Yerel Haberler
Ankara
27 Nisan 2024 Cumartesi - 11:58 ATO Başkanı Baran: "Ülkemizin ihracatında, e-ihracat yüzde 1,5’luk paya sahip" Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, "Ülkemizin ihracatında, e-ihracat yaklaşık yüzde 1,5’luk bir paya sahip. 2028 yılı itibariyle de ülkemizin hedefi bu rakamı yüzde 10’lar seviyesine ulaştırmak" dedi. ATO Başkanı Gürsel Baran, Oniki Platformu’nun hibrit ve yapay zeka konseptiyle Ankara’da düzenlediği "E-Ticaret ve E-İhracat Konferansı"na katıldı. Ankara Ticaret Odası’nın da desteklediği, Crowne Plaza Ankara’da gerçekleşen etkinlik, başkentteki üreticiler ve markalar ile e-ticaret ve e-ihracat alanındaki satıcılar ve ekosisteme çeşitli çözümler sunan hizmet ve servis sağlayıcı firmaları bir araya getirdi. ATO Başkanı Baran, açılışta yaptığı konuşmada markalaşma ve katma değerli üretimin önemine dikkat çekerek, ihracat gelirlerine ve cari dengeye olumlu katkısının altını çizdi. Markalaşmanın dünya ticaretindeki önemini örneklerle anlatan ATO Başkanı Gürsel Baran, Ankara Ticaret Odası’nın bu konudaki çalışmaları ve Uluslararası Marka Buluşmaları adı altında gerçekleştirdiği etkinlik hakkında da bilgi verdi. E-ticaret ve e-ihracatın pandemiyle birlikte hızla geliştiğini hatırlatan Baran, ticarette gelişmek isteyen firmaların değişim ve dönüşüme uyum sağlaması gerektiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Pandemi ile birlikte hızla gelişen e-ticaret ve e-ihracat ülkemizde de ilerleme kaydetti. Türkiye 2023 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 100 artışla 1.6 trilyon liralık e-ticaret rakamına ulaştı. 2024 yılı sonunda ulaşmayı hedeflediğimiz rakam ise 3.3 trilyon lira. Bu rakama çok rahat ulaşılabileceğini düşünüyorum. Ticaretimizin içinde de e-ticaret yüzde 20’lik bir paya sahip. Yani her 5 alışverişten biri artık e-ticaret kanalıyla yapılıyor. Bu oranın da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dünya ticaretinde yaşanan bu gelişmelere firmalarımızın uyum sağlayarak e-ihracatını geliştirmesini, şehrimizin ve ülkemizin e-ihracat ile dünya ticaretinden daha fazla pay almasını hedefliyoruz." Dünya e-ticaret pazar büyüklüğünün 6 trilyon dolara ulaştığını aktaran Baran, e-ticaretin gelişiminde lojistik ve depolamanın önemine de vurgulayarak, şu ifadelere yer verdi: "E ticaretle birlikte depolama alanları ihtiyacı artmış ve buna paralel depolama maliyetleri yükselmişti. Sorun çözümüyle birlikte geldi. Konaklama alanında kullanılan iş modeli AirBnb modeli depolama sektöründe de dijital olarak kullanılmaya başlandı. Yeni dijital platformlar, dünyanın herhangi bir yerinde depo kiralamak isteyeni, dünyanın herhangi bir yerinde deposunu kiraya vermek isteyenle buluşturarak hızlı çözümler ortaya koydu. Böylece gerek ülkemizde gerekse dünyanın başka yerlerinde işletmeler uygun şartlarda depolama yapabilir hale geldi. Aynı şekilde lojistik konusu da beraberinde gelişti ve değişti. Ürünlerin tedarik edilmesi, depolanması ve müşteriye ulaştırılması e-ticaretin başarısını etkileyen bir faktör. E-ticaret işletmeleri, ürünlerin müşterilere hızlı bir şekilde ulaştırılması için güvenilir ve verimli bir lojistik ağına sahip olmak durumunda. Ürünlerin tedarik edilmesi, depolanması ve sevkiyatı, işletmenin verimliliğini ve müşteri memnuniyetini doğrudan etkiliyor." "Ülkemizin ihracatında, e-ihracat yüzde 1,5’luk paya sahip" Türkiye’nin genel ihracatında da e-ihracatın önemli mesafeler kaydettiğini bildiren Baran, "2023 yılı sonu itibarıyla ihracatımız 260 milyar dolara yaklaştı. Ülkemizin ihracatında, e-ihracat yaklaşık yüzde 1,5’luk bir paya sahip. 2028 yılı itibarıyla da ülkemizin hedefi bu rakamı yüzde 10’lar seviyesine ulaştırmak. İnanıyorum ki e-ihracatımızı bu rakamlara taşıyarak bu alanda dünyada önde gelen ülkelerden biri olacağız" dedi. Ankara Ticaret Odası olarak e-ticaret ve e-ihracatı geliştirme konularında yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Baran, "Ankara’mızda pandemi öncesinde yaklaşık 6 bin e-ticaret yapan firma sayısı varken, yıl sonu itibarıyla 44 binlere ulaştık. Tahmin ediyorum ki bugün rakamlar 50 bini aşmıştır" diye konuştu. ATO Başkanı Gürsel Baran’ın yanı sıra Oniki Platformu Kurucu Ortak/CEO Ziya Kızıltan ve Ekonomi Yazarı Sami Altınkaya da açılışta birer konuşma yaptı.
27 Nisan 2024 Cumartesi - 11:08 Sibergöz operasyonlarında 48 gözaltı daha İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Antalya merkezli 13 ilde icra edilen ‘Sibergöz-35’ operasyonları çerçevesinde 48 şüphelinin yakalandığını bildirdi. Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Bakan Yerlikaya, “Kaş Cumhuriyet Başsavcılığı, Jandarma Genel Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Antalya İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu Antalya merkezli Adana, Balıkesir, Batman, Hatay, İstanbul, Kocaeli, Manisa, Mardin, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Tekirdağ’da ‘Sibergöz-35’ operasyonu düzenlendi. 48 şüpheli yakalandı Bilişim sistemlerini kullanarak nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyen şüphelilerin; hazırladıkları sahte site ve sosyal medya hesaplarında, güven sağlamak amacıyla sahte ‘TURSAB’ belgesi kullandıkları, Kaş, Kalkan, Finike, Patara, Adrasan, Çıralı ve Olimpos bölgelerinde yer alan villalara yönelik detaylı keşif yaptıkları, villalarının sahibiymiş gibi bu villaları kiralamak isteyen 110 vatandaşımızı sahte sosyal medya hesapları açarak dolandırdıkları ve bu siteler üzerinden Havale/EFT yöntemiyle ödeme aldıkları tespit edildi. Şüphelilerin banka hesaplarında 500 milyon lira para hareketliliği olduğu belirlendi. Operasyonlar sonucu, çok sayıda dijital materyale el konuldu” ifadelerine yer verdi.
ATO Başkanı Baran: "Ülkemizin ihracatında, e-ihracat yüzde 1,5’luk paya sahip"
27 Nisan 2024 Cumartesi - 11:58 ATO Başkanı Baran: "Ülkemizin ihracatında, e-ihracat yüzde 1,5’luk paya sahip" Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, "Ülkemizin ihracatında, e-ihracat yaklaşık yüzde 1,5’luk bir paya sahip. 2028 yılı itibariyle de ülkemizin hedefi bu rakamı yüzde 10’lar seviyesine ulaştırmak" dedi. ATO Başkanı Gürsel Baran, Oniki Platformu’nun hibrit ve yapay zeka konseptiyle Ankara’da düzenlediği "E-Ticaret ve E-İhracat Konferansı"na katıldı. Ankara Ticaret Odası’nın da desteklediği, Crowne Plaza Ankara’da gerçekleşen etkinlik, başkentteki üreticiler ve markalar ile e-ticaret ve e-ihracat alanındaki satıcılar ve ekosisteme çeşitli çözümler sunan hizmet ve servis sağlayıcı firmaları bir araya getirdi. ATO Başkanı Baran, açılışta yaptığı konuşmada markalaşma ve katma değerli üretimin önemine dikkat çekerek, ihracat gelirlerine ve cari dengeye olumlu katkısının altını çizdi. Markalaşmanın dünya ticaretindeki önemini örneklerle anlatan ATO Başkanı Gürsel Baran, Ankara Ticaret Odası’nın bu konudaki çalışmaları ve Uluslararası Marka Buluşmaları adı altında gerçekleştirdiği etkinlik hakkında da bilgi verdi. E-ticaret ve e-ihracatın pandemiyle birlikte hızla geliştiğini hatırlatan Baran, ticarette gelişmek isteyen firmaların değişim ve dönüşüme uyum sağlaması gerektiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Pandemi ile birlikte hızla gelişen e-ticaret ve e-ihracat ülkemizde de ilerleme kaydetti. Türkiye 2023 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 100 artışla 1.6 trilyon liralık e-ticaret rakamına ulaştı. 2024 yılı sonunda ulaşmayı hedeflediğimiz rakam ise 3.3 trilyon lira. Bu rakama çok rahat ulaşılabileceğini düşünüyorum. Ticaretimizin içinde de e-ticaret yüzde 20’lik bir paya sahip. Yani her 5 alışverişten biri artık e-ticaret kanalıyla yapılıyor. Bu oranın da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dünya ticaretinde yaşanan bu gelişmelere firmalarımızın uyum sağlayarak e-ihracatını geliştirmesini, şehrimizin ve ülkemizin e-ihracat ile dünya ticaretinden daha fazla pay almasını hedefliyoruz." Dünya e-ticaret pazar büyüklüğünün 6 trilyon dolara ulaştığını aktaran Baran, e-ticaretin gelişiminde lojistik ve depolamanın önemine de vurgulayarak, şu ifadelere yer verdi: "E ticaretle birlikte depolama alanları ihtiyacı artmış ve buna paralel depolama maliyetleri yükselmişti. Sorun çözümüyle birlikte geldi. Konaklama alanında kullanılan iş modeli AirBnb modeli depolama sektöründe de dijital olarak kullanılmaya başlandı. Yeni dijital platformlar, dünyanın herhangi bir yerinde depo kiralamak isteyeni, dünyanın herhangi bir yerinde deposunu kiraya vermek isteyenle buluşturarak hızlı çözümler ortaya koydu. Böylece gerek ülkemizde gerekse dünyanın başka yerlerinde işletmeler uygun şartlarda depolama yapabilir hale geldi. Aynı şekilde lojistik konusu da beraberinde gelişti ve değişti. Ürünlerin tedarik edilmesi, depolanması ve müşteriye ulaştırılması e-ticaretin başarısını etkileyen bir faktör. E-ticaret işletmeleri, ürünlerin müşterilere hızlı bir şekilde ulaştırılması için güvenilir ve verimli bir lojistik ağına sahip olmak durumunda. Ürünlerin tedarik edilmesi, depolanması ve sevkiyatı, işletmenin verimliliğini ve müşteri memnuniyetini doğrudan etkiliyor." "Ülkemizin ihracatında, e-ihracat yüzde 1,5’luk paya sahip" Türkiye’nin genel ihracatında da e-ihracatın önemli mesafeler kaydettiğini bildiren Baran, "2023 yılı sonu itibarıyla ihracatımız 260 milyar dolara yaklaştı. Ülkemizin ihracatında, e-ihracat yaklaşık yüzde 1,5’luk bir paya sahip. 2028 yılı itibarıyla da ülkemizin hedefi bu rakamı yüzde 10’lar seviyesine ulaştırmak. İnanıyorum ki e-ihracatımızı bu rakamlara taşıyarak bu alanda dünyada önde gelen ülkelerden biri olacağız" dedi. Ankara Ticaret Odası olarak e-ticaret ve e-ihracatı geliştirme konularında yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Baran, "Ankara’mızda pandemi öncesinde yaklaşık 6 bin e-ticaret yapan firma sayısı varken, yıl sonu itibarıyla 44 binlere ulaştık. Tahmin ediyorum ki bugün rakamlar 50 bini aşmıştır" diye konuştu. ATO Başkanı Gürsel Baran’ın yanı sıra Oniki Platformu Kurucu Ortak/CEO Ziya Kızıltan ve Ekonomi Yazarı Sami Altınkaya da açılışta birer konuşma yaptı.
Sibergöz operasyonlarında 48 gözaltı daha
27 Nisan 2024 Cumartesi - 11:08 Sibergöz operasyonlarında 48 gözaltı daha İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Antalya merkezli 13 ilde icra edilen ‘Sibergöz-35’ operasyonları çerçevesinde 48 şüphelinin yakalandığını bildirdi. Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Bakan Yerlikaya, “Kaş Cumhuriyet Başsavcılığı, Jandarma Genel Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Antalya İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu Antalya merkezli Adana, Balıkesir, Batman, Hatay, İstanbul, Kocaeli, Manisa, Mardin, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Tekirdağ’da ‘Sibergöz-35’ operasyonu düzenlendi. 48 şüpheli yakalandı Bilişim sistemlerini kullanarak nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyen şüphelilerin; hazırladıkları sahte site ve sosyal medya hesaplarında, güven sağlamak amacıyla sahte ‘TURSAB’ belgesi kullandıkları, Kaş, Kalkan, Finike, Patara, Adrasan, Çıralı ve Olimpos bölgelerinde yer alan villalara yönelik detaylı keşif yaptıkları, villalarının sahibiymiş gibi bu villaları kiralamak isteyen 110 vatandaşımızı sahte sosyal medya hesapları açarak dolandırdıkları ve bu siteler üzerinden Havale/EFT yöntemiyle ödeme aldıkları tespit edildi. Şüphelilerin banka hesaplarında 500 milyon lira para hareketliliği olduğu belirlendi. Operasyonlar sonucu, çok sayıda dijital materyale el konuldu” ifadelerine yer verdi.
Sibergöz operasyonlarında 48 gözaltı daha
27 Nisan 2024 Cumartesi - 11:06 Sibergöz operasyonlarında 48 gözaltı daha İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Antalya merkezli 13 ilde icra edilen ‘Sibergöz-35’ operasyonları çerçevesinde 48 şüphelinin yakalandığını bildirdi. Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Bakan Yerlikaya, “Kaş Cumhuriyet Başsavcılığı, Jandarma Genel Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Antalya İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu Antalya merkezli Adana, Balıkesir, Batman, Hatay, İstanbul, Kocaeli, Manisa, Mardin, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Tekirdağ’da ‘Sibergöz-35’ operasyonu düzenlendi. 48 şüpheli yakalandı Bilişim sistemlerini kullanarak nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyen şüphelilerin; hazırladıkları sahte site ve sosyal medya hesaplarında, güven sağlamak amacıyla sahte ‘TURSAB’ belgesi kullandıkları, Kaş, Kalkan, Finike, Patara, Adrasan, Çıralı ve Olimpos bölgelerinde yer alan villalara yönelik detaylı keşif yaptıkları, villalarının sahibiymiş gibi bu villaları kiralamak isteyen 110 vatandaşımızı sahte sosyal medya hesapları açarak dolandırdıkları ve bu siteler üzerinden Havale/EFT yöntemiyle ödeme aldıkları tespit edildi. Şüphelilerin banka hesaplarında 500 milyon lira para hareketliliği olduğu belirlendi. Operasyonlar sonucu, çok sayıda dijital materyale el konuldu” ifadelerine yer verdi. (ALİ-
Gölbaşı’nda mıntıka temizliği
27 Nisan 2024 Cumartesi - 10:43 Gölbaşı’nda mıntıka temizliği Gölbaşı Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri ilçenin dört bir yanında mıntıka temizliği yaptı. Ankara’nın Gölbaşı Belediyesi ekipleri daha temiz bir Gölbaşı için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri gün boyu refüjler, kaldırımlar, yollar, parklar ve bahçelerde temizlik çalışması yaptı. Koordineli bir şekilde çalışan ekipler, çalı süpürgeleriyle kaldırımları ve yolları temizlerken, vakumlu yol süpürme araçları cadde ve ara sokakları pırıl pırıl temizledi. Çöp kutularındaki atıklarda ekipler tarafından toplandı. Yapılan temizlik çalışması ile hem çevre kirliğinin hem görüntü kirliliğinin önüne geçildi. Ankara’nın en temiz ilçelerinden biri olan Gölbaşı’nda, Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri her gün çalışmalarına devam ediyor. “Sabahın erken saatlerinden itibaren ekiplerimiz sahaya iniyor” Daha temiz ve ferah bir Gölbaşı için özveriyle çalışmaya devam edeceklerinin altını çizen Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı “Göreve geldiğimiz ilk gün dediğimiz gibi önceliğimiz halk sağlığı ve çevre kirliliğini önlemek. Ekiplerimiz bunun için gece gündüz çalışıyor. Sabahın erken saatlerinden itibaren ekiplerimiz sahaya iniyor. Mesai gözetmeksizin çalışmalarımız sürüyor. Gölbaşılı hemşehrilerimize temiz ve sağlık bir ortam sunmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Ankara’da ‘alev savaşçısı’ çift mesleğin zorluklarını birlikte aşıyor
27 Nisan 2024 Cumartesi - 10:33 Ankara’da ‘alev savaşçısı’ çift mesleğin zorluklarını birlikte aşıyor Ankara’da görev yapan itfaiye eri Emre-Selinay çifti yangın ve afetlerde can kurtarmak için çalışırken karşılaştıkları zorlukları da birbirlerine duydukları sevgiyle aşmaya çalışıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı 2. Bölge Amirliği Kurtuluş İstasyonunda 2023 yılı Eylül ayında tanışan ve hayatlarını birleştiren Selinay ve Emre Kıstır çifti aynı istasyonda itfaiye eri olarak görev alıyor. Çift, farklı yıllarda Ankara Büyükşehir Belediyesinin yaptığı itfaiye eri alım sınavlarına girerek çalışmaya başladı. Evlenmeden önce iş yerinde arkadaş olarak tanışan çift farklı vardiyalarda görev alıyor. Hem mesleklerini hem hayatlarını paylaşan Kıstır çifti ayda 10 gün aynı evde birbirini görürken mesai saatlerinde ise görev devir esnasında karşılaşıyor. Ev işlerinde birbirlerine yardımcı olan çift, bu duruma alıştıklarını söylüyor. 2022 yılında ABB’nin açmış olduğu itfaiye eri sınavına katıldığını, daha sonra mülakata girmeye hak kazandığını, ardından sözlü ve spor olarak değerlendirildikten sonra itfaiye eri olarak çalışmaya başladığını belirten Selinay Kıstır, “İşe başlamadan önce biz de çok ön yargılıydık. Kendi açımızdan tedirginliklerimiz oluyordu. Kendimizce ‘nasıl karşılanacak’ diye sonuçta erkek egemenliğinde bir mesleğiz. İlk başlarda çok zor oldu sahada çok fazla tepki gördük ’kadından itfaiyeci mi olur’ diye. Kadın arkadaşlarımızla birlikte belirli bir zamanı aştığımız için ön yargıyı kırdık. Kurumumuzda da daha çok destek gördüğümüz için daha çok motivasyon gördüğümüz için artık gittiğimiz olaylarda tecrübe edinerek ekibimizle işler başardıkça kendimizi daha iyi oluyor ama yer yer zorlandığımız yerler oluyor. Artık biz de işimizi yapıyoruz” diye konuştu. Eşiyle farklı vardiyalarda olduğunu söyleyen Selinay Kıstır, “Öncesinde iş arkadaşı olarak tanıştık. Daha sonra arkadaş ortamında sohbetimiz ilerledi, vakit geçirmeye başladık ve evlenmeye karar verdik” dedi. Eşiyle farklı vardiyalarda çalıştığını ifade eden Selinay Kıstır, “Bizim çalışma sistemimiz 24/48 esaslı çalışıyoruz. 3 vardiya olarak çalışıyoruz. Ben birinci posta olarak çalışıyorum eşim ikinci posta olarak çalışıyor. Ayda denk geldiğimiz süre sayısı 10 gün, ben nöbete geliyorum o dinleniyor ben nöbetten çıkarken ise o işe gelmiş oluyor, içtimalarda karşılamış oluyoruz. Bazen eşimi 10 günden az gördüğüm de oluyor. Biz aynı işe denk geldiysek mutlaka olağanüstü durumlarda denk geliyoruz. Denk gelme süremiz ise kısa o esnada birbirimizi de görmüyoruz çünkü koruyucu ekipmanlarımız var. O yüzden birbirimizi tanımıyoruz” diye konuştu. 2020 yılında göreve başladığını belirten Emre Kıstır ise, “KPSS puanım yeterli geldiği için 2020 yılında mülakatlarda hak kazandım. 2020 yılında Eylül ayında göreve başladım. Ben işe başladığımda onlar daha yoktu. Gündüz personelleriydi kendisi vakit geçirdikçe birbirimizle anlaştığımızı gördük. 2023 Eylül ayında da evlendik” ifadelerini kullandı. Mesai saatlerinde aklının eşinde olduğunu dile getiren Emre Kıstır, “Tabi bizim de mesleğimiz gereği zorlanıyoruz ama burası profesyonel bir iş ve o gözle bakıyoruz. Biz zaten acil durumlarda karşılaşıyoruz. Orada da herkes işini yapıyor. İşimizi profesyonel olarak yapıyoruz” dedi.
Bakan Yumaklı, Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsünü ziyaret etti
27 Nisan 2024 Cumartesi - 10:17 Bakan Yumaklı, Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsünü ziyaret etti Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, daha önce açıkladığı ’Hayvancılık Yol Haritası’nın en önemli başlıklarından birisinin hayvan hastalıklarıyla mücadele olduğunu belirterek, Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsünün hayvan hastalıklarıyla mücadelede uluslararası geçerliliği olan son derece önemli çalışmalar yaptığını bildirdi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 27 Nisan Dünya Veteriner Hekimler Günü münasebetiyle Etlik Veteriner Kontrol Merkez Enstitüsünü ziyaret etti. Laboratuvarlarda incelemelerde bulunan Yumaklı, enstitü çalışanlarıyla sohbet etti. Daha sonra basın mensuplarına değerlendirmede bulunan Bakan Yumaklı, enstitünün bir asra yakın tecrübesiyle dünya çapında akreditasyona sahip olduğuna dikkati çekti. Bu merkezde yapılan çalışmaların birçok ülke tarafından baz alındığının altını çizen Yumaklı, şu bilgileri verdi: “Burada üç başlıkta faaliyet gösteren 19 laboratuvarımız var. Bunlar arıdan büyükbaş ve küçükbaş hayvan ile diğer bütün hayvanlara ilişkin hastalık teşhisleriyle alakalı çalışan laboratuvarlarımız. İkinci grup laboratuvarlarımız ise tedaviye ilişkin antijen üretiminden aşı üretimine kadar faaliyet gösteriyor. Üçüncü grup da kontrol ve analiz laboratuvarlarımız. Bu 3 laboratuvarımız da Türkiye’deki hayvan hastalıklarıyla mücadelenin yanı sıra uluslararası birtakım taleplere cevap verme hususunda faaliyet gösteriyor. Özellikle sadece Türkiye’nin dört bir tarafından değil, yine dünyadan da buraya gelen numuneleri kontrol ederek, test ederek gelen taleplere cevap veriyorlar. Buradaki Doping Laboratuvarı dünyadaki sayılı merkezlerden birisi. Hem Türkiye’deki atlarla alakalı yapılan doping kontrolü, hem de dünyadan gelen numunelerin analiz edilmesi de yine buradaki laboratuvarlarımızda yapılıyor. Uluslararası ölçekte kabul edilebilir bir laboratuvar olduğunu ifade etmek istiyorum.” Hayvan hastalıklarıyla mücadele Bakan Yumaklı, hayvan hastalıklarıyla mücadelenin en önemli kısmının teşhis etmek, bunların tedavisiyle ilgili araçlar geliştirmek ve yapılan analizlerle hayvan hastalıklarıyla mücadelede politikalar geliştirmek olduğunu dile getirdi. Etlik Veteriner Kontrol Merkez Enstitüsünü ‘Türkiye’de bu anlamda uluslararası geçerli olan son derece önemli bir merkez’ diye niteleyen Yumaklı, “Bizler hayvancılık yol haritasının en önemli başlıklarından birisini hayvan hastalıklarıyla mücadele olarak belirledik. Dolayısıyla son derece yüksek ekonomik kayıplara sebep olan hayvan hastalıklarıyla mücadelenin aynı zamanda hem tecrübe açısından hem de teknoloji açısından bir bütün halinde işlenmesi gerekir. Dolayısıyla bizler de bugün itibariyle buna bu kapasiteye sahip, bu kabiliyete sahip, son derece gelişmiş laboratuvarlarımızın olduğu, son derece deneyimli arkadaşlarımızın olduğu bu merkez araştırma enstitüsünde hayvan hastalıkları ile ilgili mücadelemize devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. Yılda 700 binin üzerinde test ve analiz Merkezdeki laboratuvarlarda yıllık 700 binin üzerinde test ve analiz yapıldığının altını çizen Yumaklı, sadece Türkiye içerisinden gelen numunelerin testi ya da analizi değil, aynı zamanda dünyanın farklı ülkelerinden gelen numunelerin de test ve analizlerin gerçekleştirildiğini belirtti. Yumaklı, böyle donanımlı merkezlere sahip olan ülkelerin hayvan hastalıkları konusunda avantajlı durumda olduklarına işaret ederek, şunları kaydetti: “Ülkemizdeki özellikle Covid pandemisi başladığı andan itibaren bu çalışmalara çok önemli destekler verdi bu merkez. Umuyoruz ve diliyoruz ki böyle bir şeye ihtiyaç olmaz. Ancak şunun da bilinmesi vatandaşlarımız açısından önemlidir diye düşünüyorum. Böyle bir merkeze sahip olmak ülkemiz açısından son derece büyük bir kazanım. Yine altını çizeyim, hem teknolojik hem de bilgi ve tecrübe açısından son derece deneyimli, kabiliyetli ve kapasitesi son derece yüksek arkadaşlarımızın da çalıştığı ve araştırma yaptığı bir merkez olarak faaliyet gösterdiğini belirtmek istiyorum.” Veteriner hekimlerin sadece hayvan hastalıkları açısından değil aynı zamanda sağlık sistemi içerisinde çok önemli yerleri olduğunu vurgulayan Bakan Yumaklı, bütün veteriner hekimlerin Dünya Veteriner Hekimleri Günü’nü tebrik etti. Asırlık tecrübe Veteriner Kontrol Merkez Enstitüsünün başlangıcı kabul edilen Sığır Vebası Serum Üretimi Kurumu (Veba-i Bakari Seromu Dar-ül-istihzarı) Kurtuluş Savaşı sırasında Eskişehir’de faaliyet göstermekte iken savaş nedeniyle önce Ankara’ya daha sonra da Kırşehir ili Bozkaya yöresine nakledildi. Sakarya Savaşı’ndan sonra 1921 yılında Serum Üretim Kurumu adıyla Etlik’te bulunan bugünkü yerine taşındı ve sığır vebası serumu üretimine başlandı. Enstitü gelişimi günümüze kadar devam ederek bugün 19 laboratuvar ve destek üniteleri ile faaliyetlerini sürdürüyor. Enstitü hizmet alanında bulunan illere (Ankara, Eskişehir, Bolu, Zonguldak, Bartın, Karabük, Kastamonu, Çankırı ve Kırıkkale) hayvan sağlığı ve zoonoz hastalıklar konusunda, bazı spesifik hastalık analizlerinde ise ülke genelinde hizmet veriyor. Ülkemizde hiçbir laboratuvar ve sağlık kuruluşunda yapılamayan, insanlarda önemli zoonoz ve ölümcül hastalık olan Leptosipirozis’in tanısı Enstitü bünyesindeki Spiroket Hastalıkları Laboratuvarında yapılıyor ve Sağlık Bakanlığı da bu hizmetten yararlanıyor. Yurtdışına çıkarılacak olan evcil hayvanların kuduz titrasyon testi enstitüde gerçekleştiriliyor. Merkez bünyesinde Antraks Aşı Üretim Laboratuvarı (Kuruluş 1927), Tüberkülin ve Mallein Üretim Laboratuvarı (Kuruluş 1928) ve Viral Aşı Üretim Laboratuvarı (Kuruluş 1967) ile üretim faaliyetinde bulunuyor. Enstitü kendi alanında ülkemizde ilk akredite laboratuvarlar olarak 2003 yılından itibaren TS ISO EN 17025 kalite sistemine uygun olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Halen 85 test-analiz ve muayene ile 153 analitte akreditasyona sahip olan merkezde uluslararası akreditasyona sahip test ve analizler yapılıyor.
TZOB Başkanı Bayraktar: “Buğdayın maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 arttı”
27 Nisan 2024 Cumartesi - 09:38 TZOB Başkanı Bayraktar: “Buğdayın maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 arttı” Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Kuru şartlarda üretimi yapılan buğdayın ortalama maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 oranında artarak kilogramı 10 lira 87 kuruş olarak tespit edildi” dedi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, buğday üretiminde hasat döneminin yaklaşmasını değerlendirdiği ve üreticilerin sorunlarını dile getirdiği bir basın açıklaması yaptı. “Ülkemizin hemen hemen her ilinde üretimi yapılan, tarımsal üretimin ve gıda sanayinin vazgeçilmez ham maddesi buğdayda hasada sayılı günler kaldı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da çiftçilerimiz artan maliyet karşısında ürettiği üründen hak ettiği geliri elde etmeyi bekliyor” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Buğdayda kültürel işlemlerin yoğun olduğu Ekim-Mart döneminde mazot fiyatı ortalama 23 lira iken bu yıl aynı dönemde yüzde 76 artışla ortalama 40 liranın üzerine çıktı. Mazot fiyatı son bir yılda ise yüzde 105 oranında artış gösterdi. Taban gübresinin yoğun olarak kullanıldığı Ekim-Kasım-Aralık aylarında ise DAP gübresinin ortalama fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16, 20.20.0 gübresinin fiyat ise yüzde 22 oranında artış gösterdi. Şubat ve Mart ayında kullanılan ÜRE gübresinin fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 oranında arttı.” Ziraat odalarından aldıkları bilgiyi paylaşan Bayraktar, Türkiye genelinde geçen yıla göre arazi kira ücretlerinde yüzde 64, işçilik ücretlerinde ise yüzde 75’e varan oranlarda artış yaşandığını söyledi. “Buğdayın maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 arttı” Bu yıl iklim değişikliğinin etkisiyle kış uykusundan erken uyanan tarla farelerinin birçok ilde ekili hububat alanlarını istila ettiğini belirten Bayraktar, “Bu durum zirai ilaç maliyetini geçtiğimiz yıla göre yüzde 52 oranında artırdı. Çiftçilerimizin buğday tohumunu attığı günden hasada kadar yapacağı harcamalar dikkate alınarak yapılan maliyet hesabında, kuru şartlarda üretimi yapılan buğdayın ortalama maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 oranında artarak kilogramı 10 lira 87 kuruş olarak tespit edildi” diye konuştu. “Geçtiğimiz yıl Toprak Mahsulleri Ofisi üzerine düşen görevi yaparak çoğunluğu buğday olmak üzere 12 milyon tonun üzerinde hububat alımı gerçekleştirdi. Haliyle Toprak Mahsulleri Ofisi’nin depoları doldu. Son günlerde Toprak Mahsulleri Ofisi depolarının doluluğuna ve dünya buğday fiyatlarının düştüğüne yönelik açıklamalar çiftçilerimizi tedirgin ediyor. Bu doğrultuda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin sorumluluğu geçmiş yıllara nazaran bu yıl daha da arttı” ifadelerini kullanan Bayraktar, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin çiftçileri rahatlatacak buğday fiyatını bir an önce açıklaması gerektiğini aktardı. Değişen iklim şartlarının tarımsal üretimi her geçen yıl zorlaştırdığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: “Çiftçilerimiz her üretim döneminde önceden tahmin edemediği risklerle karşılaşıyor. Bu yıl üretim döneminin başladığı Ekim ayından itibaren toplam yağışlar ülke genelinde normalin üzerinde gerçekleşirken, artan sıcaklıklar farklı sorunları beraberinde getirdi. Bazı bölgelerde yağış ve beraberinde gerçekleşen aşırı sıcak hava artan nemle beraber buğdayda pas hastalığını artırırken, yine kış aylarının sıcak geçmesiyle artan fare popülasyonu çiftçilerimizi zora soktu.” Buğday üretiminin olduğu illeri sıralayan Bayraktar, “Buğday üretiminin yüzde 27,1’ini Afyonkarahisar, Çorum, Çankırı, Yozgat, Kırıkkale, Konya, Karaman, Samsun, Kastamonu, Karabük, Isparta, Uşak, Bilecik, Aydın ve Antalya oluşturuyor. 15 ilde yağışların yetersiz olması ve Nisan ayında 30 dereceyi geçen hava sıcaklıkları zarar riskini artırıyor. Bahar yağışlarının oldukça önemli olduğu buğdayda özellikle bu 15 ilde beklenen yağışların gerçekleşmemesi durumunda kuraklık bekleniyor” ifadelerini kullandı. “Tarımsal üretim tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de destekleniyor. Bu çerçevede buğday üreticisine de gübre mazot ve prim desteği başta olmak üzere destekleme ödemeleri yapılıyor. Ancak, ülkemizde destekler zamanında açıklanmıyor ve genel olarak çiftçilerimizin yoğun masraf yaptığı dönemde ödenmiyor” diyen Bayraktar, çiftçilerin buğday hasadından geçen yıl ki pirimi henüz alamadığını belirtti. 2022 yılında 19 milyon 750 bin ton buğday üretiminin 2023 yılında yüzde 11,4 artışla 22 milyon tona yükseldiğini hatırlatan Bayraktar, şu ifadelere yer verdi: “Bu üretim artışına rağmen ithalatımızda artış gösterdi. 2022 yılında 8 milyon 822 bin ton olan buğday ithalatımız üretimimizdeki artışın üzerinde yüzde 35 artışla yaklaşık 11 milyon 700 bin ton seviyesine yükseldi. Ülkemiz 2023 yılında yapmış olduğu buğday ithalatının yüzde 75’ini Rusya, yüzde 22’sini Ukrayna’dan gerçekleştirdi.” Türkiye’de artan nüfusa pareler olarak buğday talebinin de arttığını kaydeden Bayraktar, şöyle konuştu: “Buğdayda yurt içi ihtiyacımız dikkate alındığında buğday tüketimimiz 19,4 milyon ton seviyelerindedir. Dolayısıyla dünya genelinde ve ülkemizde buğday üretiminde azalma olduğunda ekmek fiyatları başta olmak üzere unlu mamuller fiyatlarındaki artış, tüm kesimleri etkiliyor. Buğday üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak, ithalata olan bağımlılığı azaltmak gerekiyor. Bu nedenle üreticilerimizi her koşulda üretime teşvik etmek amacıyla gerekli tedbirler zamanında alınmalıdır.”
TZOB Başkanı Bayraktar: “Buğdayın maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 arttı”
27 Nisan 2024 Cumartesi - 09:37 TZOB Başkanı Bayraktar: “Buğdayın maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 arttı” Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Kuru şartlarda üretimi yapılan buğdayın ortalama maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 oranında artarak kilogramı 10 lira 87 kuruş olarak tespit edildi” dedi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, buğday üretiminde hasat döneminin yaklaşmasını değerlendirdiği ve üreticilerin sorunlarını dile getirdiği bir basın açıklaması yaptı. “Ülkemizin hemen hemen her ilinde üretimi yapılan, tarımsal üretimin ve gıda sanayinin vazgeçilmez ham maddesi buğdayda hasada sayılı günler kaldı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da çiftçilerimiz artan maliyet karşısında ürettiği üründen hak ettiği geliri elde etmeyi bekliyor” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Buğdayda kültürel işlemlerin yoğun olduğu Ekim-Mart döneminde mazot fiyatı ortalama 23 lira iken bu yıl aynı dönemde yüzde 76 artışla ortalama 40 liranın üzerine çıktı. Mazot fiyatı son bir yılda ise yüzde 105 oranında artış gösterdi. Taban gübresinin yoğun olarak kullanıldığı Ekim-Kasım-Aralık aylarında ise DAP gübresinin ortalama fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16, 20.20.0 gübresinin fiyat ise yüzde 22 oranında artış gösterdi. Şubat ve Mart ayında kullanılan ÜRE gübresinin fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 oranında arttı.” Ziraat odalarından aldıkları bilgiyi paylaşan Bayraktar, Türkiye genelinde geçen yıla göre arazi kira ücretlerinde yüzde 64, işçilik ücretlerinde ise yüzde 75’e varan oranlarda artış yaşandığını söyledi. “Buğdayın maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 arttı” Bu yıl iklim değişikliğinin etkisiyle kış uykusundan erken uyanan tarla farelerinin birçok ilde ekili hububat alanlarını istila ettiğini belirten Bayraktar, “Bu durum zirai ilaç maliyetini geçtiğimiz yıla göre yüzde 52 oranında artırdı. Çiftçilerimizin buğday tohumunu attığı günden hasada kadar yapacağı harcamalar dikkate alınarak yapılan maliyet hesabında, kuru şartlarda üretimi yapılan buğdayın ortalama maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 oranında artarak kilogramı 10 lira 87 kuruş olarak tespit edildi” diye konuştu. “Geçtiğimiz yıl Toprak Mahsulleri Ofisi üzerine düşen görevi yaparak çoğunluğu buğday olmak üzere 12 milyon tonun üzerinde hububat alımı gerçekleştirdi. Haliyle Toprak Mahsulleri Ofisi’nin depoları doldu. Son günlerde Toprak Mahsulleri Ofisi depolarının doluluğuna ve dünya buğday fiyatlarının düştüğüne yönelik açıklamalar çiftçilerimizi tedirgin ediyor. Bu doğrultuda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin sorumluluğu geçmiş yıllara nazaran bu yıl daha da arttı” ifadelerini kullanan Bayraktar, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin çiftçileri rahatlatacak buğday fiyatını bir an önce açıklaması gerektiğini aktardı. Değişen iklim koşullarının tarımsal üretimi her geçen yıl zorlaştırdığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: “Çiftçilerimiz her üretim döneminde önceden tahmin edemediği risklerle karşılaşıyor. Bu yıl üretim döneminin başladığı Ekim ayından itibaren toplam yağışlar ülke genelinde normalin üzerinde gerçekleşirken, artan sıcaklıklar farklı sorunları beraberinde getirdi. Bazı bölgelerde yağış ve beraberinde gerçekleşen aşırı sıcak hava artan nemle beraber buğdayda pas hastalığını artırırken, yine kış aylarının sıcak geçmesiyle artan fare popülasyonu çiftçilerimizi zora soktu.” Buğday üretiminin olduğu illeri sıralayan Bayraktar, “Buğday üretiminin yüzde 27,1’ini Afyonkarahisar, Çorum, Çankırı, Yozgat, Kırıkkale, Konya, Karaman, Samsun, Kastamonu, Karabük, Isparta, Uşak, Bilecik, Aydın ve Antalya oluşturuyor. 15 ilde yağışların yetersiz olması ve Nisan ayında 30 dereceyi geçen hava sıcaklıkları zarar riskini artırıyor. Bahar yağışlarının oldukça önemli olduğu buğdayda özellikle bu 15 ilde beklenen yağışların gerçekleşmemesi durumunda kuraklık bekleniyor” ifadelerini kullandı. “Tarımsal üretim tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de destekleniyor. Bu çerçevede buğday üreticisine de gübre mazot ve prim desteği başta olmak üzere destekleme ödemeleri yapılıyor. Ancak, ülkemizde destekler zamanında açıklanmıyor ve genel olarak çiftçilerimizin yoğun masraf yaptığı dönemde ödenmiyor” diyen Bayraktar, çiftçilerin buğday hasadından geçen yıl ki pirimi henüz alamadığını belirtti. 2022 yılında 19 milyon 750 bin ton buğday üretiminin 2023 yılında yüzde 11,4 artışla 22 milyon tona yükseldiğini hatırlatan Bayraktar, şu ifadelere yer verdi: “Bu üretim artışına rağmen ithalatımızda artış gösterdi. 2022 yılında 8 milyon 822 bin ton olan buğday ithalatımız üretimimizdeki artışın üzerinde yüzde 35 artışla yaklaşık 11 milyon 700 bin ton seviyesine yükseldi. Ülkemiz 2023 yılında yapmış olduğu buğday ithalatının yüzde 75’ini Rusya, yüzde 22’sini Ukrayna’dan gerçekleştirdi.” Türkiye’de artan nüfusa pareler olarak buğday talebinin de arttığını kaydeden Bayraktar, şöyle konuştu: “Buğdayda yurt içi ihtiyacımız dikkate alındığında buğday tüketimimiz 19,4 milyon ton seviyelerindedir. Dolayısıyla dünya genelinde ve ülkemizde buğday üretiminde azalma olduğunda ekmek fiyatları başta olmak üzere unlu mamuller fiyatlarındaki artış, tüm kesimleri etkiliyor. Buğday üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak, ithalata olan bağımlılığı azaltmak gerekiyor. Bu nedenle üreticilerimizi her koşulda üretime teşvik etmek amacıyla gerekli tedbirler zamanında alınmalıdır.”
TESK Genel Başkanı Palandöken: “Evliliklerin 500 milyar liralık ekonomi oluşturması bekleniyor”
27 Nisan 2024 Cumartesi - 09:15 TESK Genel Başkanı Palandöken: “Evliliklerin 500 milyar liralık ekonomi oluşturması bekleniyor” Bu yıl havaların erken ısınmasıyla birlikte düğün sezonunun da açılmaya başladığını söyleyen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Havaların erken ısınmasıyla birlikte fotoğrafçı, kuaför, berber, gelinlikçi, çiçekçi, pastacı, çeyizci gibi onlarca farklı sektörde esnafımız düğün sezonuna hazır. Bu yıl yapılacak düğünlerle birlikte evliliklerin 500 milyar TL’lik ekonomi oluşturması bekleniyor” dedi. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken düğün sezonunun başlamasıyla birlikte evliliklerin ekonomiye olan yansımasını değerlendirdi. Piyasanın canlanmak için düğün sezonunu beklediğini belirten Palandöken, ortalama düşün yapmanın maliyetini anlattı. Beyaz eşyadan oturma grubuna, düğün salonundan ziynet eşyalarına kadar yapılan harcamaların 500 bin liradan başladığını kaydeden Palandöken, "Döviz kurlarındaki artış ve yüksek enflasyona bağlı olarak tüm ürün ve hizmetlerde çok ciddi fiyat artışları var. Düğünlerin vazgeçilmezi altının fiyatı son 1 yılda yüzde 100’e yakın arttı. Eskiden gelin damada gelen altınlar düğün maliyetini önemli ölçüde karşılardı şimdi o da hayal oldu. Öte yandan düğün salonu kiralarındaki astronomik artış, beyaz eşya ve elektronik eşyalardaki fiyat artışları hesaba katıldığında gençlerimiz işsizlik ve ekonomik nedenler yüzünden evliliği geciktirebiliyor. Devletimiz gençleri evliliğe teşvik etmek için elinden geleni yapıyor. Birtakım teşvik ve destekler var ancak tüm çiftler için sıfır faizli destek kredilerinden yararlanma imkanlarının sağlanması çok önemli. Bu hem çiftlerin düğün masraflarına katkı hem de kuracakları yuvalarla ekonomiye katkıları bakımından çok önemli olacak” diye konuştu. “Geçtiğimiz yıl düğünler piyasaya 300 milyar lira katkı sağladı” Gençlerin dünya evine girmesi ve piyasaların canlanmasında düğünlerin önemli bir yeri olduğuna değinen Palandöken, “Geçtiğimiz yılın TÜİK verilerine göre düğün sektörü piyasaya 300 milyar TL’lik ekonomik katkı sağladı. İğneden ipliğe yapılan düğün alışverişleri ise emlakçıdan taksiciye, matbaacıdan organizasyoncuya kadar çok sayıda sektöre doğrudan kazanç kapısı oluyor. Bu yıl dünya evine girecek gençlerimizin mağdur olmaması için firmalar elini taşın altına koyarak yeni evlenecek çiftlere özel kampanya ve indirimler yapmalı. Öte yandan bu düğün sezonunda alışveriş yapacak vatandaşlarımız güven, memnuniyet, garanti ve kayıt dışılığı önlemek adına bir sıkıntı yaşamamak için bildiği ve güvendiği esnafı tercih etmeli” şeklinde konuştu.