihimizle yüzleştirdi. O yüzden bugün tüm sorunlarımızı masaya yatırabiliyoruz. Kürt sorununu siyasetle çözebilmek için mücadele etti. Halk bu sorunu çözebilmesi için iktidarımıza destek veriyor, onu derin projelerden koruyor. Evlatlarını kaybedenler acılarını yüreklerine gömdüler, ‘Kiminle görüşülecekse, çözümün yolu neyse onu yapın’ dediler. ‘Gidin Öcalan’la bile görüşün, eğer çözülecekse bu sorun’ dediler. Bunu başarabilen bir lider olmadı, Başbakanımızdan başkası da yok. Türkiye'nin çözümden, demokratikleşmekten başka alternatifi yok. Bu büyük tabloyu gören, aklıselim düşünür; heyecana, kine, nefrete yönelmez, bilakis katkı sunar” şeklinde konuştu.
“BU SİSTEMİN MİMARLIĞINI CHP YAPMIŞTIR”
30 yıl devlet ile PKK arasındaki çatışmanın devam ettiğini ifade eden Orhan, “Binlerce evladımız birbirini öldürdü. Can kaybı, mal kaybı neredeyse memleketin kaderi haline geliyordu. Gelen giden hükümetler, liderler bu sorunu ne çözmek istediler ne de isteyenin buna gücü yetebildi. Sadece üç büyük lider dışında. Bunlardan biri Adnan Menderes, diğeri ise Turgut Özal’dı ancak ikisinin de hayatlarına mal oldu, millet-memleket sevdaları. Yıllar sonra bugün iktidara gelen ve bu mesele üzerinde duran ve aynı zamanda ayakta durabilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. Neredeyse yüz yıldır Türkiye gerçeklerinden uzak, baskıcı, yok sayan bir sistemle yönetildi. Kürtlerin, Müslümanların, Alevilerin, gayrimüslimlerin haklarının yasaklandığı bir sistem oluşturulmuştu. Dil yasak, din yasak, konuşma, eğitim yasak. Ne yazık ki bu sistemin mimarlığını ise CHP yapmıştır. Bu sistemin ve politikanın ülkeye faydası olmadığı gibi, derin yaralara neden olmuş, yıllarımızı kaybetmişiz. Bize yıllarca üzerimizden atamayacağımız kötü bir miras bıraktılar. Kini nefreti derinleştirdiler. O kötü mirasa mahkum edildiler ki gençlerimiz çok çabuk kine nefrete yönlendirilebiliyorlar. Bu acıların sonlanabilmesi, uzlaşmanın, helalleşmenin, kardeşliğin, müzakerenin hayata geçirilmesiyle olabilir. Ateşe su ile gitmek gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin önemli bir süreçten geçtiğini belirten ve bu süreç devam ederken birilerinin AK Parti’ye darbe vurarak, yüzde 30’lara düşürerek bu sürece müdahale etmeye çalıştığını belirten Orhan, “Bu yol CHP'nin yoludur, onu örnek alanlar yanlış yapar. Onların ilk icraatları, bu coğrafyada Kürtçe, Osmanlıca, Arapça, Farsça eğitim yapan medreseleri kapatmak oldu. O mekanlarda, her tür eğitim veriliyordu, halk bilgileniyordu. Dinini, dilini, kimliğini, edebiyatını, tarihini, doğayı, sanatı öğreniyordu. O yüzden birçok etnik kökenli halk kardeşçe komşuluk yapıyordu. Kapattılar bu eğitim yuvalarını, yerine bir şey koymadılar. Halk cahil kalsın istediler, o zaman daha iyi hakları yenebilir. Bir devir geride kaldı. Bugün büyük değişim yaşayan ülkemizden rahatsız olanlar, bu halkların hayrını, geleceğini, hakkını savunanlar değildir. AK Parti’yi yüzde 30’lara düşürmek isteyenler, kimsenin hayrını düşünmüyorlar. Barış; kinin, nefretin, silahın son bulduğu yerde olur. Bugün önemli bir fırsatın birinci yılındayız. Seksen yılın hesabını bir yıla ödetmemek gerekir. Barışa fırsat tanımak, sabır göstermek gerekir. Kimsenin burnu kanamadan bir yıl durabildiysek bu büyük umuttur” şeklinde konuştu.
“BAŞKALE’DEKİ TABLODAN DEMOKRASİ BEKLEYENLER YANILACAK”
Orhan, BDP’nin Başkale’deki oy oranlarına da dikkat çekerek seçmen sayısı kadar BDP’ye oy çıkmasından demokrasi beklemenin yanlış olduğunu belirtti. Orhan, “Hal böyle iken, etrafımızda şer mühendisleri kol gezerken, hükümeti, AK Parti’yi zayıflatmaya uğraşanlar, hepimizi felakete sürükler, bunun hesabını veremez. Ülkede, ilimizde her tür propaganda özgürken, herkesin hakkıyken, herkes bundan yararlanabiliyorken, birinin kendine hak gördüğünü ötekine çok görmesi zulmün en büyüğüdür. Bu siyaseti yakından tanıyoruz. 80 yıl boyunca CHP açık oy gizli tasnif yöntemini kullandı, bu ülkeye ne kazandırdı? Kürtlere ne faydası oldu? Müslümanlara ne faydası oldu? Bakın bakalım örneğin Başkale'nin köy seçim sonuçlarına, ibretlik bir tablo görürsünüz. Seçmen sayısı neyse BDP'nin oy sayısı da odur. Diyelim ki kimse AK Parti'den razı olmadı oy vermedi. Hiç ölen, evlenip giden, askere giden, yanlış oy kullanan da mı olmadı? Bu tablodan demokrasi bekleyen ve devşiren er geç yanıldığını anlayacaktır” ifadelerini kullandı.
“BİZ NEREDEYSEK BDP ORADA”
Son zamanlarda artan şiddet olaylarını da değerlendiren Gülşen Orhan, BDP’nin partilerine yönelik gerçekleştirilen bu saldırılarla demokrasiye burun kıvırdığını belirterek, “CHP ve MHP, AK Parti’yi ağır ithamlara tabi tutuyor, ‘Ülkeyi satıyor’ diyorlar. BDP'de her tür demokratikleşme girişimine burun kıvırıyor ve AK Parti’yi suçluyor. İki uç kesimde duranlar, nasıl oluyor da aynı şeyi söyleyebiliyor, aynı noktada buluşabiliyor? Halk da onların tam tersini yapıyor. BDP’lilerin AK Parti'ye olan kini nedendir? Bugüne kadar biz nerede bir miting yaptıysak BDP de orada miting yaptı. BDP nerede miting yaptıysa bizde orada mitingler gerçekleştirdik. Parti seçim çalışmaları da aynı şekilde. Hiçbir AK Partili onların yoluna çıkmış mı bugüne dek? Bir AK Partili, onların mitinglerini protesto etti mi? Onlar konuşurken slogan attı mı? Mitinglerine gelenleri tehdit etti mi? Kadın kollarını dövdü mü? Bu nasıl bir anlayıştır, gençlere ve çocuklara aşılanıyor? Adetlerimizde, dinimizde ve insanlıkta böyle bir muamele var mı? Yanlış yapılıyor. Halk nasıl ki bu anlayıştaki CHP'yi mahkum etti, bu yolu izleyen her tür partiyi de mahkum edecek. Derdimiz yeniden zaman kaybı olmamasıdır. Gençlerimiz ve çocuklarımız barıştan uzak tutulmaya çalışılmamalıdır” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.