YEREL HABERLER - 24 Mart 2014 Pazartesi 11:55

Böbrek Taşına Vücutta İz Bırakmayan Müdahale

A
A
A
Böbrek Taşına Vücutta İz Bırakmayan Müdahale

Şiddetli ağrıyla belirti veren böbrek taşlarının vücutta herhangi bir ameliyat izi bırakmadan tedavi edilebildiği belirtildi.
Memorial Antalya Hastanesi Üroloji Bölümü’nde görevli Doç.Dr. Mutlu Ateş, vücutta hiç kesi yapılmasına gerek bırakmayan, vücudun doğal açıklığını kullanarak uygulanan yöntem hakkında bilgi verdi.
Taş hastalığında ağrının genellikle boşluk olarak adlandırılan bölge olan kaburgaların altından başladığını ifade eden Doç.Dr. Ateş, şöyle konuştu: “Sırt ve bazen kasıklara vuran bir şiddette kendini göstermektedir. Ağrı ile birlikte çoğunlukla bulantı ve bazen kusma görülmektedir. Bazı hastalarda idrardan kan gelebilir. İdrar yaparken yanma, sızlama, sık idrara çıkma, gece idrara çıkmak için uyanma, acil idrara çıkma, tuvalete gidince az idrar yapma ya da hiç idrar yapamama gibi idrar yolu şikayetleri olabilir.”
TAŞ GERİDE KALINTI BIRAKILMADAN ALINMALI
Böbrek taşının hastaya zarar vermeden basit bir yöntemle ve geride taş bırakılmadan alınması gerektiğini kaydeden Ateş, şunları söyledi. “ağrı ve diğer idrar şikayetlerinden kurtulmanın yanı sıra iki nedenden dolayı önem taşımaktadır. Öncelikle taşın alınması, kronik taş hastalığı olduğu düşünülen hastalarda bir an önce metabolik değerlendirmeye başlanarak taş oluşumunun nedeninin belirlenmesi bakımından önemlidir. Böylece nedene yönelik diyet uygulamaları ya da ilaç tedavilerine başlanabilir. Geride taş bırakmadan tüm taşların bu cerrahi yöntemle alınmasının diğer önemi ise; geride kalan ufak da olsa bir taş, zaten taş hastalığı için metabolik olarak risk altında olan hastada, bu taşın büyümesi, yeni kristallerin çökmesi ve yeniden taş oluşumuna yol açmasıdır.”
HASTA İÇİN EN UYGUN YÖNTEM TERCİH EDİLMELİ
Memorial Antalya Hastanesi Üroloji Bölümü’nde görev yapan Doç.Dr. Mutlu Ateş de, sözlerine şöyle devam etti; “Alınması bu kadar önemli olan taşlar eğer 1.5-2 santimden küçük ise mevcut tedavi yöntemlerinden ESWL (dışarıdan ses dalgaları ile taş kırma) tedavisi ile her zaman başarılı sonuç alınamayabilir. ESWL tedavi süreci uzun ve ağrılı olması gibi bazı dezavantajlara sahiptir. Bu hastalar için PNL (ciltten girilerek kapalı yöntemle taş alma) tedavisi gereğinden fazla girişimsel bir tedavi olduğu için tercih edilmemektedir. Böbrek taşı hastalıklarının cerrahi tedavi yöntemlerinden biri olan ‘Fleksibl Üreterorenoskopi’ yöntemi ise günümüzde ESWL tedavisinin yetersiz, uzun süreçli ve ağrılı; PNL tedavisinin de gereğinden fazla hastaya ve böbreğe zarar vereceğinin düşünüldüğü durumlarda uygulanmaktadır.”
Ateş, fleksibl üreterorenoskopi yönteminde, ucunda dijital mikro kamera olan özel bir alet ile vücutta hiçbir kesi yapılmadan genel anestezi altında hastaların idrar deliğinden girilmekte, vücudun normal anatomik yapısı içerisinde kıvrılarak ilerlenmekte ve idrar kanallarını zorlamadan ve bu kanallara uyum sağlanarak böbreğin içine kadar ulaşılmakta olduğunu anlattı. Taşların kamerada gözle görülüp yine bu aletin içinden uzatılan ince lazer propları ile lazer teknolojisi kullanılarak kırılmakta ve yok edilmekte olduğunu anlatan Ateş, şunları söyledi: "Bu sayede vücutta hiçbir kesi yapmadan yani vücut bütünlüğünü bozulmadan böbrek taşları tedavi edilebilmektedir.”
HASTA BİR GÜNDE TABURCU OLABİLİR
Doğal açıklık kullanılarak yapılan işlem sonrası hastaların 1 gün de taburcu edildiğini belirten Ateş, sözlerini şöyle tamamladı: "hastalar 1-2 günlük ev istirahatı ile normal yaşantısına geri dönebilmektedir. Bazen haftalar alan ağrılı bir süreç olan ESWL veya 1.5-2 santimden küçük taşlar için fazla tedavi olan PNL yerine uygulanan ‘fleksibl üreterorenoskopi’ yöntemi son yıllarda dünyada ve Türkiye’de ilk tercih edilen cerrahi yöntem olarak yerini almıştır.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir