Yerel Haberler
Ankara
Tarım ve Orman Bakanlığı, kurbanlık hayvanların sevkinde uyulacak kuralları belirledi 21 Mayıs 2024 Salı - 09:17:10 Tarım ve Orman Bakanlığı, Kurban Bayramı öncesi il içi ve iller arasında artması beklenen kurbanlık hayvan sevklerinin, hayvan refahının gözetilip bulaşıcı hastalıklara karşı gerekli önlemler alınarak yapılması için uyulacak kuralları belirledi. Tarım ve Orman Bakanlığı, bulaşıcı ve salgın hayvan hastalıklarının kontrol altına alınarak ortadan kaldırılması amacıyla yoğun çalışmalar yürütüyor. Bu çerçevede Bakanlık, Kurban Bayramı’nın yaklaşması nedeniyle ülke içinde hayvan hareketlerinde artış olması beklendiğinden bulaşıcı hastalıkların yayılmasının önlenmesi ve hastalıksız bölgelerin korunması amacıyla uyulması gereken kuralları belirleyerek ilgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlara da bildirimlerde bulundu. Aynı zamanda kaçak hayvan hareketlerinin engellenmesine yönelik, ilgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar ile iş birliği halinde kurbanlık hayvan sevkinin yoğun olduğu yol güzergahlarında da kontrol ve denetimler artırıldı. Menşelerinde salgın veya bulaşıcı hayvan hastalığı bulunan, kayıt altına alınmamış, kulak küpesiz, sığır cinsi hayvanlar için pasaport, koyun ve keçi türü hayvanlar için ise nakil belgesi bulunmayan hayvanların sevklerine, alınıp satılmalarına ve kesilmelerine hiçbir surette izin verilmeyecek. Kurbanlık hayvanların taşınmasında kullanılacak araçlar, nakil öncesi ve sonrasında il/ilçe tarım ve orman müdürlüklerince temizlenecek ve dezenfekte edilecek. Hayvan refahının sağlanması için, nakil vasıtalarına aşırı hayvan yüklenemeyecek, hayvanların nakliye sırasında yaralanma veya gereksiz yere acı ve ıstırap çekmelerine neden olabilecek nakil vasıtaları ile sevklerine izin verilmeyecek. Kurbanlık olarak sevk edilecek hayvanların resmi veteriner hekimler tarafından muayene ve gerekli kontrolleri yapılacak. Sağlıklı olduğu tespit edilen hayvanlar için veteriner sağlık raporu düzenlenerek iller arası nakle izin verilecek. Veteriner sağlık raporu olmadan iller arası kurbanlık nakleden hayvan ve araç sahiplerine ilgili mevzuat uyarınca işlem uygulanacak. Kurbanlıklar, özellikle hastalığın görüldüğü bölgelerde Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının taşıyıcısı keneler yönünden detaylı bir şekilde muayene edilip gerekli tedbirler alındıktan sonra sevk edilecek. Hayvancılık işletmelerinden doğrudan yapılan satışlar hariç kurbanlık hayvanlar; hayvan pazarı ve canlı hayvan borsasının yanı sıra Kurban Hizmetleri Komisyonlarınca alınan kararlar doğrultusunda belirlenen kurbanlık hayvan satış yerlerinde ve özel kurbanlık kesimi yapılacak işletmelerde alınıp satılabilecek. Önceden belirlenen yerlerin dışında kurbanlık hayvan alım ve satımlarına müsaade edilmeyecek. Trakya bölgesinin şap hastalığından arınmışlık statüsünün devamı açısından, İstanbul’un Avrupa yakasında belirlenmiş hayvan satış ve kesim yerleri hariç, bu bölgeye şap ve koyun-keçi vebası hastalığına duyarlı hayvan sevklerine bugüne kadar olduğu gibi Kurban Bayramı döneminde de izin verilmeyecek. Bu çerçevede İstanbul başta olmak üzere bölgeye giriş ve geçiş yolları üzerindeki köprüler, feribot ve diğer deniz nakil araçlarının faaliyet gösterdiği iskeleler ile balıkçı barınakları dahil tüm noktalarda deniz ve karadan denetimler artırıldı. Öte yandan, kurbanlık satın alınırken hayvanların sağlıklı ve hayvan kayıt sistemine kayıtlı olmasına dikkat edilmesi büyük önem taşıyor. Kulak küpesi, veteriner sağlık raporu/hayvan pasaportu/nakil belgesi bulunan, öncelikle erkek ve yaşını doldurmuş hayvanların kurbanlık olarak seçilmesi öneriliyor. Gebe veya damızlık niteliği taşıyan dişi hayvanların kurbanlık olarak seçilmemesi gerekiyor. Bu çerçevede, gebe veya damızlık niteliği taşıyan dişi hayvanların kurbanlık hayvan satış yerlerine girişlerine ve kurbanlık olarak kesimlerine izin verilmeyecek. Ayrıca, kurbanlık hayvan satış yerlerinde bulaşıcı ve salgın hastalık ya da sebebi belli olmayan hayvan ölümleri görüldüğünde; ilgili ve yetkili kişiler tarafından bölgenin mülki idare amiri veya tarım ve orman il/ilçe müdürlüklerine bildirilmesi gerekiyor.
320 ata tohumu ve tıbbi aromatik bitkilerin bulunduğu Endemik Vadi’ye büyük ilgi
20 Mayıs 2024 Pazartesi - 19:06 320 ata tohumu ve tıbbi aromatik bitkilerin bulunduğu Endemik Vadi’ye büyük ilgi Pursaklar Belediyesi tarafından 2021 yılında hizmete açılan Endemik Vadi büyük ilgi görüyor. Endemik Vadi’de 320 ata tohumu ve tıbbi aromatik bitkiler bulunuyor. Kültürel değerlerin korunması ve yaşatılması amacıyla Endemik Vadi’yi 2021 yılında Pursaklar’a kazandırdıklarını belirten Pursaklar Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin, ‘‘Pursaklar halkına yeni bir nefes alanı sağlayan ve birbirinden göz alıcı güzelliğiyle kendisine bakanları hayran bırakan Endemik Vadimiz 2021 yılından bu yana hemşehrilerimizin akınına uğruyor" dedi. Çetin, Türkiye’nin dört bir yanından gelen binlerce vatandaşın Pursaklar’ın kültürel değerleri hakkında bilgi sahibi olduklarını ifade ederek, "Vatandaşlar, soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan endemik hayvanlarımızı da yakından tanıma fırsatı buluyor" diye konuştu. Endemik Vadi, ilçede estetik açıdan güzel bir görünüme sahip olmasının yanı sıra kaybolmaya yüz tutmuş endemik bitkiler, nesilleri tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalan Ankara keçisi, Ankara güvercini, Ankara kedisi ve Ankara tavşanını gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyor. Pursaklar Belediyesi ve Gazi Üniversitesi işbirliğinde Ankara’nın endemik bitkileri, endemik hayvanları ve tıbbi aromatik bitkilerin korunması, yaşatılması, üretilmesi ve bunlarla ilgili bilimsel çalışmalar yapılması hedeflenen Endemik Vadi’de rengarenk çiçeklerin arasında spor yapmak isteyen vatandaşlar için bin 300 metre uzunluğunda bisiklet ve yürüyüş yolu, çocukların oyun oynayabilerek vakit geçirebilecekleri Orman Köyü de bulunuyor.
Sanık Bora Kaplan: “İşim gücüm yok örgüt mü kuracağım?”
20 Mayıs 2024 Pazartesi - 18:03 Sanık Bora Kaplan: “İşim gücüm yok örgüt mü kuracağım?” Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 20’si tutuklu 61 sanığın yargılanmasına öğleden sonra devam edildi. Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde verilen 15 dakikalık aranın ardından duruşmaya devam edildi. Mahkeme heyetinden söz alan sanık Bora Kaplan, “Erkan D. denen tanık eline almış kağıdı okuyor. Neden ezbere anlatmıyor. Çünkü kurgu var. Erkan D.’ye kağıdı vermişler ‘Okuyun’ diyorlar. O da okuyor” dedi. Erkan D.’nin beyanlarının yalan olduğunu iddia eden Kaplan, “Erkan D.’yi dövdükten sonra Barış Kurt’la samimi olduğum, sonra da örgüt olduğum söyleniyor. Başka işim gücüm yok örgüt mü kuracağım” diye konuştu. “Oğlumu infaz etmeye hakları yoktu” Mahkeme, maktul Semih Arslan’ın annesi Adalet Arslan’ı da müşteki sıfatıyla dinledi. Oğlunun kendisini öldürecek bir insan olmadığını, oğlunu öldürdüklerini iddia eden Arslan, “Ben oğlumun Bora Kaplan’ın yanında çalışmasını istemiyordum. Eve sabah 5’de gelirdi. Eve gelmeden ben uyuyamazdım. Cinayet günü de akşam 7 gibi evden çıktı. Her gün akşam 6 gibi giderdi, sabah 5 gibi gelirdi. Banka borcu vardı, eve hacizler geliyordu. Ödeyemeyince Bora’nın yanına işe girdi. Cinayet olduğu gün de oğlum suçlu ama oğlumu infaz etmeye hakları yoktu. Elime geçse kendi elimle teslim edecektim” diye konuştu. Bora Kaplan’a doğru dönen anne Arslan, “Benim oğlum öldürüldü. Giderken ben oğluma 20 lira verdim, cebinden çıkan para nerden geldi. Ayhan Bora Kaplan, sen oğlumu dindarlıkla kandırdın. Ben emekli maaşıyla geçiniyorum. Sen benim oğlumu kullandın, ben seni Allah’a havale ediyorum” dedi. Duruşma müşteki ve tanık beyanlarının ardından yarın devam edilmek üzere sona erdi. Olayın geçmişi İddianameye göre soruşturma, 7 Eylül 2023’te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına giderek Bora Kaplan ve suç örgütü üyelerinden şikayetçi olan müşteki Erkan D’nin beyanları üzerine başlatıldı. Suç örgütünün Kaplan’ın talimatı ve bilgisi doğrultusunda farklı tarihlerde Mahfuz Tatar ve Semih Arslan’ın öldürülmesi, müştekiler Altan T, Murat Y, Serhat T. ve Serdar H’nin silahla yaralanması, müşteki Erkan D’nin 2 gün boyunca alıkonularak işkence edilmesi, müşteki Mehmet Taha E’nin sahibi olduğu işletmelerin zorla alınması, müşteki Muhammed S’nin 2 otomobilinin gasbedilmesi ve zorla çek yazdırılması ile müşteki Emirhan B’nin darbedilmesi olaylarını gerçekleştirdiği bildirildi. İddianamede, Bora Kaplan ve diğer örgüt yöneticileri Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik hakkında "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek", "kasten öldürme", "nitelikli kasten öldürme", 7 kişiye yönelik "kasten yaralama", 2 kişiye yönelik "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 2 kişiye yönelik "nitelikli yağma", "eziyet", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme", "suç üstlenme" ve 2 kez "suçluyu kayırma" suçlarından biri ağırlaştırılmış 2’şer kez müebbet ve 169 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep edildi. Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası talep edildi.
Bakan Tunç: "Netanyahu ve Gallant için yakalama kararı başvurusunda bulunması, gecikmiş ancak olumlu bir karardır"
20 Mayıs 2024 Pazartesi - 17:21 Bakan Tunç: "Netanyahu ve Gallant için yakalama kararı başvurusunda bulunması, gecikmiş ancak olumlu bir karardır" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısının, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant için işledikleri savaş ve insanlık suçları nedeniyle yakalama kararı başvurusunda bulunması, gecikmiş ancak olumlu bir karardır" dedi. Bakan Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısının, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant için işledikleri savaş ve insanlık suçları nedeniyle yakalama kararı başvurusunda bulunması, gecikmiş ancak olumlu bir karardır. İsrail, 7 Ekim’den bu yana Gazze ve Refah bölgesinde yaptığı saldırılarla uluslararası hukuku ayaklar altına almakta, en temel insan hakları olan yaşam hakkını, mülkiyet hakkını, güvenlik hakkını, din ve vicdan özgürlüğünü yok saymaktadır. Masum insanları hedef alan İsrailli yetkililer, en kısa sürede hukuk önüne çıkarılmalıdır ve hesap vermeleri sağlanmalıdır. Türkiye olarak, daima işgalci İsrail’in adaletsizliklerini, yaptığı soykırımı, işlediği insanlık suçlarını gündemde tutmaya devam edecek, Filistinli kardeşlerimizin haklı davasında yanında olmayı sürdüreceğiz. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığının kabul edilmesi ve Filistinli kardeşlerimizin kendi ülkelerinde özgürce ve insan onuruna yakışır bir şekilde yaşaması için çaba göstermekten geri durmayacağız" ifadelerine yer verdi.
Bakan Tunç: "22 yıl önce 9 bin olan hakim ve savcı sayısı, son 1 yıl içerisinde adalet teşkilatımıza katılan 2 bin 294 hakim ve savcımızla birlikte 25 bine yaklaştı"
20 Mayıs 2024 Pazartesi - 16:31 Bakan Tunç: "22 yıl önce 9 bin olan hakim ve savcı sayısı, son 1 yıl içerisinde adalet teşkilatımıza katılan 2 bin 294 hakim ve savcımızla birlikte 25 bine yaklaştı" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "22 yıl önce 9 bin olan hakim ve savcı sayısı, son 1 yıl içerisinde adalet teşkilatımıza katılan 2 bin 294 hakim ve savcımızla birlikte 25 bine yaklaştı" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde 26. Dönem Adli Yargı ve 16. Dönem İdari Yargı Kura Töreni’nde konuştu. Tunç, iki yıl süren adaylık eğitimlerini tamamlayan; 26’ncı adli yargı döneminden 731 hâkim ve 242 cumhuriyet savcısı, 16’ncı idari yargı döneminden 71 hâkim olmak üzere toplam bin 44 hâkim ve savcımızın kurayla atamalarını gerçekleştireceklerini ifade etti. Adalet Akademisindeki eğitimlerini başarıyla tamamlayarak hayallerindeki mesleğe kavuşan genç hakim ve savcıları tebrik eden Tunç, "Mesleğe kabul edilen kıymetli genç hakim ve savcılarımızın bugünlere gelmesinde büyük emek sahibi olan ve başarılarıyla gururlanan, başta fedakâr aileleri olmak üzere, kıymetli hocalarına ve değerli meslek büyüklerine teşekkür ediyorum. Adaletin tecellisi yolunda ter dökmeyi tercih ederek, millet adına hüküm verme makamına ulaşan siz değerli hakim ve savcılarımızın katılımıyla yargı teşkilatımızın daha da güçleneceğine inanıyor, sizlere güveniyoruz" diye konuştu. Medeniyetimizde adaletin, hakkı hak sahibine teslim etmek olduğuna dikkat çeken Tunç, "Adalet bütün erdem ve değerlerin merkezi ve dayanağıdır. Mülkün temeli olan adalet, herkesin onurlu yaşamasının teminatı, toplumsal barış ve huzurun ön şartıdır. Adaletin tecellisi hukuk devletiyle; hukuk devleti ise tarafsız ve bağımsız yargıyla mümkündür. Tarafsız ve bağımsız yargının güvencesi de kürsüde görev yapan hakim ve savcılarımızdır. Bugün, yargı camiamıza katılan genç hâkim ve savcılarımızın bağımsız ve tarafsız yargının tesisi için büyük bir aşkla, milletimizin adalete güvenini daha da artırmak için, fedakârca çalışacağına yürekten inanıyoruz" ifadelerini kullandı. Tunç, adalet hizmetlerinin aksamaması ve makul sürede yargılanma hakkının güçlendirilmesi için çok önemli adımlar attıklarını ve atmaya da devam ettiklerini belirtti. Bakan Tunç, 22 yıl önce 9 bin olan hakim ve savcı sayısının son 1 yıl içerisinde adalet teşkilatına katılan 2 bin 294 hakim ve savcı ile birlikte 25 bine yaklaştığını, ayrıca bin 498 yeni hakim-savcı adayının da eğitimlerine devam ettiğini aktardı. Hakim ve savcı sayısını artırırken aynı zamanda niteliklerini ve kalitelerini de yükseltmek için yeni düzenlemeleri hayata geçirdiklerini söyleyen Bakan Tunç, "Hukuk fakültesi mezunlarının; hakim-savcı yardımcılığı sınavına girebilmeleri veya avukatlık stajlarına başlayabilmeleri için bu yıl ilk kez Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı uygulamasını başlatıyoruz. Yine bu yıldan itibaren, 2 yıl süren hakim ve savcı adaylığı uygulamasına son veriyor, yerine 3 yıl boyunca hem teorik hem de uygulamalı, usta-çırak ilişkisi içinde devam edecek ’hakim ve savcı yardımcılığı’ sistemini hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda 1000 hakim ve savcı yardımcısının yazılı sınavlarını gerçekleştirdik. Hakim ve savcılarımızın yanında, zabıt katibinden mübaşire, infaz koruma memurundan sosyal çalışmacıya kadar adalet teşkilatımızın ihtiyaç duyduğu personel sayısını son 22 yılda 3 kattan fazla artırdık. Sadece bu yıl 20 bin 779 kardeşimizi adalet teşkilatımıza kazandırarak personel sayımızı 179 bine yükselttik. Yine, güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi için, son 22 yılda 3 bin 727’den, 7 bin 339’a yükselttiğimiz ilk derece mahkemelerimizin sayısına son bir yılda 2 bin 987 mahkeme daha dahil ettik. Kurulduğu 2016 yılından bugüne; 279’dan 546’ya yükselttiğimiz istinaf mahkemesi daire sayısına, son bir yılda 81 istinaf mahkemesi dairesini daha ekledik. Böylece, istinaftaki işleyişi hızlandırmayı amaçladık" diye konuştu. "İlk derece, istinaf ve temyiz olmak üzere tüm yargı teşkilatımız yılda ortalama 12 milyon dosyada karar vermektedir" diyen Bakan Yılmaz Tunç, "Bu kararların içinden, sadece birkaçını öne çıkararak, yargıyı yıpratmanın, fedakârca çalışan yargı mensuplarını töhmet altında bırakmanın haksızlık olduğunu buradan ifade etmek istiyorum. Yargı kararları elbette eleştirilebilir. Zaten hukuk, dinamik yapısını ve gelişimini, yerinde eleştiriye borçludur. Bu eleştiriler yargı kararlarının kalitesini de artırır. Ancak, yapıcı eleştiri yerine, ülkemizde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı hususunda, karalamaya matuf söylemlerin, eleştirinin ötesine geçen haksız ithamların adalete güveni sarsmayı amaçladığı açıktır. Türkiye’nin, son yıllarda kavuştuğu yüksek standartlı demokrasi sayesinde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda da büyük mesafe almış olması vesayetçi yargı anlayışına özlem duyan bir kısım çevreleri rahatsız etmektedir" şeklinde konuştu.