YEREL HABERLER - 14 Temmuz 2017 Cuma 16:31

Aksaray’da 15 Temmuz etkinlikleri sürüyor

A
A
A
Aksaray’da 15 Temmuz etkinlikleri sürüyor

Aksaray’da 15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü yıl dönümü anma etkinlerinde Ankara gazileri Aksaray’a geldi.

Aksaray’da 15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü yıl dönümü anma etkinlerinde Ankara gazileri Aksaray’a geldi.


Aksaray Belediyesi tarafından 15 Temmuz’u anma etkinleri programının 3. gününde 15 Temmuz Milli İrade Meydanında Ankara gazileri ağırlandı. Programın açılışı ilk günden itibaren olduğu gibi yine sela ve ezan okunması başladı. 15 Temmuz’un Ankara gazileri; Süleyman Koç, Ali Yılmaz, Aydın Boz ve Van Başkale gazisi Fevzi Özen sahneye çıkarak bire bir şahit oldukları olayları Aksaraylılara anlattılar. Farklı hikayelerle dünyaya demokrasi dersi veren gazileri, Aksaraylılar ayakta alkışladı. İlk konuşmaya başlayan Ankara’da esnaflık yapan Süleyman Koç oldu. Süleyman Koç, o gecede Genelkurmay Başkanlığına ilk giren ve ilk gazi olanlardan olan Süleyman Koç, o gece Genelkurmay’a gittiğinde vatandaşların tankları engellemeye çalıştığını, darbecilerin kullandığı helikopterlerin Genelkurmay’ın bahçesine indiğini, diğer bir yandan da F-16’ların defalarca alçaktan uçuş yaptığını anlattı. Kendisinin ilk vurulanlar arasında olduğunu anlatan Süleyman Koç, “Vurulmadan önce, hiç kimsenin aklında ölüm korkusu yoktu. Olanları nasıl engelleriz diye düşünüyorduk. O sırada darbecilerin görüş mesafesini kapatmak için brandalarla tankların üzerini kapladık. O sırada ateş açıldı ve ben vuruldum. O esnada ‘Hacı vuruldu’ denildi. Hacı değilim fakat o hacı diye tabir ettikleri ve Genelkurmay’da ilk vurulan kişi bendim. Vatan için millet için canımı seve seve vermeye hazırım. Zaten her şeyi göze alarak oraya gitmiştik” dedi.


Genelkurmay Başkanlığının önünde tanka çıkan gazilerden 69 yaşındaki Ali Yılmaz da, “Beni vuran Türk askeri değildi. Çünkü Türk askeri kendi milletine kurşun sıkmaz” dedi. Yılmaz, üniforma giymiş darbecilere ‘Vur’ emrini veren üniformalı kişinin asker olmadığını fark ettiğini anlatarak, “Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, bize kurşun sıkmadı. Ama o binbaşıyı beynime yazdım. Üzerine giydiği üniforma binbaşıya aitti. Ama içindekinin askere benzer bir tarafı yoktu. Saçları, bir subaydan daha çok bir manken saçına benziyordu. Vur emrinden sonra kurşunlar sıkıldı. Kurşunlar bana isabet etti. Koruyan Allah koruyor. Yarım santim daha yana gelse kalbime girecekmiş” diye konuştu.


Eşi hamile iken vatan için sokaklara çıkan Külliye gazisi 45 yaşındaki Aydın Boz ise, olayları anlatırken o geceki heyecanı yeniden yaşadı. Aydın Boz konuşmasında o gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine evden çıkarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önüne geldiğini söyledi. Eşinin o günlerde 7 aylık hamile olduğunu, çocuğuna bir şey olmasından korktuğu için helallik dahi almadığını dile getiren Boz, şöyle konuştu: “Biz o gün vatan müdafaası için oradaydık. Allah bir daha o günleri bu millete yaşatmasın. Bazıları o gün yaşadıklarımıza ’kontrollü darbe’ diyor. Bizi o silah, mermilerden ziyade bu söylem üzdü. Biz kontrollü darbeye inanmıyoruz, öyle bir şey yok. Çünkü o hainler bile bile halkımızı öldürmeye geldiler. Bunlar vatansızdır. O gece benim elimdeki bayrağı vurdular. Bayrakta iki delik oluştu. Ben onların isimlerini dahi anmak istemiyorum. Allah milletimizin birliğini beraberliğini her zaman daim eylesin” diye konuştu.


Genelkurmay Başkanlığı önündeki saldırıda bacağından yaralanan Mesut Tatlıdede ise darbe girişimini öğrendiği anda sokağa çıktığını ifade ederek, “O gece Genelkurmay Başkanlığı önüne geldiğimde 13 yaşındaki kızım beni aradı. Bana ’Baba ne olur gel’ dedi. Ben de, ’Kızım ölmek var, dönmek yok’ dedim. O kurşun seslerini duyunca ağladı. Kızımla helalleştim ve daha sonra telefonu kapattım. O gece yanımdakilerle beraber Genelkurmay Başkanlığı önündeki demirleri yıktık ve içeri girdik. Daha sonra dinleneyim derken pencereden bir FETÖ’cü alçak komutan bana ateş etti ve bacağımdan yaraladı. Kanı görünce Allah’a şükrettim ve dedim ki ‘Kan aksın, bu bayrağımızın kanı’ dedim. Daha sonra oradaki arkadaşlar beni hastaneye taşıdı. Allah bir daha öyle günleri bize yaşatmasın, çok kötü bir geceydi” dedi.


Programa Vali Aykut Pekmez, eşi Yeşim Pekmez, Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı, eşi Hasibe Yazgı, İl Emniyet Müdürü Ali Karabağ, Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Akın, Aksaray Üniversitesi Rektörü. Prof. Dr. Yusuf Şahin, İdare Mahkemesi Başkanı Osman Erkan, AK Parti İl Başkanı Abdulkadir Karatay, İl Genel Meclis Başkanı Muammer Tüzün, belediye meclis üyeleri, muhtarlar, sivil toplum örgüt temsilcileri katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ardahan Başkan Demir eldivenlerini giyerek çöp topladı Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, elleriyle çöp topladı. Ardahan Belediyesi, “Ardahan’ı Birlikte Güzelleştirelim” sloganıyla bahar temizliği çalışması başlattı. Vatandaşlarla birlikte çöp toplayan Belediye Başkanı Faruk Demir, "Temiz bir çevrede yaşamak herkesin hakkı" dedi. Milli Egemenlik Parkı’nda düzenlenen bahar temizliğine katılan Başkan Demir, etkinliğe katılanlarla birlikte farkındalık oluşturmak amacıyla eldivenlerini giydi, eline çöp torbasını aldı ve çöp topladı. Temizlik çalışmaları kapsamında Milli Egemenlik Parkı dip bucak temizlendi. Başkan Faruk Demir, farkındalık etkinliği ile ilgili yaptığı açıklamada, “Bugün itibariyle şehrimizde bahar temizliği başlatıyoruz. Profesyonel işçilerimizin dışında biz yöneticiler olarak uygun olan günlerde ilimizde ki parklarda temizlik çalışması yapacağız. İş yerlerinin önüne sigara izmaritlerinin atılması için küllükler koyduk ama vatandaşlarımız yine yerlere atıyor. Buradan Gürcistan’a gittiğinde aynı sigarayı yere atmayan hemşerilerimizden burada da aynı hareketi bekliyoruz. Çevre kirliliği konusunda cezai işlem gibi yöntemlere başvurabiliriz. Belediyemizin en büyük masrafı temizliğe gidiyor. Harcadığımız her kuruş vatandaşımızdan alınan paralar. Şehrimizi temiz tutarsak bu paraları farklı yerlere kullanabiliriz. Talimat verdik kurum içerisinde ki birimlerimizde fazla eleman varsa temizlik çalışmalarında kullanacağız. Yan gel yat olayı olmayacak gerekirse 3 kişilik işi 1 kişi yapacak. Ardahan pırıl pırıl olana kadar belediye başkanından odacısına kadar herkesle birlikte temizlik işlerine ağırlık veriyoruz. Vatandaşlarımızdan ricamız çevremizi temiz tutalım, çöplerimizi çöp kutularına atalım” diye konuştu.
Ordu Çılgın arıcı: Arılara yarı çıplak ve eldivensiz müdahale ediyor Ordu’nun Fatsa ilçesinde arıcılık yapan Abdulkadir Yirmibeşoğlu, maske ve eldiven olmadan yarı çıplak bir vaziyette arı kovanlarını açarak, adeta arılara meydan okuyor. Arılarının kendisini tanıdığını iddia eden Yirmibeşoğlu, tehlikeli olduğu bu işin kuralını bilmeyenlerin denememesi gerektiğini belirtiyor. Fatsa ilçesinde arıcılık yapan, 47 yaşındaki Yirmibeşoğlu, kendi arılarına olan güvenini farklı bir yöntemle sergiliyor. Arılarının kendisini tanıdığını iddia ederek, maske ve eldiven olmadan yarı çıplak kovanlarına arasına giren Yirmibeşoğlu, insanların bunu denememeleri gerektiğini belirtiyor. Yirmibeşoğlu arılarına güvendiğini, günün belirli saatlerinde çıplak da girse arıların bir şey yapmayacağını söyledi. “Arı işi şakaya gelmez” Arıcılığın, kendilerinde 3 kuşaktır devam ettiğini söyleyen Yirmibeşoğlu, yarı çıplak vaziyette arılara girmenin tehlikeli olduğuna dikkat çekerek, “3 kuşak arıcılık ile uğraşıyoruz. Kimi zaman yarı çıplak videolar çekip sosyal medyama atıyorum. Ben arıların ilmini bildiğim için bana bir şey yapmıyorlar. Arıları kızdırmamak gerekiyor. Kıyafetler temiz olacak, sabun ve parfüm kokusu olmayacak. Güneşin kızdırdığı anda ne yaparsanız yapın arı insana dokunmaz, çünkü yem almaya gidiyor. Tabii, bu oyun değil, bunu bilmeyenler kesinlikle soyunmasın, arı işi şakaya da gelmez, sonuçları ağır olabilir” diye konuştu. “Arılarım beni tanır, ben denemedim kimse denemesin” Arılarının kendisini tanıdığını iddia eden Yirmibeşoğlu, “Arı sokması sonucu komaya girenleri gördüm. Arılar beni tanır, zaten insanları, sahibini tanır. Onlar bizim oyuncağımız gibi oldu, çıplak da girsek bir şey yapmıyor” ifadelerine yer verdi. “Yağmurlu ve bulutlu havalarda kesinlikle arıya girilmez” Arı kovanlarının hava şartları ve günün belirli saatlerine göre açılması gerektiğini anlatan Yirmibeşoğlu, “Gündüz sıcakta saat 12.00-13.00 arasında arıya çıplak girilir ama akşam saatlerinde, yağmurlu ve bulutlu havalarda arıya kesinlikle girilmesin, o zaman çok fena çarpar. Bana ‘arılara üfleyen adam’ da diyorlar” şeklinde konuştu.