ASAYİŞ - 17 Temmuz 2017 Pazartesi 17:25

Aladağ’daki yurt yangını davası

A
A
A
Aladağ’daki yurt yangını davası

Adana’nın Aladağ ilçesinde 11’i öğrenci 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 22 öğrencinin de yaralandığı kız yurdu yangını faciasında, kusurlu oldukları gerekçesiyle haklarında dava açılan 6 tutuklu sanık, Kozan Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikinci kez hakim karşısına çıktı.

Adana’nın Aladağ ilçesinde 11’i öğrenci 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 22 öğrencinin de yaralandığı kız yurdu yangını faciasında, kusurlu oldukları gerekçesiyle haklarında dava açılan 6 tutuklu sanık, Kozan Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikinci kez hakim karşısına çıktı. Yurt müdürü Cumali Genç, yangında kusurlu olmadığını söyleyerek tahliyesini istedi. 7 saat süren duruşmaya ara verildi.


29 Kasım 2016’da ortaokulda okuyan kız öğrencilerinin kaldığı özel kız öğrenci yurdunda, elektrik sisteminin kısa devre yapması sonucu yangın çıktı. Yangında 10 öğrenci, 1 çocuk ile 1 eğitmen yaşamını yitirdi. Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında yurt müdürü Cumali Genç, yurt çalışanı Mahmut Deniz, Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur ile dernek yöneticileri Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mustafa Öztaş, Mahir Kılınç tutuklandı. Sanıklardan Ramazan Dede, yaşı gerekçesiyle ara kararla tahliye edildi.



“Olayda ihmalim olduğunu kabul etmiyorum”


Yangın faciasıyla ilgili ikinci duruşma Kozan Adliyesi’ndeki salonun yetersiz gelmesi sebebiyle Kozan Ticaret Odası’nın konferans salonunda görüldü. 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan sanıklardan Cumali Genç, olayda ihmalinin olduğunu kabul etmedi. Genç, “Yaklaşık 1 yıldır yurdun müdürüyüm. Sorumluluk tamamen benimdir. Dernek yönetimindeki arkadaşlarımın kusuru yoktur. Onlar yönetim olarak bize maddi destek sağlıyorlardı. Ben de yurttaki görevimi icra ediyordum. Savunma haklarımız elimizden alınmıştır. Sanık olarak savunmamızı henüz yapamadık. Yangın bina girişindeki TEDAŞ’ın kontrolünde olan sayaçtan çıkmıştır. Orası TEDAŞ’ın kontrolünde olan bir alandır. Yangın çıktığında itfaiyenin merdiveni olmadığı için çocukları biz kurtardık. Olay anında 34 çocuğun olduğu söyleniyor fakat yurttaki görevlilerle beraber sayı 34’dür. Yurtlar yönetmeliğinin bana verdiği yetkiye göre olayda ihmalim olduğunu kabul etmiyorum, sanki ağır bir suç işlemişiz gibi ağır bir mahkum ibaresi görüyorum” diyerek kendisi savundu.


Sanıklardan Mahir Kılıç ise, “Derneklere ve öğrencilere yardım etmenin sosyal bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Bunun için bu dernekte görev aldım. Aynı zamanda birçok STK’da görevim var. Yurdun sorumlusu, yurt müdürü Cumali Genç’tir. 8 aydır tutukluyum. İş yerimde sıkıntılar yaşıyorum hapishanede olduğum için. Daha önce serbest bırakıldım ve kaçmadım. Tekrar tutuklama kararı çıkınca teslim oldum. Tahliyemi talep ediyorum” ifadelerini kullandı.



"Beynimde tümör var"


Sanık İsmail Uğur da, beyninde tümör olduğu gerekçesiyle tahliyesini isteyerek, “Bu olaydan dolayı çok üzgünüm. Beynimde tümör var. 8 aydır hapishanedeyim. Sağlığımla ilgilenemiyorum. Bu olay istemeden başımıza meydana geldi. Biz o yavrularımıza yardım ediyorduk. Tahliyemi istiyorum” şeklinde konuştu.



“Üçüncü kattan atladım”


Yurt yangınında yaralı kurtulan öğrenci Sema Karataş ise, “İki aydır yurtta kalıyordum. Genelde 5, 6, 7 ve 8. sınıf öğrencileriydi. Başımızda 5 nöbetçi öğretmen kalıyordu. Yurtta yemek işleriyle uğraşan kimse olmadığı için o işleri de biz yapıyorduk. Yangın anında ben 3. kattaydım. Yangın merdiveni kapıları daha öncede kapalıydı ve üzerinde kolu yoktu. Yurdumuzun üçüncü katı teras kapısının orada yangın tüpü vardı. Ben 13 yaşındayım ancak yangın tüpü kullanmasını bilmiyorum. Yurdumuzda daha önce yangın tatbikatı yapılmadı. Olay anında üçüncü kat etüt odasındaydım. Birden duman geldi. Üçüncü katın penceresinden atladım. Aşağıda tutulan battaniyeye düştüm ve yaralı olarak kurtuldum. Bulaşıkları yıkarken bazen benim elimi elektrik çarpıyordu öğretmene söyledim o da olabileceğini ve düzeltileceğini söyledi. Sanıklardan şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.



“Yangını itfaiyeye ben haber verdim”


Yangın sırasında olayın tanığı olan Kazım Kocagöz de itfaiyeye yangını kendisinin haber verdiğini belirterek, “Yangın anında eşim o yurttaydı. Yangın var diye beni aradı, ben de itfaiyeye haber verdim. Olay anında pencerede çığlık sesleri vardı. Zemin kat yanıyordu. Yangın ikinci kata henüz geçmemişti. İtfaiye suyu açmaya çalışıyordu. Eşimle komşulardan merdiven alarak çocukları kurtarmaya çalıştık ve zemin katta bulunan yaralıları kurtardık. İtfaiye merdiveni olmadığı için üçüncü kata ulaşamadık. Can kayıpları oldu” dedi.


Duruşmaya katılan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ise, “Tanığın beyanında, eşinin görevli olduğunu söylüyor. Yangının çıktığını yurttaki görevli kişilerin itfaiyeye bildirmesi gerekirken, tesadüfen yurtta misafir olan bir kişinin eşine haber vermesiyle yangının çıktığı anlaşılıyor” diye konuştu.


Duruşma sırasında taraf avukatları arasında ara ara tartışmalar yaşandı. Mahkeme hakimi ise duruşmaya 45 dakika ara verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Başkan İbrahim Güneş: "Rektör Kızıltoprak’a güveniyoruz, camimizin bir an önce ibadete açılmasını istiyoruz" Kütahya Çinili Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı İbrahim Güneş, zemin kayması sebebiyle 6 yıldır ibadete kapalı olan kentin simgelerinden Çinili Camii’nin bir an önce ibadete açılmasını istiyor. Güneş, Kütahya’nın simge yapılarından ve 2016 yılında vefat eden merhum Ressam Ahmet Yakupoğlu’nun eseri olan Çinili Camii’nin Dumlupınar Üniversitesine bağışlandığını hatırlattı. Güneş, caminin çinilerinin sökülmesi için yapılan iki ihalenin iptal edildiğini belirtti. Caminin duruyla alakalı DPÜ Rektörü Süleyman Kızıltoprak’ın yoğun gayret sarf ettiğini belirten Güneş, "Çinili Camimiz 2018’in ekim ayından beri kapalı. Yaklaşık 6 yıl bitti, şu an 7. yıl içindeyiz. Cami kapandığından beri üç tane rektör değişti, üç tane vali değişti. İlk rektörümüzde cami kapandıktan sonra bazı projeler yapıldı. Tam bir şeylere başlanılacak denilirken rektör değişikliği yapıldı. Tam ikinci rektörde, projelerle, ihalelerle bir şeylere başlayacak, bu sefer üçüncü rektör geldi. Şu andaki Rektör Süleyman Kızıltoprak geleli yaklaşık 8-9 ay oldu. Projeler hazırlandı, tekrar her şey sil baştan yapıldı. Her yeni rektör gelişinde her şey baştan yapılıyor. Bu son rektörümüzde iki tane ihale yapıldı, iptal oldu. Şu anda en son ihale 30 Nisan’da yapıldı. 15 günlük bir itiraz süresi var. Bu ihaleyi hangi firmanın aldığını da bilmiyoruz. Ne zaman başlanacak, ne zaman sözleşmeler yapılacak? Biz artık bıktık. Bir an evvel bu ihalelerin, projelerin yapılmasını istiyoruz. Şu anda yapılan ihale sadece çini sökümü ihalesi. Onun arkasından tekrar bir proje hazırlanacak, ihaleler yapılacak, ardından yıkım aşaması onun arkasından yapım aşaması derken, artık biz yıllarca beklemek istemiyoruz. Biz camimize kavuşmak istiyoruz. Her gün buraya onlarca yerli ve yabancı turist geliyor. Artık kimseye bir şey diyemez olduk. Yani utanıyoruz. Camimize kapalı duvarın üstünden geliyorlar, fotoğraf çekinip gidiyorlar" dedi. "İstendikten sonra bu 15 günlük süreler üç aylık altı aylık süreler kısalabilir" Caminin geleceği ile alakalı prosedürlerin asgari seviye indirilmesini isteyen İbrahim Güneş, "Mesela bundan yaklaşık 5-6 ay önce Google’a ‘Kütahya’da gezilecek yerler neresi?’ Diye yazdığınızda Çinli Cami birinci sırada yer alırdı. Şu anda yazarsanız en az 14. sırada yer alıyor, yani korkuyorum. Birkaç ay sonra artık Çinli Cami’yi göremez olacağız. Kütahya’nın bir simgesi bu cami ve Kütahya’nın bir ayıbı. Burada başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere milletvekillerinden, bütün siyasilerden, bürokratlardan destek bekliyoruz. Bu sürelerin aşılmasını istiyoruz, istendiği sürece kısalabilir. Nasıl ki deprem bölgesine bir sene içerisinde 100 bin konut yapıldı, şu 140- 150 metrekarelik Çinili Cami 6 yıldır hala yapılamıyor. Biz Rektörümüze de güveniyoruz, daha önce bu tür projelerde çalışmış şu andaki rektörümüze, Valimize de güveniyoruz ama bazı prosedürler var, süreler var, bu süreleri kısaltalım artık. Bir de şöyle bir şey var. 6 yıldır mahallemizde cenazelerimiz oluyor. Hep başka camilerden kalkıyor yani gözümüzün önünde Çinili Cami dururken başka camilerden cenazelerimiz kalkıyor. Şu anda yapılmasını istediğimiz, bir an evvel bu projelerin, ihalelerin çabuklaştırılması. İstendikten sonra bu 15 günlük süreler üç aylık altı aylık süreler kısalabilir. İstensin yeter ki. Bu caminin açılması istenirse yapılır. Neden açılmıyor, neden bu camiye bu yapılmıyor? Eğer üniversite biz bu işi yapamayacağız, beceremeyeceğiz diyorsa, devretsin Diyanete. Neden devretmiyor? Rahmetli Ressam Ahmet Yakupoğlu bu Çinili Camiyi ve bütün mal varlığını üniversiteye bağışlarken, benim malıma, mülküme, camiye, üniversiteye sahip çıkar diye bağışladı" ifadelerini kullandı. Kütahyalı ressam, neyzen ve minyatür sanatçısı merhum Ahmet Yakupoğlu’nun 1972 yılında yaptırdığı şehrin simgelerinden Çinili Camii, adeta şehrin göz bebeği durumunda. Sekizgen şeklindeki caminin dış yüzeyinin tamamı seramiklerle kaplanırken, minarenin ise Orta Asya üslubunda yapıldığı kaydedildi.
Uşak CHP Genel Başkanı Özel, Başkan Yalım’ı ziyaret etti CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Uşak Belediye Başkanı Özkan Yalım’ı makamında ziyaret etti. Uşak Belediyesini ziyaret eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i Belediye Başkanı Özkan Yalım ile Uşak CHP Milletvekili Ali Karaoba, CHP İl Başkanı Sevinç Soyer Yazgan ve partililer karşıladı. Özkan Yalım’ın makam odasında konuşan Özel, “Ben Özkan Yalım’ın örgütümüzde, milletvekilimizle birlikte çok başarılı işler yapacağını, Uşak’ın ona duyduğu güveni boşa çıkarmayacağını, bizlerin beklentilerini karşılayacağını ve her geçen gün Uşak’ta hem partimize, hem kendisine duyulan güvenin, verilen desteğin bir kat daha artacağını biliyorum. İnanıyorum. Kendisine güveniyorum. Bundan sonraki süreçte kimseyi adam kayırmacılık, akraba kayırmacılık, partizanlık olmadan, bütün Uşak’a en doğru hizmetlerin yapılacağına yürekten inanıyorum. Bundan sonraki süreçte büyük bir başarı öyküsü yazılmasını dikkatle takip edeceğiz. Bize düşen ne varsa. CHP’li diğer belediyeler, Avrupa Birliği fonlarının araştırılmasında, Belediyeler Birliği’nin yapacağı projelerle katkılarla hep Uşak’ın arkasında olacağız. Karahallı için de, Eşme için de, belde belediyelerimiz için de farklı bir durum yok. İnsanlar CHP’ye verdiği oydan pişman olmayacaklar. Memnun olacaklar. Vermeyenler bir sonraki seçim için sabırsızlanacaklar" dedi. Konuşmanın ardından tebrik ziyareti basına kapalı devam etti.