Yerel Haberler
Ankara
Dışişleri Bakanı Fidan: “Latin Amerika’da Türkiye giderek daha da etkin bir aktör haline gelmekte” 23 Mayıs 2024 Perşembe - 20:09:05 Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Son yıllarda yaptığımız ziyaretler, anlaşmalar, karşılıklı çalışmalar, ticaretin artması başta Venezuela olmak üzere Latin Amerika’da Türkiye giderek daha da etkin bir aktör haline gelmekte” dedi. Bakan Fidan, Venezuela Dışişleri Bakanı Yvan Gil ile Dışişleri Bakanlığında bir araya geldi. Görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Bakan Fidan, Venezuela ile olan ilişkilerimiz her alanda ilerlemekte olduğunu dile getirerek, “Türkiye olarak Latin Amerika ve Karayipler açılımımızın merkezinde Venezuela yer almakta. Son yıllarda yaptığımız ziyaretler, anlaşmalar, karşılıklı çalışmalar, ticaretin artması başta Venezuela olmak üzere Latin Amerika’da Türkiye giderek daha da etkin bir aktör haline gelmekte. Biz de Bakanlık olarak buna paralel bir şekilde özellikle daha mikro olarak ilişkilerimizi yönetmek için Bakanlığımızda Latin Amerika ve Karayiplere bakan sadece bundan sorumlu yeni bir genel müdürlük kurduk” ifadelerini kullandı. “Venezuela’yla Gazze konusunda aynı düşünüyoruz” Venezuela ile sadece ikili ilişkiler alanında değil, bölgesel ve küresel konularda da görüş alışverişinde bulunduğunu aktaran Bakan Fidan, “Başta, Venezuela’nın maruz kaldığı haksız yaptırımlar olmak üzere birçok konuyu masaya yatırma imkanımız oldu. Bu önemli konulardan biri de şüphesiz ki Filistin meselesi ve Gazze’de devam eden katliamdı. Memnuniyetle ifade etmek istiyorum ki Venezuela’yla Gazze konusunda aynı düşünüyoruz, aynı şekilde hareket ediyoruz. Uluslararası platformlarda da beraber tavır alıyoruz. Gazze’deki katliamın durdurulması, Filistin Devleti’nin tanınması konusunda da çalışmalarımızı ortak sürdürme kararı aldık” diye konuştu. Türkiye ile Venezuela arasındaki ticaret hacminin bu sene bir milyar doların üstüne çıkacağını hedeflediklerini belirten Venezuela Dışişleri Bakanı Gil, önümüzdeki yıllarda belirlenen hedefin 3 milyar dolar olduğunu kaydetti. Bakan Fidan ile görüşmelerinde uluslararası politika konusunda birçok konuya değindiklerini aktaran Gil, Filistin’i bağımsız ve özgür bir ülke olarak tanıdıklarını ve yaşanan insanlık suçunun da cezalandırılmasının altını çizdi. “İsrail’e diplomatik baskıyı uygulama konusundaki çalışmalarımızın meyve verdiğini görmekten memnuniyet duyuyoruz” Filistin’i tanıyan devletlerin artması ve iki devletli çözüm ile Gazze’deki krizin sona ermesi için atılabilecek adımların sorulması üzerine Fidan, şu ifadeleri kullandı: "Öncelikle üç Avrupa ülkesinin Filistin’i devlet olarak tanıma kararını açıklamalarını memnuniyetle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Esasen uzun zamandır Türkiye olarak dostlarımızla, müttefiklerimizle beraber uluslararası arenada sürdürdüğümüz İsrail’e her türlü diplomatik baskıyı uygulama konusundaki çalışmalarımızın meyve verdiğini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Katliam durmadı, soykırım devam ediyor ama İsrail’e yönelik uluslararası baskı son on yıllarda emsali görülmemiş şekilde de artıyor. Bu önemli bir kazanım. Bu mücadele uzun soluklu bir mücadele ve bu mücadeleyi sistematik bir şekilde yılmadan, bıkmadan, usanmadan devam ettirmemiz gerekiyor. Türkiye’den sonra başka ülkeler de Uluslararası Adalet Divanı’nda Güney Afrika’nın açtığı davaya taraf olma kararı aldılar. Biz bu sayının giderek artacağına inanıyoruz. İsrail’in hem diplomatik alanda hem hukuk alanında giderek yalnızlığa mahkum edilmesi fevkalade önemli." Görüşme kapsamında iki ülke arasında, Türkiye-Venezuela Dördüncü Ortak İşbirliği Komisyonu Toplantısı Ortak Bildirisi, Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanlarında İşbirliği Anlaşması, Sivil Havacılık Kurumları arasında Teknik İşbirliğine dair Mutabakat Zaptı, Görsel-İşitsel Hizmetlere Dair Ortak Yapım Anlaşması, Eğitim Alanında İş Birliğine İlişkin 2024-2026 Dönemi Uygulama Programı, Venezuela’daki Türkiye Maarif Vakfı Okullarına İlişkin Anlaşma, 2025-2027 Turizm Uygulama Programı, Yükseköğretim Bursları Alanında İşbirliği Protokolü, Teresa Carreno Tiyatrosu Vakfı ile Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü arasında Mutabakat Zaptı imzalandı.
23 Mayıs 2024 Perşembe - 18:54 AK Parti Grup Başkanı Güler’den "TSK kanun teklifi" açıklaması AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, “Teklifimizle Milli Savunma Bakanlığının kadro ve kuruluşunda görev yapan uzman erbaş, er ve sözleşmeli erbaş, erlerin başta görevde başarısız olma, intibak edememe ve kendilerinden istifade edilememe halleri olmak üzere sözleşmenin fesih edenlere ve bu hallerde uygulanacak yaptırımların neler olduğunun kanunla düzenlenmesini içermektedir” dedi. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, AK Parti milletvekilleriyle birlikte AK Parti Grubunda açıklama yaptı. Güler, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini TBMM Başkanlığı’na sunduklarını belirterek, teklifin 60 madde olduğunu ifade etti. Güler, “Teklifimiz ile Milli Savunma Bakanlığının kadro ve kuruluşunda görev yapan uzman erbaş, er ve sözleşmeli erbaş, erlerin görevde başarısız olma, intibak edememe ve kendilerinden istifade edilememe halleri olmak üzere sözleşmenin fesih edilenlere ve bu hallerde uygulanacak yaptırımların neler olduğunun kanunla düzenlenmesini içermektedir. Askeri kaynaktan müfettiş alımına ilişkin usul ve esaslarıyla, adaylarda aranacak niteliklerin kanunda belirlenmesi hedeflenmektedir. Ayrıca uyarma, kınama, hizmete kısmi süreli devam, disiplin cezalarının ilişik kesme işlemine esas teşkil etmesi durumlarında anılan cezaların mahkemelerce denetlenmesinin yolu açılmaktadır. Diğer yandan riskli ve güç şartlarda görev yapan amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanlığında görevli sözleşmeli erbaş ve erlere ödenen aylıklarla ilgili de yeni düzenlemeler getirilmektedir. Ayrıca 221 sayılı amir hükmü şahısları veya müesseseleri tarafından fiilen amme hizmetlerine tahsis edilmiş bulunan gayrimenkul hakkında kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen maddelerle oluşan boşluğunda yeniden düzenlemeyle beraber doldurulması hedeflenmektedir. Diğer yandan Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlarıyla general ve amirallerin işlediği iddia edilen askeri suçlarda soruşturma izni vermeye yetkili mercilerin belirlenmesinde, son rütbeleri ve görevlerinin esas alınması öngörülüyor. Seferberlik tatbikatıyla ferdi seferberlik eğitimlerine katılan ve herhangi bir ödeme alamayan işçi, işsiz, işveren kendi namına çalışan ve serbest meslek mensubu yedek personele ödeme yapılabilmesi hususları da bu kanun teklifimizde yer almaktadır. Teklifimizle Anayasa Mahkemesi’nin yakın zamanda vermiş olduğu iptal kararları kapsamında bu maddelerin düzenlenmesi ve muhtemel bundan sonra da herhangi bir iptalle karşılaşmaması için de bu kanunlarımız yeniden detaylı bir şekilde hazırlanmıştır. Yüksek Asgari Şura kararıyla kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edilen ve yaş şartı nedeniyle emekli aylığı bağlanamayan personelin emekli aylığı bağlanması da yeniden düzenlenmiş ve teklif haline getirilmiştir. Ayrıca Milli Savunma Bakanlığımızın teşkilat yapısında meydana gelen değişiklikler kapsamında uyum düzenlemeleri de bu kanun teklifimizde yer almaktadır” dedi. Güler, televizyon programlarına çıkan emekli askerlere yönelik düzenleme olup olmadığına ilişkin, "Hiyerarşik disiplin içerisinde bu tür programlar öncesinde zaten mevzuatta var. Bir ilgili komutanlığına bilgi verilmesi hususunda bir düzenleme yer alıyor. Yani bilgi verilmesi hususu burada düzenleniyor. Tabii izin ve diğer yaptırımlarla ilgili herhangi bir düzenleme yok” ifadelerini kullandı.
23 Mayıs 2024 Perşembe - 18:35 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Türkiye’nin yerli yapay zeka çözümleriyle hem yerel hem de küresel ölçekte rekabet gücünü artırmasını istiyoruz" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Türkiye’nin yerli yapay zeka çözümleriyle hem yerel hem de küresel ölçekte rekabet gücünü artırmasını istiyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Yönlendirme Kurulu 4. Toplantısı kapanış konuşmasını gerçekleştirdi. Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye Yüzyılı’nı çığır açan teknolojiler ile yükseltecek adımları kararlılıkla atmaya devam ettiklerini ifade etti. Dijital dönüşüm ve çevik dönüşüm, yapay zeka temelli uygulamalarla ilerlemek olduğunu belirten Yılmaz, “Statista verilerine göre 2023 yılında 208 milyar dolar olarak gerçekleşen yapay zeka teknolojisinin pazar büyüklüğünün 2030 yılında yaklaşık 1,9 trilyon dolara ulaşması beklenmektedir. Yapay zekanın on yıl içinde üretkenlik artışını yüzde 1,5 oranında yükseltebileceği ve yapay zeka dalgasının küresel olarak 300 milyon tam zamanlı işi etkileyebileceği tahmin edilmektedir. Bu gelişmeleri göz önünde bulundurarak ülkemizde yapay zeka çalışmalarını teşvik etmek ve potansiyel zararlarını en aza indirmek için Kurul çalışmalarımız kapsamında koordinasyonu sağlıyoruz” diye konuştu. Milli Teknoloji Hamlesi ve Dijital Türkiye hedefleri doğrultusunda ulusal yapay zeka strateji adım adım hayata geçmekte olduğunu bildiren Yılmaz, “Kamu kurum ve kuruluşlarımız, kendi alanlarında yapay zekâ ekosistemine katkı sağlamaktadır. TÜBİTAK Yapay Zeka Enstitüsü 2022 ve 2023 yıllarında açtığı Yapay Zeka Ekosistem Çağrısı ile sektörel iş birliğini öncelikleyen 28 adet projeyi desteklemiştir. 2024 yılı çağrısı için de planlamalar paydaşların görüşü alınarak devam etmektedir. Yeni eğitim döneminde, YÖK’ün koordinasyonunda yapay zeka alanında yeni 71 adet lisans ve ön lisans programı açılacaktır. Milli Eğitim Bakanlığımız 15 binden den fazla öğretmene yapay zeka alanında hizmet içi eğitim vermiştir. 81 ilde faaliyet gösteren ve yaklaşık 20 bin öğrencinin eğitimine devam ettiği Deneyap Atölyesi’nde yapay zeka dersleri açılmıştır. İnsan Kaynakları Ofisinin koordinasyonunda, Uzaktan Eğitim Kapısı üzerinde kamu çalışanlarına yönelik yapay zeka farkındalık eğitimleri sunulmaktadır. Kurul çalışmaları kapsamında kamunun elindeki büyük veriyi kullanıma açmak ve bu alanda kamuda başarılı uygulama örneklerini artırmak istiyoruz. Bu kapsamda ilk adım olarak, kamu verisinin en yoğun olduğu kurumlarımızdan TÜİK, SGK ve Gelir İdaresi Başkanlığını da Kurulumuza dâhil ettik” diye konuştu. Dijital Dönüşüm Ofisi ve TÜİK’in koordinasyonunda kamunun büyük veri analitik kapasitesini güçlendirecek olan Kamu Veri Alanı projesinin pilot çalışmaları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız iş birliğinde devam etmekte olduğunu söyleyen Yılmaz şu ifadeleri kullandı: “Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ve TÜBİTAK koordinasyonunda açılan KAMAG Kamu Yapay Zekâ Ekosistemi Çağrısının süreci başarıyla devam etmektedir. Çağrı kapsamında 6 kurumun projesi desteklenmektedir. Burada edinilecek deneyim doğrultusunda yapay zeka alanında çözüm odaklı -özel sektör, akademi ve kamu- iş birliklerini artıracağız. Ayrıca, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız koordinasyonunda Türkiye için ulusal bir büyük dil modeli geliştirmek üzere, bazı STK’lar ve özel sektör firmalarının da desteğiyle ortak bir teknik altyapı oluşturmaya yönelik çalışmalarımıza devam etmekteyiz.” “Yapay zeka alanı gerek etkilediği sektörler bakımından gerekse de barındırdığı riskler açısından tek bir ülkenin ya da şirketin sorumluluğuna bırakılmayacak bir teknolojidir” sözlerini kullanan Yılmaz, "Her geçen gün açıklanan yeni uygulamalar ile yapay zekâ alanındaki küresel rekabetin daha da hızlanacağını öngörüyoruz. Bu yarışta geri kalmamak için tüm paydaşlar ile daha yakın iş birliği içerisinde olmamız gereken bir dönemdeyiz. Bu anlamda, Türkiye olarak Birleşmiş Milletler, OECD, Avrupa Konseyi, NATO, G20 ve diğer küresel kuruluşlar bünyesindeki çalışmalarda da yer alıyoruz. Türkiye’nin yerli yapay zekâ çözümleriyle hem yerel hem de küresel ölçekte rekabet gücünü artırmasını istiyoruz. Savunma sanayi ve siber güvenlik gibi alanlarda yaptığımız gibi yapay zekâ alanında da bir taraftan gençlerimizle bir taraftan bilim insanlarımızla öncü olacağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı. Bir önceki eylem planı yüzde 50’yi aşan oranda tamamlandığı bildiren Yılmaz, “Yapay zeka teknolojisi doğası gereği dinamik bir süreçtir. Biz de bir önceki Kurul toplantımızda politikalarımızı yapay zekâ alanında yaşanan hızlı gelişmelere uyum sağlamak amacıyla eylem planının güncellenmesi kararını almıştık. Bu karar doğrultusunda stratejik önceliklerimizi koruyarak, eylem planımız güncel teknolojik gelişmeler ve ulusal ihtiyaçlar ışığında güncellenmiştir. Bu süreçte kamu kurum ve kuruluşlarından katılımcı bir yaklaşımla eylem önerileri alınmış, bugünkü toplantımızda bu eylem önerileri değerlendirilmiş ve 70’i aşkın eylemden oluşan Ulusal Yapay Zeka Stratejisi 2024-2025 Eylem Planı nihai hale getirilmiştir. Söz konusu Eylem planında 30’dan fazla yeni yapay zekâ eylemi hayata geçirilecektir. Eylemler ağırlıklı olarak; üretken yapay zeka teknolojilerine odaklanma, yapay zeka girişim ekosisteminin gelişimi, yapısal iş gücü dönüşümü ve insan kaynağımızı güçlendirmek üzerine şekillenmiştir" dedi. "Eylem planının uygulama sürecinde dinamik şekilde revizyonlar ve güncellemeler devam edecektir" diyen Yılmaz şöyle konuştu: “Hastaların tıbbi geçmişleri ve verilerinin analiz edilerek olası teşhisler ve tedavi yöntemleri önerilmesi, güvenlik kaygısı olmayan yerli ve milli Türkçe Büyük Dil Modeli geliştirilerek bu teknolojiden herkesin faydalanması, biometrik ölçüm verilerinin analiz edilerek ‘Sportif Yetenek Taraması Programı’ kapsamında potansiyel sporcu adayları belirlenmesi, okul terk durumu olan öğrencilerin tahmin edilmesi amacıyla Erken Uyarı Sisteminin geliştirilmesi, sosyal yardımlara yönelik suiistimallerin engellenmesi ve ihtiyaç sahiplerinin daha doğru tespit edilmesi vergi adaletinin sağlanması ve vergi kaçakçılığı ile hatalı beyannamelerin tespit edilmesi, stratejik tarım ürünlerinde ürün deseni tespiti ve rekolte tahminlerinin yapılması, Ulusal Yargı Ağı Projesinde evrakların analizi, sınıflandırılması, özetlenmesi ve anlamlandırılması ve karar evraklarında semantik arama ve anonimleştirme, gibi projeler eylem planı içinde yer almaktadır."
23 Mayıs 2024 Perşembe - 18:30 TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Yayman’dan "dijital telif" açıklaması TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, “Almanya’da farklı bir telif yasası, Fransa’da farklı bir telif uygulaması, Türkiye’de farklı bir telif uygulamasını istemiyoruz. Avrupa’da nasıl bir pratik izliyorsa, Türkiye’de de aynı pratiği izlemesini istiyoruz” dedi. TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Yayman, dijital telif hakkında konuştu. Yayman, Dijital Mecralar Komisyonu olarak tarihi bir toplantı yaptıklarını belirterek, Telif Hakları Genel Müdürü ve Rekabet Kurulu Başkanı geldiğini ve dijital telif hakkında sunum yaptıklarını ifade etti. Yayman, “Konuyu ilk defa Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında ele aldık. Bu bir tarihi adımdır, tarihi bir yaklaşımdır. Dijital telif konusu çok önemli. Google bu konuda çifte standart uygulamasını istemiyoruz. Almanya’da farklı bir telif yasası, Fransa’da farklı bir telif uygulaması, Türkiye’de farklı bir telif uygulamasını istemiyoruz. Avrupa’da nasıl bir pratik izliyorsa, Türkiye’de de aynı pratiği izlemesini istiyoruz” dedi. Emek hırsızlığına karşı olduklarını belirten Yayman, “İçerik üreticilerinin içeriklerinin izinsiz olarak alınması, kullanması doğru değil. Haberin artık bir telif kapsamına alınması, haber üreticilerinin emeklerinin kayıt altına alınması, değerlendirilmesini çok tarihi gelişme olarak görüyoruz. Haziran ayı içerisinde Google temsilcileri tekrar Mecliste Dijital Mecralar Komisyonu’nda açıklamalarda bulunacaklar ve beraber nasıl bir yol yürüyeceğimizi konuşacağız” ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Fidan: “Latin Amerika’da Türkiye giderek daha da etkin bir aktör haline gelmekte”
23 Mayıs 2024 Perşembe - 20:09 Dışişleri Bakanı Fidan: “Latin Amerika’da Türkiye giderek daha da etkin bir aktör haline gelmekte” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Son yıllarda yaptığımız ziyaretler, anlaşmalar, karşılıklı çalışmalar, ticaretin artması başta Venezuela olmak üzere Latin Amerika’da Türkiye giderek daha da etkin bir aktör haline gelmekte” dedi. Bakan Fidan, Venezuela Dışişleri Bakanı Yvan Gil ile Dışişleri Bakanlığında bir araya geldi. Görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Bakan Fidan, Venezuela ile olan ilişkilerimiz her alanda ilerlemekte olduğunu dile getirerek, “Türkiye olarak Latin Amerika ve Karayipler açılımımızın merkezinde Venezuela yer almakta. Son yıllarda yaptığımız ziyaretler, anlaşmalar, karşılıklı çalışmalar, ticaretin artması başta Venezuela olmak üzere Latin Amerika’da Türkiye giderek daha da etkin bir aktör haline gelmekte. Biz de Bakanlık olarak buna paralel bir şekilde özellikle daha mikro olarak ilişkilerimizi yönetmek için Bakanlığımızda Latin Amerika ve Karayiplere bakan sadece bundan sorumlu yeni bir genel müdürlük kurduk” ifadelerini kullandı. “Venezuela’yla Gazze konusunda aynı düşünüyoruz” Venezuela ile sadece ikili ilişkiler alanında değil, bölgesel ve küresel konularda da görüş alışverişinde bulunduğunu aktaran Bakan Fidan, “Başta, Venezuela’nın maruz kaldığı haksız yaptırımlar olmak üzere birçok konuyu masaya yatırma imkanımız oldu. Bu önemli konulardan biri de şüphesiz ki Filistin meselesi ve Gazze’de devam eden katliamdı. Memnuniyetle ifade etmek istiyorum ki Venezuela’yla Gazze konusunda aynı düşünüyoruz, aynı şekilde hareket ediyoruz. Uluslararası platformlarda da beraber tavır alıyoruz. Gazze’deki katliamın durdurulması, Filistin Devleti’nin tanınması konusunda da çalışmalarımızı ortak sürdürme kararı aldık” diye konuştu. Türkiye ile Venezuela arasındaki ticaret hacminin bu sene bir milyar doların üstüne çıkacağını hedeflediklerini belirten Venezuela Dışişleri Bakanı Gil, önümüzdeki yıllarda belirlenen hedefin 3 milyar dolar olduğunu kaydetti. Bakan Fidan ile görüşmelerinde uluslararası politika konusunda birçok konuya değindiklerini aktaran Gil, Filistin’i bağımsız ve özgür bir ülke olarak tanıdıklarını ve yaşanan insanlık suçunun da cezalandırılmasının altını çizdi. “İsrail’e diplomatik baskıyı uygulama konusundaki çalışmalarımızın meyve verdiğini görmekten memnuniyet duyuyoruz” Filistin’i tanıyan devletlerin artması ve iki devletli çözüm ile Gazze’deki krizin sona ermesi için atılabilecek adımların sorulması üzerine Fidan, şu ifadeleri kullandı: "Öncelikle üç Avrupa ülkesinin Filistin’i devlet olarak tanıma kararını açıklamalarını memnuniyetle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Esasen uzun zamandır Türkiye olarak dostlarımızla, müttefiklerimizle beraber uluslararası arenada sürdürdüğümüz İsrail’e her türlü diplomatik baskıyı uygulama konusundaki çalışmalarımızın meyve verdiğini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Katliam durmadı, soykırım devam ediyor ama İsrail’e yönelik uluslararası baskı son on yıllarda emsali görülmemiş şekilde de artıyor. Bu önemli bir kazanım. Bu mücadele uzun soluklu bir mücadele ve bu mücadeleyi sistematik bir şekilde yılmadan, bıkmadan, usanmadan devam ettirmemiz gerekiyor. Türkiye’den sonra başka ülkeler de Uluslararası Adalet Divanı’nda Güney Afrika’nın açtığı davaya taraf olma kararı aldılar. Biz bu sayının giderek artacağına inanıyoruz. İsrail’in hem diplomatik alanda hem hukuk alanında giderek yalnızlığa mahkum edilmesi fevkalade önemli." Görüşme kapsamında iki ülke arasında, Türkiye-Venezuela Dördüncü Ortak İşbirliği Komisyonu Toplantısı Ortak Bildirisi, Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanlarında İşbirliği Anlaşması, Sivil Havacılık Kurumları arasında Teknik İşbirliğine dair Mutabakat Zaptı, Görsel-İşitsel Hizmetlere Dair Ortak Yapım Anlaşması, Eğitim Alanında İş Birliğine İlişkin 2024-2026 Dönemi Uygulama Programı, Venezuela’daki Türkiye Maarif Vakfı Okullarına İlişkin Anlaşma, 2025-2027 Turizm Uygulama Programı, Yükseköğretim Bursları Alanında İşbirliği Protokolü, Teresa Carreno Tiyatrosu Vakfı ile Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü arasında Mutabakat Zaptı imzalandı.
AK Parti Grup Başkanı Güler’den "TSK kanun teklifi" açıklaması
23 Mayıs 2024 Perşembe - 18:54 AK Parti Grup Başkanı Güler’den "TSK kanun teklifi" açıklaması AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, “Teklifimizle Milli Savunma Bakanlığının kadro ve kuruluşunda görev yapan uzman erbaş, er ve sözleşmeli erbaş, erlerin başta görevde başarısız olma, intibak edememe ve kendilerinden istifade edilememe halleri olmak üzere sözleşmenin fesih edenlere ve bu hallerde uygulanacak yaptırımların neler olduğunun kanunla düzenlenmesini içermektedir” dedi. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, AK Parti milletvekilleriyle birlikte AK Parti Grubunda açıklama yaptı. Güler, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini TBMM Başkanlığı’na sunduklarını belirterek, teklifin 60 madde olduğunu ifade etti. Güler, “Teklifimiz ile Milli Savunma Bakanlığının kadro ve kuruluşunda görev yapan uzman erbaş, er ve sözleşmeli erbaş, erlerin görevde başarısız olma, intibak edememe ve kendilerinden istifade edilememe halleri olmak üzere sözleşmenin fesih edilenlere ve bu hallerde uygulanacak yaptırımların neler olduğunun kanunla düzenlenmesini içermektedir. Askeri kaynaktan müfettiş alımına ilişkin usul ve esaslarıyla, adaylarda aranacak niteliklerin kanunda belirlenmesi hedeflenmektedir. Ayrıca uyarma, kınama, hizmete kısmi süreli devam, disiplin cezalarının ilişik kesme işlemine esas teşkil etmesi durumlarında anılan cezaların mahkemelerce denetlenmesinin yolu açılmaktadır. Diğer yandan riskli ve güç şartlarda görev yapan amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanlığında görevli sözleşmeli erbaş ve erlere ödenen aylıklarla ilgili de yeni düzenlemeler getirilmektedir. Ayrıca 221 sayılı amir hükmü şahısları veya müesseseleri tarafından fiilen amme hizmetlerine tahsis edilmiş bulunan gayrimenkul hakkında kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen maddelerle oluşan boşluğunda yeniden düzenlemeyle beraber doldurulması hedeflenmektedir. Diğer yandan Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlarıyla general ve amirallerin işlediği iddia edilen askeri suçlarda soruşturma izni vermeye yetkili mercilerin belirlenmesinde, son rütbeleri ve görevlerinin esas alınması öngörülüyor. Seferberlik tatbikatıyla ferdi seferberlik eğitimlerine katılan ve herhangi bir ödeme alamayan işçi, işsiz, işveren kendi namına çalışan ve serbest meslek mensubu yedek personele ödeme yapılabilmesi hususları da bu kanun teklifimizde yer almaktadır. Teklifimizle Anayasa Mahkemesi’nin yakın zamanda vermiş olduğu iptal kararları kapsamında bu maddelerin düzenlenmesi ve muhtemel bundan sonra da herhangi bir iptalle karşılaşmaması için de bu kanunlarımız yeniden detaylı bir şekilde hazırlanmıştır. Yüksek Asgari Şura kararıyla kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edilen ve yaş şartı nedeniyle emekli aylığı bağlanamayan personelin emekli aylığı bağlanması da yeniden düzenlenmiş ve teklif haline getirilmiştir. Ayrıca Milli Savunma Bakanlığımızın teşkilat yapısında meydana gelen değişiklikler kapsamında uyum düzenlemeleri de bu kanun teklifimizde yer almaktadır” dedi. Güler, televizyon programlarına çıkan emekli askerlere yönelik düzenleme olup olmadığına ilişkin, "Hiyerarşik disiplin içerisinde bu tür programlar öncesinde zaten mevzuatta var. Bir ilgili komutanlığına bilgi verilmesi hususunda bir düzenleme yer alıyor. Yani bilgi verilmesi hususu burada düzenleniyor. Tabii izin ve diğer yaptırımlarla ilgili herhangi bir düzenleme yok” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Türkiye’nin yerli yapay zeka çözümleriyle hem yerel hem de küresel ölçekte rekabet gücünü artırmasını istiyoruz"
23 Mayıs 2024 Perşembe - 18:35 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Türkiye’nin yerli yapay zeka çözümleriyle hem yerel hem de küresel ölçekte rekabet gücünü artırmasını istiyoruz" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Türkiye’nin yerli yapay zeka çözümleriyle hem yerel hem de küresel ölçekte rekabet gücünü artırmasını istiyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Yönlendirme Kurulu 4. Toplantısı kapanış konuşmasını gerçekleştirdi. Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye Yüzyılı’nı çığır açan teknolojiler ile yükseltecek adımları kararlılıkla atmaya devam ettiklerini ifade etti. Dijital dönüşüm ve çevik dönüşüm, yapay zeka temelli uygulamalarla ilerlemek olduğunu belirten Yılmaz, “Statista verilerine göre 2023 yılında 208 milyar dolar olarak gerçekleşen yapay zeka teknolojisinin pazar büyüklüğünün 2030 yılında yaklaşık 1,9 trilyon dolara ulaşması beklenmektedir. Yapay zekanın on yıl içinde üretkenlik artışını yüzde 1,5 oranında yükseltebileceği ve yapay zeka dalgasının küresel olarak 300 milyon tam zamanlı işi etkileyebileceği tahmin edilmektedir. Bu gelişmeleri göz önünde bulundurarak ülkemizde yapay zeka çalışmalarını teşvik etmek ve potansiyel zararlarını en aza indirmek için Kurul çalışmalarımız kapsamında koordinasyonu sağlıyoruz” diye konuştu. Milli Teknoloji Hamlesi ve Dijital Türkiye hedefleri doğrultusunda ulusal yapay zeka strateji adım adım hayata geçmekte olduğunu bildiren Yılmaz, “Kamu kurum ve kuruluşlarımız, kendi alanlarında yapay zekâ ekosistemine katkı sağlamaktadır. TÜBİTAK Yapay Zeka Enstitüsü 2022 ve 2023 yıllarında açtığı Yapay Zeka Ekosistem Çağrısı ile sektörel iş birliğini öncelikleyen 28 adet projeyi desteklemiştir. 2024 yılı çağrısı için de planlamalar paydaşların görüşü alınarak devam etmektedir. Yeni eğitim döneminde, YÖK’ün koordinasyonunda yapay zeka alanında yeni 71 adet lisans ve ön lisans programı açılacaktır. Milli Eğitim Bakanlığımız 15 binden den fazla öğretmene yapay zeka alanında hizmet içi eğitim vermiştir. 81 ilde faaliyet gösteren ve yaklaşık 20 bin öğrencinin eğitimine devam ettiği Deneyap Atölyesi’nde yapay zeka dersleri açılmıştır. İnsan Kaynakları Ofisinin koordinasyonunda, Uzaktan Eğitim Kapısı üzerinde kamu çalışanlarına yönelik yapay zeka farkındalık eğitimleri sunulmaktadır. Kurul çalışmaları kapsamında kamunun elindeki büyük veriyi kullanıma açmak ve bu alanda kamuda başarılı uygulama örneklerini artırmak istiyoruz. Bu kapsamda ilk adım olarak, kamu verisinin en yoğun olduğu kurumlarımızdan TÜİK, SGK ve Gelir İdaresi Başkanlığını da Kurulumuza dâhil ettik” diye konuştu. Dijital Dönüşüm Ofisi ve TÜİK’in koordinasyonunda kamunun büyük veri analitik kapasitesini güçlendirecek olan Kamu Veri Alanı projesinin pilot çalışmaları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız iş birliğinde devam etmekte olduğunu söyleyen Yılmaz şu ifadeleri kullandı: “Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ve TÜBİTAK koordinasyonunda açılan KAMAG Kamu Yapay Zekâ Ekosistemi Çağrısının süreci başarıyla devam etmektedir. Çağrı kapsamında 6 kurumun projesi desteklenmektedir. Burada edinilecek deneyim doğrultusunda yapay zeka alanında çözüm odaklı -özel sektör, akademi ve kamu- iş birliklerini artıracağız. Ayrıca, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız koordinasyonunda Türkiye için ulusal bir büyük dil modeli geliştirmek üzere, bazı STK’lar ve özel sektör firmalarının da desteğiyle ortak bir teknik altyapı oluşturmaya yönelik çalışmalarımıza devam etmekteyiz.” “Yapay zeka alanı gerek etkilediği sektörler bakımından gerekse de barındırdığı riskler açısından tek bir ülkenin ya da şirketin sorumluluğuna bırakılmayacak bir teknolojidir” sözlerini kullanan Yılmaz, "Her geçen gün açıklanan yeni uygulamalar ile yapay zekâ alanındaki küresel rekabetin daha da hızlanacağını öngörüyoruz. Bu yarışta geri kalmamak için tüm paydaşlar ile daha yakın iş birliği içerisinde olmamız gereken bir dönemdeyiz. Bu anlamda, Türkiye olarak Birleşmiş Milletler, OECD, Avrupa Konseyi, NATO, G20 ve diğer küresel kuruluşlar bünyesindeki çalışmalarda da yer alıyoruz. Türkiye’nin yerli yapay zekâ çözümleriyle hem yerel hem de küresel ölçekte rekabet gücünü artırmasını istiyoruz. Savunma sanayi ve siber güvenlik gibi alanlarda yaptığımız gibi yapay zekâ alanında da bir taraftan gençlerimizle bir taraftan bilim insanlarımızla öncü olacağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı. Bir önceki eylem planı yüzde 50’yi aşan oranda tamamlandığı bildiren Yılmaz, “Yapay zeka teknolojisi doğası gereği dinamik bir süreçtir. Biz de bir önceki Kurul toplantımızda politikalarımızı yapay zekâ alanında yaşanan hızlı gelişmelere uyum sağlamak amacıyla eylem planının güncellenmesi kararını almıştık. Bu karar doğrultusunda stratejik önceliklerimizi koruyarak, eylem planımız güncel teknolojik gelişmeler ve ulusal ihtiyaçlar ışığında güncellenmiştir. Bu süreçte kamu kurum ve kuruluşlarından katılımcı bir yaklaşımla eylem önerileri alınmış, bugünkü toplantımızda bu eylem önerileri değerlendirilmiş ve 70’i aşkın eylemden oluşan Ulusal Yapay Zeka Stratejisi 2024-2025 Eylem Planı nihai hale getirilmiştir. Söz konusu Eylem planında 30’dan fazla yeni yapay zekâ eylemi hayata geçirilecektir. Eylemler ağırlıklı olarak; üretken yapay zeka teknolojilerine odaklanma, yapay zeka girişim ekosisteminin gelişimi, yapısal iş gücü dönüşümü ve insan kaynağımızı güçlendirmek üzerine şekillenmiştir" dedi. "Eylem planının uygulama sürecinde dinamik şekilde revizyonlar ve güncellemeler devam edecektir" diyen Yılmaz şöyle konuştu: “Hastaların tıbbi geçmişleri ve verilerinin analiz edilerek olası teşhisler ve tedavi yöntemleri önerilmesi, güvenlik kaygısı olmayan yerli ve milli Türkçe Büyük Dil Modeli geliştirilerek bu teknolojiden herkesin faydalanması, biometrik ölçüm verilerinin analiz edilerek ‘Sportif Yetenek Taraması Programı’ kapsamında potansiyel sporcu adayları belirlenmesi, okul terk durumu olan öğrencilerin tahmin edilmesi amacıyla Erken Uyarı Sisteminin geliştirilmesi, sosyal yardımlara yönelik suiistimallerin engellenmesi ve ihtiyaç sahiplerinin daha doğru tespit edilmesi vergi adaletinin sağlanması ve vergi kaçakçılığı ile hatalı beyannamelerin tespit edilmesi, stratejik tarım ürünlerinde ürün deseni tespiti ve rekolte tahminlerinin yapılması, Ulusal Yargı Ağı Projesinde evrakların analizi, sınıflandırılması, özetlenmesi ve anlamlandırılması ve karar evraklarında semantik arama ve anonimleştirme, gibi projeler eylem planı içinde yer almaktadır."
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Yayman’dan "dijital telif" açıklaması
23 Mayıs 2024 Perşembe - 18:30 TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Yayman’dan "dijital telif" açıklaması TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, “Almanya’da farklı bir telif yasası, Fransa’da farklı bir telif uygulaması, Türkiye’de farklı bir telif uygulamasını istemiyoruz. Avrupa’da nasıl bir pratik izliyorsa, Türkiye’de de aynı pratiği izlemesini istiyoruz” dedi. TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Yayman, dijital telif hakkında konuştu. Yayman, Dijital Mecralar Komisyonu olarak tarihi bir toplantı yaptıklarını belirterek, Telif Hakları Genel Müdürü ve Rekabet Kurulu Başkanı geldiğini ve dijital telif hakkında sunum yaptıklarını ifade etti. Yayman, “Konuyu ilk defa Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında ele aldık. Bu bir tarihi adımdır, tarihi bir yaklaşımdır. Dijital telif konusu çok önemli. Google bu konuda çifte standart uygulamasını istemiyoruz. Almanya’da farklı bir telif yasası, Fransa’da farklı bir telif uygulaması, Türkiye’de farklı bir telif uygulamasını istemiyoruz. Avrupa’da nasıl bir pratik izliyorsa, Türkiye’de de aynı pratiği izlemesini istiyoruz” dedi. Emek hırsızlığına karşı olduklarını belirten Yayman, “İçerik üreticilerinin içeriklerinin izinsiz olarak alınması, kullanması doğru değil. Haberin artık bir telif kapsamına alınması, haber üreticilerinin emeklerinin kayıt altına alınması, değerlendirilmesini çok tarihi gelişme olarak görüyoruz. Haziran ayı içerisinde Google temsilcileri tekrar Mecliste Dijital Mecralar Komisyonu’nda açıklamalarda bulunacaklar ve beraber nasıl bir yol yürüyeceğimizi konuşacağız” ifadelerini kullandı.
Bakan Bak: "Türkiye son 22 yılda sporda devrim yaşamaktadır"
23 Mayıs 2024 Perşembe - 18:18 Bakan Bak: "Türkiye son 22 yılda sporda devrim yaşamaktadır" Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Türkiye’nin sporda tesisleşmesine vurgu yaparak, “Burada Türkiye’nin önemli bir dönüşümü var sporda. Türkiye son 22 yılda sporda devrim yaşamaktadır” dedi. Hacettepe Üniversitesinde Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yaptırılan Hacettepe Atletik Spor Merkezi’nin açılış töreni gerçekleştirildi. Törene katılan Bakan Bak yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: “Hacettepe bir ekol olmalı. Sporda da bir ekol olalım. Hacettepe’yle ilişkiler, Gençlik ve Spor Bakanlığının ilişkileri dopingle mücadele konusunda doping laboratuvarı konusunda çok eskilere dayanır. Daha önceki dönemimizde bakanken buradaki yatırımlarla ilgili de artık o zamanki rektörlerimizle de görüşmüştük, hocamla da görüşmüştük. Gerçekten Hacettepe spor konusunda, doping konusunda diyet, diyetisyenlik konusunda ciddi bir birikimimiz var. Hocamızın da ifade ettiği gibi önemli bir kapasite. Bu kapasitenin böylesine tesislerle tamamlanmasını ve sporcularımızın hizmetine sunulması çok çok önemli.” “Türkiye son 22 yılda sporda devrim yaşamaktadır” Bakan Bak sözlerine şu şekilde devam etti: “Üniversitede spor çok çok önemli. Benim tavsiyem üniversite talebelerimizi, üniversitedeki öğrencilerimize, hocalarımıza, üniversitenin çalışanlarına, sporun içerisinde kalmanın, sporun içerisinde yer almanın böylesi de güzel tesisler onlara bir yaşam tarzını bu güzel bir dünyayı, güzel bir açılımı aktaracaktır. Gerçekten çok çok önemli. Burada Türkiye’nin önemli bir dönüşümü var sporda. Türkiye son 22 yılda sporda devrim yaşamaktadır.”
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Mekke Yolu” projesini yerinde ziyaret etti
23 Mayıs 2024 Perşembe - 17:29 Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Mekke Yolu” projesini yerinde ziyaret etti Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara’da hayata geçirilen “Mekke Yolu” projesini yerinde inceledi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Suudi Arabistan’ın “Vizyon 2030” programı kapsamında Ankara’da hayata geçirilen “Mekke Yolu” projesini yerinde inceledi. Ankara Esenboğa Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ndeki programda konuşan Prof. Dr. Ali Erbaş, “Hacıları uğurlamak kutsal mekanlara, Hicaz’a, Mekke’ye, Medine’ye sizleri uğurlamak hakikaten bizim için en mutluluk verici hususlardan birisidir” dedi. Erbaş, “Mekke Yolu” projesinin geçen yıl pilot uygulama olarak İstanbul Havalimanı’nda başlatıldığını ve 10 bine yakın hacı adayının bu projeden istifade ettiğini dile getirerek, bu sene de Ankara Esenboğa Havalimanı’nı projeye dahil ettiklerini söyledi. “Hacılarımız için müthiş bir kolaylık” Hacılara sağladığı kolaylıktan ötürü Suudi Arabistan’a teşekkür eden Erbaş, projenin sağladığı kolaylıkları şöyle açıkladı: “Suudi Arabistan devleti ile iş birliği içerisinde hem İstanbul’da hem de Ankara’da, Cidde’de ya da Medine Havalimanı’nda yapılacak işlemleri Ankara’da yapıyoruz. İşlemler burada yapıldığı için Cidde ve Medine havalimanlarına inen hacılarımız, orada beklemeden 10 dakika içerisinde hemen havaalanından çıkıyor, otobüslerine biniyor ve doğru otellerine gidiyor. Bu müthiş bir kolaylık.” Suudi Arabistan yetkilileriyle birlikte projeyi inceleyen ve yetkililerden bilgi alan Erbaş, daha sonra Türkiye’den ayrılmak üzere işlemlerini yapan hacı adaylarıyla selamlaşarak bir süre sohbet etti. Programa Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçisi Fahad bin Assaad Abu Al-Nasr, Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdür Vekili Hüseyin Demirhan, Ankara İl Müftüsü Hasan Çınar, Suudi Arabistan yetkilileri ve hacı adayları katıldı. Mekke Yolu Projesi Geçtiğimiz yıl İstanbul Havalimanı’nda pilot olarak uygulanmaya başlayan proje ile hacı adaylarının Suudi Arabistan havalimanlarında yapmaları gereken çok sayıda işlemin Türkiye’den ayrılmadan havalimanında yapılması sağlanıyor. Böylece hacı adayları Suudi Arabistan’a vardıklarında havalimanında çok vakit kaybetmeden otellerine ulaşıyorlar.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Mekke Yolu” projesini yerinde ziyaret etti
23 Mayıs 2024 Perşembe - 17:25 Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Mekke Yolu” projesini yerinde ziyaret etti Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara’da hayata geçirilen “Mekke Yolu” projesini yerinde inceledi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Suudi Arabistan’ın “Vizyon 2030” programı kapsamında Ankara’da hayata geçirilen “Mekke Yolu” projesini yerinde inceledi. Ankara Esenboğa Havalimanı dış hatlar terminalindeki programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, hac uğurlamasına dikkati çekerek, “Hacıları uğurlamak, kutsal mekanlara, Hicaz’a, Mekke’ye, Medine’ye sizleri uğurlamak hakikaten bizim için en mutluluk verici hususlardan birisidir” dedi. Erbaş, “Mekke Yolu” projesinin geçen yıl pilot uygulama olarak İstanbul Havalimanı’nda başlatıldığını ve 10 bine yakın hacı adayının bu projeden istifade ettiğini dile getirerek, bu sene de Ankara Esenboğa Havalimanını projeye dahil ettiklerini söyledi. “Hacılarımız için müthiş bir kolaylık” Hacılara sağladığı kolaylıktan ötürü Suudi Arabistan’a teşekkür eden Erbaş, projenin sağladığı kolaylıkları şöyle açıkladı: “Suudi Arabistan devleti ile iş birliği içerisinde hem İstanbul’da hem de Ankara’da, Cidde’de ya da Medine Havalimanında yapılacak işlemleri Ankara’da yapıyoruz. İşlemler burada yapıldığı için Cidde ve Medine Havalimanlarına inen hacılarımız, orada beklemeden 10 dakika içerisinde hemen havaalanından çıkıyor, otobüslerine biniyor ve doğru otellerine gidiyor. Bu müthiş bir kolaylık.” Suudi Arabistan yetkilileriyle birlikte projeyi inceleyen ve yetkililerden bilgi alan Başkan Erbaş, daha sonra Türkiye’den ayrılmak üzere işlemlerini yapan hacı adaylarıyla selamlaşarak bir süre sohbet etti. Programa, Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçisi Fahad bin Assaad Abu Al-Nasr, Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdür Vekili Hüseyin Demirhan, Ankara İl Müftüsü Hasan Çınar, Suudi Arabistan yetkilileri ve hacı adayları katıldı. Mekke Yolu Projesi Geçtiğimiz yıl İstanbul Havalimanında pilot olarak uygulanmaya başlayan proje ile hacı adaylarının Suudi Arabistan havalimanlarında yapmaları gereken çok sayıda işlemin Türkiye’den ayrılmadan havalimanında yapılması sağlanıyor. Böylece hacı adayları Suudi Arabistan’a vardıklarında havalimanında çok vakit kaybetmeden otellerine ulaşıyorlar.
Depremden etkilenen illerin gastronomisi ‘Vefa Mutfağı’ ile Türk Mutfağı Haftası’nda yer aldı
23 Mayıs 2024 Perşembe - 17:22 Depremden etkilenen illerin gastronomisi ‘Vefa Mutfağı’ ile Türk Mutfağı Haftası’nda yer aldı Depremden etkilenen 11 ilin gastronomisi, Ankara’da Türk Mutfağı Haftası’nda düzenlenen ‘Vefa Mutfağı’ adlı etkinlikte beğeniye sunuldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın öncülüğünde 23-27 Mayıs tarihleri arasında kutlanan ‘Türk Mutfağı Haftası’nın Ankara etkinlikleri Başkent Millet Bahçesi’nde başladı. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen etkinlikte 6 Şubat’ta meydana gelen depremden etkilenen 11 kent unutulmadı. Deprem bölgesi içerisinde yer alan ve gastronomisiyle dikkati çeken illerin aşçıları, açtıkları stantlar ile ziyaretçilerden tam not aldı. Kebap yeme yarışması ile renkli görüntülerin de oluştuğu etkinliğin ilk gününde 180 metre uzunluğunda kebap yapıldı. En hızlı kebabı yiyerek yarışmanın kazananı olan Ramazan Yoğurtçu ise gram altın kazandı. “180 santimetre uzunluğunda bir adana yaptık” Gaziantep’ten Ankara’ya gelen Necdi Emiroğlu (40), “Bugün etkinliğin birinci günü için bir açılış yaptık. Pazar gününe kadar buradayız, Gaziantep sofrası burada. 180 santimetre uzunluğunda bir adana yaptık. İnsanlar memnun kaldı. İnsanları etkinliğe bekliyoruz. Yaptığımız çiğköfte ve Adana’yı yediği için arkadaşımız altın kazandı” dedi. Depremden etkilenen illerin mutfakları yer alıyor Recep Tuna, bu yılki etkinliklerde depremden etkilenen 11 ilin mutfağının yer aldığını dile getirdi. Tuna, Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Şanlıurfa gibi depremden etkilenen 11 ilin yemeklerinin Ankara Türk Mutfağı etkinliğinde bir araya geldiğini kaydederek, “Ankara’da yaşayan Hataylı, Şanlıurfalı, Maraşlı, Kahramanmaraşlı, Osmaniyeli hemşehrilerimizi burada buluşturmak amacıyla ‘Vefa Mutfağı’ olarak buraya getirdik. Birinci günümüzde çiğ köfte, kebap gibi yarışmalarımız yapıldı. Kavurmalar, pilavlar yapıldı. Burada ücretsiz olarak halkımıza, vatandaşlarımıza dağıtıldı. Emine Erdoğan’ın büyük bir projesi bu. Bu sene üçüncüsünü yapıyoruz dünya çapında. Her yerde 23-27 Mayıs tarihleri arasında yapılıyor. Bütün vatandaşlarımızı, özellikle Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraşlı, Şanlıurfalı, Osmaniyeli bütün vatandaşlarımızı buraya bekliyoruz. Çünkü depremde esnaflarımızın gerçekten dükkanları yıkılmış ve burada şu an hizmet vermekteler. Onun için de desteklerinizi bütün hemşehrilerimizle buluşturmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Bora Kaplan davasına devam edildi
23 Mayıs 2024 Perşembe - 17:10 Bora Kaplan davasına devam edildi Suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Ayhan Bora Kaplan ile suç örgütü şüphelisi 20’si tutuklu 61 sanığın yargılanmasına devam edildi. Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan’ın içerisinde bulunduğu 20’si tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşma başlangıcında mahkeme başkanından söz alan sanık Bora Kaplan, 16 Nisan’da görülen davanın ikinci duruşmasında mahkeme başkanına yanlışlıkla, ‘efendim bir tanem’ dediği için neden şimdi gündem olduğunu anlayamadığını söyleyerek, “İlk duruşmaya çıktığımda, kendimi kaptırmışım olayları anlatıyorum, sehven, gayriihtiyari ‘efendim bir tanem’ dedim. Sizden özür dilemiştim, yine özür dilerim. Hayatım boyunca devletin hiçbir memuruna saygısızlık yapmadım. Sabıkam vardır, sicil kaydım vardır ama memura mukavemet yoktur. Gözaltında o kadar şey yapıldı, tek mukavemetim olmadı. Biraz adaletli olmak lazım” ifadelerine yer verdi. Sanıklardan Barış Kurt ise bilirkişinin hazırladığı HTS raporunun gerçekleri yansıtmadığını iddia etti. Aldıkları başka raporla müşteki Erkan Doğan’ın anlattıklarının doğru olmadığını ortaya koyduğunu söyleyerek, “Benim söyleyeceklerim, ben yapmadım, ben etmedim değil. Ben bilgili, belgeli şeyler anlatacağım. Erkan Doğan’ın HTS kayıtlarına ilişkin sizden inceleme yapmanızı rica etmiştim. Sanırım bakmadınız. Niye bakmadınız anlamıyorum. İnanmayın, ama bir bakın Allah aşkına. Erkan Doğan’la bazımız da yolumuz da kesişmiyor. Geçen sefer anlattıklarımdan sonra Erkan Doğan’ın beyanlarını düzelttiler. Bugün anlattıklarımdan sonra da düzeltme yaparsa hiçbirinize hakkımı helal etmem” ifadeleriyle suçlamaları reddederek, tahliyesini talep etti. Mahkeme, tutuklu sanıkların taleplerinin ardından sanık avukatlarının taleplerini dinledi. Bora Kaplan’ın avukatı, Kaplan’ın gözaltına alınmasının yasadışı olduğuna değinerek HTS kayıtlarıyla ilgili raporu hazırlayan bilirkişinin kısa süre önce Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı (KOM)’dan ayrılan bir polis olduğunu, bazları yalan yanlış tanzim ettiğini belirterek bilirkişi hakkında evrakta sahtecilikten suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Avukat, mahkeme başkanına, "Lütfen kamuoyu baskısı ve bu kumpasa karşı bize yardım edin" dedi. Duruşma yarın devam etmek üzere ertelendi.
Dışişleri Bakanı Fidan: “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda prensipte mutabıkız”
23 Mayıs 2024 Perşembe - 16:56 Dışişleri Bakanı Fidan: “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda prensipte mutabıkız” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda prensipte Avrupa Birliği kurumları ve ilgili komiserleri Varhelyi başta olmak üzere mutabıkız. Ama bugünkü yaptığımız görüşmede de ifade ettik, bunu daha pratik bir şekilde bir zaman dilimine de bağlayarak ve planlayarak somut bir şekilde ilerletelim" dedi. Bakan Fidan, Avrupa Birliği Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Komiseri Oliver Varhelyi ile Dışişleri Bakanlığı’nda bir araya geldi. Görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Bakan Fidan, Varhelyi ve delegasyonuyla uzun bir görüşme gerçekleştirdiklerini dile getirerek, “Kendisi daha önce Ticaret Bakanımızla ve Cumhurbaşkanı Yardımcımızla görüştü. Bugün öğleden sonra İçişleri Bakanımızla da bir araya gelecek. Özellikle genişlemeyle ilgili Avrupa Birliği kurumlarında olan bütün mevzuları hemen hemen Ankara’da görüşmüş olarak ayrılacak” ifadelerini kullandı. Fidan, görüşmede Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin hem stratejik boyutunu hem de çalışılan ve çalışılması gerekilen somut konuları gözden geçirme imkanı bulduklarını dile getirdi. “İlişkilerin olumlu yönde sürekli bir tuğla üste koyarak devam etmesini hükümet ve devlet olarak istiyoruz” Türkiye’nin aday ülke statüsü ve genişleme ile ilgili birkaç tane hususu müzakere etme fırsatı yakaladıklarını dile getiren Bakan Fidan, “Birincisi, 17-18 Nisan’da AB Devlet ve Hükümet Başkanları Özel Zirvesi’nde Türkiye-AB ilişkilerine dair ortak bildirimin kabul edilmemesini Türkiye olarak kaçırılmış fırsat olarak nitelendirdik. Ama kendisi bugünkü yaptığımız görüşmede bunda endişe edecek bir şey olmadığını, Türkiye-AB ilişkilerine dair ortak bildirimde aldıkları kararların, çizdikleri yol haritasının arkasında olduklarını ve uygulamaya devam ettiklerini bildirdiler. Bu bizim için tabii ki iyi bir haber. Biz her zaman için Türkiye-AB ilişkilerinin olumlu yönde sürekli bir tuğla üste koyarak devam etmesini hükümet ve devlet olarak istiyoruz" dedi. “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda prensipte mutabıkız” Türkiye-AB kurumları arasındaki üst düzey ziyaretlerin, düzenli çalışmaların kesintisiz bir şekilde devam etmesi hususunu da görüştüklerini belirten Fidan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu hem konuları daha iyi ilerletmemize hem de problemleri vakitlice çözmemize yol açacak. Bu açıdan bu mekanizmanın çalışması önemli. Diğer taraftan Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusu fevkalade önemli. Bu konuda Ticaret Bakanlığımızla da yakın işbirliği içerisinde çalışıyoruz. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda prensipte Avrupa Birliği kurumları ve ilgili komiserleri Varhelyi başta olmak üzere mutabıkız. Ama bugünkü yaptığımız görüşmede de ifade ettik bunu daha pratik bir şekilde bir zaman dilimine de bağlayarak ve planlayarak somut bir şekilde ilerletelim.” “Amacımız, vize serbestisi konusunda Avrupa Birliği ile müzakereyi tam anlamıyla başlatmak” Öncelik verdikleri bir diğer konunun da vize meselesi olduğunu vurgulayan Bakan Fidan, “Bu konuda iki aşamalı çalışıyoruz. Birincisi, Türkiye ve Avrupa Birliği arasında bir vize serbestliğine gidilmesi ve bu konu uzun yıllardır gündemde olan bir mesele. Bu konuyla ilgili takip edilmesi gereken ayrı bir mesele var. Yeni dönemde de Cumhurbaşkanımız bu konunun çözülmesi ve bu konuda yapılması gereken değişikliklerin onayını verdiler. Biz gerek parlamentoyla gerekse de ilgili kurumlarımızla görüşerek, bu konuda eksik kalan hususların tamamlanması konusunda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Amacımız kendi içimizdeki bazı yapılması gerekenleri yapıp, özellikle mevzuat değişikliğiyle ilgili 4-5 tane konu var. Vize serbestliği konusunda Avrupa Birliği ile müzakereyi tam anlamıyla başlatmak” değerlendirmesinde bulundu. “Avrupa Birliği kurumlarıyla vize sorununu görüşüyoruz” Son dönemde dünya genelinde yaşanan durumların vize konularında ciddi sıkışmalara yol açtığının altını çizen Fidan, “Bu, vatandaşlarımızın belli konularda ihtiyaçlarının zamanlıca karşılanmamasını beraberinde getiren bir husus. Bunu da epeydir Avrupalı meslektaşlarımızla müzakere ediyoruz. Başta iş adamlarımız, öğrencilerimiz olmak üzere vize kolaylığının sağlanması ve hızlılığın arttırılması konusunda Avrupa ülkeleriyle birebir konuşuyoruz. Özellikle vatandaşlarımızın siyasi, ticari, eğitim, sanatsal ve turistik etkileşimde bulundukları ülkelerle birebir konuşuyoruz. Avrupa Birliği kurumlarıyla bu konuyu görüşüyoruz” açıklamasında bulundu. “Avrupa Yatırım Bankası de facto olarak Türkiye’deki faaliyetlerine devam ediyor” Avrupa Yatırım Bankası’nın Türkiye’de tekrar faaliyetlerini başlatması hususunda da mutabık kaldıklarını söyleyen Fidan, “Bu konuda da önümüzde birkaç tane halledilmesi gereken prosedür, konu var. Zaten banka Türkiye’de halihazırda de facto olarak faaliyetlerine devam ediyor ama legal olarak da problemlerini tamamlayıp devam etmek için çalışmalarımızı nihayete erdireceğiz. Başlamalarımızı nihayete erdireceğiz” şeklinde konuştu. “Başka ülkelerden gelen göçmenlerin tekrar iadesinde ne yapabiliriz konusunu masaya yatırdık” Görüşmede düzensiz göçle mücadele konusunun da masaya yatırıldığını kaydeden Bakan Fidan, “Avrupa Birliği ile Türkiye arasında bu konuda son yıllarda kurulmaya çalışılan ve işletilen bir mekanizma var. Bunu daha iyi nasıl işletiriz konusunu ele aldık. Özellikle şu anda cari olan başka ülkelerden gelen göçmenlerin tekrar iadesi konusunda nasıl işbirliği yapabiliriz konusunu masaya yatırdık. Bu da önemli bir konuydu” diye konuştu. Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu AB Komiseri Oliver Varhelyi ise, yapılan görüşme sırasında birlikte çalışmayı, ilişkilerin yeniden canlandırılması yönünde çalışmayı tekrar taahhüt ettiklerini belirtti. Türkiye’yi aday ülke, kilit ortak, stratejik ve çok önemli bir NATO müttefiki olarak düşündüklerini kaydeden Varhelyi, Türkiye’nin iki silahlı çatışmanın bağlantı noktasında bir ülke olduğunu ve bu sebepten dolayı birlikte çalışmanın her zamankinden daha fazla gerekli olduğunu vurguladı. AB Komiseri Varhelyi, Türkiye’den yapılan vize başvurularının geçen sene yüzde 30 artış gösterdiğini belirterek, “Türkiye halkının AB’ye yönelik büyük bir ilgisi var. İnsanların bu fırsattan faydalanabilmesi için vizenin kolaylaştırılması gerekiyor. Bakan Fidan’la bu durumu nasıl çözebiliriz, insanlar vizelerini daha hızlı nasıl alabilir konularını da görüştük” dedi. AB ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin ilerleme göstermesi gerektiğini söyleyen Varhelyi, geçen yıl 200 milyar avroluk ticaret hacminin üzerine çıkıldığını ve Türkiye’nin AB’nin beşinci en büyük ticaret ortağı olduğunu sözlerine ekledi. Görüşmede Türkiye’ye daha fazla yatırım yapılması konusunu da ele aldıklarına dikkati çeken Varhelyi, 2,4 milyar avroluk doğrudan yatırımı mobilize etmeyi amaçladıklarını vurguladı. Türkiye ile AB arasındaki üst düzey diyaloglarının tekrar başlayacağını kaydeden Varhelyi, “Daha düzenli bir şekilde bir araya geleceğiz. Her şeyi daha hızlı ilerletebileceğiz” ifadelerini kullandı. Varhelyi, Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşta yaşanan son gelişmeleri de ele aldıklarını sözlerine ekledi. “Gümrük Birliği Anlaşması’nda 26 zorluk belirledik ve 15 tanesini çözmeyi başardık” Ortak basın açıklamasının ardından Türkiye-AB arasındaki Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin önündeki engelin ne olduğu sorusu üzerine Varhelyi, Gümrük Birliği konusunda iki farklı alanda çalıştıklarını söyledi. Varhelyi, “Öncelikle mevcut kuralların uygulanması. Mevcut Gümrük Birliği’nden en iyi şekilde nasıl faydalanabileceğimizi Türk mevkidaşlarımızla analiz ediyoruz, ticaretin önündeki zorlukları ele alıyoruz. Gümrük Birliği’nin işlevselliği açısından engel teşkil eden ticaret sorunlarını ele alıyoruz. Anlaşma içerisinde 26 zorluk belirledik ve 15 tanesini çözmeyi başardık. Üzerinde çalıştığımız ikinci alan ise Gümrük Birliği anlaşmasının revizyonu. Bu anlamda da tüm mevcut seçeneklere bakıyoruz. Bu görüşmeleri de bir sonraki aşamaya taşımaya karar verdik. Hangi alanların revize edileceğine bakacağız. Tabii ki AB Komisyonu, AB Konseyi’nden yetki isteyecek. Umarım bu yıl itibari ile Gümrük Birliği’nin güncellemesinin gözden geçirilmesi konusu ele alınmaya başlayacak” ifadelerine yer verdi. “Tarihsel olarak önceliğimiz hep Avrupa Birliği’nden yana kullandık ve hala da onu tercih ediyoruz” Bakan Fidan, kendisine yöneltilen Türkiye’nin AB için stratejik önemi ve Türkiye’nin üye olduğu AB’nin küresel ve bölgesel düzeyde neler kazanacağı sorusu üzerine şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’nin AB için stratejik önemi nedir sorusuna cevabı ilk önce Avrupalı dostlarımızın vermesi gerekiyor. Ben Ankara’dan baktığım zaman gördüğüm manzara biraz daha tabii farklı. Daha önce de söylemiştim, dünyamız giderek daha çok kutuplu, daha sert rekabetlerin, eğer çatışma değilse yaşandığı bir yere dönüyor. Burada güçlü ittifaklara ihtiyaç var. Hem ekonomik olarak hem güvenlik olarak ittifaklarını tamamlamış yapıların daha önde olduğunu görüyoruz. Bu noktada tabii ki dinamik, ekonomisiyle güçlü, altyapısıyla, siyasal istikrarıyla, ciddi kapasitesi olan güvenlik ve savunma sistemleriyle Türkiye sadece Avrupa Birliği için değil parçası olacağı herhangi bir ittifaka inanılmaz derece güç ve değer katacak bir aktör. Tarihsel olarak önceliğimiz hep Avrupa Birliği’nden yana kullandık ve hala da onu tercih ediyoruz. Bu noktada özellikle ekonomik işbirliğinin, siyasal işbirliğinin Avrupa Birliği kurumlarıyla derinleşmesi, daha ileri adımlar atılması konusunda bir tereddüdümüz yok. AB bazı üye ülkelerinin özellikle kimlik siyaseti takip ediyor olması, kendi iç politikalarında daha ucuz olan anti Türkiye söyleminin, anti İslam söyleminin başka göçmen kartlarıyla da birleştirilip bir bulut içerisinde, bir propaganda faaliyeti olarak toplumlarına sunulması ve bunun üzerinden ucuz oy devşirilerek iktidara gelinmesi kendilerine iktidarı getiriyor ama stratejik düzeyde Avrupa Birliği’ni ciddi bir problemli alana itiyor. Tam da büyük dayanışmalara, büyük ittifaklara ihtiyacı olan bu dönemde Avrupa Birliği’nin sadece Atlantik’in diğer tarafından gelecek olan yardımla ve destekle ayakta durabilen bir yapı halinde olmuş olması tabii ki tarihsel açıdan kendileri için tekrar tekrar düşünüp, ’Biz nerede hata yaptık’ diye soracakları bir soru. Türkiye olarak buradaki dinamik yapımızda dediğimiz gibi siyasi istikrarımızla, güçlü ekonomimizle, dinamik nüfusumuzla ve bölgedeki işbirliğimiz, ağlarımızla her zaman için Avrupa Birliği’yle ilişkilerimizi daha da ilerletmeye tarafız. Onlar kimlik siyasetinden kurtulup bunu stratejik bir çerçeveye ne zaman taşırlar, nasıl taşırlar, o tabii ki onların bir tercihi. Ama biz onlar bu tercihi kullanmıyor diye kendi merkez ülke olma stratejimizden ve tarihsel yolculuğumuzdan vazgeçmeyeceğiz.”