POLİTİKA - 23 Ocak 2018 Salı 17:22

Başbakan Yıldırım: "Zeytin Dalı Harekatı son terörist yok oluncaya kadar devam edecek"

A
A
A
Başbakan Yıldırım: "Zeytin Dalı Harekatı son terörist yok oluncaya kadar devam edecek"

Başbakan Binali Yıldırım, Afrin’de başlatılan Zeytin Dalı Operasyonuna ilişkin, "Bu harekat, son terörist yok oluncaya kadar devam edecek.

Başbakan Binali Yıldırım, Afrin’de başlatılan Zeytin Dalı Operasyonuna ilişkin, "Bu harekat, son terörist yok oluncaya kadar devam edecek. Bugünlerde aydın maskeli bazı tiplerin çeşitli mecralarda dillendirdikleri yalanlara karşı da milletimizin uyanık olmasını istiyorum. Bilhassa Zeytin Dalı Harekatı sırasında sanki Kürt kardeşlerimize yönelik bir operasyon yapılıyormuş gibi göstermeye çalışıyorlar. Bu zinhar doğru değildir, alçaklıktır" dedi.


Başbakan Binali Yıldırım, Grand Ankara Hotel’de düzenlenen Devlet Övünç Madalyası ve Beratı Tevcih Töreninde yaptığı konuşmada "Bugün devlet övünç madalyası ve beratı verme töreni için bir aradayız. Tabii bu madalyalar, şehitlerimizin iman dolu göğüslerine takılan şahadet mertebesinin yanında sadece küçük bir anlam ifade ediyor. Kahraman gazilerimizin, milletin gönlündeki değerlerinin yanında bugün verilecek beratlar çok sembolik kalıyor. Bugün takdim edilecek devlet övünç madalyaları milletimizin sizlere olan derin minnettarlığının nesiller boyunca sürecek büyük saygısının nişanıdır. Değerli şehit yakınlarımız, bizler vatan ve millet uğruna bir fidan misali yetiştirdiğiniz evlatlarınızı verdiniz. Evlatlarınız şahadetleriyle beraber bütün Türkiye’nin evlatları oldu. Acıları sizinle birlikte 80 milyonun yüreğine düştü, al bayrağa sarılı tabutları, bütün ülkemizin duaları ile son yolcuğuna uğurlandı. Gazilerimiz, vatan ve millet savunması uğruna gazilik şerefine nail oldular. Bin yıldır, biz bu topraklarda yaşıyoruz. Kahraman ecdadımızın, mübarek şehitlerimizin ve yiğit gazilerimizin fedakarlıkları olmasaydı değil bin yıl bir yıl bile bu topraklarda tutunamazdık. Minarelerimizden beş vakit yükselen ezan seslerini duyamazdık. Bu topraklarda bin yıldır bulunan Türk devlet geleneğinin devamı, insanlık davasıdır. Davamız, barış ve kardeşlik davasıdır. Yakın geçmişte terörle mücadelede 15 Temmuz ve sınır ötesi operasyonlarda şehit düşen, gazi olan kardeşlerimiz bu davanın önemli neferleridir. Her biri günümüzün Alparslanları, Fatih Sultanı, Mustafa Kemali’dir. Onlar din-i mübini İslamın kutlu medeniyetimizin şanlı tarihimizin kahramanlarıdır. Türk milleti ve Türk devleti kahraman şehitlerimizin ailelerinin, gazilerimizin her daim yanındadır. Devletimizin her kurumu, milletimizin her ferdi şehitlerimizi ve gazilerimizi baş tacı eder ve bağrına basar. Vatanımızın da içinde bulunduğu bu topraklar iki asırdan fazla büyük oyunların, tezgahların, yaşandığı bir süreçten geçiyor" ifadelerini kullandı.



"Ülkemize yönelen terör saldırılarının asıl amacı, Türkiye’yi yürümekte olduğu kutlu yolculuktan çevirmektir"


"Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde her türlü kirli plan iki asırdır farklı şekilde ve zamanda önümüze çıkıyor" diyen Yıldırım, "Vatandaşlarımız, askerimiz, polisimiz, güvenlik korucumuz, zaman zaman acımasız saldırıların hedefi oluyor. Türkiye karanlık ellerin kirli oyun ile diz çöktürülmeye çalışılıyor. Aziz millet bu oyuna gelmez. Türkiye terör örgütleriyle mücadelesini kesintisiz bir şekilde yönetecek. Ülkemize yönelen terör saldırılarının asıl amacı, Türkiye’yi yürümekte olduğu kutlu yolculuktan çevirmektir. Farklı amaçlar, söylemler altında maşa olarak kullanılan tüm örgütlerin nihai hedefi amacı, Türkiye’nin yükselişini yavaşlatmak, geciktirmektir. Türkiye, işte bu belayla, terör belasıyla yıllardan beri amansız bir mücadele veriyor. Bu bela kimi zaman vesayetçiler yoluyla, kimi zaman terör olarak önümüze geliyor. Kimi zaman yargı darbeleriyle kendini gösteriyor. Kimi zaman asker kıyafetine bürünmüş hainlerin saldırılarıyla karşımıza çıkıyor. Küresel aktörlerin de perde arkasında, Türkiye’ye yönelik saldırılarla bizi tehlikelere karşı daha da açık hale getirdi. Ancak, bu aziz millet en zor zamanlarda dahil bayrağına, vatanına, ezanına ve devletine sahip çıkmıştır" şeklinde konuştu.


Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"İşte, en son örnek 15 Temmuz hain darbe girişiminde tanklara karşı burada bulunan kardeşlerimiz göğsünü siper etti, hakkın gücü tankın gücünü yendi. Bu bayraklar inmedi, bu ezanlar dinmedi. Dünyanın neresine giderseniz gidin hiçbir milletin böyle bir mücadelesi şehidi yok. Bakın sadece Çanakkale Savaşı’nda bile onlarca millet bu topraklarda kader birliği yaptı, mücadele etti. Biz, cephelere oğlunu vatana kurban olsun diye ellerine kına yakarak yollayan bir milletiz. Bu anlayışla 15 Temmuz gecesi bütün dünyanın canlı olarak izlediği milli mücadele destanını yazdık. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın vatanı korumak için çağrıda bulunmasıyla adeta bir millet sokağa indi. Şehirlerimizin minarelerinden şehitlerimizin ruhuna selam yollayan ezan ve selalarla yankılandı. 250 vatan evladı şahadet şerbeti içerek inancımız odur ki peygamberimize komşu oldular. Can verdik ama bağımsızlığımızdan, şehitlerimizin emaneti olan bu cennet vatandan asla taviz vermedik. Ardından 29 gece sabahlara kadar nöbet tuttuk."



"Türkiye, ırklarla, mezheplerle, inançlara kutuplaştırılacak bir ülke değildir"


Zaman zaman Güneydoğu’da sergilenen ayrılıkçı oyunlara şahit olunduğunu anlatan Yıldırım, "Kardeşi kardeşe kırdırdılar. 16 yaşında kurban eti dağıtan evladımızı vahşice katlettiler. Peygamberler ve evliyaların şereflendirdiği kadim şehirleri, Diyarbakır’ı abluka altına almak istediler. Çukur ve hendekler kazarak masum sivillerin hayatına kastettiler. Kutsalımıza, evet Kur’an’ı Kerim’imize bile saldırmaktan geri durmadılar. Ne yaparlarsa yapsınlar, bu coğrafyada kardeşçe yaşayan bu aziz milletin arasına ayrılık tohumları ekemeyecekler. Geçmişinden ders alan milletimiz bu oyunlara geçit vermedi. Bu oyunları bir bir bozduk. Bundan sonra da bozmaya devam edeceğiz. Türkiye, ırklarla, mezheplerle, inançlara kutuplaştırılacak bir ülke değildir. Bugün Türkiye’ye Kudüs, Halep, Gazze, Mogadişu, Arakan ve daha nice mazlum millet selamını ve duasını gönderiyor. Türkiye, bütün terör saldırılarına rağmen kardeşliği ve barışı büyüterek tüm dünyaya güzel bir mesaj veriyor. Evet, şehitlerimize sözümüz var, gazilerimize borcumuz var. Türkiye’ye ve gelecek nesillere sevdamız var. Bölünmeyeceğiz, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Birlikte Türkiye olacağız. Bayrağımızı indirmeyecek, teröristlere ve onların ağa babalarına da dünyayı dar edeceğiz. Kardeşliğimizi, hukuk ve demokrasiyi koruyarak bütün terör örgütlerinin başını ezeceğiz. Cerablus, Gabar, Afrin, Cudi’de mücadele ediyoruz, etmeyi sürdüreceğiz" açıklamasında bulundu.


Yıldırım, "Şu ülke şöyle dedi, bu ülke böyle dedi’, bizi hiç ilgilendirmez, biz ölürken, milletçe göz yaşı dökerken, musalla taşlarından şehit cenazeleri kalkarken taziyelerini bile ağız ucuyla iletenler bu işe hukuk ve meşru müdafaa çerçevesinde son verirken ahkam kesmesinler. Ölen bizim polisimiz, askerimiz. Gazi olan bizim Mehmetçiğimiz. Asıl yıkılmak istenen şey, kardeşliğimiz ve birlikte barış içinde yaşama azmimizdir. Evelallah bunu da başaramayacaklar. Kardeşliğimizi asla yok edemeyecekler" dedi.



"Dost ve müttefik bildiğiniz bazı ülkeler sınırlarımıza 30 bin kişilik terör ordusu kurma hayaline kapılmışlar"


Bugün Güney sınırlarında bazı oyunların oynandığını belirten Başbakan Yıldırım, "Tezgahlar planlanıyor. Düne kadar bölgenin en büyük belası DEAŞ’tı. Bütün dünya, ’DEAŞ’la mücadele için ne yapacağız’ diye konuşurken Türkiye Fırat Kalkanı Operasyonu ile bölgeye gitti, DEAŞ örgütüne en büyük darbeyi vurdu. Türkiye’nin terörle mücadelede gösterdiği samimi ve kararlı tutum anlaşılan bazı çevrelere yeterli gelmedi. Şimdi, dost ve müttefik bildiğiniz bazı ülkeler sınırlarımıza 30 bin kişilik terör ordusu kurma hayaline kapılmışlar. Bu çerçevede uluslararası hukuktan doğan haklarımızı kullanarak terör yapılanmasına son vermek için Zeytin Dalı Harekatını başlattık. Bu harekatla ilgili şu hususları sizlerle paylaşmak isterim. Bu harekat, son terörist yok oluncaya kadar devam edecek. Bugünlerde aydın maskeli bazı tiplerin çeşitli mecralarda dillendirdikleri yalanlara karşı da milletimizin uyanık olmasını istiyorum. Bilhassa Zeytin Dalı Harekatı sırasında sanki Kürt kardeşlerimize yönelik bir operasyon yapılıyormuş gibi göstermeye çalışıyorlar. Bu zinhar doğru değildir, alçaklıktır. Asıl olan bu bölgede yaşayan, Arap, Kürt, Türkmen, diğer bütün etnik kökene sahip masum ve sivil insanları alçak PKK, DEAŞ terör örgütlerinin zulmünden kurtarmak, onları rahata erdirmektir. Ülkemize, sınırlarımıza, yönelen her türlü tehdidi yerinde bertaraf etmek. Bazı çok bilmişler, bugünlerde Türkiye’nin bu operasyonuyla ilgili yorumlar yapıyorlar. Ancak, bu yorumları yaparken terör örgütünün amacına, emeline bilerek yahut bilmeyerek yardım ettiklerinin farkında değiller. Bu salonda gencecik fidanlarını toprağa vermiş aileler, canlarıyla cenk etmiş gazilerimiz var. Eğer, yürekleri yetiyorsa buyursunlar yalanlarını burada da söylesinler" şeklinde konuştu.



"Barışa hizmet eden Zeytin Dalı Harekatına leke sürmek isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz"


"Sosyal medyada dolaşan bazı provokasyon gayretlerini de yakından takip ediyoruz" diyen Yıldırım, "Hiç sıkılmadan geçmiş olaylara ait fotoğrafları sanki Afrin operasyonunda çocuklar, siviller öldürülüyormuş gibi takdim etmekten çekinmiyorlar. Milletimiz rahat olsun. Sosyal medya sorumsuz medya değildir. Hiç kimsenin hukuka, adalete, meşruiyete uymayan çaba içerisine girme hakkı yoktur. Burada yaşanan işlenen suçların hesabı da sorulmaya başlanmıştır. Barışa hizmet eden Zeytin Dalı Harekatına leke sürmek isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.


Türkiye’nin kimsenin toprağında gözünün olmadığını anlatan Yıldırım, "Ama başımıza bela olan terör örgütlerine de ’eyvallah’ diyecek halimiz yok. Biz, oraya topraklarımız genişletmeye değil, barışın, huzurun var olduğu bir ortam oluşturmaya gidiyoruz. Aynen Fırat Kalkanı Harekatında olduğu gibi, bu bölgeden de tüm terör unsurları temizlenecek. Suriye’den vatanımıza gelen kardeşlerimiz oraya gelip yerleşecek, hayatını orada sürdürecek. Bölgede oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu başlarına yıkacağız. Ona buna güvenmesinler, unutmasınlar, çay gider, kum kalır. bizimle burada yaşamak istiyorlarsa, emperyal güçlerin oyununa gelmesinler. Derhal silahlarını bıraksınlar" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Tenis tarihinde ilk kez Quad Milli Takımı Dünya finallerinde Antalya Megasaray Tenis Akademi’de gerçekleşen 21 ülkeden toplamda 44 takımın katıldığı BNP Paribas Tekerlekli Sandalye Dünya Takımlar Şampiyonası’na wild card ile katılan Quad Milli Takımı Brezilya’yı 2-1 mağlup ederek adını tarihte ilk kez finale yazdırdı. Kaptanlığını Sinem Oğuz’un yaptığı Uğur Altınel, Ahmet Kaplan, Ali Ataman ve Fatih Karataş’tan oluşan Quad Milli Takımı Şampiyona boyunca Amerika’yı 2-1, Avustralya’yı 2-1 ve Büyük Britanya’yı 2-1 yenerek grubunu lider olarak tamamladı. Grubundan lider bitirip diğer grubun ikincisi Brezilya ile yarı final mücadelesine çıkan milliler ilk maçında Uğur Altınel sahne aldı. Uğur’un dünya 13 numarası Leandro Pena’ya 6-1, 6-3 mağlup olmasıyla Türkiye 1-0 geriye düştü. İkinci maçta dünya 11 numarası milli sporcu Ahmet Kaplan, Ymanitu Silva’yı 6-4, 6-0 yenerek seride durumu 1-1’e getirdi. Serinin kazananını belirleyecek çiftler maçında Ali Ataman/Ahmet Kaplan ikilisi Leandro Pena/ Ymanitu Silva çiftini 7-6, 6-0 mağlup ederek Türkiye’yi 2-1 Brezilya karşısında öne geçirdi ve final biteni cebine koydu. Milliler dünya şampiyonluğu için yarın 11.00’de başlayacak karşılaşmalarda Şili ile karşılaşacak. "Şampiyonluk için korta çıkıyoruz" Milli takımın final başarısını değerlendiren Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş, “Çocuklarımızın korttaki mücadelesi heyecanımızı gittikçe artırıyor. İlkleri yaşamaya alışmış bir federasyon olarak teniste dünyanın iyi takımları arasına girdiğimizi, bir tenis ülkesi olduğumuzu hep söylüyorduk. Bugün çocuklarımız dünya kupasında dünyanın en iyilerini yenerek finale geldi. Şampiyonluk için korta çıkıyoruz. Çocuklarımız yürekleriyle milli formayı canı gönülden taşımayı ve kortlarda mücadele vermeyi başardılar” dedi. Bu tür organizasyonlara ev sahipliği yapmanın oluşturduğu etkiye dikkat çeken Durmuş, “Çocuklarımız bu turnuvada wild cardla yani puanı yetersiz olduğu halde turnuva ülkesinde olduğu için özel davetle oynayabilme fırsatı buldu. Çocuklarımız dünyanın en iyilerini yenerek namağlup olarak finale geldi. Bu bizim ülkemizde tenise verilen değerin, ilginin arttığının ve hatta çığ gibi büyüdüğünün bir göstergesi” diye konuştu. "İnanılmaz bir duyguydu" Karşılaşmaları değerlendiren milli sporcu Ahmet Kaplan ise, “İnanılmaz bir duyguydu. Teklerde durum 1-1’di karar double’ını oynuyorduk çiftler maçında. Elimizden gelen her şeyi yaptık. İnanılmaz bir savaş vardı. Her şeyimizi verdik. Çok mutluyuz, evimizdeyiz. Yarın final maçımız var kupayı alacağız” dedi. Milli sporcu Ali Ataman ise final karşılaşmasına hazır olduklarını ifade ederek şöyle konuştu: “Şili favori takımdı. Ama bu dakikadan sonra bizim için fark etmez. Herkesi yenecek güçteyiz. Yarın çok büyük bir başarıyla bu işi sonlandıracağız.”
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Öğretmenlerimizi olumsuzluktan korumak ve güvenli ortamı sunmak asli görevimizdir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Evlatlarımıza kattıkları bilgi ve değerler bütünüyle ülkemizin kalkınma mücadelesinde hayati önemde olan öğretmenlerimizi her türlü olumsuzluktan korumak, onlara mesleklerini icra edecekleri rahat ve güvenli ortamı sunmak asli görevimizdir" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye’nin kalkınma mücadelesinde hayati önem taşıyan öğretmenleri her türlü olumsuzluktan korumak ve onlara güvenli bir çalışma ortamı sağlamak gerekliliğine vurgu yaparak, "Evlatlarımıza kattıkları bilgi ve değerler bütünüyle ülkemizin kalkınma mücadelesinde hayati önemde olan öğretmenlerimizi her türlü olumsuzluktan korumak, onlara mesleklerini icra edecekleri rahat ve güvenli ortamı sunmak asli görevimizdir. Ulvi bir mesleği icra eden, yetiştirdikleri nesillerle geleceğimizi inşa ve ihya eden öğretmenlerimiz başımızın tacıdır. Bu anlayışa kararlılıkla sahip çıkan bir hükümet olarak öğretmenlerimize ve diğer eğitim çalışanlarımıza yönelik şiddete ilişkin kapsamlı bir düzenlemeyi süratle hayata geçireceğiz. Kanun teklifi olarak Gazi Meclisimize sunacağımız düzenlemeyle, öğretmenlerimize yönelik fiillerde ceza kanunlarında öngörülen cezalar yarı oranında artırılacak. Bu fiilleri işleyenlerin cezasının ertelenmesi engellenecek. Bu fiiller tutuklama sebebi sayılarak tutuksuz yargılamanın önüne geçilecek. Özel kurumlarda çalışan öğretmenlerimiz ve diğer eğitim çalışanlarımız da görevleri sebebiyle kendilerine yönelik işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılacak. Öğretmenlerimiz müsterih olsun. Böylesine önemli bir mesleği ülkemizin her bölgesinde fedakarca yürüten öğretmenlerimize karşı şiddet olaylarına asla sessiz kalmadık, kalmayacağız. Bu vesileyle, İstanbul’da canice yapılan bir saldırı sonucu hayatını kaybeden İbrahim Oktugan öğretmenimize Allah’tan rahmet; ailesine, sevenlerine, öğrencilerine ve tüm eğitim camiamıza başsağlığı diliyorum" ifadelerini kullandı.