YEREL HABERLER - 24 Mart 2014 Pazartesi 14:13

Bağımsız Kütahya Milletvekili İdris Bal

A
A
A
Bağımsız Kütahya Milletvekili İdris Bal

“BİR BOŞLUK OLMADAN PARTİ KURMAK AKIL İŞİ DEĞİLDİR, BEN ŞAHSEN BEN YA DA BİR BAŞKASININ PARTİ KURMASINI AKILCI BULMAM, İHTİYAÇ VARSA BU KARŞILANIR”
“BİZİM 4 AYAKLI ETNİK DEVLET KURMA UYARIMIZ, KUZEY SURİYE’DE DEVLETÇİK UYARIMIZ BOŞUNA DEĞİLMİŞ, ŞUANDA SAÇ AYAĞINI OLUŞTURMUŞ DURUMDALAR”
“ULUDERE’DEKİ HADİSE DE ASLINDA ÖRGÜTÜN NEFES ALMAK İÇİN ŞU YA DA BU ŞEKİLDE, FARKLI AKTÖRLERLE DE OLABİLİR, BİRLİKTE HAYATA GEÇİRDİĞİ BİR PROJEDİR”
“SİYASİ OTORİTE İLE ASKER VE POLİS KENARA ÇEKİLDİ MEYDAN ÖRGÜTE KALDI”
“UYARMIŞTIK, ‘BUNDAN ÖRGÜT KARLI ÇIKABİLİR’ DİYE, ÖRGÜT BUNDAN KARLI ÇIKTI. ÖRGÜT BİR TAŞLA 8 KUŞ VURDU, BU ADIMLARIN ATILMASINDA AK PARTİ’NİN İÇİNDE BELLİ BİR LOBİ DE ETKİLİ OLMUŞTUR”
“AK PARTİ TÜRK SİYASETİNDEKİ BELİRLEYİCİLİĞİNİ KAYBEDECEKTİR, BU BAĞLAMDA MERKEZ SAĞDA DİN, İMAN, ATATÜRK SİYASETİ YAPMAYAN YENİ BİR YAPILANMA OLMA İHTİMALİ DE VARDIR, GENEL SEÇİMLERDE KOALİSYON OLMA İHTİMALİ YÜKSEKTİR, BAŞBAKAN’IN CUMHURBAŞKANI OLMA ŞANSI KALMAMIŞTIR”
DERYA YETİM
Bağımsız Kütahya Milletvekili İdris Bal, “Bir boşluk olmadan parti kurmak akıl işi değildir. Ben şahsen ben ya da bir başkasının parti kurmasını akılcı bulmam. ihtiyaç varsa bu karşılanır” dedi.
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, çözüm sürecine ilişkin 1 yıl önce kendisinin hazırladığı rapor ile bugün kendisinin hazırladığı raporu ele alan İdris Bal, iki raporu eşleştirdi. Çözüm sürecini eleştiren ve “Gelinen noktada iyi niyetimiz suiistimal edildi mi edilmedi mi, silah bırakıldı mı bırakılmadı mı, bölücülük faaliyetleri devam ediyor mu etmiyor mu? bunlara baktığımızda gelinen noktada iyi niyetin suiistimalinden söz edebiliriz” diyen Bal, bir daha hata yapılmaması gerektiğinin altını çizdi. İdris Bal, “Uzun vadedeki etnik devletin Suriye ayağını kurabilmek için Türkiye’den örgüt üyeleri Suriye’ye gönderilmedi mi, Suriye’de bu yapı kurulmadı mı? Biz bu uyarıyı yapmıştık, neticeyi görüyoruz. Bizim 4 ayaklı etnik devlet kurma uyarımız, Kuzey Suriye’de devletçik uyarımız boşuna değilmiş. Şuanda saç ayağını oluşturmuş durumdalar” diye konuştu.
“ÇÖZÜM SÜRECİ İLE ÖRGÜT SIKIŞMIŞLIKTAN KURTULDU”
“Uludere’deki hadise de aslında örgütün nefes almak için şu ya da bu şekilde, farklı aktörlerle de olabilir, birlikte hayata geçirdiği bir projedir” diyen Bal, çözüm süreci ile sıkışmışlıktan örgütün kurtulduğunu ve rahatladığını, daha sonra da Kuzey Suriye’ye güç gönderme lüksünü elinde bulundurduğunu belirtti. 1 yıl önce hazırladığı raporda yazdıklarının aynen ortaya çıktığını belirten İdris Bal, “Yine yol kesmeler, yakmalar, adam kaçırmalar, hatta şehitler maalesef gerçekleşti. Olaylar bitmedi aslında. Bölgedeki yatırımların durdurulması için, devletin faaliyetlerinin sınırlandırılması için örgüt durmadan faaliyet içinde. Örgüt başka bir açıdan büyük bir avantaj kazandı. Yıllardır örgüt insanları ayaklandırmaya çalıştı fakat bunu başaramadı. Bölgede bütünlükten yana, devletten yana aşiretler vardı. Çözüm süreci ile beraber bu insanlar örgütün kucağına itildi. Tek tek bu aileler aşiretler örgütle anlaşmaya başladı. Siyasi otorite ile asker ve polis kenara çekildi meydan örgüte kaldı. Bundan sonrası için dağa çıkmalar oldu. Şimdiki hükümet gerçek paralel yapı karşısında acziyet gösterirken, göz yumarken, Türkiye’nin bayrağını 170 ülkede dalgalandıran insanlara ‘paralel yapı’ dendi. Bu en hafifi ile insaf dışı yaklaşımdır. Gerçek paralel yapı mahkemesini kuruyor, vergisini topluyor” şeklinde konuştu. Bal, örgütün Uludere sonrasında rahatladığını da söyledi.
Meseleyi Filistin sorunu gibi uluslararası hale getirme çalışmaları olabileceğini daha önce hazırladığı raporunda söylediğini belirten Bal, uluslararası arenada örgütün bazı başarıları olduğunu söyleyerek, “Gelinen noktada terör bitmedi, bölücü propaganda bitmedi. Örgüt tekrar çatışmayı başlatabileceğini söylüyor. Uyarmıştık, ‘bundan örgüt karlı çıkabilir’ diye. Örgüt bundan karlı çıktı. Örgüt bir taşla 8 kuş vurdu. Bu adımların atılmasında AK Parti’nin içinde belli bir lobi de etkili olmuştur” ifadelerini kullandı.
“AK PARTİ TÜRK SİYASETİNDEKİ BELİRLEYİCİLİĞİNİ KAYBEDECEKTİR”
Seçim sonrasında yaşanabileceklerin neler olduğunu açıklayan ve öngörülerini sıralayan Bal, “Yakın geleceğe dair bir fikir yürütmek istiyorum, bu işin Çözüm Süreci olmadığı, çözülme süreci olduğu ortaya çıktı. AK Parti kadroları ‘biz elimizden geleni yaptık, bunlar barıştan yana değiller’ diyeceklerdir ve bu sorundan sıyrılmaya çalışacaklardır ama sıyrılamayacaklardır. Bilerek ve isteyerek bu hatayı yaptılar. Seçim sonrası örgüt daha fazla baskı yapacaktır, adım adım bir süreç başlatmak isteyecekler. Devletin memurları üzerinde, yargı, polis, eğitim gibi alanlarda baskı artacaktır. ‘Burası bizim, siz devlet olarak buralarda aktif olmamalısınız’ mesajı verilmeye çalışılacak ve özerklik ilan edilecektir. Bölgenin Kürdistan olduğuna dair önemli çalışmalar yapılacaktır. AK Parti mahalli seçimlerden ciddi zarar görecektir ama esas zararı genel seçimlerde görecek ve tek başına iktidar olamayacaktır. Bölgede belediyeler BDP’ye, iktidar partisinin aday seçimindeki tercihi ile BDP’ye bilerek bilmeyerek yardımcı olunmuştur. AK Parti Türk siyasetindeki belirleyiciliğini kaybedecektir. Bu bağlamda merkez sağda din, iman, Atatürk siyaseti yapmayan yeni bir yapılanma olma ihtimali de vardır. Genel seçimlerde koalisyon olma ihtimali yüksektir. Başbakan’ın Cumhurbaşkanı olma şansı kalmamıştır. Cumhurbaşkanı’nın tekrar seçilme şansı çok azalmıştır. Bu süreç ile ilgili rol alan kişilerin gelecekte yargı önüne çıkartılma ihtimali bile vardır. Seçim sonrası sahte paralel yapı algısını güçlendirmek için operasyonlar bile yapılabilir ama bu operasyonlar zaten imaj kaybetmekte olan AK Parti’nin imajını kaybetmesine yardımcı olacaktır” açıklamasında bulundu.
“BİR İHTİYAÇ VARSA BU KARŞILANIR”
Bal, parti kurma gibi bir niyetlerinin olup olmadığının sorulması üzerine, “Bir boşluk olmadan parti kurmak akıl işi değildir. Ben şahsen ben ya da bir başkasının parti kurmasını akılcı bulmam. Zira bir ihtiyaç varsa bu parti olabilir, başka bir şey olabilir birileri bunu yapar. Siz 2002’de çıktığınızda ‘herkesi kucaklıyoruz’ diye çıkarsınız, demokrasi vurgusu yaparsınız, vesayetle mücadele vurgusu yaparsınız, ‘hukukun üstünlüğü’ dersiniz ama geldiğiniz noktada bunların tam tersini yaparsanız, hatalardan dönülmezse böyle bir ihtiyaç yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştır. Bir ihtiyaç varsa bu karşılanır. Türk siyasetinin kurumsallaşmaya ihtiyacı var. Tahammüle ihtiyacımız var. İktidarı ile muhalefeti ile din, maneviyat, Atatürk, laiklik üzerinden siyaset yapmamaya ihtiyacımız var. Batılılar gibi projeler üzerinden siyaset yapmaya ihtiyacımız var. Siyaset fedakarlık yapma yeri olmalı” dedi.
SEÇİM GÜVENLİĞİ
Seçim güvenliği ile ilgili kaygıların olduğunun sorulması üzerine Bal, “1950 yılından itibaren demokratik olduğuna inandığım seçimler yaşadık. ‘Kaygım yok’ demek isterdim. 17 Aralık sonrası ülkemde gelişen olaylara baktığım zaman, kaygılanmadan edemiyorum. Türkiye hukukun bir şekilde askıya alındığı bir dönem yaşıyor. Burada köşe taşı bir savcının İstanbul’da ikinci operasyonu yapmak istemesi ve polisin ise itaat etmemesidir. O nokta sözün ve hukukun bittiği noktadadır. O noktadan itibaren Türkiye anormal bir süreç yaşıyor. Türkiye’de şuanda kuvvetler ayrılığı yoktur” diye konuştu.
SURİYE SAVAŞ UÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİ
Türk savaş uçakları tarafından Suriye savaş uçağının düşürülmesi ile ilgili zamanlama sorularına cevap veren Bal, “İçeride sıkışan otoriteler dikkatleri başka yöne çekebilmek için bazı adımlar atabilirler. Türkiye’de ciddi bir süreç var, şöyle bir analiz yapılabilir, ‘dikkatlerin başka bir yere kaçırılması bakımından böyle bir hadise etkin oldu, kısa süreliğine gündem oluşturdu’ denilebilir. Kasıtlı olarak ‘böyle yapıldı’ demiyorum, sadece analiz yapıyorum. Türkiye daha önceden uyarılarda bulunmuştu, Türkiye tecavüze karşılığını vereceğini açıklamıştı. Bu Türkiye’nin doğal hakkıdır. Bunun yansımaları dikkate alınmalıdır, zamanlama manidardır” şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.