POLİTİKA - 20 Şubat 2018 Salı 12:04

Bakan Çelik’ten Avrupa Birliği açıklaması

A
A
A
Bakan Çelik’ten Avrupa Birliği açıklaması

Avrupa Birliği Bakanı (AB) ve Başmüzakereci Ömer Çelik, “2019’da veya 2020’de bize Avrupa Birliği’ne girecekseniz deseler bütün fasılları açmaya ve kapatmaya bütün hazırlıkları yapmaya hazırız.

Avrupa Birliği Bakanı (AB) ve Başmüzakereci Ömer Çelik, “2019’da veya 2020’de bize Avrupa Birliği’ne girecekseniz deseler bütün fasılları açmaya ve kapatmaya bütün hazırlıkları yapmaya hazırız. Türkiye Avrupa Birliği tam üyelik perspektifini korumaktadır ve sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.


Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi 37. toplantısı Adana HiltonSA Otel’de başladı. AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, burada yaptığı konuşmada, Avrupa’nın aşığı sağ yükselmesi ve göçmen düşmanlığı gibi tehditlerle karşı karşıya kaldığını ifade etti.


Avrupa’da yaşanan tehditlerin kendi içerilerinden yaşandığını anlatan Bakan Çelik, “Avrupa’daki bazı önemli analistler tehlikeyi Rusya ve Çin’den gelecek diye yazdılar. Bugün görüyoruz ki tehditler Avrupa’nın içerisinden gelmektedir. 15 Temmuz Darbe girişiminden sonra pek çok yerde çifte standart ile karşılaştık. AB hızlı bir şekilde kınadı diyorlar ama ilk kınama mesajı çok vahimdi. Taraflara ihtilal tavsiye ediyoruz şeklindeydi. Sonrasında sağ duyulu mesajlar geldi. Çifte standartta düşmeyen platform bu platformdur. 15 Temmuz şehitleri için saygı duruşunda bulunan tek toplantı bu toplantıdır. Çabalarının ne kadar kıymetli olduğunu biliyorum” ifadelerini kullandı.


AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Avrupa Parlamentosu tarafından ‘Türkiye ile müzakereleri keselim’ mesajı geldiğini de belirtti.



“Terörle en güçlü mücadeleyi veriyoruz”


Afrin’de Türk Silah Kuvvetleri’nin yürüttüğü ‘Zeytin Dalı Harekatı’na ilişkinde açıklamalarda bulunan Bakan Çelik, “Bu uluslararası hukuka tamamen uygundur. En son Bulgaristan’da toplantıya katıldım. Orada şöyle cümleler duydum biz sizin terörle mücadelenizi DEAŞ’la mücadelenizi zayıflatacağını düşünüyorum dediler. En güçlü mücadeleyi veriyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devleti insanlarımız DEAŞ tarafından bir saldırıya uğradığı zaman Avrupa’nın bazı binalarına dayanışma içerisinde olduğunu göstermek için Türk Bayrağı yansıtılıyor. PKK ile saldırıya uğradığımız zaman maalesef bu dayanışmayı görmüyoruz. Hiçbir PKK saldırısından sonra Türkiye’ye başsağlığı dilendiğini görmedim. Bugünlerde biz DEAŞ ile mücadele ederken bazı dostlarımız PKK’nın Suriye’deki YPG ile mücadele ederken bu desteği göstermiyorlar. PKK bizim için tehdit oluşturmadığından dolayı destek vermiyoruz diyenler var” açıklamasını yaptı.



“Sınırlar Türkiye’de başlar ve Türkiye’de biter”


Avrupa’nın sınırlarının Türkiye’de başlayıp, Türkiye’de bittiğini belirten Çelik, “Bazı basın organlarında Zeytin Dalı Harekatı Kürtlere karşı operasyonmuş gibi sunuldu. Türkiye Suriye’deki Kürtlerin dostudur. Bizim mücadelemiz terör örgütlerine karşıdır. Avrupa’nın sınırları Türkiye’de başlar ve Türkiye’de biter. TSK Afrin’de yürüttüğü mücadele Avrupa’nın da güvenliği sağlar. Türkiye Avrupa ülkesidir. Zeytin Dalı Harekatıyla 500 bine yakın Suriyeli kendi topraklarına dönecektir. Bu insanların kendi topraklarına dönmesi demek hem göçün durması hem de insanların topraklarına dönmesi demektir. Türkiye ve AB bir masanın etrafında oturursa bütün sorunlar çözüme kavuşur” diye konuştu.



“Çocuklara eğitim verilmezse terör örgütlerine düşerler”


Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden gerekli mali desteği almadığını da açıklayan AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, “900 bine yakın Suriyeli çocuk var Adana’da. Biz bunlara eğitim vermezsek terör örgütlerinin eline düşerler. AB’nin yardım mekanizması o kadar yavaş ki 5 yaşındaki bu çocuklar 55 yaşına gelene kadar yardım gelmeyecektir. Üye ülkelerden para toplamakta zorlanıyor ama yeni kaynaklar oluşturmalı. Gümrük Birliği konusunda gerekenler söylendi. Bugün AB’nin temelinde de dünya barışışının temelinde de serbest ticaret vardır” yorumunu yaptı.



“Demokrasimiz ve hukuk devletimiz tehdit altında”


Avrupa Birliği yetkililerine, 15 Temmuz darbe girişimini kendilerinin yaşaması durumunda neler yapacaklarını da soran Bakan Çelik, şunları söyledi:


“Gözünüzün önüne Avrupa başkentleri getirin. Savaş uçaklarıyla bombalandığını düşünün. Tankların sivil halka ateş açtığı düşünün. Bunun o ülke ordusu tarafından yapıldığı düşünün. Türkiye böyle bir tabloyla karşı karşıya kalmıştır ve OHAL’i ilan etmiştir. Devlet harekete geçtiği anda sivil toplum harekete geçmiştir. Bu arkadaşlarımızla daha ayrıntılı konuşun ve bizim OHAL’e niye ihtiyaç duyduğumuzu size daha iyi anlatsınlar. Türkiye AB KİK komitesinin yaptığı gibi bu dönemi nasıl geçiririz diye bir tanım olmalıdır. Demokrasimiz ve hukuk devletimiz tehdit altındadır. Suriye ve Irak gibi ülkelerde 1295 km sınırı olsun sıcak çatışma içerisinde olsun. Bizim aldıklarımızın bin katı tedbir alırlardı.”



“Türkiye çok daha Avrupalıdır”


Avrupa Birliği’nin Balkan ülkelerine verdiği 2025 sözünü de hatırlatan Çelik, “Türkiye AB ilişkilerinin temeli katılım müzakereleridir. Tam üyelik perspektifidir. Balkanlara üyelik perspektifi verilmesinden memnunuz. Balkanlarda barışın sağlanması için bu gereklidir. Balkan ülkelerine 2025’e kadar Avrupa Birliği’ne gireceksiniz, hazırlıklarınızı tamamlayın dediler. 50 yıldır müzakere eden Türkiye’ye böyle bir şey söylenmemiştir. Bu tavır siyasidir. Bize 2019’da veya 2020’de bize Avrupa Birliği’ne girecekseniz deseler bütün fasılları açmaya ve kapatmaya bütün hazırlıkları yapmaya hazırız. Türkiye çok daha Avrupalıdır. Türkiye Kayseri’den önce Avrupa’daydı. Anadolu’nun pek çok başkentleri bizim devletimizin parçası olmadan önce biz Avrupalıydık” diye konuştu.


AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, 19,23 ve 24’üncü fasılların müzakere edilip açılmasına hazır olduğunu belirterek, “Türkiye Avrupa Birliği tam üyelik perspektifini korumaktadır ve sürdürmeye devam edeceğiz. Geleceğe bakmalıyız. Dünya eskisi kadar istikrarlı olmayacak. Son AB ve NATO arasındaki tartışmalara yeni bir döneme girdiğimizi gösteriyor” ifadelerini kullandı.



Terörle mücadelede AB desteği


TOBB Başkanı, Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Eş Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında vize sorununun biran önce çözülmesi gerektiğini belirterek, “Türkiye AB’nin en çok ithalat yaptığı beşinci ülkedir. AB Türkiye’deki yabancı yatırımlar açısından da ilk sırada yer almaktadır. Türkiye-AB ekonomik olarak çok güçlü bağlarla birbirine bağlanmıştır. AB ile ilişkiler Türkiye’nin dönüşüm sürecinin pusulası olmuştur. Her zaman bu süreci destekleyip katkı verdi. Vize konusu her zaman önceliklerimiz arasında yer aldı. Vize serbest diyalogu biran önce serbest hale getirilmelidir” ifadelerini kullandı.


Vize uygulamalarının ekonomik olarak yanlış olduğunu da kaydeden Hisarcıklıoğlu, “Vize uygulaması kadar ekonomik olarak yanlış bir şey yoktur. Hükümetimizin sunmuş olmasından dolayı çok mutluyuz. Artık top AB tarafında ve sonuç almamız lazım. Müzakereler artık başlatılması. Türkiye’nin PKK, PYD, YPG, FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı verdiği mücadele ne yazık ki Avrupa’da yeterli destek görmemektedir. Hem NATO hem de AB ortaklığında teröre karşı verdiğimiz mücadelede yanımızda görmek isteriz. Türkiye AB gündeminin daha üst düzeyde ele alınmasını istiyoruz” diye konuştu.



TBB üyelerinin gözaltına alınması


Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Üyesi, Türkiye AB Karma İstişare Komitesi (KİK) Eş Başkanı Annie van Wezel de Türkiye’ye gelmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirtti. Türkiye’de ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğünün kısıtlanmış olduğunu ileri süren Wezel, “Brüksel’deki bir önceki toplantısında KİK, OHAL’in kaldırılmasını talep etmişti. İfade özgürlüğü ve basın özgürlüğü kısıtlamaları artmış durumda. Deniz Yücel’in tahliye edilmiş olmasından dolayı memnuniyet duyduk ama 6 Türk gazeteci için ömür boyu hapis cezası verilmiş olması bizi üzdü. Bağımsız yargı ve adil yargılanma hakkı hem Türk hem de Avrupalılar için önemli haklardır. Türk Tabipler Birliği üyelerinin barışı destekledikleri için gözaltına alınması bizi endişelendiriyor” şeklinde konuştu


Ayrıca Annie van Wezel, Türkiye’nin ekonomik dönüşümünün AB’yi memnun ettiğini sözlerine ekledi.



“Üyelik sürecinde ciddi geri dönüşler yaşanmıştır”


AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Gabriel Munuera Vinals ise Türkiye’nin darbe girişiminden sonra komplocuların peşine gitmesinin normal olduğunu kaydederek, “Türkiye, AB’nin beşinci en önemli ticaret ortağıdır. Özellikle otomotiv ve tekstil sektöründe önemli istihdamlar sağlanmıştır. 2006’dan bu yana üyelik sürecinde ciddi geri dönüşler yaşanmaktadır. Temel haklar, gazeteci, akademisyen ve siyasi insan hakları savunucuları ve kamu görevlileri cezaevinde bulunmaktadır. Türkiye’de yaşanan 15 Temmuz darbe girişimi Avrupa’nın ciddi bir şekilde kınamasıyla sonuçlanmıştır. Türkiye’nin tabi ki bu darbe girişiminden sonra girişimi düzenleyen komplocuların peşine gitmesi normaldir ve bunu uluslararası haklar çerçevesinde yapması gerekmektedir” diye konuştu.


Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı devam etti. Düzenlenen toplantıya Adana Valisi Mahmut Demirtaş’ın yanı sıra kent protokolü ve çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşları’nın temsilcisi katıldı.


Toplantı 21 Şubat’ta sona erecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türkiye’de yaşayan Alman vatandaş, ‘aile ortamı gibi’ dediği Pendik Halk Eğitimi Merkezi’nde ele emeği ürünler üretiyor Almanya’dan yıllar önce Türkiye’ye taşınan Alman vatandaşı Ute Sevim, ’Burası ailem gibi’ dediği Pendik Halk Eğitimi Merkezi’nde kursiyer olarak vaktini değerlendiriyor. Yaklaşık 10 yıldır Halk Eğitimi Merkezi’ne gelen Sevim, birbirinden farklı el emeği ürünler üretiyor. Öte yandan Pendik Halk Eğitimi Merkezi’nde kursiyerler birbirinden farklı alanlarda eğitim görüp aile ekonomilerine katkı sağlayabiliyor. Almanya’da bir Türk ile evlendikten sonra 1998 yılında ailesiyle beraber Türkiye’ye taşınan 66 yaşındaki Ute Sevim, eşinin vefatından sonra temelli olarak Türkiye’de kalmaya karar verdi. Sevim, yaklaşık 10 yıldır kursiyer olarak gittiği Pendik Halk Eğitimi Merkezi’nde kendine adeta yeni bir aile ortamı buldu. Tespih, boncuk, süs eşyası, toka gibi ürünlerin işlemesini yapan ve farklı kurslarda eğitim gören Sevim, Halk Eğitimi Merkezi’ne gitmenin, sosyal hayatını iyileştirdiğini ifade ediyor. Geçtiğimiz haftalarda bir süreliğine Almanya’ya giden Ute Sevim, evi olarak gördüğü Türkiye’ye ve Halk Eğitimi Merkezi’ne duyduğu özlem nedeniyle Almanya’da fazla kalamadığını ve işini bitirir bitirmez Almanya’dan Türkiye’ye döndüğünü belirtti. Öte yandan Pendik Halk Eğitimi Merkezi’nde her yıl yaklaşık 70 bin kursiyer, farklı alanlarda mesleki ve genel kurslarda eğitim görüyor. Dikiş nakış, oya, çanta üretimi, el örmesi, terzilik, çiçek yetiştiriciliği, çini işlemeciliği gibi birbirinden farklı kurslarda eğitim gören vatandaşlar, edindikleri bilgiler ile üretim yaparak aile ekonomilerine de katkı sağlayabiliyor. Ayrıca Pendik Halk Eğitimi Merkezi’nde kursiyerlerin ürettikleri el emeği ürünler, Pendik Belediyesi tarafından Halk Eğitimi Merkezi’nde tahsis edilen mağazalarda satılıyor. Ute Sevim, “1998’de Türkiye’ye geldik. Çocukları okuttuk. Eşim hastaydı, haftanın 4 günü diyalize gidiyordu. Daha sonra eşim vefat etti. Ben de kendimi halk eğitim merkezinde buldum. Yıllardır buraya geliyorum. Ben burada kendimi mutlu hissediyorum daha iyi hissediyorum. Ben Pendik’te Halk Eğitim’e gelmeye başladıktan sonra benim daha güzel bir hayatım, daha güzel bir sosyal hayatım oldu, daha mutlu oldum, psikolojim daha iyi oldu. Bir haftalığına Almanya’ya gittim bir hafta Almanya’da zor durdum. Pazar günü akşamüstü gittikten sonra Pazartesi’yi zor bekledim. Pazartesi günü sabah erkenden geldim. Sanki bir aileye geldim gibi beni çok mutlu ediyor. Haftanın altı günü buraya geliyorum. Sabah saat 9’dan 5’e kadar duruyoruz burada. 6 dükkan var 6 dükkanda hepimiz birbirimizi tanıyoruz. Buraya gelen ürünlerin satışı da güzel. Takı ahşap boyama gibi şeylerle kendimizi meşgul ediyoruz, terapi gibi oluyor. Bize bu imkanı sağlayan herkese çok teşekkür ediyoruz” dedi. Pendik Halk Eğitimi Merkezi’nde görevli Şenel Yıldız, “Pendik Halk Eğitimi Merkezi’nde 70 bin adet kursiyerimiz bulunmakta. Geçen yılın verilerine göre yaklaşık 3 bin 500 çeşitli kurslarımız açıldı. Bunlar genelde sosyal kültürel sportif kurslar, meslek edindirme kursları. Önceliğimiz insanların sosyal çevreye uyumunu sağlamak, düzgün psikolojide olmalarını sağlamak, birbirleriyle iletişim içinde olmalarını sağlamak ve hobi edinmelerini sağlamak. Bunun yanında edinmiş oldukları hobilerde profesyonelleşerek meslek haline getirebilmeleri, ekonomilerini düzeltebilecek sermayeyi sağlayabilmeleri asıl amacımız. Bunun için kursiyerlerimizi üretmeye yönlendiriyoruz. Öğretmenlerimizle beraber eksik oldukları noktalarda yardımlarda bulunuyoruz. Devlet kurumları ile ortaklaşa açmış olduğumuz kurslarımız var. Kursiyerlerimiz genelde burada aile gibi hissediyorlar, evlerine gelmiş gibi hissediyorlar. Öğretmenlerin ve kursiyer arkadaşların aralarında olan diyalogları bizim üretimimizi de çok etkili ve faydalı oluyor. Hem aile ekonomisine hem ülke ekonomisine katkıda bulunmalarını sağlamak amacımız” dedi.
İstanbul Eski sevgilisini darp ettiği iddia edilen Batuhan Karadeniz’in yargılanmasına başlandı Sosyal medya fenomeni eski sevgilisi Feyza Aleyna Eroğlu’nu darp ettiği iddia edilen eski futbolcu Batuhan Karadeniz’in yargılanmasına başlandı. Müşteki Eroğlu, "Borç parayı istemek için gitmiştim, beni darp etti" dedi. Sosyal medya fenomeni Feyza Aleyna Eroğlu (27), eski sevgilisi olan eski futbolcu şimdilerde ise futbol yorumculuğu yapan Batuhan Karadeniz (33) tarafından 21 Mart 2023 tarihinde Ataşehir’de bulunan bir otelde darp edildiğini iddia etmişti. Erdoğdu’nun şikayetinin ardından Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. 66.Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk celseye müşteki Aleyna Erdoğdu katılırken tutuksuz sanık Batuhan Karadeniz ise katılmadı. Borcunu istemek için gitti, darp edildi Duruşmada söz verilen müşteki Feyza Aleyna Eroğlu, “Olay günü sanığa daha önce vermiş olduğum borç parayı istemek için gitmiştim. O gün kendisi beni darp etti" dedi. "Darba maruz kaldığına dair bir belirti görmedim" Tanık olarak dinlenen otel görevlisi İsmail Tanrıverdi, “O gün müşteki gece 3 gibi otele geldi. Daha evvelinde sanıkla birlikte otele gelmelerinden dolayı kendisini tanıyordum. Batuhan Karadeniz’in kaldığı odaya gideceğini söyledi. Yaklaşık bir iki dakika sonra Batuhan bey beni arayıp müştekiyi aşağı indirmemi rica etti. Müşteki sanığın kaldığı odanın önündeydi. Aşağı inmesi için ricada bulundum ancak inmedi. Ben tarafların yanındayken yüz yüze gelmediler. Darba maruz kaldığına dair bir belirti görmedim” dedi. Mahkeme, tutuksuz sanık Batuhan Karadeniz’in gelecek celse hazır edilmesi için süre verdi. Sanığın gelecek celse hazır edilmemesi durumunda hakkında yakalama kararı çıkartılacağını belirten mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi. İddianameden Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede yer alan Adli Tıp Kurumu’ndan alınan darp raporunda, Eroğlu’nun basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde yaralandığı ifade edildi. Batuhan Karadeniz’in çeşitli tarihlerde WhatsApp üzerinden sinkaflı küfürler ederek "Kahpe, o..." şeklinde kelimeler sarf ettiği, küfür içerikli tehdit mesajları da iddianamede yer aldı. İddianamede, Batuhan Karadeniz’e ’Zincirleme tehdit’ ve ’Kadına karşı basit yaralama’ suçlarından 4 yıl 6 aya kadar hapsi istendi.