EKONOMİ - 18 Mart 2024 Pazartesi 23:06

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Mayıs ayına kadar yıllık enflasyonda ciddi bir gerileme beklemiyoruz”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Mayıs ayına kadar yıllık enflasyonda ciddi bir gerileme beklemiyoruz”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Mayıs ayına kadar yıllık enflasyonda ciddi bir gerileme beklemiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) 60’ıncı yıl dönümü nedeniyle Ankara’da bir otelde düzenlenen ‘ASO 60’ıncı Kuruluş Yılı Ödülleri’ törenine katıldı. Tören, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. yıl dönümü nedeniyle saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Programda ASO’nun 60. kuruluş yılı nedeniyle bir slayt gösterisi yayınlanırken, Üretimin Ritmi Orkestrası konser verdi.

Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. yıl dönümü nedeniyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere tüm şehitlere Cenab-ı Allah’tan rahmet diledi. Konuklara Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın selamlarını ileten Yılmaz, “Bir taraftan Gazze’de yaşananlar, Orta Doğu’da gördüğümüz barbarlıkta içimizi yakıyor, yüreklerimizi dağlıyor. Gıda almak için sıra bekleyen masumların dahi katledildiği bu barbarlık karşısında tüm insanlığa barış ve hayırlar getirmesini diliyoruz Ramazan’ın. Bir an önce bir ateşkes sağlanmasını, siyasi bir sürecin başlamasını hem bölgemize, hem tüm insanlık adına beklediğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak da Sayın Cumhurbaşkanımız, ilgili bakanlarımız, tüm kurumlarımızla bu yönde çaba sarf etmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Dünya genelinde manşet enflasyonun düşmeye başladığını, çekirdek enflasyonun ise halen nispeten yüksek seyrettiğini görüyoruz”

Covid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşının ardından küresel ekonomide toparlanmanın yavaş ve düzensiz de olsa sürdüğünü belirten Yılmaz, “Küresel büyümedeki zayıf seyir devam ederken, jeopolitik riskler fiyatların oynaklığını ve risklerini arttırıyor. Bununla birlikte dünya genelinde manşet enflasyonun düşmeye başladığını, çekirdek enflasyonun ise halen nispeten yüksek seyrettiğini görüyoruz. Önde gelen Merkez Bankaları enflasyonu düşürmek için sıkı para politikası uygulamayı sürdürüyor. İmalat sanayi özellikle gelişmiş ülkelerde görece zayıf durumdayken, hizmetler sektörünün son dönemde hafif de olsa toparlanma içinde olduğunu görüyoruz. Böyle bir küresel iklimde geçtiğimiz yıldan bu yana ekonomimizde belirsizliği azaltıcı, tüm sektörlerin önünü daha net görebileceği politikaları hayata geçiriyoruz. Ekonominin düşmanı belirsizlik. Belirsizliği ne kadar azaltırsanız, öngörülebilirliği arttırırsanız ekonomiye de o derece güç vermiş olursunuz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası iş adamlarıyla istişare içinde ilgili kesimlerle, işçisi, işvereni tüm taraflarla istişareler içinde hazırlanan Orta Vadeli Program ve Kalkınma Planı ile birlikte politika belirsizliklerinın de ortadan kalktığını vurgulayan Yılmaz, “Gerek para politikası, gerek maliye politikası, gerek yapısal reformlar konusunda oldukça detaylı bir yol haritasını toplumumuzla paylaştık. Bizzat Cumhurbaşkanımız, Orta Vadeli Program’ı paylaştı. Dolayısıyla siyasi belirsizliklerin ve politika belirsizliklerinin minimum düzeye indiği bir ortamda, öngörülebilirliğin sağlandığı bir ortamda politikalarımızı hayata geçiriyoruz. Bunun da üç ayağı var biliyorsunuz; para politikası, maliye politikası ve yapısal reformlar. Her üç sütunu da birbiriyle ilişkilendirerek güçlü bir ekiple ve koordinasyon içinde hayata geçiriyoruz” ifadelerini kullandı.

“Yerel seçimler makro politikaların değişme ihtimali olan seçimler değil”

Yerel seçimler vesilesiyle bazı tartışmalar yaşandığını gördüklerini aktaran Yılmaz, “Bunların hiçbir zemine sahip olmadığını bir kez daha buradan ifade etmek isterim. Yerel seçimler makro politikaların değişme ihtimali olan seçimler değil. Yerel seçimler, yerel seçimlerdir. Genel seçimlerle Meclis belirlenir, hükümet belirlenir. Ulusal düzeyde politikalar belirlenir. Yerel seçimler ise ilimizin, şehrimizin yönetimiyle yerel hizmetlerle ilgili seçimlerdir. Dolayısıyla bu yerel seçim vesilesiyle makro politikalarımız konusunda yapılan tartışmaların hiçbir zemine sahip olmadığını, spekülatif birtakım söylemlerden ibaret olduğunu ifade etmek isterim” dedi.

“Enflasyonla mücadelede mali disiplinin sağlanması, büyümenin dengelenmesi, cari açığın azaltılması ve rezervlerin güçlendirilmesi için çalışıyoruz”

Enflasyonla mücadelede mali disiplinin sağlanması, büyümenin dengelenmesi, cari açığın azaltılması ve rezervlerin güçlendirilmesi için çalıştıklarını söyleyen Yılmaz, “Eş zamanlı bir şekilde bütün bu alanlarda çaba sarf ediyoruz. Dünya ekonomisi geçtiğimiz yıl 2023’de yüzde 3 civarında büyürken, Türkiye ekonomisi olarak yüzde 4,5 büyümeyi sağladık. Biliyorsunuz dünya ekonomisi tarihsel ortalamalarının altında yüzde 3.6 civarında son 20 yıl ortalaması, dünya büyümesi geçen yıl yüzde 3 civarında gerçekleşti. Dolayısıyla dünya ticareti ve ekonomisi tarihsel ortalamaların altında. Bizim ise son 20 yıl büyüme oranımız, ortalama yıllık büyüme oranımız 5.4. Biz de tarihsel ortalamamızın bir miktarı altında 4.5 olarak gerçekleşti büyümemiz. Ama dünyayla mukayese ettiğimizde yine dünyanın bir buçuk puan daha üstünde bir büyüme hızını hayata geçirmiş olduk. Orta Vadeli Program’da öngördüğümüz büyümenin de bir miktar üstünde bir büyümeyle 2023 yılını kapatmış olduk” ifadelerini kullandı.

Yılmaz, sanayi yatırımlarının güçlü bir şekilde yoluna devam ettiğini, büyümenin kompozisyonunda yatırımların önemli bir noktaya doğru hareket ettiğini gösterdiğini kaydetti.

“Enflasyon temel meselemiz. Burada mücadeleyi uzun ve orta vadeli bir perspektifle kararlılıkla sürdürmemiz gerekiyor”

"Enflasyon temel meselemiz. Burada mücadeleyi uzun ve orta vadeli bir perspektifle kararlılıkla sürdürmemiz gerekiyor" diyen Yılmaz, “Dünyada da böyle, bizde de böyle. Bize özgü bir şey değil. Bütün dünyada enflasyonla mücadele belli bir zaman alan bir mücadele. Burada kararlılık göstermemiz, sabırla doğru politika, ısrarla ve sabırla takip etmemiz önemli. Doğrultuyu görmemiz önemli. Gündelik değişimler olabilir. Dünyada bir haber çıkar, bir hadise olur, Türkiye’de konjonktürel, günlük haftalık gelişmeler olabilir. Bunları bir kenara koyarak söylüyorum. Esas mesele politika çerçevemiz ve doğrultunuzdur. Bunun sizi nereye götürdüğü; doğru bir yola girmişseniz er veya geç hedefinize ulaşırsınız. Bir hafta erken olur, üç gün geç olur ama hedefinize ulaşırsınız. Dolayısıyla politika çerçevemiz ve gittiğimiz yolun önemli olduğunu ifade etmek istiyorum” açıklamalarında bulundu.

“Mayıs ayına kadar yıllık enflasyonda ciddi bir gerileme beklemiyoruz”

Enflasyonla mücadelede aylık sonuçlar almaya başladıklarını söyleyen Yılmaz, “Ocak ve şubat biraz beklentilerin üstünde geldi. Çeşitli sebeplerle burada vakit açısından detayına girmek istemiyorum. Ama giderek ivme kaybediyor, kaybedecek. Martla birlikte bunu daha da göreceğiz inşallah. Mayıs ayına kadar yıllık enflasyonda ciddi bir gerileme beklemiyoruz. Mayıstan sonra yaz aylarında haziran enflasyon rakamlarını aldığımızda, ki haziranın rakamı çıkıyor biliyorsunuz. Ama hazirandan başlayarak fiilen yıllık bazda enflasyondaki belirgin düşüşleri de göreceğiz. Yılın ikinci yarısında bu düşüşleri göreceğiz. 2025yılı için Orta Vadeli Program’da öngördüğümüz yüzde 15’ler civarında bir enflasyon. 2026 için ise tek haneli enflasyona yeniden dönüşü öngörüyoruz. Buna göre bütün planımızı, programı yapmış durumdayız” dedi.

Yılmaz, cari açıkta bir gerilemenin olduğunu, cari açığın 2023 ortalarında 60 milyar dolarlara kadar çıktığını ifade etti.

“Türkiye’de sürdürülebilir kalkınmanın önündeki en büyük engellerden biri cari açıktır”

Cari açığın yıl sonunda 45 milyara gerilediğini belirten Yılmaz, “Ocak ayında 37,5 milyar dolara kadar cari açığın düştüğünü görüyoruz. Yıllıklandırılmış, geriye doğru 12 aylık cari açıktan bahsediyorum. Şubat ayı verileri de geldi ama daha cari açık hesabı çıkmadı. Şubat ayındaki verilerden ön bir değerlendirme yapacak olursak daha da düşeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Muhtemelen 32, 33 milyar dolarlara falan düşecek cari açığımız. Bu da çok sevindirici. Türkiye’de sürdürülebilir kalkınmanın önündeki en büyük engellerden biri cari açıktır. Sürdürülebilir kalkınma açısından cari açığı belli bir seviyeye çekmek durumundayız. son derece olumlu bir gelişim trendi içinde olduğumuzu söyleyebilirim. Baktığımızda mayıs ayından ocak ayına 22.6 milyar dolar bir düşüş var cari açıkta. Bu iyileşmenin özellikle son dönemde ihracatçımızı destekleyen, ithalatı azaltıcı politikalarımızın ve dış ticareti dengelemeye dönük politikalarımızın burada etkili olduğunu söyleyebiliriz" diye konuştu.

“Kadınların eğitimi arttıkça mesleki eğitimi arttı. Daha fazla kadın istihdamı göreceğiz”

Her gittiği yerde iş dünyasıyla buluştuğunu ve sorunları bildiğini söyleyen Yılmaz, “En önde gelen sorunlardan biri vasıflı ve birçok bölgemizde de vasıflı olmayan iş gücü bulmada zorluklar sanayicimizin dile getirdiği. Bunun üzerine hep birlikte gerçekten kafa yormalıyız, çalışmalıyız. Ekonomi Koordinasyon Kurulunda da bu konuları tartışıyoruz. Bir özel çalışma grubu da oluşturduk. Mesleki eğitim konusunda ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Sizin de önemli işler yaptığınızı biliyorum bu konuda. İş gücü piyasamızla eğitim sistemimiz arasındaki örtüşmeyi arttırmamız gerekiyor. Kadınların eğitimi arttıkça, mesleki eğitimi arttı. Daha fazla kadın istihdamı göreceğiz. Bu iş gücü açığının kapanmasında ve girişimciliğin artmasında önemli bir katkıda bulunacak diye de inanıyorum” diye konuştu.

Sanayi istihdamında gençlerin üretken alanlara, sanayiye ve tarıma daha fazla yönlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Yılmaz, “Bu alanların prestijini de katkılarını da arttırıcı bir yaklaşım içinde olmamız gerekir. Gençler daha çok başka alanlara yöneliyorlar. Ama sanayiye ve tarıma gençlerin daha fazla ilgisini cezbetmek durumundayız” dedi.

 

Yılmaz, Türkiye’nin bankacılık sisteminin sağlam bir yapıya sahip olduğunu sözlerine ekleyerek, sermaye yeterlilik oranlarının yasal gerekliliklerin çok üzerinde olduğunu söyledi. Yılmaz, bütçe açığının milli gelire oranının 6,4 olarak öngörüldüğünü ancak 5,2 şeklinde gerçekleştiğini dile getirdi. 5,2 olarak gerçekleşen cari açığın 3,7’sinin depremle bağlantılı harcamalar olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bütçe açığının deprem harcamaları hariç yüzde 1,6 civarında olduğuna dikkati çekti.

Risk primlerinin düştüğünün altını çizen Yılmaz, “İşte cari açığın düşmesi, bütçe açığının beklenenden daha düşük olması, kurdaki olumlu gelişmeler. Bütün bu risk unsurlarındaki olumlu gelişmeler kredi risk primlerimize yansımış durumda. CDS dediğimiz ülke risk primi geçen yılın ortalarında 700 civarındaydı. Bugün geldiğimiz noktada 300’ler civarında seyrediyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarının da giderek ülkemizin yatırım notunu yükselttiğini görüyoruz. En FİTCH’in kararı oldu. Programımızı uyguladıkça, sonuçları almaya devam ettikçe bu notların daha da artacağından ve ülkede risk primlerimizin daha da aşağılara geleceğinden hiçbir şüphemiz yok” dedi.

“Trilyon dolarlık ekonomiler ligine girmiş olduk”

Yılmaz, geçen yıl 13 bin 110 doları bulan kişi başına düşen milli geliri 2026’da sonunda 15 bin dolara ulaştırmayı hedeflediklerini belirterek, “İlk defa geçen yıl trilyon dolarlık bir ekonomi olduk. Artık trilyon dolarlık ekonomiler ligine girmiş olduk. Bu 15 bin dolara doğru giden süreçte de yüksek gelirli ülkeler ligine dahil olmuş olacağız. Ekonomide de eşikler önemli. Eşitleri aşmak bazen zordur zaman alır ama o eşiği bir defa aştıktan sonra daha rahat bir şekilde yol alırsınız, mesafe alırsınız. Türkiye bu kritik eşiği kamusuyla, özel sektörüyle bir millet olarak güçlü bir devlet olarak aşacaktır. Bundan da hiçbir şüphemiz yok. Cumhurbaşkanımızın yüksek sahiplenmesiyle öncülük ettiği programımızı sabırla, ısrarla, kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

Mehmet Kalay - Berkay Hasan Karayakas - Burak Can Ekizoğlu - Kemal Diri



Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Mayıs ayına kadar yıllık enflasyonda ciddi bir gerileme beklemiyoruz”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Nihat Tokat: "Projeleri hayata geçirebilmek için sizlerin desteğine ihtiyacım var" Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkan Adayı Nihat Tokat, "Şeref ve doğruluğun bir Fenerbahçe çizgisi olduğu algısını camiamız ve ülkemizin hak ettiği gibi tekrar güçlendirmek için şevkle çalışacağımızı beyan ederim. Ekibimle birlikte tüm projeleri hayata geçirebilmek için sizlerin desteğine ihtiyacım var. Çok genç bir ekibim var, çok iyi Fenerbahçeliler" dedi. Fenerbahçe Seçimli Yüksek Divan Kurulu Toplantısı, Fenerbahçe Spor Kulübü Faruk Ilgaz Tesisleri’nde yapılıyor. Toplantıda konuşma yapan Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkan Adayı Nihat Tokat, "Yüksek Divan Kurulu başkanlığı onur ve ayrıcalığına talibim. Şeref ve doğruluğun bir Fenerbahçe çizgisi olduğu algısını camiamız ve ülkemizin hak ettiği gibi tekrar güçlendirmek için şevkle çalışacağımızı beyan ederim. Ekibimle birlikte tüm projeleri hayata geçirebilmek için sizlerin desteğine ihtiyacım var. Çok genç bir ekibim var, çok iyi Fenerbahçeliler. Fenerbahçe’ye tutkuyla aşığım. Tuttuğum değil, tutulduğum takımdır Fenerbahçe. Geride kalan 2 sene boyunca bize muhteşem bir divan başkanlığı yapan Uğur Dündar ve ekibine teşekkür ediyoruz. Sizleri özleyeceğiz. Uğur Dündar’dan aldığımız, hissettiğimiz her toplantımızda Atatürk’ü iliklerimize kadar işledi. Bize onu öyle bir anlattı ki ben de eğer seçilirsem aynı onun yolundan gideceğim. Sosyal faaliyetleri arttırmak için atölye, resim kursları, fotoğraf kursları bunlar ücretsiz olacak. Faruk Ilgaz Tesisleri 17-18 saat yaşayan bir yer olacak mottomuz bu. Genel kurullarımız çok uzun sürede geliyor. Bunu da 45 günde bir yapmayı planlıyoruz" diye konuştu.
Tunceli Tunceli’de Urartu mağaralarının bilinmeyenlerini halk hafızası yaşatıyor Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde bulunan Urartu mağaraları resmi olarak bilinenlerin dışında, resmi olmayan bilgilerle sözlü tarih olarak halk hafızasında yaşatılıyor. Resmi kayıtlarda Derviş Hücreleri, yöre halkı tarafından İn Delikleri olarak adlandırılan tarihi mağaralar, halk hafızasında dilden dile söylenen rivayetlerle ihtişamını arttırıyor. Çemişgezek ilçe merkezinin batısında Tağar Çayı Vadisi’nde kaya üzerine konut amaçlı oyulmuş 20 civarında oda bulunuyor. Urartular dönemine ait olduğu bilinen mağaralar, üç kat halinde sıralı odalar ve bu odaları aydınlatan büyük pencereler ile uzun koridorlardan oluşuyor. "Tağar Çayı’nın İn Delikleri’nin önünden geçtiği anlatılıyor" Derviş Hücrelerini anlatan Araştırmacı Yazar Kağan Gökalp, tarihi mağaralar hakkındaki bilgi verdi. Kendisi de Çemişgezekli olan Gökalp, "İn Delikleri yani Derviş Hücreleri hakkında tarihi bilgiler var. Bunun yanı sıra bir de halk hafızasında olan sözlü kültür geleneğiyle günümüze ulaşan bilgiler var. Kaybolmaması adına bunlardan sizlere bahsetmek istiyorum. İn Delikleri resmi kayıtlarda bilindiği gibi Urartular döneminde yapılmış tarihi yapıdır. Fakat tarihin çok eski dönemlerinde İn Delikleri’nin önünden Tağar Çayı’nın daha yüksekte yani vadi yatağının İn Delikleri’nin önünden geçtiği anlatılmaktadır. Hatta İn Delikleri’ndeki yaşayan insanların o dönem itibarıyla oradan iplere bağlı kovalarla Tağar Çayı’ndan su aldıkları anlatılmaktadır. Tabi burası çöküntü bir alan olduğu için zamanla suyun aşındırması ve jeolojik olaylarla birlikte, şimdi Tağar Çayı’nın kotu İn Delikleri’nin seviyesinden aşağıya düşmüş durumdadır. Bu anlatılan halk hafızasında canlılığını koruyan bir anlatım şeklidir. Ayrıca ilçemizin Kale Mahallesi’nde kaya mezarları var. Oranın da İn Delikleri ile ilişkili olduğu biliniyor" dedi. Mağaraların kullanılış amacı ile ilgili bilgi veren Gökalp, konuşmasına şöyle devam etti: "Dönemin Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa Tunceli’yi ziyaretinde Çemişgezek ilçemizi de ziyaret etmiştir. Bu ziyaret esnasında tarihi kayıtlardan veya sözlü kültürden edindiği bilgiye, düşünceye istinaden, Kale Mahallesi’nden İn Delikleri’ne, Tağar Vadisi’nin altından bir geçit olduğu bilgisiyle orayı araştırıp bulmak istediği söylenmektedir. İlçemizin Kale Mahallesi’nde kaya mezarı olarak bilinen Nergizkaya olarak tanımlanan kayaların olduğu bölgede bu geçidi bulma çalışmalarına Fevzi Çakmak Paşa’nın bizzat katıldığı söylenmektedir. Bu da halk hafızasında yer alan, büyüklerimizden, dedelerimizden dinlediğimiz bir bilgi notu olarak zihinlerde kalsın istiyoruz. Hatta az ilerisinde Kara Mağara olarak bilinen yerin İn Delikleri’nin askeri anlamda ileriyi gözetleme güvenlik noktası olarak, askeri öncü grupların beklediği bir yer olduğu anlatılmaktadır. Yani orası da Derviş Hücreleri’nin bir parçasıdır. Asurlular savaşçı bir toplum olarak tarihte bilinir. Tarihi kayıtlarda bu şekilde geçer. Çemişgezek bölgesinin ele geçirilmesi sürecinde Urartular sağlam bir direniş göstermişler Asurlulara karşı ve İn Deliklerini bir türlü ele geçirememişlerdir. Nihayetinde Mırnahi diye tabir ettiğimiz İn Delikleri’nin bulunduğu kayanın üstündeki düz araziden sepetlerin içerisinde okçuları İn Deliklerine salmak suretiyle, İn Deliklerini ele geçirme faaliyetini gerçekleştirmişlerdir. Bunu da rahmetli Erhan Saraçoğlu hocamızdan dinlemiştim. O da daha büyüklerden, yaşlılardan bu şekilde dinlediğini bizlere nakletmişti."