ASAYİŞ - 19 Temmuz 2018 Perşembe 14:56

9 bıçak darbesiyle annesini öldüren sanık hortumla da boğazını sıkmış

A
A
A
9 bıçak darbesiyle annesini öldüren sanık hortumla da boğazını sıkmış

Zonguldak’ta annesini 9 bıçak darbesiyle öldüren 22 yaşındaki sanık, ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle hakim karşısına çıktı.

Zonguldak’ta annesini 9 bıçak darbesiyle öldüren 22 yaşındaki sanık, ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle hakim karşısına çıktı. Sanık, “O gün bana açık saçık göründü. Hakaret ettiğinden dolayı bu durumların etkisi altında bıçakladım. Boğazını hortumla sıktım. Başlangıçta annemi öldürmek gibi bir düşüncem yoktu, çok pişmanım” dedi.


Zonguldak’ın Devrek ilçesinde kiraladığı apartman dairesinde 9 bıçak darbesiyle hayatını kaybeden Nazlı U.’nun katil zanlısı iki evladının adliyedeki sorguları tamamlandı. S.U. ve Ö.U. kardeşler, Devrek Adalet Sarayında savcılıktaki sorgularının ardından nöbetçi mahkemeye sevk edildi. "Yakın akrabayı kasten öldürme" suçundan tutuklanan iki kardeş cezaevine gönderildi. Eşinden şiddet gördüğü için İstanbul’a, oradan da Devrek’e kaçtığı öğrenilen Nazlı U.’nun öldürülmesi ile ilgili kabul edilen iddianamede oğlu Özkan U. hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası, kardeşi Sertan U. hakkında suça yardım etme, baba Paşahan U. hakkında da suça azmettirme suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası talebiyle dava açıldı. Sanık iki kardeş Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı.


Duruşmada tanık sıfatıyla ifade veren Nazlı U.’nun kardeşi A.G., ablasının Paşahan U. ile evliliği boyunca sürekli şiddet gördüğünü iddia etti. A.G., ablasının kadın sığınma evine gittiğini ifade etti. Paşahan U.’nun olaydan bir süre önce Devrek’e gelerek Nazlı U.’yu oğulları ile birlikte aradığı ancak ulaşamayınca polis merkezine giderek kayıp başvurusunda bulunduğu ifade edildi.



"Kesinlikle annemi öldürmek gibi bir düşüncem yoktu"


Duruşmada tutuklu sanık Özkan ve kardeşi Sertan U. ise annelerini bulmak için Devrek’e geldiklerini, anneleri ile birlikte yaşadığını bildikleri M.S.’yi takip ederek annelerine ulaştıklarını söyledi. Olay gününü anlatan Özkan U., “Annemi bulmak için kardeşim Sertan’ı da yanıma alıp Devrek’e geldim. Devrek’e Sertan ile gelmemin sebebi annem Sertan’ı sevdiği için annemi geri dönmesi için Sertan’ın annemi ikna edebileceğini düşünmem sebebiyledir. Babamın olay günü Devrek’e gideceğimizden haberi yoktu. Daha sonra telefonla konuşmamız üzerine haberi oldu. Olay gerçekleşmeden önce babam Paşahan ile telefonda görüştüm. Kendisi bana annemi bulup getirmemi söyledi. Kardeşim Sertan ile beraber M.S.’yi takip ettik. Bir eve girdi. Sertan gelmedi, aşağıda beni bekledi. Ben 4. kata çıktım, kapıyı çaldım. O sırada Sertan da geldi. Kapıyı M.S. açtı. Herhalde beni tanıdığından dolayı kapıyı hemen açması ile geri iteklemeye başladı. Ben yine de kapıyı itekleyerek içeriye girmeyi başardım. Annemi o anda uygunsuz bir şekilde, yani tayt giymiş, saçı başı açık, kolları açık şekilde içerde gördüm. Bunun üzerine çok sinirlendim. Tam bu sırada kardeşim Sertan içeri girdi. Ben annem ve M.S.’yi bir odaya soktum. Anneme ’Niçin böyle yapıyorsun, bize yalan söylüyorsun’ dedim. Annem de bunun üzerine M.S.’ye dönüp polis çağır dedi. O sırada annem öyle söyleyince salonun yanındaki odada bir hortum vardı. O hortumu aldım, tam o sırada kardeşim hortumu elimden almaya çalıştı, abi yapma, etme dedi. Ben kardeşime bağırarak bırak dedim. O da korkması üzerine hortumu bıraktı. Hortumu o sırada annemin boynuna doladım. Bir dakika boyunca sıktım. Anneme tekrar söyledim niye böyle yaptın diye, o da bana küfür etti. Annem bu şekilde tepki verince bende elimde bulunan bıçağı alıp sağ bel yan tarafına doğru 4-5 kez bıçağı soktum. Soktuktan sonra hemen kaçmak istedim. Kaçtım. Binadan çıktım, aşağıda kardeşim beni bekliyordu. Bana ne oldu abi dedi. Bende bıçakladım dedim, bunun üzerine kardeşim Sertan bana abi git, polise teslim ol dedi, bende bunun üzerine yürü git dedim. Birlikte taksiye binip Bolu’ya gittik, olay nedeniyle çok pişmanım, sonuçta öldürdüğüm kişi öz annemdir. Beni doğurup büyütmüştür. Böyle olmasını istemezdim, adaletinize sığınıyorum. Kesinlikle annemi öldürmek gibi bir düşüncem yoktu. Annemin bize yaptıklarından dolayı, yalan söylediğinden dolayı, başka kişi ile birlikte bir evde oturduğundan dolayı ayrıca o gün bana açık saçık göründüğünden dolayı, ayrıca hakaret ettiğinden dolayı bu durumların etkisi altında bıçakladım ve boğazını hortumla sıktım. Başlangıçta annemi öldürmek gibi bir düşüncem yoktu. O anda bu kızgınlıkla bu düşünce oluştu” dedi.



"Ağabeyim annemi hortumla boğmaya çalışınca şoka girdim"


Sanığın tutuklu kardeşi Sertan u. ise, “Ağabeyim anneme niçin böyle yapıyorsun diye söyledi. Annem de bunun üzerine ben artık sizinle yaşamıyorum, sevgilimle yaşıyorum, bundan sonra sizin yanınıza gelmeyeceğim dedi. Ağabeyim de bunun üzerine sinirlendi. Ağabeyim Özkan yerden bulduğu hortumu alıp annemin boğazını sıkmak istedi. Bende bunun üzerine ağabeyimin koluna yapıştım. Hortuma yapışmadım. Ağabeyimi engellemeye çalıştım. Ancak ağabeyim bana sinirlenip bağırdı. Çekil dedi. Bende bunun üzerine korktum. Ağabeyim annemi hortumla boğmaya çalışınca şoka girdim, bir şey yapamadım. Sonra korktuğum için binadan çıktım. Aşağıda abimi bekledim. Abim bir süre sonra geldi. Kendisine ne olduğunu sordum. Ağabeyim bana annemizi bıçakladığını söyledi. Bende bunun üzerine karakolu gidip teslim olmasını söyledim, o da bana sen teslim ol dedi. Bunun üzerine birlikte bir taksi tutup Bolu’ya gittik. Çok pişmanım, benim olayla bir ilgim yoktur. Ayrıca Devrek’e abimle beraber annemizi almak için gittik. Daha önce de annem evden kaçmıştı. Sonra geri gelmişti. Tekrar geri getirebiliriz diye düşündük. Ancak annem bizimle gelmek istemedi. Sonunda böyle bir olay meydana geldi” diye konuştu.


Mahkeme, sanıklardan Sertan U.’nun üzerine atılı suçun değişme ihtimaline karşı toplanan deliller ve tutuklukta geçirdiği süreyi dikkate alarak tahliyesine karar verdi. Mahmeke, tutuklu sanık ağabeyin ise tutukluluğunun devamına, baba Paşahan U.’nun da ifadesinin alınması için Bitlis Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazı yazılmasına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.